110"Sîz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir." Abdurrezzâk, Firyabî, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, Ahmed, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve Hâkim'in, İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre "Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz..."âyetini açıklarken: “Burada Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Medine'ye hicret edenler kastedilmektedir" dedi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî bu âyeti açıklarken şöyle dedi: Ömer b. el-Hattâb der ki: “Yüce Allah dileseydi (.....) derdi ve hepimiz hayırlı ümmet olurduk. Ancak buyurarak Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbı ve onlar gibi amel edenleri kapsadı. Bunlar insanların içinde çıkarılmış en hayırlı ümmettir." İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî kendisine anlatan birinden Ömer'in: “Siz ... en hayırlı ümmetsiniz..." âyetini açıklarken: “Burada bizden sonraki değil de daha önceki ümmetlerden daha hayırlı olduğu kastedilmektedir" dediğini bildirir. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime bu âyeti açıklarken: “Bu âyet, İbn Mes'ûd, Ammâr b. Yâsir, Ebû Huzeyfe'nin azatlısı Sâlim, Ubey b. Ka'b ve Muâz b. Cebel hakkında inmiştir" dedi. İbn Cerîr, Katâde'den bildiriyor: Bize nakledildiğine göre, Ömer b. el- Hattâb: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah'a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir" âyetini okudu ve: “Ey insanlar! Kim o hayırlı ümmetten olmak isterse Allah'ın koymuş olduğu şartları yerine getirsin" dedi. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz..." âyetini açıklarken şöyle dedi: “Bu, iyiliği emredip kötülükten nehyederek Allah'a iman etmek şartıyla geçerlidir. Yani gelmiş geçmiş bütün ümmetlerden daha hayırlısınız denilmektedir. Yüce Allah'ın: “And olsun ki, onların durumunu bilerek dünyaların üzerinde seçkin kıldık" âyeti da bu mânâdadır." Firyâbî, Abd b. Humeyd, Buhârî, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim'in bildirdiğine göre Ebû Hureyre: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz..." âyetini açıklarken: “Siz insanlar için insanların en hayırlısısınız. Siz, onlar da İslam'a girsinler diye boyunlarına zincirler takarak onları İslam'a getirirsiniz" dedi. İbnu'l-Münzir'in, İkrime vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz..." âyetini açıklarken: “Siz insanlar için en hayırlı insanlarsınız" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre, Ubey b. Ka'b: Bu ümmetten fazla İslam'ı kabul eden bir ümmet olmamıştır." Bu sebeple Allah: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz..." buyurmaktadır" dedi. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, Ahmed, Tirmizî, İbn Mâce, İbn Cerîr, İbnu'l- Münzir, İbn Ebî Hâtim, Taberânî, Hâkim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Muâviye b. Hayde, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem): “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz..." âyetini açıklarken ondan şöyle işittiğini söyledi: “Siz sonunda yetmiş ümmeti tamamlayacak kişilersniz. Bu ümmetlerin Allah katında en hayırlısı ve en değerlisi sizsiniz." İbn Cerîr, Katâde'den bildiriyor: Bize nakledildiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün sırtını Kâbe'ye dayamış iken: “Biz kıyamet gününde yetmiş ümmetin tamamlayıcısıyız. Biz ümmetlerin sonuncusu ve en hayırlı olanlarıyız" dedi. Ahmed'in hasen senedle, Hazret-i Ali'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Hiçbir peygambere verilmeyen bana verildi. Korkuyla bana yardım edildi, yeryüzünün anahtarları bana verildi, aynı zamanda bana Ahmed ismi verildi, toprak bana temizlik aracı olarak kılındı ve ümmetim ümmetlerin arasında en hayırlı ümmet kılındı."' İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebû Câfer: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz..." âyetini açıklarken: “Burada Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ailesi kastedilmektedir" dedi. Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Atiyye bu âyeti açıklarken: “Siz insanlar için insanların en hayırlısısınız. Siz peygamberlerini görüp te tebliğ ettiklerini inkar eden kavimlere şahit oldunuz" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime bu âyeti açıklarken: “Bu ümetten başka içine çeşitli milletlerden insanlar girmiş başka bir ümmet yoktur" dedi. İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin, el-Esmâ ve's-Sıfât'ta bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder..." âyetini açıklarken şöyle dedi: “Siz insanlara Lâ ilâhe illallah demelerini emredip Allah'ın indirdiklerini ikrar etmelerini emredersiniz. Bu yolda da onlarla savaşırsınız. Lâ ilâhe illallah en büyük iyiliktir. Yine onları kötülüklerden nehyetmektesiniz. Kötülük ise yalanlamaktır. Yalanlamak ta en büyük kötülüktür." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: “...Onlardan iman edenler de var..." âyetini açıklarken: “Yüce Allah onlardan (fasıklardan) hidayet ve hak yolunda olanlardan olmak üzere üç kişiyi müstesna kılmıştır" dedi. Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: “...Ama pek çoğu fasık kimselerdir...'" âyetini açıklarken: Yüce Allah insanların çoğunu yermiştir" dedi. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: “Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler..." âyetini açıklarken: “Bu, onlardan işiteceğiniz şeyler sizin için bir eziyettir, mânâsındadır" dedi. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: “Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler..." âyetini açıklarken: “Onların, Üzeyr'i (aleyhisselam), İsa'yı (aleyhisselam) ve haçı Allah'a ortak koşmaları size eziyet verir, mânâsındadır" dedi. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): “Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler..." âyetini açıklarken: “Onların eziyeti, Allah'ın hakkında yalan söyleyip sizi dalâlete davet etmeleridir" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Nerede bulunursalar, alçaklık damgası altında kalmaya mahkumdurlar..." âyetini açıklarken: “Burada kendilerine düşen cizyeden daha fazlasını verenler kastedilmektedir" dedi. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): “Nerede bulunursalar, alçaklık damgası altında kalmaya mahkumdurlar..."" âyetini açıklarken: “Allah onları zelil kılmıştır ve onların sağlam bir barınağı yoktur. Allah onları Müslümanların ayakları altında kılmıştır" dedi. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): “Bu ümmet onlara yetiştiği zaman Mecusiler onlardan cizye alıyordu" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî) ve Katâde: “Nerede bulunursalar, alçaklık damgası altında kalmaya mahkumdurlar..." âyetini açıklarken: “Onlar alçaltılmış bir şekilde cizyeyi elleriyle verirlerdi" dedi. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk: “Nerede bulunursalar, alçaklık damgası altında kalmaya mahkumdurlar..." âyetini açıklarken: “Burada zilletten kasıt, cizye vermektir" dedi. İbnu'l-Münzir, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Ancak Allah'ın ipine ve insanların yapıştıkları ipe yapışanlar müstesna..." âyetini açıklarken: “Burada Allah'ın ve insanların ahdi kastedilmektedir" dedi. İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: “...Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır..." âyetini açıklarken: “Ma'siyet ve zulümden sakının. Zira sizden önceki helak olan insanlar bunlarla helak olmuşlardır" dedi. |
﴾ 110 ﴿