41

Zekeriyya (aleyhisselâm):

“ Ey Rabbim, zevcemin hamlinden haberdar olabileceğim bir nişan ve alâmeti bana ver.” dedi. Allah şöyle buyurdu:

“ Senin (anlıyabileceğin) alâmet ve nişan, insanlara üç gün (el, baş ve göz işaretinde bulunup) söz söyleyememendir. Bununla beraber Rabbini çok an ve akşam sabah tesbih et.”

İbnu'l-Münzir, Ebû Cüreyc:

“Ya Rabbi! Bana bir alamet ver..." âyeti hakkında:

“Eşimin hamile olduğuna dair bir alamet ver, mânâsındadır" dedi.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde:

“...Alametin, üç gün, işaretle anlaşma dışında insanlarla konuşmamandır..." âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Melekler, Zekeriyyâ (aleyhisselam) ile yüzyüze gelerek onu müjdeledikten sonra Zekeriyyâ (aleyhisselam) yine de Rabbinden bir işaret istemiştir. Bu isteğinden dolayı da ceza olarak üçgün sadece işaret ile konuşacağı bildirilmiştir."

İbn Ebî Hâtim, Ebû Abdurrahman es-Sülemî'den bildiriyor:

“Zekeriyyâ (aleyhisselam) Rahatsız olmaksızın dili tutulmuştur" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: Zekeriyyâ'nın (aleyhisselam) dili üç gün üç gece tutulmuş kaldı" demiştir.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Cübeyr b. Nufeyr'den bildiriyor: Zekeriyyâ'nın (aleyhisselam) dili ağzını dolduracak kadar büyüdü ve onu konuşmaktan alıkoydu. Üç gün sonra da Yüce Allah onun dilini eski haline getirdi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken:

“Dudaklarla işaret etmek mânâsındadır" dedi.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîrîn bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini açıklarken:

“Dudaklarla imâ ederek anlaşmak mânâsındadır" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: (.....) âyetini açıklarken:

“İşaretle anlaşmak mânâsındadır" dedi.

İbn Cerîr, Dahhâk'ın:

“Ramze" kelimesi el veya başla işaret ederek konuşmadan anlaşmaktır" dediğini bildirir.

İbn Cerîr, Avfî vasıtasıyla ibn Abbâs'ın:

“Ramze" Zekeriyyâ'nın (aleyhisselam) dilinin tutulması ve insanları eliyle konuşturmaya çalışmasıdır" dedi.

Tastî, Mesâil'de, İbnu'l-Enbârî, el-Vakf ve'l-îbtidâ'da, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Nafî b. el-Ezrak kendisine (.....) âyetini sorunca:

“İşaret el ile, imâ ise baş ile olur" dedi. Ona:

“Araplar bu ifadeyi biliyor mu?" deyince de:

“Evet (biliyor), şâirin:

"Semâdaki her varlık Allah 'a işarettir

Yeryüzünde her hata Allah'a masiyettir" dediğini İşitmedin mi?" karşılığını verdi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebû Nuaym, Muhammed b. Ka'b el-Kurazî'den bildiriyor: Yüce Allah eğer kendisini zikretmeyi terk etme ruhsatı verecek olsaydı:

“...Alametin, üç gün, işaretle anlaşma dışında insanlarla konuşmamandır; Rabbini çok an..." buyurduğu zaman öyle bir ruhsatı Zekeriyyâ'ya (aleyhisselam) verirdi. Eğer kendisini zikretmeyi terk etme ruhsatı verecek olsaydı öyle bir ruhsatı Allah yolunda savaşanlar için verirdi. Zira Yüce Allah:

“Ey Mü’minler! Bir toplulukla karşılaşırsanız dayanın; başarıya erişebilmeniz için Allah'ı çok anın" buyurmaktadır.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Akşam sabah tesbih et" âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Akşam, güneşin meyletmeye başlamasından sonra batma anına kadar olan zamandır. Sabah ise, tan ağarmasının ilk zamanıdır.'

41 ﴿