249"Tâlût, ordu ile hareket edince, «şüphesiz Allah, sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim onu tatmazsa işte o bendendir. Ancak eliyle bîr avuç alan başka» dedi. İçlerinden pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler. Tâlût ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçince, (geride kalanlar) «Bugün bizim Câlût'a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok» dediler. Allah'a kavuşacaklarını kesin olarak bilenler (ırmağı geçenler) ise şu cevabı verdiler: «Allah'ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah, sabredenlerle beraberdir.»" İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Süddî'den bildiriyor: Onlar seksen bin kişi olarak Tâlût'la birlikte çıktılar. Câlut ise o zaman insanlar arasında en güçlü idi. Tâlût ordunun önünde yürümeye başladı. Tâlût önüne gelenleri kaçırmadıkça arkadaşları yanına toplanmazdı. Gittikleri zaman Tâlût: “Allah sizi bir ırmakla deneyecektir, ondan içen benden değildir, onu tatmayan eliyle sadece bir avuç avuçlayan müstesna şüphesiz bendendir" dedi. Câlut'un heybetinden dolayı çoğunluk o sudan içti. Dört bin kişi içmedi. Ancak geriye kalan yetmişaltı bin kişi içti ve geri döndü, içenler tekrar susadı, bir avuç içenler ise susamadılar. Kendisi ve kendisiyle olan inananlar ırmağı geçince Câlut'a bakıp geri döndüler ve: “Bugün Calut ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yok" dediler. Onlardan da üçbin altıyüz seksen küsür kişi geri döndü. Bedir savaşçıları kadar olan üçyüz on küsür kişi de kendisiyle beraber kaldı. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Doğrusu Allah sizi bir ırmakla deneyecektir..." âyetini açıklarken şöyle dedi: “Bu deneme susuzlukladır. Ürdün'de olan ırmağa geldikleri zaman çoğu eğilip ağızlayarak ondan içtiler. Bu şekilde içenlerin susuzluğu daha da arttı. Avuçlayarak içenlerin susuzluğu ise giderildi." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Talut orduyla birlikte ayrıldıktan sonra..." âyeti hakkında şöyle dedi: Tâlût, Câlût'la savaşmaya gittiği zaman İsrâil oğullarına: “...Doğrusu Allah sizi bir ırmakla deneyecektir..." dedi. Bu ırmak Filistin ve Ürdün arasında suyu tatlı olan bir ırmaktır. Herkes o sudan içinden geldiği kadar içti. Ancak ona itaat edip avuçlayarak içenlerin susuzluğu giderildi. Ona asi olup çok içenlerin ise susuzluğu daha da arttı. Kendisi ve kendisiyle olan inananlar ırmağı geçince, çokça su içenler: “Bugün Calut ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yok" dediler. "...Kendilerinin Allah'a kavuşacağını bilenler..." de suyu avuçlayarak içenlerdir. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Doğrusu Allah sizi bir ırmakla deneyecektir...'" âyetini açıklarken bu ırmağın Filistin'de bir ırmak olduğunu söyledi. Abdurrezzâk, Katâde'den bildiriyor: “Kafirler o sudan içiyor, ama susuzlukları gitmiyordu. Müslümanlar ise avuçlayarak içtikleri için susuzlukları gidiyordu." İbn Ebî Hâtim, Hasan(-ı Basrî)'den bildiriyor: “Müslümanlar avuçladıklarıyla hem kendileri içti, hem de bineklerini içirdiler." Saîd b. Mansûr'un bildirdiğine göre Osman b. Affân söz konusu âyeti: (.....) şeklinde (Ğayn) harfini ötre ile okudu. Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “...Onlardan pek azı hariç, sudan içtiler..." âyetini açıklarken: “Bu azınlık, Bedir savaşçıları sayısı kadar üçyüz on küsür kadardı" dedi. İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, Buhârî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Delâil'de Beyhakî, Berâ'dan bildiriyor: “Biz Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbı, Bedir savaşçılarının sayısının, Tâlût'la ırmağı geçenlerin sayısı kadar olduğunu konuşurduk. Onunla beraber ancak mümin olan üçyüz on küsür kadar kişi ırmağı geçmişti." İbn Cerîr, Katâde'den bildiriyor: Bize, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir savaşında ashâbına: “Sizin sayınız Tâlût'la beraber ırmağı geçenlerin sayısı kadardır" buyurduğu bildirildi. Bedir gününde Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbının sayısı üçyüz on küsür kadardı. İbn Ebî Şeybe, Ebû Mûsa'dan bildiriyor: “Tâlût'un Câlut'la savaştığı gün, asker sayısı üç yüzon küsür kişiydi." İbn Ebî Şeybe, Ebû Ubeyd'den bildiriyor: “Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) i)e beraber Bedir savaşında bulunanların sayısı, Tâlût'la beraber ırmağı geçenlerin sayısı gibi üçyüz on üç kişiydi." İshâk b. Bişr, Mübteda'da ve İbn Asâkir, Cuveybir vasıtasıyla Dahhâk ve İbn Abbâs'tan bildiriyor: Tâlût'la beraber olanların sayısı üçyüz üçbin üçyüz onüç (303313) kişiydi. Üçyüz onüç kişi dışında herkes eğilip ağızlayarak ırmaktan içti. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir savaşındaki ashâbının sayısı da üçyüz onüç kişiydi. Tâlût üçyüz onüç kişi dışındaki herkesi geri çevirdi. Şemvîl (aleyhisselam) Tâlût'a bir zırh vererek: “Bu kimin bedenine uyarsa, o kişi Allah'ın izniyle Câlut'u öldürecek" dedi. Bunun üzerine Tâlût'un münâdisi şöyle seslendi: “Câlut'u öldüren kişiyi kızımla evlendirip ona malımın yarısını vereceğim." Yüce Allah da bunun Hasrûne b. Fâride b. Yahûde b. Ya'kûb'un oğlu Dâvud'un eliyle olmasını takdir etti. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: “...Kendilerinin Allah'a kavuşacağını bilenler ise..." âyeti hakkında: “Kendilerinin Allah'a kavuşacağına inanan kişilerdir" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “...Kendilerinin Allah'a kavuşacağını bilenler ise..." âyeti hakkında: “Nefislerini Yüce Allah'a satıp ölüme hazırlayan kişilerdir" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde bu âyet hakkında: “Savaşta müminlerin, bazılarının diğerlerinden daha gayretli ve azimli olduklarını görürsün. Onların hepsi mümindir" dedi. |
﴾ 249 ﴿