94"Ey iman edenler, haberiniz olsun kî, Allah sizi elleriniz ve mızraklarınızın erişeceği bolluk içinde bir avla sınayacak kî, gıyabında kendisinden korkanlar meydana çıksın. Kim bunun üzerine saldırıda bulunursa ona gayet acı bîr azap vardır." İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in, Ali vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, Allah sizi elleriniz ve mızraklarınızın erişeceği bolluk içinde bir avla sınayacak ki..." âyetini açıklarken: “Burada zayıf ve küçük olan avlar kastedilmektedir. Allah insanları ihramda iken imtihan etmektedir. Hatta onlar isteseler ellerini uzatarak onları yakalayabilirler. Fakat Allah, insanların onlara yaklaşmalarını yasaklamıştır" dedi. "...Sizden bile bile onu öldürene..." âyeti hakkında ise: “Eğer kişi bilerek veya unutarak veya hata ile öldürecek olursa avladığı hayvanın dengi bir şey kurban etmesine hükmedilir. Eğer bir daha bilerek öldürecek olursa, Allah onu bağışlaması dışında cezasını vermekte acele eder" dedi. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş-Şeyh ve Beyhakî'nin, Sünen'de bildirdiğine göre Mücâhid: “Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, Allah sizi elleriniz ve mızraklarınızın erişeceği bolluk içinde bir avla sınayacak ki..." âyetini açıklarken: “Ok ve mızrağın erişebileceği şeyle büyük avlar, elleri ile erişecekleri şeylerle de küçük avlar yani yavrular ve yumurtalar kastedilmektedir" dedi. Başka bir lafızda: “...Elleriniz..." ifadesiyle: “Onların yavrularını ve yumurtalarını ellerinizle almanız, "...Mızraklarınızın..." ifadesiyle de ok ve mızrakla vurduklarınız kastedilmektedir" şeklindedir. İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, Allah sizi elleriniz ve mızraklarınızın erişeceği bolluk içinde bir avla sınayacak ki..." âyetini açıklarken: “Burada av olmaktan kaçıp kurtulamayan hayvanlar kastedilmektedir" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mukâtil b. Hayyân der ki: “Bu âyet Hudeybiye umresinde nâzil olmuştur. Çünkü vahşi hayvanlar, kuşlar ve avlar kafileye ansızın saldırıyordu. Daha önce böyle bir şeyi asia görmemişlerdi. Fakat Yüce Allah, gaypta kendisinden korkanları (daha dindarları) bilmek (sınamak) için ihramda iken onları öldürmelerini yasakladı. İbn Ebî Hâtim'in, Kays b. Sa'd vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Kim bunun üzerine saldırıda bulunursa ona gayet acı bir azap vardır" âyetini açıklarken: “Burada (av yapan) kişinin sırtına ve karnına dövülerek elbiselerinin alınması kastedilmektedir" dedi. Ebu'ş-Şeyh'in, Kelbî vasıtasıyla bildirdiğine göre Ebû Sâlih ve Câbir b. Abdillah: “Önceleri avdan bir şey alan veya öldüren kişiye yüz kırbaç atılırdı. Daha sonra bu konuda hüküm indi" dediler. Ebu'ş-Şeyh'in, Ebû Sâlih vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: “Eğer kişi bilerek avlayacak olursa sırtı ve karnına acıtacak şekilde defalarca vurulur. Vec ahalisine de öyle yapmışlardı. Yani Tâif'teki Vâd ahalisine öyle yapmışlardı. Cahiliye zamanında kişi bir av yaptığı zaman şiddetli bir şekilde dövülür ve elbiseleri alınırdı." Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): “...Kim bunun üzerine saldırıda bulunursa ona gayet acı bir azap vardır" âyetini açıklarken: “Vallahi, bu azap ta vaciptir" dedi. İbn Ebî Hâtim, Mücâhid'den bunun aynısını bildirir. |
﴾ 94 ﴿