261

"Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfü geniş olandır, hakkıyla bilendir."

Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfü geniş olandır, hakkıyla bilendir" âyetini açıklarken:

“Her bir iyiliğin yedi yüz katıyla karşılık görmesinin açıklaması da budur" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî bu âyet hakkında:

“Bu, Allah yolunda infakta bulunan kişiler hakkındadır. Bunların infak ettikleri yediyüz katıyla karşılık görür" dedi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Zeyd:

“...Allah, lütfü geniş olandır, hakkıyla bilendir" âyetini açıklarken:

“Tükenmez olan lutfundan dilediği kadar veren ve kime vereceğini bilendir" dedi.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Rabî' bu âyet hakkında şöyle dedi:

Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) hicret üzere biat edip de Medine'de yanında kalanlar ve izni olmadan bir yere ayrılmayan kişilerin her iyiliğine karşılık yedi yüz katı sevap vardır. İslam üzere biat edenin de her iyiliğine karşılık on katı sevap vardır."

İbn Mâce ve İbn Ebî Hâtim'in İmrân b. Husayn, Ali, Ebu'd-Derdâ, Ebû Hureyre, Ebû Umâme, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Amr ve Câbir'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allah yolunda infakta bulunan kişi, evinde oturuyor olsa bile her dirhemine karşılık yedi yüz dirhem karşılık (sevap) vardır. Her kim de Allah yolunda bizzat kendisi savaşır ve (bu yolda) infakta bulunursa, kıyamet gününde her dirhemine karşılık yedi yüz bin dirhem karşılık (sevap) vardır" buyurdu ve:

“...Allah, dilediğine kat kat verir..."âyetini okudu.

Buhârî, Târih'te, Enes'ten bildiriyor: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allah yolunda yapılan infak, yedi yüz kat olarak geri ödenir" buyurdu.

Ahmed, Müslim, Nesâî, Hâkim ve Beyhakî, Ebû Mes'ûd'dan bildiriyor: Adamın biri yularlı devesini Allah yolunda tasadduk etti. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Kıyamet gününde buna karşılık sana yularlı yedi yüz deve vardır" buyurdu.

Ahmed, Tirmizî, Nesâî, İbn Hibbân, Hâkim ve Şuab'da Beyhakî'nin Hureym b. Fâtik'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Kim Allah yolunda infakta bulunursa ona karşılık kendisine yedi yüz katı (sevap) yazılır. "

Beyhakî'nin, Şuabu'l-İmân'da İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Allah katında yedi çeşit amel vardır. Bunların ikisinin karşılığı vacip olan, ikisi mislince ödenen, biri on misliyle ödenen, biri de yedi yüz misliyle ödenendir. Biri de sahibinin sevabını Allah'tan başka kimsenin bilmediği ameldir. Karşılığı vacip olan iki amel, halis bir şekilde ibadet eden ve Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kişiye Cennetin, Allah'a şirk koşup da ölen kişiye de Cehennemin vacip olmasıdır. Kötülük eden kişiye mislince ceza, iyilik etmeye karar verene de mislince sevap vardır. Bir iyilik edene on misli sevap vardır. Allah yolunda infakta bulunanın her dirhemine karşılık yedi yüz dirhemlik, her dinarına karşılık da yedi yüz dinarlık (sevap) vardır. Oruç Allah'ındır, onun sevabını da Allah'tan başka hiç kimse bilmez."

Taberânî, Muâz b. Cebel'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allah'ın zikriyle Allah yolunda cihad edene ne mutlu! Onun her kelimesinde yedi yüz bin sevabı vardır. Allah'ın arttıracağından başka her sevabı da on misli yazılır" buyurdu. Oradakiler:

“Ey Allah'ın Resûlü! Allah yolunda infak da aynı mı?" deyince:

“İnfak da aynı şekildedir" buyurdu.

Ravi Abdurrahman der ki: Muâz'a:

“Bir infak yedi yüz katıyla karşılık görür" dediğimde:

“Aklın azalmış, zira o, savaşa gitmeden infakta bulunup da evinde oturan kişi için geçerlidir. Eğer hem savaşır hem de infakta bulunursa, Yüce Allah rahmet hazinelerinde kulların bilmediği ve kulların görmediği şeyler saklamıştır. İşte onlar Allah'ın hizbindendir. Allah'ın hizbi galip gelenlerdir" karşılığını verdi.

