23

"Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikahlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir"

Abdurrezzâk, Firyâbî, Abd b. Humeyd, Buhârî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Hâkim ve Beyhakî'nin Sünen'de değişik kanallardan bildirdiğine göre İbn Abbâs şöyle demiştir: Yüce Allah kişinin soydan yedi, hısımlıktan da yedi kadınla evliliğini haram kılmıştır. Soydan haram kıldığı kadınları:

“Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları..." buyurarak belirtmiştir. Hısımlıktan dolayı evlenmeyi haram kıldığı kadınlarından altısını belirtirken:

“...Sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı..."' buyurmuştur. Yedincisi de:

“...Babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin..." âyetiyle belirtilmiştir.

Saîd b. Mansûr, İbn Ebî Şeybe ve Beyhakî, İbn Abbâs'tan bildirir:

“Soydan yedi, hısımlıktan da yedi kadınla evlenmek haram kılınmıştır. Soydan dolayı haram olan süt emmeden dolayı da haram olur."

Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe, Buhârî ve Müslim'in Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Doğumdan (soydan) dolayı haram olan süt emmeden dolayı da haram olur" buyurmuştur.

Mâlik ve Abdurrezzâk, Hazret-i Âişe'den bildirir: İlk başlarda:

“On defa emzirmek haramlığı ortaya çıkarır" şeklinde vahiy inmişti. Daha sonra beş defa emzirme on defa emzirmeyi neshetti. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat ettiğinde on defa emzirme Kur'ân'dan bir bölüm olarak okunuyordu.

Abdurrezzâk, Hazret-i Âişe'den bildirir: Allah'ın Kitab'ında önceleri on defa emzirmenin haramlığı doğuracağı hükmü vardı. Daha sonra bu beş defa emzirmeye indirildi. Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) de ruhuyla birlikte alınan bir âyettir.

İbn Mâce ve İbnu'd-Durays, Hazret-i Âişe'den bildirir: Kur'ân'da başlarda:

“Ancak bilinen on defa veya beş defa süt emme haramlığı ortaya çıkarır" âyeti vardı, ancak sonradan kaldırıldı.

İbn Mâce, Hazret-i Âişe'den bildirir:

“Recm âyeti ile yetişkinin on defa emmesi (ile ortaya haramlığın çıkması) âyeti nazil olmuştu ve yatağımın altına koyduğum bir sahifede yazılıydı. Ancak Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) vefatındaki meşguliyetimizde odaya giren bir keçi (veya koyun) onu yedi."

Abdurrezzâk'ın bildirdiğine göre İbn Ömer, İbnu'z-Zübeyr'in Hazret-i Âişe'ye dayanarak yedi defadan az olan süt emmenin haramlığı ortaya çıkaramayacağı yönünde hüküm verdiğini işitince şöyle demiştir:

“Yüce Allah, Âişe'den daha hayırlıdır. Allah bu konuda:

“...Süt bacılarınız..." buyurmuş ve bir ya da iki defa süt emmeden bahsetmemiştir."

Abdurrezzâk'ın bildirdiğine göre Tâvus'a:

“Bazıları yedi defadan az olan süt emmenin haramlığı ortaya çıkaramayacağını, sonradan bunun beş defa emmeye indirildiğini söylüyorlar" denildiğinde:

“Daha önce öyle bir şey vardı. Ancak daha sonra bunu yasaklayan âyet nazil oldu ve bir defa emmeden dolayı haramlığın ortaya çıkacağı bildirildi" karşılığını verdi.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Bir defa süt emmeyle haramlık ortaya çıkar" demiştir.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İbn Ömer:

“Tek bir yudumluk süt emme bile haramlığı ortaya çıkarır" demiştir.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İbrâhîm(-i Nehaî)'ye süt emme meselesi sorulunca şöyle demiştir: Hazret-iAli ile Abdullah b. Mes'ûd:

“Süt emmenin azı da, çoğu da haramlığı ortaya çıkarır" derlerdi.

