NİSÂ SÛRESİ

İbnu'd-Durays, Fedâil'de, Nehhâs, Nâsih'de, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Delâil'de değişik tariklerle bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Nisâ Sûresi, Medine'de nazil oldu" demiştir.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde:

“Nisâ Sûresi, Medine'de nazil oldu" demiştir.

Buhârî'nin bildirdiğine göre Hazret-i Âişe:

“Bakara ile Nisâ sûreleri nazil olduğunda ben Resûlullah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) evliydim" demiştir.

Ahmed, İbnu'd-Durays, Fedâilu'l-Kur'ân'da, Muhammed b. Nasr, Salât'ta, Hâkim ve Beyhakî'nin Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Yedi uzun sûreyi (Sebu't-Tivâl) ezberleyen kişi alim biri sayılır" buyurmuştur.

Beyhakî, Şuab'da Vâsile b. el-Eska'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Tevrat yerine bana yedi uzun sûre (Sebu't-Tivâl) verildi" buyurdu. Muîn olan sûreler, âyet sayısı 100 ve üstü olan sûrelerdir. Mesânî olan sûreler ise âyet sayısı 100'den az ancak kısa sûrelerden daha uzun olan sûrelerdir.

Ebû Ya'lâ, İbn Huzeyme, ibn Hibbân, Hâkim ve Beyhakî, Şuab'da Enes'den bildirir: Bir gece Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) rahatsızlandı. Sabah vakti kendisine:

Resûlallah! Acının izleri hâlâ üzerinde görünüyor" denilince:

“Allah'a hamdolsun ki bende gördüğünüz bu durum, yedi uzun sûreyi okumamdan dolayıdır" buyurdu.

Ahmed, Huzeyfe'den bildirir:

“Bir gece Resûlullah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) birlikte gece namazına kalktım. Yedi uzun sûreyi yedi rekatta okudu."

Abdurrezzâk, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ailesinden birinden bildirir:

Hazret-i Peygamber'le (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gece kaldım. Gece yarısı kalkıp ihtiyacını gördükten sonra su kabına geldi. Kaptan su dökerek ellerini üç defa yıkadı. Sonra da abdest alıp namaza durdu. Bir rekatta yedi uzun sûreyi okudu."

Hâkim, İbn Ebî Müleyke'den bildirir: İbn Abbâs'ın:

“Nisâ Sûresi'ni bana sorun! Ben ki Kur'ân'ı okumaya henüz küçükken başladım" dediğini işittim.

İbn Ebî Şeybe, Musannef’te bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Nisâ Sûresi'ni okuyup da mirasta akrabalardan hacbeden ile hacbetmeyeni bilen kişi, miras ilmini öğrenmiş demektir" demiştir.

1

"Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden ve ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Allah şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir."

Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden..." âyetini açıklarken:

“Tek bir nefisten kasıt Âdem'dir. Ondan var edilen eşi de Havvâ'dır ki, onu da Âdem'in kaburga kemiğinden yaratmıştır" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Tek bir nefisten kasıt Âdem'dir. Ondan var edilen eşi de Havvâ'dır ki uyuyan Âdem'in kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Uyandığında onu görüp Nebâtice'de kadın anlamına gelen "Esâ!" demiştir.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Ömer:

“Yüce Allah, Havvâ'yı Adem'in sol arka tarafından yarattı. İblis'in karısını da sol arka tarafından yarattı" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Dahhâk:

“...Ondan da eşini var eden..." âyetini açıklarken:

“Yüce Allah, Havvâ'yı Adem'in arka ve en alt kaburgasından yarattı" demiştir.

İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî, Şuab'da İbn Abbâs'tan bildirir:

“Kadın erkekten yaratıldı. Bunun için kadın erkeğe bağlı kılınmıştır. Bu yüzden kadınlarınızı gözetin. Erkek ise topraktan yaratıldı ve toprağa bağlı kılındı."

İshâk b. Bişr ve İbn Asâkir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Adem'in yirmisi erkek, yirmisi de kız olmak üzere kırk çocuğu olmuştur" demiştir.

İbn Asâkir, Ertea b. el-Münzir'den bildirir:

“Bana bildirilene göre Havvâ, Şit'i dişleri çıkana kadar karnında taşıdı. Karnının beyazlığından dolayı annesi onun yüzünü dahi görebiliyordu. Şît, Adem'in üçüncü çocuğudur. Doğum sırasında Havvâ büyük bir acı çekti. Onu doğurmasıyla birlikte de melekler Şît'i aldılar. Yanlarında kırk gün kaldı. Yürümeyi ona öğrettikten sonra da geri annesine verdiler."

