39

"Mihrâb'da namaz kılarken melekler ona seslendiler: «Allah sana, Allah'ın emriyle (vücud bulan İsa'yı) tasdik eden, efendi, iffetli, iyilerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler.»"

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî:

“...Melekler ona seslendiler..." âyetini açıklarken:

“Burada Cibrîl kastedilmektedir" dedi.'

İbn Cerîr, Abdurrahman b. Ebî Hammâd'dan bildiriyor: İbn Mes'ûd'un kıraatında bu âyet (.....) şeklindedir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Merdûye, İbn Mes'ûd'dan bildiriyor:

“Melekleri müzekker olarak adlandırın" dedi ve:

“Doğrusu âhirete inanmayanlar, meleklere "dişi" adını takarlar" âyetini okudu. Yine o, Âl-i İmrân sûresinin otuz dokuzuncu âyetini (.....) şeklinde okurdu.

Hatîb'in Tarih'te, İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyeti  (.....) şeklinde (te) harfiyle okudu.

İbnu'l-Münzir, İbrâhim'den bildiriyor: Abdullah (b. Mes'ûd) Kur'ân okurken melekleri müzekker olarak telaffuz ederdi.

Abd b. Humeyd, Âsim b. Ebî Necûd'un bu âyeti (.....) şeklinde (te) harfiyle, (.....) şeklinde (elif) harfini nasbederek, (.....) kelimesini de musakkel olarak okuduğunu bildirir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Sâbit'ten bildiriyor: Namaz yeryüzünde Allah'a hizmettir. Eğer namazdan daha faziletli bir şey olsaydı Yüce Allah:

“Mabedde namaz kılarken melekler ona seslendiler..." buyurmazdı.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Süddî (.....) kelimesini açıklarken:

“Namazgâh mânâsındadır" dedi.

Taberânî ve Beyhakî'nin, Sünen'de, İbn Amr'dan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Mescitlerde namaz için kendinize has yerler edinmekten sakının " buyurmuştur. Burada mihrablar kastedilmektedir.

İbn Ebî Şeybe'nin Musannef’te, Mûsa el-Cuhenî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Ümmetim, Hıristiyanların kiliselerinde kendilerine has mihrablar edindiği gibi mescidlerinde bir yer edinmedikleri müddetçe hayırdadırlar demektir."

İbn Ebî Şeybe, İbn Mes'ûd'un:

“Mescitlerde namaz için kendinize has yerler edinmekten sakının" dediğini bildirir.

İbn Ebî Şeybe, Sâlim b. el-Ca'dî'den bildiriyor: Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbı:

“Kıyametin alametlerinden biri mescidlerde mihrablar edinmektir" demişlerdir. Yani özel bölmeler edinmek mânâsındadır.

İbn Ebî Şeybe, Ebû Zer'in:

“Kıyametin alametlerinden biri mescidlerde mihrablar edinmektir" dediğini bildirir.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Hazret-i Ali mescidde (insanlardan ayrı olarak) özel bölmede namaz kılmayı sevmezdi.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Hazret-i İbrâhim mescidde (insanlardan ayrı olarak) özel bölmede namaz kılmayı sevmezdi.

İbn Ebî Şeybe, Sâlim b. el-Ca'd'ın:

“Mescitlerde namaz için kendinize özel yerler edinmekten sakının" dediğini bildirir.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Ka'b, mescidlerde kendine has yerler edinmeyi sevmezdi.

İbn Cerîr, Muâz el-Kûfî'den bildiriyor: Bu âyet (.....) şeklinde şeddeli olarak okunduğunda müjde, (.....) şeklinde okunduğunda ise sevinmek anlamındadır.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, Katâde'den bildiriyor: Melekler, Zekeriyyâ (aleyhisselam) ile yüzyüze gelerek onu Yahya ile müjdelediler.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde:

“...Allah sana ... Yahya'yı müjdeler..." âyetini açıklarken:

“Yahya'ya (aleyhisselam) bu adın verilmesinin sebebi Yüce Allah'ın onu imanla ihya etmesinden dolayıdır" dedi.

