66

"Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et. Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, ikiyüz kişiye galip gelir. Eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir"

Buhârî, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdûye ve Beyhakî, Şuabu'l-lman'Ğa Süfyân vasıtasıyla Amr b. Dînar'dan bildirdiğine göre İbn Abbâs şöyle demiştir:

“...Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler..." âyetiyle Yüce Allah Müslümanlardan bir kişinin on düşmandan, yirmi kişinin de iki yüz düşmandan kaçmamasını emretti. Daha sonra:

“Şimdi Allah yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi..." âyetini indirdi ve Müslümanlardan yüz kişinin iki yüz kişilik düşmandan kaçmamasını emretti."

Süfyân der ki: İbn Şübrüme de bu konuda şöyle der:

“Aynı şeyin iyiliği emredip kötülükten nehyetme konusunda da geçerli olduğunu düşünüyorum. Bir kişi iki kişiye iyiliği emredebilir. Ancak üç kişi olurlarsa emredip emretmemede serbesttir."

Buhârî, Nehhâs, Nâsih'de, İbn Merdûye ve Beyhakî, Sünen'de İbn Abbâs'tan bildirir:

“...Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler..." âyeti nazil olup da bir müslümanın on düşmandan kaçmaması emredilince bu durum Müslümanlara ağır geldi. Ancak sonrasında durumu hafifleten:

“Şimdi Allah yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, ikiyüz kişiye galip gelir..." âyeti nazil oldu. Yüce Allah bu şekilde sayıyı hafifletince onlara verdiği sabrı da aynı oranda azalttı.

İshâk b. Râhuye, Müsned'de, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Taberânî, el-Evsat'ta, Ebu'ş-Şeyh ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: Yüce Allah Müslümanlardan bir kişinin düşmanlardan on kişiye karşı savaşmasını farz kılınca bu durum onlara ağır geldi ve sıkıntıya girdiler. Bunun üzerine Yüce Allah bu sayıyı azaltıp yüklerini hafifletti. Bu konuda da da:

“...Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler. Eğer içinizde yüz kişi bulunursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. Çünkü onlar anlamayan bir kavimdir. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, ikiyüz kişiye galip gelir. Eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle ikibin kişiye galip gelirler..." âyetlerini indirdi.

Ebu'ş-Şeyh ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir:

“Ey Peygamber! Müminleri savaşa teşvik et..." âyeti nazil olduğunda, Müslümanlardan yirmi kişinin düşmanlardan iki yüz kişiyle, Müslümanlardan yüz kişinin de düşmanlardan bin kişiyle savaşmaları Müslümanlara ağır geldi. Ancak daha sonra gelen:

“Şimdi Allah yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi.." âyeti bu âyetin hükmünü neshetti. Buna göre Müslümanların sayısı düşmanlann yansı kadar olduğu zaman kaçmamaları gerekir. Ancak bundan daha az sayıda oldukları zaman düşmana karşı savaşmak zorunda değillerdir ve onlardan uzak durabilirler. Daha sonra Yüce Allah alınan esirler ve ganimetler konusunda Müslümanlara sitemde bulundu. Zira daha önce hiçbir peygamber Allah düşmanlarından ganimet almazdı.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Yüce Allah bu âyetle bir müslümanın on düşmandan, aynı şekilde Müslüman bir grubun kendilerinden on kat daha fazla sayıda olan düşmandan kaçmamalarını emretti. Ancak bu durum Müslümanları sıkıntıya soktu ve onlara ağır geldi. Bunun üzerine:

“Şimdi Allah yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, ikiyüz kişiye galip gelir. Eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle ikibin kişiye galip gelirler..." âyeti nazil oldu. Bu âyetle de Müslümanlardan bir kişinin düşmanlardan iki kişiden, aynı şekilde Müslüman bir grubun kendilerinden iki kat daha fazla sayıda olan düşmandan kaçmaması emredilmiş oldu. Ancak sayıda azalttığı oran kadarıyla zaferden de azalttı.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr:

“...Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Bedir savaşında Yüce Allah müşrikleri toptan yok etmek için Müslümanlardan bir kişinin müşriklerden on kişiye karşı savaşmasını emretti. Savaş sonunda Yüce Allah müşrikleri hezimete uğratıp yok edince Müslümanların yükünü hafifletip bu sayıyı azalttı. Bedir savaşı sonrası için de:

“Şimdi Allah yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, ikiyüz kişiye galip gelir. Eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle ikibin kişiye galip gelirler..." âyetini indirdi.

Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî):

“...Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Bu âyet, Bedir savaşı için nazil olmuştur. Bedir savaşında sıkı tutulan bu durum daha sonraki âyetlerle hafifletilmiştir."

Ebu'ş-Şeyh, Mücâhid'den bildirir:

“Bu tutum Bedir savaşı için Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabı hakkında nazil oldu. Bu savaşta bir müslümanın kafirlerden on kişiye karşı savaşması emredildi. Ancak bu durum Müslümanlara ağır gelince Yüce Allah bunu hafifletti ve bir müslümanın iki düşmana karşı savaşması emredildi."

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Ömer:

“...Eğer içinizde sabırlı yirmi kişi bulunursa, iki yüz kişiye galip gelirler..." âyetini açıklarken:

“Biz, Muhammed'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabı hakkında nazil oldu" demiştir.

Şîrâzî, el-Elkâb'da, İbn Adiy ve Hâkim, İbn Ömer'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyeti: (.....) lafzıyla, (.....) ifadesini dammeli/ötreli olarak okudu.

İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyeti: (.....) lafzıyla okudu.

İbn Merdûye, Hazret-i Ali'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyeti: (.....) lafzıyla okudu. Kur'ân'da zayıflık anlamındaki tüm ifadeleri de (.....) harfi dammeli/ötreli olacak şekilde (.....) lafzıyla okumuştur.

66 ﴿