231"Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiler mi onları ya iyilikle yanınızda tutun veya iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu yapan kendisine zulmetmiş olur. Allah'ın âyetlerini hafife almayın. Allah'ın size verdiği nimetlerini ve öğüt vermek için size indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün. Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir" İbn Cerîr ile İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildiriyor: “Önceleri kişi karısını boşadığı zaman ona eziyet etmek ve başkasıyla evlenmesine engel olmak için iddeti bitmeden geri döndürüyor, sonra tekrar boşuyor, bu şekilde devamlı olarak boşayıp döndürüyordu. Bunun üzerine Yüce Allah: “Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiler mi onları ya iyilikle yanınızda tutun veya iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın..." âyetini indirdi." Mâlik, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Sevr b. Zeyd ed-Diylî'den bildiriyor: “Önceleri kişi karısını boşar ve ona ihtiyacı olmadığı ve yanında da tutmak istemediği halde sırf eziyet olsun diye iddeti bitmeden geri döndürürdü. Bunun üzerine Yüce Allah: “...Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu yapan kendisine zulmetmiş olur..." âyetini indirdi ve bu konuda onları uyardı." İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Süddî'den bildiriyor: “Bu âyet Ensâr'dan Sâbit b. Yesâr adında biri hakkında nazil oldu. Bu kişi karısını boşadı, iddetinin bitimine iki veya üç gün kala geri döndürdü. Sonra yine boşayıp aynı şekilde geri döndürdü. Bu şekilde dokuz ay boyunca kadına eziyette bulununca Yüce Allah: “...Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın..."âyetini indirdi." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Mücâhid: “...Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Zarar vermek, kişinin karısını bir talakla boşaması ve iddetinin bitimine bir gün kala geri döndürmesi, bir daha boşayıp yine iddetinin bitimine bir gün kala geri döndürmesidir. Bu şekilde kadına zarar vermiş olur." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): “...Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Kişinin karısını boşaması, ancak ona eziyet etmek için iddetinin bitimine yakın onu döndürdüğüne dair birilerini şahit tutması, sonra tekrar boşaması, yine iddetinin bitimine yakın döndürdüğüne dair şahit tutmasıdır." Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mesrûk âyeti açıklarken şöyle demiştir: “Kişinin karısını boşaması ancak yanında tutmak istemediği halde sırf eziyet etmek ve zarar vermek için iddeti bitmeden geri döndürmesi, sonra tekrar boşaması, yine iddeti bitmeden onu döndürmesidir. İşte kadına zarar veren ve Allah'ın âyetlerini hafife alan kişi budur." Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Atiyye âyeti açıklarken şöyle demiştir: “Kişi karısını boşar, iddetinin bitimine birkaç, gün kala döndürür, sonra tekrar boşar ve yine iddetinin bitimine yakın tekrar döndürür. Böyle yaparak kadının iddeti dokuz hayızlık süreye veya dokuz aya çıkmış olur. İşte Yüce Allah'ın: “...Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın..." âyeti da bunu dile getirmektedir." İbn Mâce, İbn Cerîr ve Beyhakî'nin Ebû Mûs.a'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bazılarına ne oluyor da Allah'ın hükümleriyle oynar gibi karısına: «Seni boşadım! Seni döndürdüm! Senin boşadım! Seni döndürdüm!» deyip durur. Böylesi bir boşama Müslümanların boşama şekillerinden değildir. Kadınlarınızı iddetlerini de gözeterek boşayın. Ebû Bekr b. Ebî Dâvud, el-Mesâhifte bildirdiğine göre Urve bu âyetin: (.....) lafzıyla nazil olduğunu söylemiştir. İbnu'l-Münzir ile İbn Ebî Hâtim, Ubâde b. es-Sâmit'ten bildiriyor: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bazen biri diğerine: “Kızımı seninle evlendirdim" der, sonra: “Seninle şaka yapıyordum" derdi. Yine bir köleye: “Senin azat ettim" der, sonra da: “Şaka ediyordum" derdi. Bunun üzerine Yüce Allah: “...Allah'ın âyetlerini hafife almayın..." âyetini indirdi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: “Üç şey var ki, kişi bunları şaka da olsa, ciddi de olsa yaptığı zaman geçerli olurlar. Bunlar boşama, azat etme ve nikahtır" buyurdu. İbn Ebî Ömer, Müsned'de ve İbn Merdûye, Ebu'd-Derdâ'dan bildiriyor: Önceleri kişi bazen karısını boşar, sonra: “Şaka yapıyordum" derdi. Yine