İbn Ebî Şeybe, Tâvus'tan bildirir:

“Önceleri haramlığın ortaya çıkması için on defa süt emmenin olması şartı koşulurdu. Daha sonra tek bir emmeyle dahi haramlığın ortaya çıkacağı söylendi."

İbn Ebî Şeybe, Hazret-i Ali'den bildirir:

“Süt emmeden haramlığın ortaya çıkması için emen çocuğun iki yaşından büyük olmaması lazımdır."

İbn Ebî Şeybe de İbn Mes'ûd, İbn Abbâs, İbn Ömer ve Ebû Hureyre'den aynısını zikreder.

İbn Ebî Şeybe, Buhârî ve Müslim'in Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Haramlığı ortaya çıkacarak süt emmenin doyana kadar olması lazımdır" buyurmuştur.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin Amr b. Şuayb'dan, onun babasından, onun da dedesinden naklen bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kişi bir kadınla evlendiği zaman onunla gerdeğe girsin veya girmesin artık onun annesiyle evlenemez. Ancak evlendiği kadınla henüz gerdeğe girmeden boşanmışsa onun kızıyla evlenebilir. "

Mâlik'in bildirdiğine göre Zeyd b. Sâbit'e, bir kadınla evlenen ancak ona dokunmadan boşanan kişinin, boşadığı kadının annesiyle evlenip evlenemeyeceği sorulunca:

“Hayır, evlenemez! Böylesi bir annenin durumu âyete göre mübhemdir ve hakkında herhangi bir şart yoktur. Âyette koşulan şart da üvey kızlar hakkındadır" demiştir.

Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe ve İbn Cerîr, İbn Cüreyc'den bildirir: Atâ'ya:

“Bir kadınla evlenen, ancak ona dokunmadan boşanan kişi, boşadığı kadının annesiyle evlenebilir mi?" diye sorduğumda:

“Hayır! Evlenemez. Çünkü âyette evlenilen kadının annesi kayıtsız ve şartsız bir şekilde haram kılmıştır" karşılığını verdi. Ona:

“İbn Abbâs bu âyeti: «...Ve kendileriyle ilişkiye girdiğiniz eşlerinizin anneleri...» lafzıyla mı okurdu?" diye sorduğumda da:

“Hayır!" dedi.

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin Sünen'de bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Eşlerinizin anaları...'" âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Böylesi durumda olan annenin durumu âyete göre mübhemdir. Onun için kişi bir kadınla evlendiği zaman onunla ilişkiye girmeden boşasa veya kadın ölse onun annesiyle evlenmesi helal olmaz."

Abd b. Humeyd, İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre İmrân b. Husayn:

“... Eşlerinizin anaları..." âyetini açıklarken:

“Böylesi konumda olan annenin durumu mübhemdir, belli değildir" demiştir.

Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî, Sünen'de Ebû Amr eş-Şeybânî'den bildirir: Şemh oğullarından bir adam bir kadınla evlendi. Bu kadınla henüz ilişkiye girmeden annesini gördü ve onu çok beğendi. Onunla evlenmek konusunda İbn Mes'ûd'dan fetva isteyince, İbn Mes'ûd karısından ayrılıp annesiyle öyle evlenmesini söyledi. Bunun üzerine adam karısını boşadı. Boşadığı kadının annesiyle evlendi ve ondan birkaç çocuğu oldu. Daha sonraları İbn Mes'ûd, Medine'ye geldiğinde bu konuyu Ömer'e (ve Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına) sordu. Onlar da:

“Böylesi bir evlilik caiz değildir" dediler. İbn Mes'ûd, Kûfe'ye geri döndüğünde adama:

“Evlendiğin kadın (eski karının annesi) sana haramdır. Onun için ondan ayrıl" dedi.

