42"Hani sîz vadinin yakın tarafında, onlar uzak tarafında, kervansa sizin aşağınızdaydı. Şayet buluşmak üzere sözleşmiş olsaydınız sözleşmenizde ayrılığa düşerdiniz. Fakat Allah, olacak bir işi gerçekleştirmek için böyle yaptı ki, ölen açık bir delille ölsün, yaşayan da açık bir delille yaşasın. Şüphesiz Allah, elbette hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir" İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Hani siz vadinin yakın tarafında, onlar uzak tarafında, kervansa sizin aşağınızdaydı..." âyetini açıklarken: “Vadinin yakınından kasıt kenarıdır. Kervandan kasıt da Ebû Süfyân'ın kervanıdır" demiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime: “Hani siz vadinin yakın tarafında, onlar uzak tarafında, kervansa sizin aşağınızdaydı..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Vadinin yakın tarafından kasıt alt kenarı, uzak tarafından kasıt ise üst kenarıdır." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Urve: “...Kervansa sizin aşağınızdaydı..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Ebû Süfyân yetmiş süvariyle birlikte vadinin aşağı tarafında bulunuyordu. Kervana saldırı olacağı haberini alan Kureyşliler de dokuzyüz kişilik bir kuvvetle yola düştüler. Kureyşliler Cuhfe'de iken Ebû Süfyân onlara: “Tehlikeyi atlatıp Müslümanları geçtim, geri dönebilirsiniz" haberini yolladı. Ancak Kureyşliler: “Vallahi Bedir kuyularına varmadan geri dönmeyiz!" karşılığını verdiler. İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid: “...Kervansa sizin aşağınızdaydı..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Ebû Süfyân ile arkadaşları kervanla Şam'dan dönüyorlardı ve onlar için çıkan Müslümanlardan haberleri yoktu. Bunun yanında ne Müslümanların Kureyş'ten yola çıkan müşriklerden, ne de müşriklerin Bedir'e doğru giden Müslümanlardan haberleri vardı. Sonunda Bedir kuyularının yanına karşı karşıya geldiler. Yapılan, savaşta müşrikler hezimete uğradılar ve birçok esir verdiler." İbn İshâk ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Abbâd b. Abdillah b. ez- Zübeyr: “Hani siz vadinin yakın tarafında, onlar uzak tarafında, kervansa sizin aşağınızdaydı. Şayet buluşmak üzere sözleşmiş olsaydınız sözleşmenizde ayrılığa düşerdiniz. Fakat Allah, olacak bir işi gerçekleştirmek için böyle yaptı ki, ölen açık bir delille ölsün, yaşayan da açık bir delille yaşasın..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Müşrikler vadinin Mekke tarafında, Ebû Süfyân ile kervanı ise sahil tarafında müşriklerden biraz daha aşağıda bulunuyordu. Şayet Müslümanlar müşriklerle karşılaşmak üzere anlaşmış olsalardı kendi sayılarının azlığı müşriklerin çokluğu karşısında ihtilafa düşer ve savaşmaktan vazgeçerlerdi. Ancak Yüce Allah, İslam ile Müslümanları aziz, küfrü ve kafirleri ise zelil kılmayı takdir etti. Onun için lütfü ve keremiyle Müslümanları sadece kervanı ele geçirmek için, Kureyşiileri de Mekke'den sadece kervanı korumak için yola çıkardı. Sonra her iki topluluğu da savaş için bir araya getirdi. Bunu da: “...Allah, olacak bir işi gerçekleştirmek için böyle yaptı ki..." şeklinde dile getirdi. Yüce Allah bunu hak ile batılı birbirinden ayırmak, küfre girenlerin açık delil ile ibretleri gördükten sonra küfre girmesi, iman edeceklerin de açık delilleri gördükten sonra iman etmesi için yaptı. |
﴾ 42 ﴿