2"Müminler öyle kimselerdir kî, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. Kendilerine O'nun âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır ve ancak Rablerine dayanıp güvenirler" İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini: "Kalpleri ürperir" şeklinde açıklamıştır. İbn Cerîr ile İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Müminler öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir.." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Münafıklar herhangi bir farzı eda ederken içlerinden Allah'ı anmazlar. Allah'ın hiçbir âyetine iman etmezler. Allah'a tevekkül etmezler. Kimselerin göremeyeceği yerlerde namaz kılmazlar, mallarının zekatlarını vermezler. İşte Yüce Allah bunların mümin olmadığını bildirmiş ve mümin olanları da: '"Müminler öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. Kendilerine O'nun âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır ve ancak Rablerine dayanıp güvenirler" şeklinde nitelemiştir. Hakîm et-Tirmizî, İbn Cerîr ve Ebu'ş-Şeyh, Şehr b. Havşeb'den bildirir: Ümmü'd-Derdâ: “Kalplerin ürpermesi kuru hurma yapraklarının yanması gibi bir şeydir. Ey Havşeb! Sen Allah'ı anınca İçinde bir ürperme hissetmiyor musun?" deyince: “Evet, hissediyorum" karşılığını verdim. Bunun üzerine: “Böyle bir ürpertiyi hissettiğin zamanlarda dua et. Zira böylesi anlarda yapılan dualar kabul görür" dedi. Hakîm et-Tirmizî, Sabit el-Bünânî'den bildirir: Fülan (biri): “Dualarıma ne zaman icabet edildiğini bilirim" deyince: “Bunu nereden biliyorsun?" diye sordular. O da: “Şayet bedenimde bir ürperti, kalbimde bir korku olur, gözlerimden de yaş gelirse anlarım ki duama icabet edilecektir" dedi. İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş-Şeyh ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Süddî: “Müminler öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Kişinin, zulüm veya günah olan bir şeyi yapmak üzereyken kendisine: “Allah'a karşı gelmekten sakın!" denilince bundan vazgeçmesidir. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Onların imanlarını artırır..." âyetini açıklarken: “Samimiyetlerini arttırır" demiştir. İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Rabî' b. Enes: “...Onların imanlarını artırır..." âyetini açıklarken: “Haşyetleri daha da artar" demiştir. İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Onların imanlarını artırır..." âyetini açıklarken: “İman artar ve eksilir. Zira iman hem söz, hem de amel demektir" demiştir. Ebu'ş-Şeyh, Süfyân b. Uyeyne'den bildirir: Kur'ân imanın artıp eksilebileceğini ifade etmiştir. "...Onların imanlarını artırır..." âyeti îmanın artabileceğini, "...Onların da inkârlarını büsbütün artırır..." âyeti da imanın eksilebileceğini ifade etmiştir. İbn Sa'd'in bildirdiğine göre ashâbdan Umeyr b. Habîb b. Hubâşe: “İman artar ve eksilir" deyince, kendisine: “Artıp eksilmesi nasıl olur?" diye soruldu. Bunun üzerine Umeyr şöyle dedi: “Allah'ı zikredip ona karşı gelmekten sakındığımızda imanımız artar. Gaflete düşüp Allah'ı unuttuğumuzda ve kendimizi kaybettiğimizde de imanımız eksilir." Hakîm et-Tirmizî ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Ömer b. el- Hattâb: “Şayet Ebu Bekr'in imanı ile yeryüzündeki diğer tüm insanların imanı karşılıklı tartılacak olsa Ebû Bekr'in imanı daha ağır basardı" demiştir. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Ancak Rablerine dayanıp güvenirler" âyetini açıklarken: “Allah'tan başkasına yönelmez ondan başkasından bir şey beklemezler" demiştir. İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Zühd'de, Abd b. Humeyd, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “Allah'a tevekkül imanın başıdır" demiştir. Beyhakî'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Tevekkül imanın başıdır" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in başka bir kanaldan bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: “Allah'a tevekkül imanın yarısıdır" demiştir. |
﴾ 2 ﴿