Mâlik'in bildirdiğine göre Kûfe'de bulunan İbn Mes'ûd'a, kişinin bir kızla evlenmesi, ancak onunla henüz ilişkiye girmeden boşayıp annesiyle evlenmesi konusu sorulunca buna ruhsat vermiştir. Daha sonra İbn Mes'ûd, Medine'ye gelip bunu sorunca verdiği fetvanın yanlış olduğu, âyette koşulan şartın üvey kızlarla alakalı bir durum olduğu söylenmiştir. Bunun üzerine İbn Mes'ûd, Kûfe'ye dönünce henüz evine gitmeden evlenmesine ruhsat verdiği adamın yanına gidip yeni fetvayı vermiş ve kadından ayrılmasını istemiştir.

Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Mesrûk'a:

“...Eşlerinizin anaları..."' âyeti sorulunca:

“Burada annenin durumu açık değildir. Onun için Yüce Allah'ın şarta bağlamadığı konularda sizler şartlar aramayın. Açıkladığı şeylerin peşinden gidin" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib, kişinin evlendiği kadınla henüz ilişkiye girmeden onu boşaması veya kadının ölmesi durumunda onun annesiyle evlenmesinin helal olup olamayacağı konusunda:

“Kadın adamın üvey kızı konumundadır" demiştir.

ibn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Zeyd b. Sâbit şöyle derdi:

“Kişinin karısı ölüp de mirasını da aldıktan sonra ölen karısının annesiyle evlenmesi kerih görülmüştür. Ancak kadınla evlenip henüz onunla ilişkiye girmeden boşarsa bu durumda annesiyle evlenebilir."

Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı..." âyetini açıklarken:

“Her ikisiyle de gerdeğe girmek kastedilmektedir" demiştir.

Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Münzir, Müslim b. Uveymir'den bildirir: Bir kadınla evlendim; ancak henüz onunla gerdeğe girmeden babası öldü ve annesi dul kaldı. Onunla evlenip evlenemeyceğimi İbn Abbâs'a sorduğumda:

“Evlenebilirsin" dedi. İbn Ömer'e sorduğumda ise:

“Onunla evlenme" karşılığını verdi. Bu konuda babam, Muâviye'ye bir mektup yazınca olumlu veya olumsuz herhangi bir şey söylemedi.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Abdullah b. ez-Zübeyr:

“Üvey kız ile annesi aynıdır. Biriyle evli olan kişi, henüz gerdeğe girmemişse boşayıp diğeriyle evlenebilir."

İbn Ebî Şeybe'nin Ebû Hâni'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Kişi, cinsel organına baktığı kadının artık kızı veya annesiyle evlenemez" buyurmuştur.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dâvud, İbn Mes'ûd'un mushafında bu âyeti:

“(=Analarıyla birlikte olduğunuz üvey kızlarınız)" lafzıyla okumuştur.

Abdurrezzâk ve İbn Ebî Hâtim sahih bir senedle Mâlik b. Evs b. el- Hadesân'dan bildirir: Bir kadınla evliydim ve ondan çocuklarım vardı. Ölünce de çok üzüldüm. Ali b. Ebî Tâlib beni görünce:

“Neyin var?" diye sordu. "Karım öldü" karşılığını verdim. Ali:

“Kızı var mı?" diye sorunca:

“Evet, var" karşılığını verdim. Bana:

“Senin himayende miydi?" diye sorunca:

“Hayır" karşılığını verdim. Bana:

“O zaman onunla evlen" dedi. Ona:

“Ama Yüce Allah:

“...Kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı..." buyuruyor" dediğimde de:

“Şâyet himayende olsaydı haram olurdu" karşılığını verdi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin Sünen'de bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Âyetteki (.....) ifadesinden kasıt, cinsel ilişkidir" demiştir.

Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Tâvus:

“Âyetteki  (.....) ifadesinden kasıt, cinsel ilişkidir" demiştir.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Ebu'l-Âliye:

“Kişinin üvey kızının kızı ve onun da kızı yetmiş batın aşağıdan da olsa kendisine helal değildir" demiştir.

