77

"Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır."

Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, Ahmed, Abd b. Humeyd, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin, Şuab'da, İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kim bir müslümanın malını almak için yalan yere yemin ederse Allah'ın gazabına uğramış bir şekilde huzura çıkar." Eş'as b. Kays:

“Bu benim hakkımda söylenmiştir. Benimle Yahudi birinin arasında bir arazi meselesi vardı. Adam hakkımı inkâr edince onu Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna çıkardım. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:

“Delilin var mıdır?" diye sorunca:

“Hayır, yoktur" dedim. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Yahudiye:

“Yemin et" deyince:

“Ey Allah'ın Resûlü! Eğer yemin ederse benim malım gider (malımı alır)" dedim. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır" âyetini indirdi.

Abd b. Humeyd, Buhârî, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Abdullah b. Ebî Evfe'den bildiriyor: Adamın biri malını pazara çıkardı ve Müslüman birini düşürüpte ona satabilmek için yemin ederek malına verilmeyen bir fiyatın verildiğini söyledi. Bunun üzerine:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır"  âyetini indi.

Ahmed, Abd b. Humeyd, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, Taberânî, Beyhakî, Şuab'da ve İbn Asâkir, Adiy b. Amîr'den bildiriyor: İmriü'l-Kays'ın, Hadramevt'Ii bir adamla bir husumeti vardı. Bunlar davalaşmak için Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) çıktılar. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hadramevt'liye:

“Delilini göster veya hasmın yemin etsin" deyince:

“Ey Allah'ın Resûlü! Eğer yemin ederse malımı alıp gider" dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Kim bir müslüman kardeşinin malını almak için yalan yere yemin ederse Allah'ın gazabına uğramış bir şekilde huzura çıkar" buyurdu. İmriü'l-Kays:

“Ey Allah'ın Resûlü! Hakkı olduğu halde hakkından vazgeçene ne vardır?" diye sorunca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Cennet vardır" cevabını verdi. İmriü'l-Kays:

“Onu (araziyi ona) bıraktığıma dair seni şahit tutuyorum" dedi. Bunun üzerine:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır" âyeti indi.

İbn Cerîr, İbn Cüreyc'ten bildiriyor: Eş'as b. Kays ve adamın biri, elinde olan bir tarlası için Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında davalaştılar. Onu Cahiliye zamanında almıştı. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Delilini göster" deyince, adam:

“Eş'as'a karşı bana şahitlik edecek biri yoktur" karşılığını verdi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“O zaman Eş'as yemin edecek" buyurdu. Eş'as:

“Yemin ederiz" deyince:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır" âyeti indi.

Eş'as yemin etmekten çekindi ve:

“Allah'ı ve sizi şahit tutuyorum. Hasmım doğru söylüyor" dedi. Elinde olan araziye kendi arazisinden de katarak adama arazisini fazlasıyla iade etti.

İbn Cerîr, Şa'bî'den bildiriyor: Bir kişi, günün başında malını pazara çıkardı. Günün sonu gelince yani pazar biteceği zaman bir kişi geldi ve malın fiyatını sordu. Adam yemin ederek sabah vakti şu kadar verildi de vermedim, akşam olmasaydı bu fiyata vermezdim" dedi ve malını sattı. Bunun üzerine Yüce Allah:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya..." âyetini indirdi.

İbn Cerîr, Mücâhid'den bunun aynısını rivayet etti.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İkrime şöyle dedi:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya..." âyeti, Ebû Râfi, Kinâne b. Ebî Hukayk, Ka'b b. el-Eşref ve Huyey b. Ahtab hakkında inmiştir.

İbn Ebî Şeybe, İbn Avn vasıtasıyla bildirdiğine göre İbrâhîm(-i Nehaî), Muhammed ve Hasan(-ı Basrî):

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya..." âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Kişinin diğer bir kişinin malını yalan yeminle almasıdır."

Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî, Vâil b. Hucr'dan bildiriyor: Hadramevt'ten bir adamla Kinde'den bir adam (davalaşmak için) Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) geldiler. Hadramevt'ten olan adam:

“Ey Allah'ın Resûlü! Bu adam babamın malını benden aldı" deyince, Kinde'li adam:

“Bu benim elimde olan ektiğim arazidir. Onun bu arazide bir hakkı yoktur" dedi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Hadramevt'liye:

“Bu konuda bir delilin var mıdır? diye sorunca, Hadramevt'li:

“Hayır yoktur" dedi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“O zaman hasmın (malın kendisinin olduğuna dair) sana yemin eder" dedi. Hadramevt'ii:

“Ey Allah'ın Resûlü! Bu kişi facir biridir ve edeceği yeminin yanında bir değeri yoktur. O hiçbir kötülükten de sakınmaz" dedi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Ondan (yeminden) başka alacağın bir şey yoktur" dedi. Kinde'li yemin etmek için dönüp gelirken, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Eğer malı almak için haksız yere yemin ederse Yüce Allah kendisinden yüz çevirmiş bir şekilde huzura çıkar" buyurdu.

