36"Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah'a göre ayların sayısı onikidır. Bunlardan dördü haram aylardır. Bu dosdoğru bîr nizamdır. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Topyekün sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekün savaşın ve bilin ki Allah sakınanlarla beraberdir." Ahmed, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş- Şeyh, İbn Merdûye ve Beyhakî, Şuabu'l-îmanfda Ebû Bekre'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda haccırıda bir hutbe verip şöyle buyurdu: "Bilin ki zaman Yüce Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki durumuna geri dönmüştür. Bir yıl on iki aydır. Bu aylardan dördü haram aylardır. Haram aylardan üçü peşpeşe gelir ki bunlar Zilka'de, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır. Diğeri de Cemaziyelâhir ile Şaban ayı arasında olan Mudar kabilesinin Receb ayıdır." Bezzâr, İbn Cerîr ve İbn Merdûye'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Zaman Yüce Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki durumuna geri dönmüştür. Bu aylardan dördü haram aylardır. Haram aylardan üçü peşpeşe gelir; biri de Cemaziyelâhir ile Şâban ayı arasında olan Mudar kabilesinin Receb ayıdır." İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye, İbn Ömer'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Vedâ haccı sırasında Teşrik günlerinin ortasında Minâ'da bir hutbe verdi ve şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Zaman döndü. Şimdi zaman artık Yüce Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki durumu gibidir. Allah katında bir yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. îlki Cemaziyelâhir ile Şâban ayı arasında olan Mudar kabilesinin Receb ayıdır. Diğer üçü de Zilka'de; Zilhicce ve Muharrem'dir. " İbnu'l-Münzir, Ebu'ş-Şeyh ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hutbe verip şöyle buyurdu: “Zaman Yüce Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki durumuna geri dönmüştür. Bu aylardan dördü haram aylardır. Haram aylardan üçü peşpeşe gelir, biri de Mudar kabilesinin Receb ayıdır. Bilin ki nesî (aylarda erteleme) yapmak, küfürde ileri gitmektir. Kafirler böyle yapmakla doğru yoldan saptırılırlar. " Ahmed, Bâverdî ve İbn Merdûye, Ebû Hurra er-Rakkâşî'den, o da sahabelerden biri olan amcasından bildirir: Teşrîk günlerinin ortasında Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) devesinin dizginlerinden tutmuştum. Toplanan insanları da etrafından dağıtıyordum. Bir ara: “Ey insanlar! Hangi ayda olduğunuzu biliyor musunuz? Hangi günde olduğunuzu biliyor musunuz? Hangi beldede olduğunuzu biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab: “Mukaddes bir günde, mukaddes bir ayda ve mukaddes bir beldedeyiz" dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Bu gününüzün, bu ayınızın, bu beldenizin haramlığı gibi kıyamet gününe kadar kanlarınız ve mallarınız birbirinize haramdır! Sözümü dinleyin ki hayat bulaşınız. Dikkat edin de birbirinize zulmetmeyin! Dikkat edin ve birbirinize zulmetmeyin! Kişinin gönlü olmadıktan sonra malı bir başkasına haramdır. Bilinki Cahiliyeden kalma kan davaları, mallar ve adam kayırmalar kıyamete kadar ayaklarımın altındadır. İlk kaldırdığım kan davası da Leys oğullarında süt annesinde iken Hüzeyl kabilesi tarafından öldürülen Rebîa b. el-Hâris b. Abdihnuttalib'in kanıdır. Cahiliyeden kalma ribâ da kaldırılmıştır! Yüce Allah da ilk olarak Abbâs b. Abdilmuttalib'in ribasının kaldırılmasına hükmetmiştir! Bunlardan sadece anaparanız sizindir. Ne zulmedin, ne de zulme uğrayın. Bilin ki zaman, Yüce Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki durumuna geri dönmüştür. Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde kendinize zulmetmeyin. Dikkat edin de benden sonra küfre dönüp birbirinizin boyunlarını vurmayın. Şeytan, namaz kılanların kendisine kulluk etmesinden ümidini kesmiştir, ancak yine de bu yönde onları her dem kışkırtır. Kadınlar konusunda Yüce Allah'tan sakının! Onlar sizlerin yanında birer emanettirler ve kendileri konusunda bir şeye sahip değiller. Onların sizin üzerinizde hakları olduğu gibi sizin de onların üzerinde haklarınız vardır. Sizin onların üzerinde olan haklarınız, sizden başka kimselere yataklarınızı çiğnetmemeleridir ve sevmediğiniz kimseleri evlerinize almamalarıdır. Ancak size karşı gelmelerinden çekinirseniz onlara önce öğüt verin, sonra yataklarınızı ayırın, sonra yaralamadan vurun! Onların da sizin üzerinde olan hakları, maruf ölçüler dahilinde kendilerini yedirip içirmek ve güzelce giydirmektir! Sizler onları Allah'ın bir emaneti olarak aldınız ve Allah'ın ismiyle onların ferclerini kendinize helal kıldınız. Dikkat edin! Her kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine iade etsin." Sonra Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) kollarını açtı. "Allahım! Tebliğimi ifa ettim mi? Tebliğimi ifa ettim mi?" buyurdu ve şöyle devam etti: “Burada hazır bulunanlar bulunmayanlara bu sözlerimi aktarsın. Zira kendisine aktarılan nice kişi var ki bizzat duyandan bu konuda daha kavrayıcı olabilir." Saîd b. Mansûr ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Bunlardan dördü haram aylardır..." âyetini açıklarken: “Bunlar Muharrem, Receb, Zilka'de ve Zilhicce aylarıdır" demiştir. İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini: “Dosdoğru olan yasa, takdir budur" şeklinde açıklamıştır. Ebû Dâvud ve Beyhakî, Şuabu'l-îman'da Mucîbe öl-Bâhilî'den o da babası veya amcasından bildirir: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gittim ve Müslüman oldum. Bir sene sonra yanına gittiğimde halim ve şeklim değişmişti. Ona: “Yâ Resûlallah! Beni tanımadın mı?" diye sorduğumda: “Sen kimdin?" buyurdu. "Ben geçen yıl yanına gelen Bâhilî kabilesinden olan kişiyim" dediğimde: “İyi bir halin vardı, sana böyle ne oldu?" diye sordu. "Yanından ayrıldıktan sonra sadece geceleri yemek yedim" dediğimde: “Neden kendine böyle eziyet ettin? Böyle yapacağına Sabır (Ramazan) ayı ile beraber her aydan bir gün oruç tut" buyurdu. "Daha fazla tutma gücüm var, bunu arttır" dedim. "O zaman her aydan iki gün oruç tut" buyurdu. "Daha arttır" dediğimde: “Her aydan üç gün oruç tut" buyurdu. "Daha da arttır" dediğimde ise: “O zaman haram aylarda üç gün oruç tut, üçgün tutma. Üç gün tut, üç gün tutma. Üç gün tut, üç gün tutma" buyurdu ve her defasında üç parmağını açıp kapattı. Taberânî, el-Evsat'ta Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Haram aylardan birinin Perşembe, Cuma ve Cumartesi günlerini oruçlu geçiren kişiye Yüce Allah iki yıllık ibadet sevabı yazar. " Müslim ve Ebû Dâvud, Osmân b. Hakîm'den bildirir: Saîd b. Cübeyr'e Receb ayında oruç tutmayı sorduğumda şöyle dedi: “İbn Abbâs'ın bana bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Recep ayında öyle peşpeşe oruç tutardı ki bu ayın tümünü oruçlu geçirecek sanılırdı. Yine bu ayda oruca öyle peşpeşe ara verirdi ki artık bu ayda hiç oruç tutmayacak sanılırdı." Beyhakî'nin Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Receb ayında bir gün oruç tutan kişi bütün bir yılı oruçlu geçirmiş gibi sevap alır. Bu aydan yedi gün oruç tutan kişiye Cehennemden yedi kapı da kendisine kapanır. Bu aydan sekiz gün