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini:

“Onun adına birbirinize bir şeyler verdiğiniz Allah'a karşı gelmekten sakının" şeklinde açıklamıştır.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Rabî' bu âyeti açıklarken:

“Adına anlaşmalar yapıp sözler verdiğiniz Allah'tan korkun" demiştir.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini:

“Onun ve akrabalığınızın adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Rabbinize karşı gelmekten sakının" şeklinde açıklamış ve şöyle demiştir: Bundan kasıt kişinin birine:

“Allah adına ve aramızdaki akrabalığın hürmetine senden şunu istiyorum" demesidir.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbrâhîm(-i Nehaî) bu âyeti "akrabalık" kelimesinin sonu esreli olacak şekilde (.....) lafzıyla okumuş ve açıklarken şöyle demiştir: Bundan kasıt kişinin birine:

“Allah adına ve aramızdaki akrabalığın hürmetine senden şunu istiyorum" demesidir.

Câfer de bu âyeti açıklarken şöyle der: Bundan kasıt kişinin birine:

“Allah adına ve aramızdaki akrabalığın hürmetine senden şunu istiyorum" demesidir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Hasan (-ı Basrî) bu âyeti açıklarken şöyle der: Bundan kasıt kişinin birine:

“Allah adına ve aramızdaki akrabalığın hürmetine senden şunu istiyorum" demesidir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan (-ı Basrî) bu âyeti okumuş ve:

“Biri senden Allah adına bir şey istediği zaman isteğini ona ver. Aynı şekilde aradaki akrabalığın hürmetine biri senden bir şey istediği zaman onun da isteğini karşıla" demiştir.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini şöyle açıklamıştır:

“Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten sakının. Aynı şekilde akrabalık bağlarını koparmaktan sakının, akrabalarınızla bağınızı koparmayın."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İkrime:

“...Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“İbn Abbâs, Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) naklen der ki: Yüce Allah şöyle buyurur: «Akrabalık bağlarını koparmayın! Zira böylesi, dünya hayatında bekanız için daha iyi, ahiretiniz konusunda da daha hayırlıdır.»"

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: Bize bildirdiğine göre bu konuda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururdu:

“Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarınızı koparmaktan sakının! Zira böylesi, dünya hayatında bekanız için daha iyi, ahiretiniz konusunda da daha hayırlıdır. "

Abdurrezzâk ve İbn Cerîr'in Katâde'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarınızı kesmeyin, canlı tutun" buyurmuştur.

İbn Cerîr'in Dahhâk'tan bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti: (.....) lafzıyla okur ve:

“Allah'tan korkun ve akrabalık bağınızı kesmeyin" şeklinde açıklardı.

İbn Cerîr'in İbn Cüreyc vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti açıklarken:

“Akrabalık bağlarınız kesmekten sakının, anlamındadır" demiştir.

Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Mücâhid bu âyeti: (.....) lafzıyla okur ve:

“Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten de sakının" şeklinde açıklardı.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime bu âyeti: (.....) lafzıyla okur ve:

“Akrabalık bağlarını kesmekten sakının" şeklinde açıklardı.

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Allah şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir" âyetini açıklarken:

“Sizi gözetip korumaktadır" demiştir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Zeyd bu âyeti açıklarken:

“Yüce Allah sizin yaptıklarınızı gözetlemekte ve ne yapıp ettiğinizi bilmektedir" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce, İbn Mes'ûd'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hem namaz hem de ihtiyaç duasını bizlere öğretti. Namazdaki dua teşehhüddür. İhtiyaç /Hâcet duasına gelince, kişi önce:

“Hamd ancak Allah'ındır. Ancak O'na hamdeder, O'ndan yardım ister ve O'ndan bağışlanma dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve kötü amellerimizden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidâyete erdirdiğini kimse saptıramaz, saptırdığını da kimseler hidâyete erdiremez. Allah'tan başka ilah olmadığına, tek ve ortaksız olduğuna, Muhammed'in de O'nun kulu ve Resûlü olduğuna şehadet ederim" der. Sonrasında şu üç âyeti:

“Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin.'" "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini var eden ve ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Allah şüphesiz hepinizi görüp gözetmektedir." "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resûlü'ne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur" okur, ardından da ihtiyacı olan şeyi dile getirir.

1 ﴿