30"Ey îman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza fle yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi de öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sîze karşı çok merhametlidir. Kim haddi aşarak ve zulmederek bunu yaparsa, onu cehennem ateşine atacağız. Bu, Allah'a pek kolaydır." İbn Ebî Hâtirn ve Taberânî'nin sahîh bir senedle bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin..." âyetini açıklarken: “Muhkem bir âyettir. Ne neshedilmiştir, ne de kıyamete kadar neshedilecektir" demiştir. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: “Malları aralarında yemek; faiz, kumar, hile gibi yollarla haksız yere malı yemektir. Ancak ticaret yoluyla olduktan sonra bir dirhemin bin dirhem getirmesinin bir sakıncası olmaz." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İkrime ile Hasan (-ı Basrî) bu âyeti açıklarken şöyle demişlerdir: Bu âyetin nüzûlünden sonra kişi başka birinin yanında bir şeyler yemekten çekinir oldu. Ancak Nûr Sûresi'ndeki: “...Kendi evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz evlerde ya da dostlarınızın evlerinde yemek yemenizde de bir sakınca yoktur..." âyetiyle bu âyet neshedildi. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka..." âyetini açıklarken: “Ticaret, alışveriş veya birinin birine bağış vermesi gibi karşılıklı rızaya dayalı durumlar bunun dışındadır" demiştir. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve Beyhakî'nin Sünen'de bildirdiğine göre Katâde bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: “Ticaret Yüce Allah'ın ihsan ettiği rızık kapılarından biridir. Doğruluk ve dürüstlükle uğraşan kişi için de helal bir şeydir. Temiz, dürüst ve güvenilir tüccarın kıyamet gününde Arş'ın altında gölgelenecek yedi kişiden biri olduğu bize anlatılırdı." Tirmizî ve Hâkim'in Ebû Saîd el-Hudrî'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Dürüst ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddîkler ve şehitlerle beraber olur" buyurmuştur. İbn Mâce, Hâkim ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Dürüst ve güvenilir Müslüman tüccar, kıyamet gününde şehitlerle beraber olur" buyurmuştur. Hâkim, Râfi' b. Hadîc'ten bildirir: Allah Resûlü'ne (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yâ Resûlallah! Hangi kazanç daha temiz ve helaldir?" diye sorulunca: “Kişinin kendi eliyle kazandığı ve temiz bir ticaretle elde ettiğidir" buyurdu. Hâkim ve Beyhakî, Sünen'de Ebû Burde'den bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): “Hangi kazanç daha temiz ve helaldir?" diye sorulunca: “Kişinin kendi eliyle kazandığı ve temiz bir ticaretle elde ettiğidir" karşılığını verdi. Saîd b. Mansûr'un Nuaym b. Abdirrahman el-Ezdî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Rızkın onda dokuzu ticarette, kalan onda birlik kısmı ise hayvancılıktadır" buyurmuştur. İsbehânî, Terğîb'de Safvân b. Ümeyye'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Bilin ki Allah'ın yardımı dürüst tüccarlarla beraberdir" buyurmuştur. İsbehânî'nin Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Dürüst tüccar, kıyamet gününde Arş'ın gölgesi altında olacaktır" buyurmuştur. İsbehânî'nin Muâz b. Cebel'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “En temiz ve helal kazanç, konuşurken yalan söylemeyen, verdiği sözde duran, emanete ihanet etmeyen, satın alırken malı kötülemeyen, satarken de övmeyen, aldıkları borcun ödemesini geciktirmeyen, alacakları konusunda da karşı tarafı sıkıştırmayan tüccarların kazancıdır." İsbehânî'nin Ebû Umâme'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir tüccarda dört haslet varsa kazancı temiz ve helal demektir. Bunlar satın alacağı malı kötülememesi, satacağı malı övmemesi, satışta hile yapmaması ve alıp satarken yemin etmemesidir. " Hâkim'in Rifâa b. Râfi'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Tüccarlar, Allah'tan korkan ve doğru, dürüst olanları hariç kıyamet gününde günahkar olarak haşredilirler" buyurmuştur. Ahmed ile Hâkim, Abdurrahman b. Şibl'den bildirir: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): “Asıl günahkarlar tüccarlardır" buyurduğunu işittim. Bazıları: “Yâ Resûlallah! Yüce Allah ticareti helal kılmadı mı ki?" diye sorunca, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): “Kıldı, ancak tüccarlar yemin ederek günaha girerler, konuşurken de yalan söylerler" karşılığını verdi. Hâkim'in Amr b. Tağlib'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kıyametin alâmetlerinden bazıları da malın çoğalması, cehaletin artması, fitnelerin ortaya çıkması ve herkesin ticaretle uğraşmasıdır." İbn Mâce ve İbnu'l-Münzir'in Saîd'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Alışveriş karşılıklı rızaya dayalıdır" buyurmuştur. İbn Cerîr'in Meymûn b. Mihrân'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Alışveriş karşılıklı rızaya dayalıdır. Satışta muhayyerlik de satış sonrasında olur. Bir müslümanın bir müslümanı ticarette aldatması helal değildir" buyurmuştur. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ebû Zur'a bir atını sattı ve sattığı adama üç defa: “Ya paranı ya da atı almayı seç" dedi. Daha sonra atı satın alan adama: “Sen de beni muhayyer kıl" deyince alıcı da onu üç defa muhayyer bıraktı. Bunun üzerine Ebû Zur'a şöyle dedi: Ebû Hureyre'nin: “Alışveriş tarafların rızasına dayalıdır" dediğini işittim. İbn Mâce, Câbir b. Abdillah'tan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir bedeviden bir yük hayvan yemi satın aldı. Satış bittikten sonra bedeviye: “Ya paranı ya da yemi almayı seç" buyurdu. Bunun üzerine bedevi: “Allah senin gibi müşteriye uzun ömürler versin" dedi. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Ebû Zur'a birine bir şey sattığı zaman ona: “Beni muhayyer bırak" derdi. Sonra da Ebû Hureyre'den naklen Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): “Bir alışverişte her iki taraf razı olmadan ayrılmasınlar" buyurduğunu söylerdi. İbn Cerîr'in Ebû Kılâbe'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ey Bakî' ahalisi! Satışta her iki taraf razı olmadıkça birbirinden ayrılmasınlar" buyurmuştur. Buhârî, Ebû Dâvud, Tirmizî ve Nesâî'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Satışta alıcı ile satıcı birbirlerinden ayrılmadıkça veya biri diğerine: «Malı ya da parayı seç» demedikçe satışı iptal etmede muhayyerdirler" buyurmuştur. İbnu'l-Münzir ile İbn Ebî Hâtim'in Ebû Sâlih'ten bildirdiğine göre İkrime: “...Kendinizi de öldürmeyin..." âyetini açıklarken: “Yüce Allah Müslümanların birbirlerini öldürmelerini yasaklamıştır" demiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Kendinizi de öldürmeyin..." âyetini: “Birbirinizi öldürmeyin" şeklinde açıklamıştır. İbn Cerîr, Atâ b. Ebî Rebâh'tan yorumun aynısını zikreder. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Süddî: “...Kendinizi de öldürmeyin..." âyetini açıklarken: “Sizinle aynı dinden olanları öldürmeyin" demiştir. Ahmed, Ebû Dâvud, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim, Amr b. el- Âs'tan bildirir: Zatu's-Selâsil savaşının yapıldığı yıl Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir birliğin başında beni göndermişti. Soğuk bir gecede ihtilam oldum. Yıkanmam halinde ölmekten çekindiğim için de teyemmüm alıp arkadaşlarıma sabah namazını kıldırdım. Dönüşte Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) geldiğimde bunu ona aktardım. Bana: “Cünüp iken arkadaşlarına sabah namazını mı kıldırdın?" buyurunca şöyle dedim: “Evet, yâ Resûlallah! Soğuk bir gecede ihtilam oldum. Yıkanmam halinde o soğukta ölmekten çekindim. Ayrıca Yüce Allah'ın: «Kendinizi de öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir» âyetini hatırladım. Sonrasında teyemmüm alıp namazı kıldırdım." Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu duyunca güldü ve bir şey demedi. Taberânî, İbn Abbâs'tan bildirir: Bir yolculuk sırasında Amr b. el-Âs yanındakilere cünüp bir şekilde namazı kıldırdı. Döndüklerinde Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bu yaptığını anlattılar. Allah Resûlü bunu Amr'a sorunca da şöyle dedi: “Yâ Resûlallah! Soğuktan dolayı yıkanmam halinde ölmekten korktum. Yüce Allah da: «Kendinizi de öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir» buyurur." Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) sustu ve bir şey demedi. Saîd b. Mansûr, İbn Sa'd ve İbnu'l-Münzir, Âsim b. Behdele'den bildirir: Sıffîn savaşı sırasında Mesrûk, savaşmaya hazır iki topluluğun arasından durdu ve şöyle seslendi: “Ey insanlar! Beni dinleyin! Gökten sesini duyduğunuz ve kendisini gördüğünüz biri: “Yüce Allah bu yapmakta olduğunuz şeyi yasaklıyor!" dese bu savaştan vazgeçer misiniz?" Onu duyanlar: “Sübhânallah!" demeye başladılar. Bunun üzerine Mesrûk: “Vallahi Yüce Allah, Cebrâil vasıtasıyla bunu çok açık bir şekilde Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem) indirdi ve: «Kendinizi de öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir» buyurdu" dedi. Sonrasında savaş alanını terk edip Kûfe'ye gitti. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “Kim haddi aşarak ve zulmederek bunu yaparsa, onu cehennem ateşine atacağız. Bu, Allah'a pek kolaydır" âyetini açıklarken: “Birbirlerinin mallarını düşmanca ve haksız yere yiyenler ve birbirlerinin kanlarını akıtanları cezalandırmak Allah için pek kolaydır" demiştir. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir, İbn Cüreyc'den bildirir: Atâ'ya: “Kim haddi aşarak ve zulmederek bunu yaparsa, onu cehennem ateşine atacağız. Bu, Allah'a pek kolaydır" âyeti haksız yere birbirlerinin mallarını yiyen ile birbirlerini öldürenler için mi, yoksa sadece: “...Kendinizi de öldürmeyin..."buyruğundaki kişiler için mi?" diye sorduğumda: “Sadece: «Kendinizi de öldürmeyin» buyruğundaki kişiler içindir" dedi. |
﴾ 30 ﴿