Ebû Dâvud ve İbn Mâce, Eş'as b. Kays'tan bildiriyor: Kinde'li bir adamla Hadramevt'ii bir adam Yemen'de olan bir arazi için Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) davalaşmaya geldiler. Hadramevt'ii:

“Ey Allah'ın Resûlü! Bunun babası benim malımı gaspetmişti. Şimdi de malım bunun elinde bulunmaktadır" dedi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Bir delilin var mıdır?" diye sorunca:

“Hayır yoktur, ancak babasının bu malı gaspettiğini bilmediğine dair ona yemin ettirin" dedi. Kinde'li yemin etmeye hazırlanınca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Eğer kişi yalan yeminle bir mal elde ederse Allah'ın huzuruna cüzzamlı bir şekilde çıkar" buyurdu. Bunun üzerine Kinde'li:

“Arazi onundur" dedi.

Ahmed, Bezzâr, Ebû Ya'la ve Taberânî hasen isnâdla Ebû Mûsa'dan bildiriyor: Bir arazi için iki kişi Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında davalaştılar. Bunlardan biri Hadramevt'ten idi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) birinin yemin etmesini isteyince, diğeri feryad ederek:

“O zaman bu kişi malımı alıp gider" dedi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Eğer o yalan yeminle bu malı alacak olursa, kıyamet gününde, Allah'ın kendisine rahmet bakışıyla bakmayacağı ve temize çıkarmayacağı kişilerden olur. Onun için elem dolu bir azap vardır" dedi. Bunun üzerine diğer kişi yemin etmekten çekinerek araziyi iade etti.

Müsned'de Ahmed b. Menî', Hâkim ve Sünen'de Beyhakî, İbn Mes'ûd'dan bildiriyor: O:

“Biz ğamûs yeminini kefâreti olmayan günahlardan sayardık" dedi. Oradakiler. "Ğamûs yemini nedir?" diye sorunca:

“Birinin malını haksız olarak almak için yapılan yalan yemindir" karşılığını verdi.

İbn Hibbân, Taberânî ve Hâkim, Hâris b. el-Bersâ'dan bildiriyor: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) haçta, iki cemre (Şeytan) arasında iki veya üç defa şöyle buyurduğunu işittim:

“Kim bir Müslüman kardeşinin malını yalan yeminle haksız yere alırsa cehennemde oturacağı yeri seçsin. Bunu burada bulunanlar bulunmayanlara böylece haber versin."

Bezzâr'ın, Abdurrahman b. Avf'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Yalan yemin, (er veya geç) kişinin (elde ettiği) malını götürür."

Beyhakî'nin, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Allah'a isyanda cezası acele verileceklerin içinde zulümden önce gelen yoktur. Allah'a itaatte mükâfatı acele verileceklerin içinde ise sila-ı rahimden önce gelen yoktur. Yalan yemin, memleketi herşeyi bitmiş bir harabeye çevirir. "

Hâris b. Ebî Usâme ve Hâkim, Ka'b b. Mâlik'ten bildiriyor: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu işittim:

“Müslüman kardeşinin malını yalan yeminle alan kişinin kalbinde siyah bir nokta oluşur ve onu kıyamet gününe kadar hiçbir şey değiştirmez."

Taberânî ve Hâkim, Câbir b. Atîk'ten bildiriyor: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Kim bir müslümanın malını yalan yeminle alırsa Allah ona Cenneti haram kılar ve Cehennem ona vacip olur" buyurdu. Oradakiler:

“Ey Allah'ın Resûlü! Bu basit bir şey olsa bile öyle midir?" diye sorunca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

"Bu bir misvak olsa bile aynıdır" karşılığını verdi.

Mâlik, İbn Sa'd, Ahmed, Müslim, Nesâî ve İbn Mâce'nin Ebû Umâme İyâs b. Sa'Iebe el-Hârisî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kim bir müslümanın malını yalan yeminle alırsa, Allah ona Cehennemi vacip kılıp Cenneti haram kılar." Ashâb:

“Ey Allah'ın Resûlü! Bu basit bir şey olsa bile öyle midir?" diye sorunca, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç defa:

“Bu erâk (misvak) ağacından bir çubuk olsa bile aynıdır" karşılığını verdi.

İbn Mâce'nin sahîh bir isnâdla Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Bu minberin yanında yaş bir misvak için olsa bile yalan yere yemin eden erkek veya kadın bir kula cehennem gerekli olur. "

İbn Mâce ve İbn Hibbân'ın, Câbir b. Abdillah'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Bu minberin yanında yaş bir misvak için olsa bile yalan yere yemin eden kişi cehennemde oturacağı yeri seçsin." Ebû Ubeyd ve el-Hattâbî:

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yemin minberin yanında yapılırdı" dediler.

Abdurrezzâk'ın, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Yalan yemin malı sattırır ve kârı yok eder."

