264

"Ey îman edenler! Allah'a ve âhiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez."

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk bu âyet hakkında şöyle dedi:

“Bir infakta bulunup verdiği bu infakla başa kakanın ecri yok olur. Yüce Allah bunu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayaya benzetmektedir. Yüce Allah sadaka verip de sonra başa kakanın ecrini, yağmurun kayanın üstündeki toprağı silip götürmesi gibi silip götürmektedir."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî bu âyet hakkında şöyle dedi: Yüce Allah müminlere:

“...Sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın...'" buyurmaktadır. Riyada bu şekilde sadakayı boşa çıkarır. İnsanlara gösteriş olsun diye sadaka verenin sadakası riya ile beraber, yağmurla kayanın üzerindeki toprağın gitmesi gibi gider.

Ahmed, Zühd'de , Abdullah b. Ebî Zekeriya'dan bildiriyor:

“Bana bildirilene göre kişi bir şeyde riya ile amel ederse daha önceki amellerini de boşa çıkarır."

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin, Şuab'da, Ebû Saîd el- Hudrî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

"Verdiğiyle başa kakan, anne babaya asi olan, devamlı içki içen, sihirbaz ve kâhine inanan kişiler Cennete girmeyecektir. "

Bezzâr ve Hâkim'in, İbn Ömer'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Yüce Allah kıyamet gününde üç kişiye (rahmet bakışıyla) bakmayacaktır. Bunlar anne babaya asi olan, devamlı içki içen ve verdiğiyle başa kokanlardır. Üç kişi de Cennete girmeyecektir. Bunlar da anne babaya asi olan, deyyus ve erkeğe benzemeye çalışan kadınlardır. "

İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'tan bildiriyor:

“Mennân, Cennete girmeyecektir. Bu söz Allah'ın Kitâbı'nda (.....) âyetini okuyana kadar ağrıma giderdi."

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Amr b. Hureys:

“Kişi bazen savaşa gider, çalmaz, zinaya bulaşmaz ve ganimete hainlik etme,z ama yine de sevap kazanmadan geri dönebilir" dedi. Kendisine:

“Bunun nedeni nedir?" diye sorulunca, şöyle cevap verdi:

“Kişi savaşa gittiğinde, Allah'ın kendisine takdir etmiş olduğu bir belaya maruz kalırsa komutanına söverek savaştığı ana lanet eder ve:

“Bir daha bununla asla savaşa gelmeyeceğim" der. Bu kendisinin lehine değil aleyhinedir. Bu da Allah yolunda verilen sadakayı başa kakarak eziyet edip boşa çıkarmaya benzer ki Yüce Allah bunu:

“Ey iman edenler! Allah'a ve âhiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez" âyetiyle örneklendirmiştir."

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) ifadesini açıklarken:

“Bu taştır" dedi. (.....) ifadesi için de:

"Üzerinde bir şey bırakmadı, mânâsındadır" dedi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyeti hakkında:

“Bu, kaya gibidir, mânâsındadır" dedi. (.....) âyeti hakkında ise:

“Onun üzerini temizleyip bir şey bırakmadı, mânâsındadır. Münâfığın da kıyamet gününde iyi amelinden geriye bir şey kalmayacaktır" dedi.

Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime:

“Vâbil ifadesi yağmur anlamındadır" dedi.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde:

“Vâbil" kelimesini açıklarken şöyle dedi:

“Vâbil, kuvvetli yağmur mânâsındadır. Kafirlerin kıyamet gününde işledikleri amellere yönelik Yüce Allah'ın verdiği bir örnektir. Başka bir âyette:

“Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler.." buyurmuştur. Yağmurun, taşın üzerini temizlemesi gibi kıyamet gününde kafirlerin amelleri de heba olup gidecektir."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken:

“Onu kupkuru, çok sert ve üzerinde bir şey bitmeyecek şekilde bıraktı, mânâsındadır" dedi.

Tastî, Mesâil'de İbn Abbâs'tan bildiriyor: Nâfi b. el-Ezrak ona:

“Safvân" kelimesinin mânâsını sorunca, İbn Abbâs:

“Sert ve kaygan taş mânâsındadır" karşılığını verdi. Nâfi:

“Araplar böylesi bir ifadeyi bilir mi?" deyince de, İbn Abbâs şu karşılığı verdi:

“Evet, bilirler. Evs b. Hacer'in:

"Sırtı sanki üzerine yağ dökülmüş gibidir

Ona basan kayar, kaygan kaya gibidir" dediğini işitmedin mi?" Nâfi':

“Salden" kelimesini açıklar mısın?" deyince, İbn Abbâs:

“O da pürüzsüz ve kaygan taş mânâsındadır" karşılığını verdi. Nâfi':

“Araplar böylesi bir ifadeyi bilir mi?" deyince de, İbn Abbâs şu karşılığı verdi:

“Evet, bilirler. Ebû Tâlib'in:

"Ben efendi biriyim ve Hâşimîlerin efendilerinin oğluyum

Doğrudur, atalarım cömertlikte sağlam kaya gibidir" dediğini işitmedin mi?

264 ﴿