Abdurrezzâk, Musannef’te, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Atâ:

“...Oğullarınızın eşleri..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem), Zeyd'in karısıyla evlendiği zaman Mekke müşrikleri bunu dillerine doladılar. Bunun üzerine:

“...Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri... size haram kılındı..." âyeti nazil oldu. Bunun yanında:

“...Evlatlıklarınızı da öz oğullarınız olarak tanımadı..." âyeti ile "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir..." âyeti nazil oldu.

İbnu'l-Münzir başka bir vecihle İbn Cüreyc'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Zeyd'in karısı ile evlenince Kureyşliler:

“Oğlunun karısıyla evlendi" demeye başladılar. Bunun üzerine:

“...Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri... size haram kılındı..." âyeti nazil oldu.

İbn Ebî Şeybe ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasa(-ı Basrî) ile Muhammed b. Şîrîn şöyle demişlerdir:

“...Eşlerinizin anaları...", "...Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri..." ve:

“...Babalarınızın evlendiği kadınlar..." buyruklarında zikredilenlerin durumu mübhemdir, açık değildir.

Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir, İbn Cüreyc'den bildirir: Atâ'ya:

“Kişinin evlendiği ancak henüz onu görmeden boşadığı karısı oğluna helal olur mu?" diye sorduğumda şöyle dedi:

“Âyette böylesi bir kadın, kişiye kayıtsız ve şartsız bir şekilde haram kılmıştır. Zira Yüce Allah:

“... Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri... size haram kılındı...'" buyurmuştur.

Ahmed, Ebû Dâvud, Tirmizî ve İbn Mâce'nin bildirdiğine göre Feyrûz ed- Deylemî Müslüman olduğunda iki kızkardeş nikahının altındaydı. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

“İkisinden dilediğini boşa" buyurdu.

Ahmed, Kays'tan bildirir: İbn Abbâs'a:

“Kişi cariyeleri olan bir kız ve annesiyle aynı anda birlikte olabilir mi?" diye sorduğumda:

“Bir âyet böylesi bir şeyi haram kılmışken, bir âyet de helal kılmıştır. Ancak ben böylesi bir şeyi yapmam" dedi.

İbnu'l-Münzir'in İkrime vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“... iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı..." âyetini açıklarken:

“İki kızkardeşle aynı anda evli olmaktır" demiştir.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in Amr b. Dînâr vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs, cariye olmaları halinde iki kız kardeşle aynı anda evli olmakta bir sakınca görmezdi.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“... İki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı..." âyetini açıklarken:

“Bu, hür olan kadınlar için geçerlidir. Cariye olmaları halinde bir sakıncası olmaz" demiştir.

Mâlik, Şâfiî, Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî, Sünen'de İbn Şihâb vasıtasıyla Kabîsa b. Züeyb'den bildirir: Adamın biri Osmân b. Affân'a, kişinin cariyesi olan iki kızkardeşle aynı anda evlenip evlenemeyeceğini sorunca:

“Bir âyet böylesi bir şeyi haram kılmışken bir âyet de helal kılmıştır. Ancak ben böylesi bir şeyi yapmam" dedi. Adam Osmân'ın yanından çıktıktan sonra Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbından biriyle, sanırım Ali b. Ebî Tâlib'le karşılaştı. Aynı şeyi ona sorunca, Ali:

“Bu konuda yaptırım gücü bende olsaydı ve bunu yapan birini görseydim onu cezalandırırdım" dedi.

