195

"Rableri, onlara şu karşılığı verdi: Ben, erkek olsun, kadın olsun, sîzden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbette örteceğim. Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Mükâfatın en güzeli Allah katandadır."

Saîd b. Mansûr, Abdurrezzâk, Tirmizî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve Hâkim'in bildirdiğine göre Ümmü Seleme:

Resûlallah! Bakıyorum da hicret konusunda Yüce Allah kadınlardan hiç bahsetmiyor" deyince Yüce Allah:

“Rableri, onlara şu karşılığı verdi: Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbette örteceğim. Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Mükâfatın en güzeli Allah katındadır" âyetini indirdi. Bundan dolayı Ensarlılar:

“Yanımıza hicret eden ilk kadın, Ümmü Seleme'dir" demişlerdir.

İbn Merdûye, Ümmü Seleme'den bildirir: Son nazil olan âyet:

“Rableri, onlara şu karşılığı verdi: Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbette örteceğim. Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Mükâfatın en güzeli Allah katındadır" âyetidir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Atâ'dan: Kul üç defa:

“Rabbim! Rabbim! Rabbim.'" dediği zaman Yüce Allah mutlaka ona nazar eder" demiştir. Atâ'nın bu sözü Hasan'a zikredilince de Hasan bunu zikreden kişiye:

“Sen Kur'ân'ı okumuyor musun?" dedi ve:

“Rabbimiz! Biz, «Rabbinize iman edin» diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al... Rableri, onlara şu karşılığı verdi: Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim..." âyetlerini okudu.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan (-ı Basrî) bu âyeti açıklarken:

“Âyette bahsedilen Muhacirler, dört bir yandan memleketlerinden çıkarılıp hicrete zorlanan kişilerdir" demiştir.

İbn Cerîr, Ebu'ş-Şeyh, Taberânî, Hâkim ve Beyhakî'nin Şuab'da İbn Amr'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

Cennete ilk girecek gurup fakir Muhacirler olacaktır ki tehlikeler bunlarla savdırdı. Bunlara bir emir verildiği zaman dinleyip itaat ederlerdi. İçlerinden birinin yöneticiden bir ihtiyacı olduğu zaman bu ihtiyacı giderilmez, ölünceye kadar içinde kalırdı. Kıyamet gününde Yüce Allah Cenneti huzuruna çağırır. Cennet bütün süsü ve güzelliğini takınıp huzura çıkar. Yüce Allah: «Yolumda savaşan, öldürülen, eziyet çeken, cihad eden kullarım nerede? Gelin girin Cennete» diye seslenir. Fakir muhacirler de bu şekilde azaba maruz kalmadan ve hesaba çekilmeden Cennete girer. Bunun üzerine melekler gelip secdeye kapanır ve: «Rabbimiz! Biz ki gece gündüz seni tesbih ve takdis ederken bizlere tercih ettiğin bunlar da kim oluyor?» derler. Yüce Allah: «Bunlar yolumda savaşan ve eziyetlere maruz kalan kullarımdır» karşılığını verir. Bunun üzerine melekler Cennetin her bir kapısından içeri girip bunlara: «Sabretmenize karşılık selâm sizlere. Dünya yurdunun sonucu (olan cennet) ne güzeldir!»derler. "

Hâkim, Abdullah b. Amr'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:

"Ümmetimden Cennete ilk girecek zümrenin kim olduğunu biliyor musun?" diye sorduğunda:

“Allah ve Resûlü daha iyi bilir" dedim. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“İlk girecek zümre muhacirlerdir. Bunlar kıyamet gününde Cennetin kapısına gelip açılmasını isterler. Cennet bekçileri: «Hesaba çekildiniz mi?» diye sorduklarında: «Ne diye hesaba çekileceğiz! Allah yolunda ölene kadar kılıçlarımız omzumuzdan hiç inmedi» karşılığını verirler. Bunun üzerine Cennet kapıları kendilerine açılır ve diğer insanların girişinden kırk yıl önce içeriye girip dinlenirler. "

Ahmed'in Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Cennete girdiğimde önümde bir ses işittim. «Bu ne?» diye sorduğumda: «Bilal'dir» dediler. Devam ettiğimde Cennet ahalisinin çoğunun muhacirlerden ve Müslümanların çoluk çocuğundan olduğunu gördüm. Cennet ahalisi içinde en az sayıda olanlar da zenginler ve kadınlardı. Bu konuda bana: «Zenginler henüz kapıda hesaba çekilip temizleniyorlar.

Kadınlara gelince dünyada iken iki kırmızı olan altın ve gümüşle çok ilgilenmelerinden dolayı gelmekte geciktiler» denildi,

Ahmed, Ebu's-Sıddîk'tan, o da ashâbdan bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Müminlerin fakirleri Cennete, zenginlerinden dörtyüz yıl önce girer. Öyle ki zenginler: «Keşke biz de dünyada iken fakir olsaydık» demeye başlarlar" buyurdu. Ashâb:

Resûlallah! Bu fakirleri bize anlat" dediklerinde Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) :

“Bunlar, tehlike anında bunu savmak için ilk gönderilen kişilerdir. Ganimeti olan bir iş olduğu zaman da başkaları gönderilir. İdarecilerin kapılarının da kendilerine kapalı tutulduğu kimselerdir" buyurdu.

Hakîm et-Tirmizî'nin Saîd b. Âmir b. Cizyem'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Müslümanların fakirleri Cennete, zenginlerinden elli yıl önce girer. Öyle ki aralarına karışıp içeriye giren bir zengin elinden tutularak geri dışarı çıkartılır."

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Abdullah b. Amr şöyle demiştir:

“Kıyamet gününde insanlar toplandığında:

“Bu ümmetin fakir ve miskinleri nerede?" diye seslenilir. Fakir ve miskinler öne çıkınca kendilerine:

“Yanınızda ne var?" diye sorulur. "Rabbimiz! Yolunda belalara maruz kalıp sabrettik ki, sen daha iyi bilirsin. Malı da, makamı da bizden başkalarına verdin" derler. Bunun üzerine onlara:

“Doğru söylüyorsunuz" denilir ve diğer insanlardan çok zaman önce Cennete girerler. Zorlu hesap da zenginlere, makam mevki sahiplerine kalır." Kendisine:

“Peki, o günü müminlerin durumu ne olacak?" diye sorulunca Abdullah şöyle demiştir:

“Müminlere nurdan divanlar kurulur ve üzerlerinde bulutlar olur. O günü onlar için günün bir anlık zamanından daha kısa gelir."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Şeddâd b. Evs şöyle demiştir:

“Ey insanlar! Verdiği hükümlerde Allah'ı suçlamayın. Zira Yüce Allah hiçbir mümine haksızlık etmez. Birinizin başına hoşlandığı bir şey geldiği zaman bunun için Allah'a hamdetsin. Başına hoşlanmadığı bir şey geldiği zaman da buna sabredip mükâfatını Allah'tan beklesin. Zira mükâfatların en güzeli Allah katındadır."

195 ﴿