köleyi azat eder, sonra da: “Şaka ediyordum" derdi. Bunun üzerine Yüce Allah: “...Allah'ın âyetlerini hafife almayın..," âyetini indirdi, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: “Boşayan veya azat eden kişi sonradan: «Şaka yapmıştım» dese de bu sözüne itibar edilmez ve boşaması ile azat etmesi gerçekleşmiş sayılır" buyurdu. İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildiriyor: “Biri ciddi olarak düşünmeksizin şaka yollu karısını boşaymca: “...Allah'ın âyetlerini hafife almayın..." âyeti nazil oldu ve Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) adamın bu boşamasını geçerli saydı." İbn Ebî Şeybe, Musannef’te, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Hasan(-ı Basrî)'den bildiriyor: Önceleri kişi bazen karısını boşar, sonra: “Şaka yapıyordum" derdi. Köleyi azat eder, sonra da: “Şaka ediyordum" derdi. Birine kız verir, sonra da: “Şaka yapıyordum" derdi. Bunun üzerine Yüce Allah: “...Allah'ın âyetlerini hafife almayın..." âyetini indirdi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) da: “Kişi şaka veya ciddi olarak boşadığı veya azat ettiği veya kız alıp verdiği zaman bu yaptığı geçerli sayılır" buyurdu. Taberânî, Hasan vasıtasıyla Ebu'd-Derdâ'nın şöyle dediğini bildiriyor: Cahiliye döneminde kişi karısını boşadıktan sonra: “Şaka yapmıştım" derdi. Köle azat ettikten sonra: “Şaka yapmıştım" derdi. Bunun üzerine Yüce Allah: “...Allah'ın âyetlerini hafife almayın..."âyetini indirdi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: “Kişi boşadığı veya bir şeyi haram kıldığı veya kız alıp verdiği zaman sonradan: «Şaka yapmıştım» dese de bunları ciddi olarak yapmış sayılır" buyurdu. Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Mâce, Hâkim ve Beyhakî'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Üç şeyin şakası da ciddisi de ciddi olarak sayılır. Bunlar nikah, boşama ve boşanan kadını (nihâhına) döndürmedir" buyurmuştur. Buhârî, Târih'de ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattâb: “Dört konuda söylenen sözde dönüş olmaz. Bunlar adak, talak, azat etme ve nikahtır" demiştir. Mâlik, Abdurrezzâk, Musannef te ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb: “Üç konuda şaka olmaz. Bunlar nikah, talak ve azat etmedir" demiştir. Abdurrezzâk'ın bildirdiğine göre Ebu'd-Derdâ: “Üç şeyi şaka yollu yapan kişi ciddi olarak yapmış demektir. Bunlar nikah, talak ve azat etmedir" demiştir. Abdurrezzâk'ın bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib: “Üç konuda şaka olmaz. Bunlar nikah ile talak, azat etme ve sadakadır" demiştir. Abdurrezzâk, Abdulkerim b. Ebî Ümeyye vasıtasıyla Ca'de b. Hübeyre'den bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattâb: “Üç şeyin şakası da ciddisi de bir (ciddi)dir. Bunlar talak, sadaka ve azat etmedir" demiştir. Abdulkerîm der ki: “Talk b. Habîb bunu rivayet ederken kurban ile adağı da zikretmiştir." Abdurrezzâk'ın Ebû Zer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Şaka ile boşayanın boşaması geçerli sayılır. Şaka ile azat edenin azat etmesi geçerli sayılır. Şaka ile evlendirenin bu evlendirmesi geçerli sayılır" buyurmuştur. Mâlik, Şâfiî, Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre adamın biri İbn Abbâs'a geldi ve: “Karımı bin (başka bir lafızda yüz) defa boşadım" dedi. İbn Abbâs da: “Üç tanesi karını sana haram kılar geri kalanı da sana günah olarak yazılır. Allah'ın âyetlerini hafife mi alıyorsun?" karşılığını verdi. Abdurrezzâk ile Beyhakî'nin bildirdiğine göre adamın biri İbn Mes'ûd'a: “Karımı yüz talakla boşadım" deyince, İbn Mes'ûd: “Üç talakla senden boş oldu, kalan talaklarsa günahındır" dedi. Başka bir lafızda: “...Kalan talaklar ise haddi aşmadır" şeklînde geçer. Abdurrezzâk, Dâvud b. Ubâde b. es-Sâmit'ten bildiriyor: Dedem, hanımlarından birini bin talakla boşadı. Babam da Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gibip durumu anlattı. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): “Baban Allah'tan korkmadı mı? Bu talaklardan üç tanesi kendisinin, kalan dokuzyüz doksan yedi talak da haddi aşma ve zulümdür. Yüce Allah dilerse bundan dolayı onu cezalandırır, dilerse de affeder" buyurdu. Abdurrezzâk, Mücâhid'den bildiriyor: İbn Abbâs'a, karısını gökteki yıldızlar sayısınca boşayan kişinin durumu sorulunca: “Cevzâ yıldızının başı (karısının boş olması için) yeterli olur" karşılığını verdi. |
﴾ 231 ﴿