İbn Abdilber, İstizkâr'da İyâs b. Âmir'den bildirir: Ali b. Ebî Tâlib'e:

“Yanımda cariyem olan iki kız kardeş var. Bunlardan biriyle birlikte oluyorum ve ondan çocuklarım oldu. Ancak diğer kardeşiyle de birlikte olmak istiyorum. Ne yapayım?" diye sorduğumda:

“Birlikte olduğun kardeşi, azat edersin sonra da diğeriyle birlikte olursun" dedi. Daha sonra da şöyle dedi:

“Yüce Allah'ın Kitab'ında dört tanesinden daha fazla evlenme durumu hariç hür kadınlar konusunda haram olan şeyler cariyeler için de haramdır. Yüce Allah'ın Kitab'ında kan bağıyla sana haram olan şeyler, süt emme dolayısıyla da haram olur."

İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib'e, cariyesi olan iki kızkardeşten biriyle birlikte olan ve diğeriyle de birlikte olmak isteyen kişinin durumu sorulduğunda:

“Birlikte olduğu kardeşi azat etmeden diğeriyle birlikte olamaz" dedi.

Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Ebî Hâtim ve Taberânî'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd'a, cariye olan iki kız kardeşi nikahı altında tutan adamın durumu sorulunca bunu kerih gördü. Kendisine:

“Ancak Yüce Allah: «...Sahip olduklarınız hariç...» buyurur" denildiğinde ise:

“Deven de senin sahip olduğun şeylerden biridir" karşılığını verdi.

İbnu'l-Münzir ve Beyhakî, Sünen'de İbn Mes'ûd'dan bildirir:

“Dört tanesinden daha fazla evlenme durumu hariç hür kadınlar konusunda haram olan şeyler cariyeler için de haramdır."

Abdurrezzâk ve İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Ammâr b. Yâsir:

“Yüce Allah, dört tanesinden daha fazla evlenme durumu hariç hür kadınlar konusunda haram kıldığı şeyleri cariyeler için de haram kıldı" demiştir.

İbn Ebî Şeybe ve Beyhakî'nin Ebû Sâlih vasıtasıyla bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib cariye olan iki kız kardeşi aynı nikah altında bulundurma konusunda:

“Bunu bir âyet helal kılmışken, bir âyet de haram kılmıştır. Ancak ben ne yapılmasını, ne de yapılmamasını söylerim. Ne helal, ne de haram kılarım. Ne ben ne de ailemden biri öyle bir şeyi yapmayız" demiştir.

Abdurrezzâk ve Beyhakî, İkrime'den bildirir: İbn Abbâs'ın yanında Ali b. Ebî Tâlib'in, cariye iki kızkardeşi aynı nikah altında bulundurma konusunda:

“Bunu bir âyet helal kılmışken, bir âyet de haram kılmıştır" dediği zikredilince İbn Abbâs şu karşılığı verdi:

“Bir âyet helal kılmışken, bir âyet haram mı kılmış! Oysa onları bana haram kılacak olan şey bana olan yakınlıklarıdır. Yoksa birbirlerine olan yakınlıkları onları bana haram kılmaz. Zira Yüce Allah:

“...Sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı..."buyurmuştur."

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd ve Beyhakî, İbn Ömer'den bildirir:

“Birinin yanında kızkardeş olan iki cariye varsa ve biriyle ilişkiye girmişse onu azat etmeden diğeriyle ilişkiye giremez."

İbnu'l-Münzir, Kâsım b. Muhammed'den bildirir: Bir kabile, kişinin yanında bulunan ve kızkardeş olan iki cariyeyle ilişkiye girip giremeyeceğini Muâviye'ye sorduklarında:

“Bir sakıncası olmaz" karşılığını verdi. Nu'mân b. Beşîr bunu duyunca Muâviye'ye:

“Sen şöyle şöyle bir fetva verdin mi?" diye sordu. Muâviye:

“Evet, verdim" dedi. Nu'mân:

“Sence, kişinin yanında cariye olarak kendi kız kardeşi bulunsa onunla ilişkiye girebilir miydi?" diye sorunca, Muâviye:

“Vallahi bu konuda beni ikna ettin ama, fetvayı soranların yanına git ve bundan uzak durmalarını, böyle bir şeyi yapamayacaklarını söyle" karşılığını verdi. Nu'mân da:

“Çünkü azat edilse de edilmese de kardeştir" dedi.