Abdurrezzâk'ın bildirdiğine göre Ebû Suveyd, Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle işittiğini söyledi:

“Yalan yere yemin, rahimleri kısırlaştırır, sayıyı azaltır ve memleketi herşeyi bitmiş bir harabeye çevirir."

Buhârî, Müslim ve Beyhakî'nin, el-Esmâ ve's-Sıfât'ta, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Üç kişi vardır ki Yüce Allah kıyamet gününde onları konuşturmayacak, onlara rahmet bakışıyla bakmayacaktır. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Biri yalan yere yemin ederek müslümanın malını haksız olarak alandır. Biri ikindi vaktinden sonra malına verilen değerden daha fazla verildiğini yalan yeminle söyleyendir. Diğeri de ihtiyacından fazla olan suyunu başkasından men edendir. Yüce Allah kıyamet gününde: «Senin kullanmadığın şeyi başkasından men ettiğin gibi ben de seni bugün ihsanımdan mahrum bırakacağım» buyurur."

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, Ebû Dâvud, İbn Cerîr ve Hâkim'in bildirdiğine göre İmrân b. Husayn şöyle derdi:

“Kim Müslüman bir kardeşinin malını almak için yalan yemin ederse cehennemde oturacağı yeri seçsin." Bir kişi ona:

“Bunu Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) mı işittin?" diye sorunca:

“Siz bunu bulacaksınız" dedi ve:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır" âyetini okudu.

Buhârî ve Müslim, İbn Ebî Muleyke'den bildiriyor: İki kadın bir evde boncuk işliyordu. Biri çıkıp gidince eline iğnesi battı. Bunun üzerine bunu diğer kadının yaptığını söyledi. Davalaşmak için İbn Abbâs'a gittiler. İbn Abbâs, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Eğer insanlara dava ettikleri her şey verilecek olsaydı çoğu kişi kavmin malını da kanını da alır giderdi" buyurduğunu söyledi ve:

“Ona Allah'ı hatırlatıp:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların âhirette bir payı yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır" âyetini okuyun" dedi. Bunun üzerine kadına Allah hatırlatılıp bu âyet okunduğunda kadın itirafta bulundu.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb: Yalan yere yemin etmek büyük günahlardandır" dedi ve:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya..."' âyetini okudu.

İbn Cerîr, İbn Mes'ûd'dan bildiriyor:

“Biz Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber iken başkasına zarar verecek sabr (yalan) yeminini bağışlanmayan günahlardan görürdük."

İbn Ebî Hâtim, İbrâhîm en-Nehaî'den bildiriyor:

“Kim Kur'ân'ı insanlardan bir şeyler alabilmek için okursa, kıyamet gününde Allah, onun yüzünü omuzları arasında kılar. Bu sebepledir ki Yüce Allah:

“Şüphesiz, Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya..."buyurmaktadır".

İbn Ebî Şeybe, Musannef’te, Zâdân'dan bildiriyor:

“Kim Kur'ân'ı (insanlardan bir şeyler alıp) yemek için okursa, kıyamet gününde yüzü etsiz olarak sadece kemikle haşrolunur."

Ahmed, Abd b. Humeyd, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve Şuabu'l-İmân'da Beyhakî'nin Ebû Zer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Üç kişi vardır ki Yüce Allah kıyamet gününde onları konuşturmayacak, onlara rahmet bakışıyla bakmayacak ve onları günahlarından temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Bunlar izarını yerde sürüyenler, yalan yeminle mallarını satıp bitirenler ve verdikleriyle başa kokanlardır. "

Abdurrezzâk, Ahmed, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Mâce, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin, el-Esmâ ve's-Sıfât'ta, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Üç kişi vardır ki Yüce Allah kıyamet gününde onları konuşturmayacak, onlara rahmet nazarıyla bakmayacak ve onları günahlarından temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Bunlar ihtiyacından fazla olan sudan yolcuyu men eden, ikindi vaktinden sonra malına (verilen değerden daha fazla verildiğine dair) yemin edip müşteriyi aldatarak satış yapan ve halifeye biat ettikten sonra, halife istediğini verirse ahdine vefa gösteren, vermezse ahdini bozan kişidir. "

Beyhakî'nin, Şuabu'l-İmân'da, Selmân'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Üç kişi vardır ki Yüce Allah kıyamet gününde onları konuşturmayacak ve onları günahlarından temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Bunlar zina eden ihtiyar, kibirli fakir ve Yüce Allah'ın verdiği şeyleri mutlaka yeminle satan veya alandır."

Taberânî ve Hâkim'in, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Yüce Allah bana ayakları yerde boynu Arş'ın altında olan bir horoz hakkında konuşmama izin verdi. Bu horoz: «Rabbimiz! Seni bütün eksikliklerden tenzih ederim. Sen ne kadar yücesin» der. Ona cevaben: «Yalan yere yemin eden kişi bunu böyle bilmez» denilir."

77 ﴿