34"Ey îman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele" Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Dahhâk: “Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Ahbâr, Yahudilerin alimleri, ruhban ise Hıristiyanların alimleridir. Bunlar Yüce Allah'ın indirmediği, kendi elleriyle yazdıkları kitaplara dayanarak insanların mallarını yerler. "Karşılığında az bir ücret alabilmek için kendi elleriyle kitap yazıp da sonra: işte bu Allah katından gelmedir' diyenlere yazıklar olsun..." âyeti ile "Onlardan bir takımı, Kitapta olmadığı halde Kitaptan zannedesiniz diye dillerini eğip bükerler. O, Allah katından olmadığı halde: 'Allah katındandır' derler..."âyeti de bunu anlatmaktadır. Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Süddî bu âyeti açıklarken: “Ahbâr, Yahudilerin alimleri, ruhbân ise Hıristiyanların alimleridir. Bunların alıkoydukları ve Allah'ın yolu olarak ifade edilen de Muhammed'dir (sallallahü aleyhi ve sellem)" demiştir. Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Fudayl b. İyâd: “Âhiret alimlerinin peşinden gidin. Dünya alimlerinden sakınıp uzak durun ki gafletleriyle sizlere zarar vermesinler" demiş ve: “Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar..." âyetini okumuştur. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Bunlar mallarının zekatını ödemeyenlerdir. Yerin altında veya üstünde olsun zekatı ödenmeyen her mal "kenz" kategorisindedir. Yerin altında veya üstünde olsun zekatı verilen her mal bu kategori dışındadır. İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Zekatı verilen mal, kenz değildir" demiştir. Mâlik, İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh, İbn Ömer'den bildirir: “Zekatı verilen mal, yerin yedi kat dibinde olsa dahi kenz sayılmaz. Zekatı verilmeyen mal ise ortada olsa dahi kenz'dir." İbn Merdûye, aynısını merfû olarak İbn Ömer'den bildirir. İbn Adiy ve Hatîb'in Câbir'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) zekatı ödenen malın kenz olmadığını ifade etmiştir. İbn Ebî Şeybe, Câbir'den aynısını mevkûf olarak (sahabiye atfen) zikreder. Ahmed, Zühd'de, Buhârî, İbn Mâce, İbn Merdûye ve Beyhakî, Sünen'de bildirdiğine göre İbn Ömer bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: “Bu durum zekatın farz kılınmasından önceydi. Zekat hükmü riazil olunca Yüce Allah zekatı malın temizleyicisi kıldı. Onun için saysını bildikten sonra Uhud dağı kadar altınım olsa umurumda olmaz. Zira zekatını verir ve onu Allah'a itaat yolunda kullanırım." İbn Ebî Şeybe ve Ebu'ş-Şeyh, Saîd b. Ebî Saîd'den bildirir: Hazret-iÖmer'in hilafeti döneminde adamın biri kendisine ait olan bir evi sattı. Ömer ona: “Evin bedelini sakla. Karının yatağının altına göm" dedi. Adam: “Ey müminlerin emiri! Bu şekilde mal kenz olmaz mı?" diye sorunca, Ömer: “Zekatını verdikten sonra kenz sayılmaz" dedi. İbn Merdûye ve Beyhakî, Ümmü Seleme'den bildirir: “Yâ Resûlallah! Altın ve gümüşten takılarım var. Bunlar kenz'e girer mi?" diye sorduğumda, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): “Zekatını verdiğin sürece kenz değildir" buyurdu. Ahmed, Tirmizî, İbn Mâce, İbn Ebî Hâtim, İbn Şâhin, et-Terğîb ve'l- Terhîb'de, Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdûye ve Ebû Nuaym, Hilye'de Sevbân'dan bildirir: “...Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar..." âyeti nazil olduğunda Resûlullah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) birlikte bir yolculuktaydık. Ashabından bazıları: “O zaman hangi malın daha hayırlı olduğunu bilsek de onu edinsek" deyince, Allah Resûlü: “Kişinin sahip olabileceği en değerli şey; Allah'ı zikreden bir dilr Allah'a şükreden bir kalp ve imanı konusunda erkeğine yardımcı olan bir hanımdır" buyurdu. Başka bir lafızda: “Âhiretine yardımcı olan bir hanımdır" şeklinde geçer. İbn Ebî Şeybe, Müsned'de, Ebû Dâvud, Ebû Ya'lâ, İbn Ebî Hâtim, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî, Sünen'de İbn Abbâs'tan bildirir: “...Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar..." âyeti nazil olduğu zaman bu durum Müslümanlara ağır geldi ve: “Bizden sonra kalacak çocuklarımıza mal bırakmadan yapamayız" demeye başladılar. Bunun üzerine Ömer: “Ben sizi bu sıkıntıdan kurtarırım" dedi ve Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gitti. Sevbân da onun peşinden gitti. Ömer, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ey Allah'ın Peygamberi! Bu âyet ashabına ağırgeldi" deyince, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yüce Allah zekatı, ihtiyaç fazlası malı size temiz yapmak için farz kıldı. Miras konusundaki payları da sizden geriye kalan mallar konusunda farz kıldı" buyurdu. Ömer bunu duyunca tekbir getirdi. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle devam etti: “Kişinin biriktirebileceği en hayırlı şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Yüzüne bakılınca neşe veren, bir emir verilince yerine getiren ve kocası yanında olmadığı zaman geride kalanı koruyan saliha hanımdır." Dârakutnî, Efrâd'da ve İbn Merdûye, Bureyde'den bildirir: “...Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar..." âyeti nazil olduğu zaman ashab: “Bu gün mal biriktirme (kenz) konusunda ağır bir şey nazil oldu" demeye başladılar. Ebû Bekr: “O zaman bugün neyi biriktirelim?" diye sorunca, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): “Zikreden bir dil, şükreden bir kalp ve kocasına imanı konusunda yardımcı olan saliha bir hanım" karşılığını verdi. Ahmed, Abdullah b. Ebi'l-Hüzeyl'den bildirir: Bir arkadaşımın bana bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yok olasıca altın ve gümüş!" buyurdu. Ashab: “Yâ Resûlallah! O zaman altın ve gümüş dışında ne kaldırıp saklayalım?" dediklerinde, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): “Zikreden bir dil, şükreden bir kalp ve kocasına âhireti konusunda yardımcı olan bir hanım" karşılığını verdi. İbn Ebî Şeybe'nin Hasanlı Basrî)'den bildirdiğine göre Peygaberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): “Kişi malının zekatını verdiği zaman başkalarının bu mal üzerinde olan hakkını ifa etmiş olur. Daha fazlasını vermek de kişi için daha hayırlıdır" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe ve İbnu'l-Münzîr'in bildirdiğine göre Câbir b. Abdillah: “Malının zekatını verdiğin zaman ondan kötülüğü de gidermiş olursun. Bu şekilde de mal kenz olmaktan çıkar." Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Dahhâk: “...Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Bu âyet genel olarak hem Ehli kitap hem de Müslümanlar hakkındadır. Kişi helal mal kazandığında bu mal üzerinde olan Allah'ın hakkını ödemediği zaman mal kenz olur. Eğer mal çoksa, bu mal üzerinde olan Allah'ın hakkını ödedikten sonra onu gömerse kenz olmaz." Ebu'ş-Şeyh, İbn Zeyd'den bildirir: “Allah'a itaat yolunda ve bir farz konusunda harcanmayıp biriktirilen mal kenzdir. Namaz ile zekat da birlikte ve beraber farz kılınmışlardır." İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Bunlar Ehli kitap'tan olanlardır. Ancak âyetin hem genel, hem de özel yönü vardır." İbnu'd-Durays, İlbâ b. Ahmer'den bildirir: Hazret-i Osman mushafları yazmak istediği zaman (.....) âyetindeki (.....) harfini atmak istediler. Ancak Ubey: “Ya bu harfi olduğu gibi bırakırsınız ya da kılıcımı boynuma koyarım!" deyince olduğu gibi bıraktılar. İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib: “Dört bin dirhem ve aşağısı kişinin geçimi için nakafadır. Daha fazlası ise kenz'dir" demiştir. İbn Ebî Hâtim ve Taberânî'nin bildirdiğine göre Ebû Umâme: “Kılıçların üzerindeki süslemeler kenz'dendir. Ben bu konuda sadece duyduğumu size aktarıyorum" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: “...Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar..." âyetini açıklarken: “Bunlar kıble ahalisi olan müslümanlardır" demiştir. İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İrâk b. Mâlik ile Ömer b. Abdilazîz: “...Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanlar..." âyetini açıklarken şöyle demişlerdir: “Bu âyetin hükmünü daha sonra nazil olan: “Mallarının bir kısmını, kendilerini temizleyip arıtacak zekat olarak al..." âyeti neshetmiştir. |
﴾ 34 ﴿