86

"İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez."

Nesâî, İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim, İbn Hibbân, Hâkim ve Sünen'de Beyhakî, İkrime vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildiriyor: Ensâr'dan bir kişi müslüman olduktan sonra mürted oldu ve müşriklere katıldı. Sonra pişman olunca kavmine:

Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): «Tövbem kabul olur mu?» sorun" diye bir haber gönderdi. Bunun üzerine:

“İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır. Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tövbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" âyetleri inince, kavmi ona haber gönderdi ve bu kişi tekrar müslüman oldu.

Abdurrezzâk, Müsned'de, Müsedded, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Ma'rifetu's-Sahâbe'de el-Bâverdî, Mücâhid'den bildiriyor: Haris b. Süveyd Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında müslüman olduktan sonra tekrar kafir olarak kavmine geri döndü. Bunun üzerine Yüce Allah:

“İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır. Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tövbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" âyetlerini indirdi. Adamın biri gidip bu âyetleri kendisine okuyunca, Hâris:

“Vallahi! Seni doğru olarak bilirim. Resûlullah ta (sallallahü aleyhi ve sellem) senden daha doğrudur. Yüce Allah ise üçümüzden de daha doğrudur" dedi. Sonra geri dönüp müslüman oldu ve müslümanlığı güzel bir şekilde yaşadı.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî:

“İnandıktan ve peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez" âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Bu âyet Hâris b. Süveyd el-Ensârî hakkında indi. O iman ettikten sonra küfredince Yüce Allah bu âyeti indirdi. Sonra da:

“Ancak bunun ardından tövbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" âyeti inince tekrar tövbe etti.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in başka bir kanalla bildirdiğine göre Mücâhid:

“"İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez" âyetini açıklarken:

“Bu âyet Amr b. Avf oğullarından bir adam hakkında inmiştir. O iman ettikten sonra küfre girdi ve Şam'a geldi" dedi.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in, İbn Cüreyc vasıtasıyla bildirdiğine göre Mücâhid bu âyeti açıklarken:

“Bu kişi Amr b. Avf oğullarından biri olup iman ettikten sonra küfre girmiştir" dedi. İbn Cüreyc der ki: Abdullah b. Kesîr bana Mücâhid'den haber verdi: O, Rumların yanına gitti ve Hıristiyan oldu. Sonra kavmine:

Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sorun, benim tövbem kabul olur mu?" diye bir mektup yazdı. Bunun üzerine:

“Ancak bunun ardından tövbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" âyeti inince tövbe etti ve tekrar müslümanların arasına geri döndü.

İbn Cüreyc, İkrime'den şöyle bildirir: Bu âyet İslam'dan çıkıp Kureyş'e katılan Ebû Âmir er-Râhib, Hâris b. Süveyd, İbn Sâmit, Vahvah b. Eslet ve on iki kişi hakında inmiştir. Sonra bunlar ailelerine:

“Bizim tövbemiz kabul edilir mi?" diye mektup yazdılar. Bunun üzerine:

“Ancak bunun ardından tövbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" âyeti indi.

İbn İshâk ve İbnu'l-Münzir, İbn Abbâs'tan bildiriyor: Hâris b. Süveyd, Uhud savaşında Mucezzer b. Ziyâd'ı ve Dubay'a oğullarından Kays b. Ziyâd'ı öldürdü. Bu durum üzerine Mekke'den Kureyş'e gitti. Sonra kardeşi Culâsi'ye bir mektup yazarak kavmine geri dönmek istediğini söyledi. Bunun üzerine Yüce Allah onun hakkında:

“İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah'ın meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır. Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tövbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" âyetlerini indirdi.