oruç tutan kişiye Cennetin sekiz kapısı da açılır. Bu aydan on gün oruç tutan kişi, Yüce Allah'tan ne dilerse ona verilir. Bu aydan on beş gün oruç tutan kişiye gökten birisi: «Geçmiş günahların bağışlandı. Amellerine devam et. Geçmişte yaptıkların kötülükler de iyiliğe çevirildi» diye seslenir. Bu aydan daha fazla oruç tutan kişiye de Yüce Allah'ın ihsanı daha fazla olur. Nuh peygamber Recep ayında gemiye bindi. Hem kendisi oruç tuttu hem de beraberinde olanlara oruç tutmalarını söyledi. Gemi onlarla altı ay boyunca, Muharrem ayının on'una kadar yol aldı." Beyhakî ve İsbehânî, Ebû Kılâbe'den bildirir: “Cennette Receb ayından oruç tutanlar için özel bir saray vardır." Beyhakî der ki: “Rivayet Ebû Kılâbe'de mevkûf'tur. Ebû Kılâbe de tâbiînden biridir. Böylesi bir durumda olan kişi de bunu ancak vahyin nazil oluşu sırasında bulunan kişilerden naklen söyleyebilir." Beyhakî, Ebû Hureyre'den bildirir: “Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ramazan dışında sadece Receb ile Şâban aylarında oruç tutardı." Beyhakî'nin Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Recep ayı, Allah'ın ayıdır ve Asam (Sağır ay) olarak isimlendirilir. Cahiliye döneminde Receb ayı girdiği zaman bitene kadar silahlarını asıp kaldırırlar. Bu ayda insanlar uyuduğu zaman yollar güvenli olur, kimse kimselerden korkmaz." Beyhakî, Kays b. Ebî Hâzım'dan bildirir: “İçimizdeki kutsallığından dolayı Cahiliye döneminde Receb ayını «Asam (sağır)» diye isimlendirirdik." Buhârî ve Beyhakî, Ebû Recâ el-Utâridî'den bildirir: Cahiliye döneminde Receb ayı girdiği zaman: “Keskin demirleri yere düşüren ay geldi" derdik. Sonrasında ay bitene kadar mızrak ve oklardaki demirleri söker atardık. Beyhakî'nin Selmân el-Fârisî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştun "Receb ayında bir gündüz ile gece var ki bu gündüzü oruçla geceyi de ibadetle geçiren kişi yüz yıl oruç tutup yüz yıl ibadet etmiş gibi sevap alır. Bu gündüz ile gece de Receb ayının son üç günündedir. Yüce Allah da Muhammed'i bu ayda gönderdi. " Beyhakî'nin Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Receb ayında bir gece var ki bu gecede ibadette bulunan kişiye yüz yıllık iyilik sevabı yazılır. Bu gece de Receb ayının son üç günü içindedir. Bu gecede her rekatında Fatiha Sûresi ile Kur'ân'dan bir sure okuyan, her iki rekatta teşehhüdde bulunup sonunda selam veren, sonrasında yüz defa: «Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim. Hamd ancak Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah büyükler büyüğüdür» diyen, yüz defa bağışlanma dileyen, yüz defa Peygamber'e salavât getiren ve o gecenin sabahına da oruçlu başlayan kişi Allah'a isyan olan bir konuda olmadıktan sonra dünya ve âhiretine yönelik edeceği her türlü duaya Yüce Allah icabet eder." Beyhakî der ki: “Bu hadis bir önceki hadisten daha zayıftır." Beyhakî'nin Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Aylar içinde Yüce Allah'ın seçtiği ay, Receb ayıdır. Bu ay, Allah'ın ayıdır. Receb ayına gereken saygıyı gösteren kişi, Yüce Allah'a gereken saygıyı göstermiş demektir. Yüce Allah da kendisine gereken saygıyı gösteren kişiyi Naîm Cenneti'ne sokar, büyük rızasına mazhar kılar. Şaban ayı da benim ayımdır. Şâban ayına gereken saygıyı gösteren kişi, bana gereken saygıyı göstermiş demektir. Bana gereken saygıyı gösteren kişinin de kıyamet gününde öncüsü ve azığı olurum. Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır. Ramazan ayına gereken saygıyı gösteren, bu ayda haram kılınan şeylere riayet edip haddini aşmayan, bu ayın gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçiren, bütün uzuvlarını haram olan şeylerden koruyan kişi Ramazan ayından, Allah'ın kendisinden hesabını soracağı tek bir günahı dahi olmadan çıkar. " İbn Mâce ve Beyhakî, İbn Abbâs'tan bildirir: “Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Receb ayını tamamıyla oruçlu geçirmeyi yasakladı." İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid: “Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah'a göre ayların sayısı onikidir..." âyetini açıklarken: “Bu âyetle nesî yapılarak geciktirme işi netliğe kavuşur" demiştir. İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah'a göre ay)arm sayısı onikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Bu dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Topyekün sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekün savaşın..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Yüce Allah, katında ayların on ki tane olduğunu belirttikten sonra bunlardan dört tanesini seçip haram aylar olarak belirledi ve bu aylarda işlenen bir günahın diğer aylara nazaran daha ağır olduğunu, bu aylarda yapılan salih amelin diğer aylara nazaran daha değerli olduğunu bildirdi. Bunun yanında bu on iki ay boyunca Müslümanların kendilerine zulmedip yazık etmemelerini ve müşriklerle savaşmalarını emretmiştir." İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde: “...Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Haram aylarda yapılan bir zulmün vebali, diğer aylarda yapılan zulmün vebalinden daha ağır ve daha çetindir. Yüce Allah yarattıkları içinden bazı şeyleri seçmiştir. Örneğin bazı melekleri kendine elçiler seçmiştir. Bazı insanları kendine elçiler seçmiştir. Sözler arasından kendisinin anıldığı sözleri seçmiştir. Yeryüzünden bazı yerleri mescit seçmiştir. Aylar arasından Ramazan ayını seçmiştir. Günler arasından Cuma gününü seçmiştir. Geceler arasından Kadir Gecesi'ni seçmiştir. Onun için Yüce Allah'ın değer verdiği şeylere siz de değer verin. Zira akıl ve idrak sahiplerinin yanında bir şeye ancak Yüce Allah'ın verdiği değere göre değer verilir." İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: “...Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin..." âyetini açıklarken: “Bu aylardan kasıt, yılın bütün aylarıdır" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Zeyd: “...Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin..." âyetini açıklarken: “Zulmetmek demek Allah'a isyan olan amellerde bulunmak ve O'na itaati bırakmaktır" demiştir. İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mükâtil: “...Topyekûn sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekûn savaşın..." âyetini açıklarken: “Bu âyet, bu alanda ruhsat tanıyan tüm âyetlerin hükmünü neshetti" demiştir. Beyhakî, Şuabıı'l-îman'da Ka'b'dan bildirir: Yüce Allah tüm beldeler arasından bazı beldeleri seçti. Allah'ın da en sevdiği belde Haram beldedir. Yüce Allah zamanlar içinden bazı zamanlan seçti. Yüce Allah'ın en sevdiği zamanlar da Haram aylardır. Allah'ın en çok sevdiği ay da Zilhicce ayıdır. Zilhicce ayı içinde en çok sevdiği günler bu ayın ilk on günüdür. Yüce Allah günler içinden de bazı günleri seçmiştir. Allah'ın en çok sevdiği gün Cuma günüdür. Yüce Allah geceler içinden de bazı geceleri seçmiştir. Yüce Allah'ın en sevdiği gece Kadir Gecesi'dir. Yüce Allah gündüz ve gecelerden de bazı vakitleri seçmiştir. Bu bakımdan Yüce Allah'ın en sevdiği vakitler farz namazların vakitleridir. Yüce Allah sözler içinden de bazı sözleri seçmiştir. Yüce Allah'ın en sevdiği sözler de: “Lâ ilahe illallah, Allahu Ekber, Sübhânallah ve Elhamdülillah" sözleridir. |
﴾ 36 ﴿