İbn Adiy, Dârakutnî, el-Efrâd'da, Beyhakî ve İbn Asâkir merfû olarak İbn Mes'ûd'dan bildiriyor: Yüce Allah Firavun'u annesinin karnında kafir olarak yarattı. Yahya'yı da (aleyhisselam) annesinin karnında mümin olarak yarattı.

Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken:

“Burada İsa b. Meryem kastedilmektedir" dedi. (.....) lafzı ise:

“Yüce Allah'ın ol demesiyle oluvermek mânâsındadır" dedi.

Ahmed, Zühd'de  ve İbn Cerîr, Mücâhid'den bildiriyor: Zekeriyyâ'nın (aleyhisselam) hanımı, Meryem'e (aleyhisselam):

“Karnımdaki bebeğin senin karnındaki bebek için hareketlendiğini hissediyorum" dedi. Zekeriyyâ'nın (aleyhisselam) hanımı Yahya'yı (aleyhisselam); Meryemde (aleyheselam) İsa'yı (aleyhisselam) doğurdu. Yüce Allah'ın:

“...Allah'ın emriyle tasdik eden..." âyeti da bu mânâdadır. Yahya (aleyhisselam) ; İsa'yı (aleyhisselam) tasdik edendir.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk:

“...Allah'ın emriyle tasdik eden..." âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Yahya (aleyhisselam), İsa'ya (aleyhisselam) ilk inanan kişi olup onun Allah'ın kelimesi olduğuna şahitlik etmiştir. Yahya (aleyhisselam), İsa'nın (aleyhisselam) teyzesi oğluydu ve İsa'dan (aleyhisselam) daha büyüktü.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde:

“...Allah'ın emriyle tasdik eden..."âyetini açıklarken:

“Yahya (aleyhisselam), İsa'nın (aleyhisselam), sünnetini ve minhâcını (yolunu) tasdik eden biri idi" dedi.

İbn Cerîr'in, İbn Cüreyc vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Allah'ın emriyle tasdik eden..." âyetini açıklarken şöyle dedi: Yahya (aleyhisselam) ve İsa (aleyhisselam) teyze çocuklarıydı. Yahya'nın (aleyhisselam) annesi, Meryem'e (aleyhisselam):

“Karnımdaki bebeğin senin karnındaki bebeğe secde ettiğini görüyorum" diyordu. Onun İsa'ya (aleyhisselam) tasdiki annesinin karnında ona secde etmesiydi. O İsa'ya (aleyhisselam) inanan ilk kişiydi. İsa (aleyhisselam) onunla konuştu ve Yahya (aleyhisselam) İsa'dan (aleyhisselam) daha büyüktü.

İbn Cerîr, Süddî'den bildiriyor: Yahya'nın (aleyhisselam) annesi ve İsa'nın (aleyhisselam) annesi ile karşılaştı. Biri Yahya'ya (aleyhisselam) diğeri de İsa'ya (aleyhisselam) hamileydi.

Zekeriyyâ'nın (aleyhisselam) hanımı, Meryem'e (aleyhisselam) :

“Karnımdaki bebeğin senin karnındaki bebeğine secde ettiğini görüyorum" dedi. Yüce Allah'ın:

“...Allah'ın emriyle tasdik eden...'" âyeti da bu mânâdadır.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs (.....) kelimesi için:

“Ağır başlı ve takva sahibi mânâsındadır" dedi.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“Seyyid" kelimesi, Allah katında üstün olan mânâsındadır" dedi.

İbn Ebi'd-Dünyâ, Zemmu'l- Ğadab'da ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İkrime:

“Seyyid" kelimesi, öfkeye yenilmeyen kişi mânâsındadır" dedi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb:

“Seyyid" kelimesi, fakih olan âlim mânâsındadır" dedi.

Ahmed, Zühd'de ve Harâitî, Mekârimu'l-Ahlâk'ta, Dahhâk'tan bildiriyor:

“Seyyid" kelimesi, güzel ahlâklı, hasûr ise kadınlara karşı nefsini şehvetlerden koruyan iffetli kişi mânâsındadır.

Ahmed ve Sünen'de Beyhakî, Mücâhid'in:

“Hasûr" kelimesi kadınlara karşı nefsini şehvetlerden koruyan iffetli kişi mânâsındadır, dediğini bildirir.

