266"Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin? Allah, düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor." Zühd'de İbnu'l-Mübârek, Abd b. Humeyd, Buhârî, İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Bir gün Hazret-i Ömer, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbına: “Herhangi biriniz ister mi ki..." âyeti sizce ne konuda nâzil oldu?" diye sordu. Ashâb: “Allah daha iyi bilir" karşılığını verince, Ömer hiddetlenip: “Biliyor veya bilmiyoruz, deyin" dedi. İbn Abbâs: “Ey müminlerin emiri! Benim bu konuda bir görüşüm vardır" deyince, Ömer: “Söyle kardeşimin oğlu, görüşünü değersiz görme" karşılığını verdi. Bunun üzerine İbn Abbâs: “Bu, amele misal olarak verildi" dedi. Ömer: “Hangi amele?" diye sorunca, İbn Abbâs: “Bir amele" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ömer: “Bu âyet, zengin olup da iyi ameller işleyen, sonra da Yüce Allah ona bir şeytan gönderince bütün amellerini boşa çıkarıncaya kadar günah işleyen kişi hakkında inmiştir" dedi. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Ömer b. el- Hattâb: “Bu gece beni uyutmayan bir âyet okudum" dedi. Sonra: “Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun..." âyetini sonuna kadar okuyup: “Bunda ne kastedilmektedir?" dedi. Ashâbdan bazıları: “Allah daha iyi bilir" karşılığını verdiler. Ömer: “Ben de Allah'ın daha iyi bildiğini biliyorum. Ancak içinizden bu konuda bilgisi olan ve bu konuda bir şey işiten biri varsa bize haber versin diye sordum" dedi. Herkes susmuştu. Benim kısık sesle bir şeyler söylediğimi görünce: “Söyle kardeşim oğlu, kendini değersiz görme" dedi. Bunun üzerine: “Bununla amel kastedildi" dedim. Ömer: “Hangi amel kastedildi?" deyince, bu konuda aklıma ne geldiyse söyledim. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: “Doğru söyledin ey kardeşim oğlu! Bununla amel kastedilmiştir. Âdemoğlu yaşlanıp çocukları çoğaldığı zaman, bahçesine en fazla ihtiyaç duyacağı zamandır. Yine Âdemoğlunun ameline en fazla ihtiyaç duyacağı zaman, kıyamet günüdür. Doğru söyledin kardeşim oğlu." İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Yüce Allah güzel bir örnek vermiştir ve O'nun bütün örnekleri güzeldir" dedi. Sonra: “Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu... hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun..." âyetini okudu ve şöyle devam etti: “Kişi genç iken bahçeyi ekip yetiştiriyor ve sonra yaşlanıyor. Ömrünün sonunda çocukları ve zürriyeti muhtaç durumda iken ateşli bir kasırga gelip bahçesini yakıyor. Bu kişinin bir daha bahçeyi ekip yetiştirme gücü de artık kalmamıştır. Çocuklarından malı olan biri de yoktur, işte kâfir kıyamet gününde bu konumdadır. Bu kişi Yüce Allah'ın huzuruna geldiği zaman nasıl bahçeyi bir daha işleme gücü olmadıysa oradada hayır işleme imkânı olmayacaktır. Malı olan evladı olmadığı gibi kendisine gideceği hayırlı bir ameli de olmayacaktır. En muhtaç anında ve zürriyeti daha zayıf iken bahçesinden mahrum edildiği gibi en muhtaç anında amelinden de mahrum edilecektir." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî bu âyet hakkında şöyle dedi: “Bu örnek, sadakayı gösteriş olarak verenler içindir. Çünkü o, insanlara gösteriş olsun diye sadaka veriyor ve malı kendisinden gidiyor. Bu sebeple de Yüce Allah ona bir ecir vermemektedir. Kıyamet gününde sadakasına ihtiyaç duyduğu anda, onu gösterişin yakıp yok ettiğini görecektir. Tıpkı bahçesine emek eden ve yaşlandığında zürriyeti zayıf durumda iken, sam yelinin bahçesini yakıp yok ettiği yaşlı adamın bahçede bir şey bulamaması gibi. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid bu âyet hakkında şöyle dedi: “Bu örnek, ölene kadar Allah'a itaatte eksiklik eden kişi hakkındadır. Bu kişi, bahçesi yanan, yaşlılıktan dolayı onu bir daha ekemeyen ve çocukları da daha küçük olduğundan kendisine yardımcı olamayan adama benzer. Allah'a karşı itaatte kusur eden kişi, ölümünden sonra her şey için pişmanlık duyacaktır." İbn Cerîr, İbn Ebî Muleyke'den bildiriyor: Ömer bu âyeti okuyup: “Bu örnek, salih ameller işleyen kişi için verilmiştir. Bu kişi ömrünün sonunda iken ve o salih amellerine en çok ihtiyacı olduğu zaman kötü ameller işler" dedi. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyet hakkında şöyle dedi: “Bu âyet amel için örnek verilmiştir. Kişi amellere salih amelle başlar ki bu kişi bahçe gibidir. Sonra ömrünün sonunda kötü ameller işler ve bu kötü amellere ölene kadar devam eder. Bahçeyi yakan ateşli (yıldırımlı) kasırga da kötü ameller üzere ölmesine örnek verilmiştir." Abd b. Humeyd, Atâ (b. Ebî Rebâh)'dan bildiriyor: Hazret-i Ömer: “Allah'ın Kitâbı'nda bir âyet buldum ki onu bana açıklayacak kimseyi bulamıyorum" dedi. Sonra: “Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin? Allah, düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor" âyetini okudu. Bitirince İbn Abbâs: “Ey müminlerin emiri! Benim bu konuda bir görüşüm vardır" dedi. Ömer: “Niye kendini değersiz görüyorsun?" deyince, İbn Abbâs: “Yüce Allah bunu örnek oalrak verdi" deyip şöyle devam etti: “Herhangi biriniz ister mi ki, ömür boyu hayır ve saâdet ehlinin amelini işlesin, yaşlanıp eceli yaklaştığında, kemikleri inceldiğinde ve amellerini hayırlı bir amelle bitirmeye tam ihtiyacı varken, sapkınların amelini işlesin ve daha önceki amellerini de yaksın?" Bu, Ömer'in kalbine işledi ve hoşuna gitti. Taberânî, M. el-Evsat'ta ve Hâkim, Hazret-i Âişe'den bildiriyor: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Allahım! Benim en geniş rızkımı yaşlanacağım ve ömrümün biteceği zaman kıl" diye dua ederdi. Firyâbî, Abd b. Humeyd, Ebû Ya'lâ, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim'in değişik kanallarla bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken: “Şiddetli sıcağı olan sam yelidir" dedi. Tastî, Mesâil'de , İbn Abbâs'tan bildiriyor: Nâfi b. el-Ezrak ona: (.....) kelimesini sorunca: “Şiddetli bir rüzgârdır" dedi. Nâfi': “Araplar böylesi bir kelimeyi bilir mi?" deyince, İbn Abbâs şu karşılığı verdi: “Evet, bilir. Şâirin: "O intiham isteyen zayıf biridir O çok hafiftir ve rüzgâr gibidir " dediğini işitmedin mi?" Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: “...Allah, düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor" âyetini açıklarken şöyle dedi: “Bu, Yüce Allah'ın vermiş olduğu bir örnektir. Allah'ın vermiş olduğu örnekleri anlayınız. Çünkü Yüce Allah: “İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir" buyurmaktadır." |
﴾ 266 ﴿