Hâkim'in bildirdiğine göre Adiy b. Hâtim, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Hangi sadaka daha üstündür?" diye sorunca, Allah Resûlü:

“Kulun, Allah yolunda hizmette bulunması veya Allah yolunda savaşanlara bağışlanan çadır gölgesi veya Allah yolunda bir hayvanı damızlık olarak vermesidir" buyurdu.

Tirmizî'nin Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“En üstün sadaka, Allah yolunda savaşanlara bağışlanan çadır gölgesi veya onlara hizmet edecek bir hizmetçi veya Allah yolunda bir hayvanın damızlık olarak verilmesidir. "

Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce'nin Zey b. Hâlid el- Cuhenî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Kim Allah yolunda bir savaşçıyı donatırsa savaşmış gibi olur. Kim de bir savaşçının geride kalan ailesini gözetirse yine savaşmış gibi olur. "

İbn Mâce ve Beyhakî'nin Ömer b. el-Hattâb'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Kim Allah yolunda savaşan birini tam bir şekilde (atından azığına kadar) donatırsa, o ölene veya dönene kadar aynı onun sevabı kadar sevap alır. "

Taberânî'nin, M. el-Evsat'ta Zeyd b. Sâbit'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Kim Allah yolunda bir savaşçıyı donatırsa savaşçının sevabı kadar sevap alır. Kim de bir savaşçının geride kalan ailesini gözetir, onların nafakasını karşılarsa yine savaşçının sevabı kadar sevap alır."

Müslim ve Ebû Dâvud, Ebû Saîd el-Hudrî'den bildiriyor: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Lihyan oğullarına:

“Her iki kişiden bir kişi çıksın" diye bir haber gönderdi. Sonra oturanlara:

“Kim savaşçının ailesine iyi vekil olursa savaşçının sevabı kadar sevap alır" buyurdu.

Ahmed, Hâkim ve Beyhakî'nin Sehl b. Huneyf'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Kim Allah yolunda cihad eden kişiye veya başkasının borcunu yüklenip de zor durumda kalan kişiye veya mükâteb köleye yardım ederse, Yüce Allah gölgelerin olmadığı günde (kıyamet gününde) onu gölgesi altına alır."

İbn Hibbân, Hâkim ve Beyhakî'nin Ömer b. el-Hattâb'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Kim bir savaşçının başını ğölgelendirirse, kıyamet gününde Yüce Allah onu gölgelendirir. Kim Allah yolunda bir savaşçıyı donatırsa savaşçının sevabı kadar sevap alır. Kim de Allah için Allah'ın ismi zikredilsin diye bir mescid inşa ederse, Allah da Cennette ona bir ev inşa eder. "

Ahmed, Nesâî, Hâkim ve Beyhakî, Sa'sa'a b. Muâviye'den bildiriyor: Ebû Zer'e:

“Bana hadis söyle" dediğimde şu karşılığı verdi: Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Müslüman kullardan her kim Allah yolunda yanındaki maldan ikişer tane infakta bulunursa, mutlaka Cennetin bekçileri onu karşılar. Her biri de onu kendi kapısına davet eder" buyurdu. Ona:

“Bu nasıl olacak?" dediğimde:

“Eğer binekse iki binek, deveyse iki deve, sığırsa iki sığır vermendir" karşılığını verdi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu... bir tohum gibidir..." âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Hac etmek için harcanan parayla cihad etmek için harcanan para aynı olup (Allah katında) karşılığı (sevabı) bire yediyüzdür. Çünkü ikisi de Allah yolunda yapılan bir harcamadır"

Ahmed, Taberânî, M. el-Evsat'ta ve Beyhakî'nin, Sünen'de Bureyde'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Hac etmek için harcanan para, Allah yolunda harcanan para gibi olup (Allah katında) karşılığı (sevabı) bire yediyüzdür."

Taberânî'nin, M. el-Evsat'ta bildirdiğine göre Enes, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu söyledi:

“Hac etmek için harcanan para, Allah yolunda harcanan para gibi olup (Allah katında) bir dirhemin karşılığı (sevabı) yedi yüzdür. "

Ebû Dâvud ve Hâkim'in Muâz b. Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Namazın, orucun ve zikirin sevabı, Allah yolunda yapılan harcamanın sevabından yediyüz kat daha fazladır."

261 ﴿