Mâlik, İbn Ebî Şeybe, Buhârî ve Müslim'in Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Bir kadınla halası ve bir kadınla teyzesi aynı nikah altında tutulamaz" buyurmuştur.

İbn Ebî Şeybe, Amr b. Şuayb'dan, o babasından, o da dedesinden naklen bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'nin fethedildiği gün:

"Bir kadınla halasının veya teyzesinin üzerine evlenilenıez" buyurmuştur.

Beyhakî, Mukâtil b. Süleymân'dan bildirir: Yüce Allah, kişinin babasının karısıyla (analığıyla) evlenmesi konusunda:

“Geçmişte olanlar hariç..."buyurmuştur. Çünkü daha önce Araplar babalarının eşleriyle evlenirlerdi. Daha sonra Yüce Allah soydan ve hısımlıktan dolayı yakın akrabalarla evlenmeyi yasakladı. Ancak yasaklarken:

“Geçmişte olanlar hariç..."istisnası getirmedi. Zira önceden Araplar öylesi evlilikler yapmazlardı. Aynı anda iki kız kardeşi nikah altında tutmayı yasaklarken de:

“Geçmişte olanlar hariç..." buyurmuştur. Çünkü daha önce Araplar iki kızkardeşle aynı anda evli bulunurlardı. Yüce Allah daha önce yapılan bu tür evlilikler konusunda:

“Alhh çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir" buyurmuştur.

İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Vehb b. Münebbih'e cariye olan iki kızkardeşle ilişkiye girme konusu sorulunca şöyle demiştir:

“Şehadet ederim ki Yüce Allah'ın Mûsa'ya (aleyhisselam) indirdiği vahiyler arasında iki kızkardeşi bir nikah altında tutan kişinin lanetlenmiş olduğu da vardır.

Yüce Allah hür ya da köle iki kızkardeşi aynı nikah altında tutmamıza izin vermedi."

Mâlik, Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattâb'a, kişi cariye olarak bir anne ile kızına sahip olduğu zaman biriyle birlikte olduktan sonra diğeriyle de beraber olup olamayacağı sorulunca:

“İkisi için böylesi bir şeye cevaz vermek istemem" dedi ve böyle bir şeyi yasakladı.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs'a, kişinin yanında cariye olarak bulunan anne ile kızıyla ilişkiye girmesi konusu sorulunca:

“Böylesi bir ilişkiyi bir âyet helal kılmışken bir âyet de haram kılmıştır. Ancak ben böylesi bir şeyi yapmam" demiştir.

İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Hazret-iAli'ye bu konu sorulunca:

“Şâyet bir âyet böylesi bir şeyi sana helal kıldıysa başka bir âyet de haram kılmıştır. Ancak en iyisi haram kılan âyete uymaktır" dedi.

Abdurrezzâk, İbn Ebî Şeybe ve İbnu'd-Durays'ın bildirdiğine göre Vehb b. Münebbih şöyle demiştir:

“Tevrat'ta, bir kadın ile annesinin cinsel organına bakan (ikisiyle birlikte olan) kişi lanetlenmiştir. Yüce Allah hür ya da köle anne ile kızıyla olan birlikteliği yasaklamıştır."

Abdurrezzâk'ın bildirdiğine göre İbrâhim en-Nehaî:

“Bir anne ile kızının fercine bakan (ikisiyle birlikte olan) kişiye Yüce Allah kıyamet gününde nazar etmez" demiştir.

İbn Ebî Şeybe'in bildirdiğine göre İbn Mes'ûd:

“Bir anne ile kızının fercine bakan (ikisiyle birlikte olan) kişiye Yüce Allah nazar etmez" demiştir.

23 ﴿