49"Şeytan onlara işlediklerini güzel gösterdi ve «Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; doğrusu ben de size yardımcıyım» dedi. İki ordu karşılaşınca da, geri dönüp, «Benim sizinle ilgim yok; doğrusu sizin görmediğinizi ben görüyorum ve şüphesiz Allah'tan korkuyorum, Allah'ın azabı şiddetlidir» dedi. İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık bulunanlar «Bunları dinleri aldattı» diyorlardı; oysa kim Allah'a güvenirse bilmelidir ki Allah üstündür, hikmet sahibidir." Vâkidî ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: Bedir'de iki taraf karşı karşıya geldiğinde Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir müddet kendinden geçtikten sonra kendine geldi ve sağ tarafta Cebrâil'in, sol tarafta Mikâil'in ve İsrâil'in birer ordu ile geldikleri müjdesini Müslümanlara verdi. İblis de Surâka b. Cu'şum el-Mudlicî'nin suretinde müşriklerin içindeydi. Onları savaş için kışkırtıyor ve böylesi bir günde onları kimselerin yenemeyeceğini söylüyordu. Ancak meleklerin indiğini görünce geri geriye kaçmaya ve: “Benim sizinle ilgim yok! Zira görmediğiniz şeyleri görüyorum" demeye başladı. Haris b. Hişâm, Surâka sandığı İblis'in böyle dediğini işitince üzerine saldırdı. Ancak İblis onun göğsüne vurup yere düşürdü. Sonra oradan kaybolup denize düştü. Denizde iken ellerini kaldırıp: “Rabbim! Bana kıyamete kadar yaşama sözü vermiştin! Sözünü tut!" demeye başladı. Taberânî ve Ebû Nuaym, Delâil'de Rifâa b. Râfi' el-Ensârî'den bildirir: İblis, Bedir savaşında meleklerin müşriklere yaptığını görünce sıranın kendisine gelmesinden korktu. Hâris b. Hişâm, Surâka b. Mâlik sandığı İblis'in üzerine saldırdı. Ancak İblis onun göğsüne vurup yere düşürdü. Sonra oradan kaçıp kendini denize attı. Denizde iken ellerini kaldırıp: “Rabbim! Bana verdiğin mühleti gözetmeni diliyorum" demeye başladı. Taberânî, M.el-Evsat'ta Ebû Hureyre'den bildirir: Yüce Allah, Mekke'de Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem): “O topluluk, yakında bozguna uğrayacak ve ardını dönüp kaçacak" âyetini indirince, Ömer b. el-Hattâb: “Yâ Resûlallah! Hangi topluluk?" diye sormuştu. Bu olay Bedir savaşından önce gerçekleşmişti. Bedir savaşı olup da müşrikler hezimete uğrayınca Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) elinde kılıcıyla müşriklerin peşinden: “O topluluk, yakında bozguna uğrayacak ve ardını dönüp kaçacak" âyetini okuyarak gittiğini gördüm. Bu şekilde âyetin Bedir savaşından bahsettiği anlaşıldı. Yüce Allah onlar hakkında: “Nihayet refah ve bolluk içinde olanlarını azapla kıskıvrak yakaladığımız zaman, bakmışsın ki feryat edip duruyorlar" âyetini de indirdi. Yine: “Allah'ın nimetine nankörlükle karşılık veren ve sonunda kavimlerini helâk yurduna sürükleyenleri görmedin mi?" âyetini indirdi. Bu savaşta Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara doğru bir avuç toprak atmış ve bu toprak hepsinin gözlerini ve ağızlarını doldurmuştu. Bundan dolayıdır ki müşriklerden gözlerini ve ağızlarını temizlerken öldürülenler de olmuştu. Yüce Allah bu konuda: “...Attığın zaman da sen atmamıştın, fakat Allah atmıştı..." âyetini indirdi. İblis hakkında da: “...İki ordu karşılaşınca da, geri dönüp, «Benim sizinle ilgim yok; doğrusu sizin görmediğinizi ben görüyorum ve şüphesiz Allah'tan korkuyorum, Allah'ın azabı şiddetlidir» dedi" âyetini indirdi. Bedir savaşında Utbe b. Rabîa ve yanındakilerden bazıları: “Bunları dinleri aldatmış" deyince de Yüce Allah cevaben: “İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık bulunanlar «Bunları dinleri aldattı» diyorlardı..." âyetini indirdi. İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Hasanlı Basrî): “...Ben görüyorum..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “İblis, ridasıyla yüzünü kapatmış arkadaşlarının önünde atının dizginlerinden tutup yürüyen Cebrâil'i görmüştü." İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde: “...Ben görüyorum..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Bize anlatılana göre İblis, Bedir savaşında Cebrâil'in diğer meleklerle birlikte indiğini görünce onlara karşı koymaya gücünün yetmeyeceğini anladı. Bundan dolayı: “...Şüphesiz Allah'tan korkuyorum..." dedi. Oysa yalan söylüyordu. Zira Allah'tan korkmuyordu, ancak meleklere karşı koyamayacağını ve onlara gücünün yetmeyeceğini biliyordu. Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir, Ma'mer'den bildirir: “Bize anlattıklarına göre müşrikler daha sonra gerçek Surâka b. Mâlik'e neden öyle yaptığını sorduklarında bu yönde bir şey demediğini söylemiştir." İbn İshâk ve İbn Ebî Hâtim, Abbâd b. Abdillah b. ez-Zübeyr'den bildirir: “İblis'in bu şekilde gerisin geriye kaçtığını gören kişi Hâris b. Hişâm b. Umeyr b. Vehb el-Cumahî'ydi." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık bulunanlar «Bunları dinleri aldattı» diyorlardı..." âyetini açıklarken: “Bunu o gün Müslümanlar için söylüyorlardı" demiştir. Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): “İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık bulunanlar «Bunları dinleri aldattı» diyorlardı..." âyetini açıklarken: “Bunlar Bedir savaşına katılmayan kişilerdi ve bundan dolayı âyette münafık olarak isimlendirildiler" demiştir. Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir, Kelbî'den bildirir: Bunlar Mekke'de bulunan ve müslüman olduklarını söyleyen kişilerdir. Sonradan Bedir savaşına müşriklerlş birlikte çıkmışlardır. Orada Müslümanları gördüklerinde de: “...Bunları dinleri aldattı..." dediler. İbnu'l-Münzir ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Şa'bî bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: Mekke ahalisinden bazıları Müslüman olduklarını dile getirdiler. Ancak Bedir savaşına müşriklerle birlikte çıktılar. Orada Müslümanların azlığını görünce de: “...Bunları dinleri aldattı..." dediler. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn İshâk: “İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık bulunanlar «Bunları dinleri aldattı» diyorlardı..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Bunlar Mekke'de bulunan, Müslüman olduklarını dile getirip müşriklerle birlikte Bedir savaşına çıkan gençlerden bir topluluktu. Babalarının engellemesiyle hicret edememişlerdi. Şüpheler içinde de Bedir'e gidip Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabının azlığını, düşmanlarının ise çokluğunu gördüklerinde: “Bunları dinleri aldatmış" demeye başladılar. Bunlar Kays b. Velîd b. Muğîre el-Mahzûmî, Ebû Kays b. Fâkih b. Muğîre el-Mahzûmî, Haris b. Zem'a, Ali b. Umeyye b. Halef ve Âs b. Münebbih adında Kureyş gençlerinden beş kişidir. |
﴾ 49 ﴿