187

"Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz» diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp az bir değere değiştiler. Alışverişleri ne kötüdür!"

İbn İshâk ve İbn Cerîr'in İkrime'den bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp az bir değere değiştiler. Alış verişleri ne kötüdür! Ettiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır'" âyetlerini açıklarken:

“Bunlar Finhâs, Eşya' ve benzeri Yahudi hahamlarıdır" demiştir.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Avfî vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Yüce Allah onlara, ümmi olan Peygambere tâbi olmalarını ve Allah'a iman etmelerini emretmiştir. Bu konuda da:

“...Allah'a ve O'nun sözlerine inanan Resûlü'ne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulaşınız" buyurmuştu. Yüce Allah, Muhammed'i (sallallahü aleyhi ve sellem) peygamber olarak gönderince onlara:

“...Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size verdiğim sözü yerine getireyim..." buyurdu ve onlardan aldığı sözü kendilerine hatırlattı. Onlara:

“Gönderdiğim peygamberi tasdik edin ki yanımda sevdiğiniz şeyleri bulaşınız" buyurdu.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Alkame b. Vakkâs vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti açıklarken şöyle demiştir:

“Tevrat ve İncil'de Yüce Allah'ın kullarına gösterdiği hak dinin İslam dini olduğu ve Muhammed'in Allah Resûlü olduğu mevcuttur. Ehli kitap'tan olanlar, bunların kitaplarında yazılı olduğunu bilirler, ancak göz ardı ederler."

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr:

“Allah, Kitap verilenlerden... ahid almıştı..." âyetini açıklarken:

“Burada kitap verilenlerden kasıt Yahudi'lerdir" demiştir. (.....) (=Onu açıklayacağına dair ondan ahid almıştı) buyruğunda kastedilen kişi de Muhammed'dir (sallallahü aleyhi ve sellem)" demiştir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî bu âyeti açıklarken:

“Yüce Allah, (Tevrat'ta geçen) Muhammed'i (sallallahü aleyhi ve sellem) insanlara açıklayıp anlatmak üzere Yahudilerden söz almıştı" demiştir.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: Bu, Yüce Allah'ın ilim sahibi kişilerden bildiklerini insanlara da öğretme konusunda aldığı bir sözdür. Onun için bildiklerinizi saklamaktan sakının! Zira bilginin saklanması helak olmakla eştir. Kişi bilmediği konuda da konuşmasın. Zira dinden çıkar ve bilmediklerinden de sorumlu tutulur. Denilirdi ki:

“Başkasına öğretilmeyen bir ilim harcanmayan hazine gibidir. Başkalarına gösterilmeyen bir hikmet yemeden ve içmeden öylesine duran bir put gibidir." Hikmet konusunda şöyle de denilirdi:

“Bildiklerini başkalarına anlatan alime ne mutlu! Duyduğunu anlayıp kavrayabilen bir dinleyiciye ne mutlu! Zira birisi bildiği bir şeyi çabalayıp başkalarına anlatmış ve insanları ona yönlendirmiş bir alimdir. Bir diğeri de hayırlı bir şeyi duyup aklında tutmuş ve ondan faydalanmış biridir."

İbn Cerîr, Ebû Abîde'den bildirir: Adamın biri mescitte, içlerinde Abdullah b. Mes'ûd'un da bulunduğu bir topluluğun yanına geldi ve şöyle dedi:

“Kardeşiniz Ka'b size selamını iletiyor ve:

“Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı" âyetinin sizin hakkınızda nazil olmadığı müjdesini veriyor." Bunun üzerine Abdullah adama:

“Sen de ona selamımızı ilet ve bu âyet nazil olduğunda kendisinin henüz Yahudi olduğunu kendisine söyle" dedi.

İbn Cerîr ile İbn Ebî Hâtim, Saîd b. Cübeyr'den bildirir: İbn Abbâs'a dedim ki:

“Abdullah'ın öğrencileri bu âyeti: (.....) lafzıyla okuyorlar."

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): (.....) âyetini:

“Hakkı söylemeleri ve bunu amelle desteklemeleri..." şeklinde açıklamıştır.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Şa'bî:

“...Onlar ise, onu arkalarına atıp..." âyetini açıklarken:

“Bu emri ve hükmü kitaplarında okurlardı, ancak onunla amel etmeyi, onu yerine getirmeyi göz ardı eder önemsemezlerdi" demiştir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc:

“...Onlar ise, onu arkalarına atıp..." âyetini açıklarken:

“Verdikleri sözü arkalarına atıp göz ardı ettiler" demiştir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Süddî:

“...Az bir değere değiştiler..."âyetini açıklarken:

“Kitaplarında olanları gizlediler ve bedel karşılığında açıklamaya başladılar. Hiçbir şeyi de bedelini almadan açıklamadılar" demiştir.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Alışverişleri ne kötüdür!" âyetini açıklarken:

“Burada alışverişten kasıt, Yahudilerin Tevrat'taki hükümleri değiştirmeleridir" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ebû Hureyre:

“Yüce Allah, kendilerine kitap verilenlerden söz almasaydı size hiçbir şey anlatmazdım" dedi ve:

“Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı" âyetini okudu.

İbn Sa'd'ın bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî):

“Yüce Allah, ilim ehlinden söz almasaydı bana sorduğunuz çoğu şey hakkında bir şey anlatmazdım" demiştir.

187 ﴿