İbn Ebî Şeybe, Ümmü Hâni'nin azatlısı Ebû Sâlih'ten bildiriyor: Hâris b. Süveyd, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) biat ettikten sonra Mekke ahalisinin yanına gitti. Sonra Uhud savaşında bulundu ve Müslümanlara karşı savaştı. Yaptıklarına pişman olup Mekke'ye geri döndü. Kardeşi Cülâs b. Suveyd'e:

“Ey kardeşim! Bu yapmış olduklarımdan dolayı pişman olmuş durumdayım. Ben Allah'a tövbe edip tekrar İslam'a dönmek istiyorum. Bu durumu Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sor, eğer tövbemin kabul edileceğini anlarsan bana bunu yaz ve bildir" diye bir mektup yazdı. Kardeşi bu durumu Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bildirince Yüce Allah:

“İnandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez" âyetini indirdi. Bu kişinin kavminden olup ta karşıtı olanlar:

“Müslümanken, inkar ettikten sonra mı tekrar İslam'a dönecek!" dediler. Bunun üzerine Yüce Allah:

“İnandıktan sonra inkar edip, inkarda aşırı gidenler var ya, onların tövbeleri kabul edilmeyecektir, işte sapıklar onlardır"" âyetini indirdi.

Ebû Nuaym'ın, Ma'rife'de, Süddî es-Sağîr vasıtasıyla Kelbî'den, o Ebû Sâlih'ten, o da İbn Abbâs'tan bildiriyor: Hâris b. Süveyd b. es-Sâmit on kişilik bir grupla beraber (İslam'dan çıkıp) Mekke'ye gittiler. Hâris b. Süveyd bu yaptığına pişman olarak geri döndü. Medine'nin yakınlarına geldiğinde kardeşi Culâs'e:

“Bu yaptığıma pişman olmuş durumdayım. Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sor, benim tövbem kabul edilir mi?" diye haber gönderdi. Culâs, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gidip durumu haber verince, Yüce Allah:

“Ancak bunun ardından tövbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" âyetini indirdi. Bunun üzerine Culâs kardeşine:

“Yüce Allah senin tövbeni kabul etti" diye haber gönderdi. O da Medine'ye gelip Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) özür diledi ve Allah'a tövbe etti. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de onun özrünü kabul etti.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Avfî vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“inandıktan ... sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir?" âyetini açıklarken:

“Bunlar Ehl-i Kitâb'dır. Onlar Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) hak olduğunu bilip kabul ettikten sonra onu inkar ettiler" dedi.

Mehâmilî, Emâli'de, Amr b. Şuayb'dan, o babasından, o da dedesinden bildiriyor: Abdullah b. Maz'ûrı'un Kıbtî bir kölesi vardı. Bu köle müslüman olmuş ve müslümanlığı güzel bir şekilde yaşamıştı. Abdullah ta bunun müslümanlığını çok beğenmişti. Ukbe bir gün çıkıp gitti ve bu köleyi azığını beline bağlamış ve saçlarını önden kesmiş bir şekilde gördü. Ona:

“Ey filan! Neyin var?" diye sorunca:

“Bir şeyim yok" dedi ve Hıristiyan ailesinin yanına gidip Hıristiyan oldu. Bunun üzerine Abdullah onu alarak Amr b. el-Âs'ın yanına götürdü. O da bu durumu Ömer'e yazılı olarak bildirdi. Ömer de cevaben:

“inandıktan, peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez'" âyetini yazdıktan sonra:

“Ona müslüman olmasını teklif et, kabul ederse onu serbest bırak, kabul etmezse öldür" diye yazdı. Amr b. el-Âs ona müslüman olmasını söyledi. O da kabul etmeyince onu öldürdü.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî) bu âyet hakkında şöyle dedi:

“Bunlar Yahudilerden ve Hıristiyanlardan olan Ehl-i Kitâb'dır. Bunlar kitaplarında Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderileceğini görmüşler onu ikrar edip hak olduğuna şahitlik etmişlerdir. Ancak peygamber kendi kavimlerinden gönderilmeyince Arapları hased ettiler. Peygamberin gönderileceğini ikrar ettikten sonra kendi kavimlerinden gönderilmeyince Arapları hasedlerinden dolayı onu inkâr edip küfrettiler.

86 ﴿