Ahmed, Zühd'de, Vehb b. Münebbih'ten bildiriyor:

“Gökyüzünden bir münâdi Yahya b. Zekeriyyâ'nın, kadınların doğurmuş olduğu herkesin efendisi olduğunu, Cîrcîs'in de şehitlerin efendisi olduğunu nidâ etti."

Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve İbn Asâkir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Seyyid" kelimesi ağırbaşlı, "Hasûr" kelimesi ise kadınlara karşı kendini şehvetlerden koruyan kişi mânâsındadır.

İbn Ebî Şeybe ve Ahmed, Zühd'de bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr şöyle dedi:

“Seyyid" kelimesi ağırbaşlı, "hasûr" kelimesi ise kadınlara beraber olmayan kişi mânâsındadır.

Ahmed, Zühd'de, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Hasûr" kelimesi erkeklik (organından) meni gelmeyen kişi mânâsındadır" dedi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin, Sünen'de bildirdiğine göre İbn Mes'ûd:

“Hasûr" kadınlara yaklaşmayan mânâsındadır" dedi. İbnu'l- Münzir'in lafzı ise:

“Kadınlara karşı şehveti olmayan kişi" şeklindedir.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve İbn Asâkir'in, Amr b. el-Âs'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Yahya b. Zekeriyyâ dışında hiçbir kul yoktur ki mutlaka Rabbinin karşısına günahkâr olarak çıkar. Zira Yüce Allah: «...Efendi, iffetli...» buyurmaktadır." Sonra parmak ucunu göstererek:

“Onun erkeklik organı elbisenin püskülü gibidir" dedi.

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Zühd'de ve İbn Ebî Hâtim bunu başka bir kanalla İbn Amr'dan mevkuf olarak zikreder. Mevkûf olarak zikredilen hadisin isnâdı merfû olarak zikredilenden daha kuvvetlidir.

İbn Ebî Hâtim ve İbn Asâkir'in, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Her Ademoğlu, Allah'ın huzuruna işlemiş olduğu günahlarıyla çıkar. Yüce Allah dilerse onu azarlandırır, dilerse merhamet eder. Ancak Yahya b. Zekeriyyâ bunun dışındadır. Çünkü o efendi, iffetli ve iyilerden bir peygamberdir" buyurdu. Sonra Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) eğilip yerden bir çöp alarak:

“Onun erkeklik organı bu çöp gibiydi" dedi.

Taberânî'nin Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Dört kişi vardır ki dünyada ve âhirette lanetlenmişlerdir. Melekler de amin demiştir. Biri, Allah'ın kendisini erkek olarak yaratmış olduğu halde kadınlara özenip kendini kadınlara benzeten erkektir. Biri, Allah'ın kendisini dişi olarak yaratmış olduğu halde erkeklere özenip kendini erkeklere benzeten kadındır. Biri, âma birine (bilerek) yanlış yol gösterendir. Biri de (yaratılışı dışında) kendini hasûr kılan kişidir. Yüce Allah Yahya'dan (aleyhisselam) başka kimseyi hasûr olarak yaratmamıştır.

İbn Asâkir'in bildirdiğine göre Muâviye b. Sâlih bazı kişilerden hadisi Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) dayandırarak şöyle dedi:

“Yüce Allah ve melekler Yahya b. Zekeriyyâ'dan sonra hasûr olan erkekleri lanetlemiştir."

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Saîd el-Müseyyeb: (.....) kelimesini açıklarken şöyle dedi: Bu, kadınları arzulamayan kişidir. Sonra yerden bir çekirdek alarak:

“Kendisinde (erkeklik organı) ancak bunun kadar olandır" dedi.

Tastî, Mesâil'de, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Nâfi b. el-Ezrak kendisine (.....) kelimesini sorunca:

“Kadınlarla beraber olmayan kişidir" dedi. Ona:

“Bunu Araplar biliyor mu?" deyince de:

“Evet (biliyor), şâirin:

"Hasûr kişi hainlik etmeyendir,

Halkı hayırlara teşvik edendir" dediğini işitmedin mi?" dedi.

39 ﴿