42

"Kolay bîr kazanç normal bir yolculuk olsaydı sana uyarlardı, fakat çıkılacak yol onlara uzak geldi. Kendilerini helak ederek, «Gücümüz yetseydi sizinle beraber çıkardık» diye Allah'a yemin edeceklerdir. Allah, onlann yalancı olduğunu elbette biliyor"

İbn Cerîr, İbn Abbâs'tan bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Asfar oğulları (Rumlar) üzerine sefere çıksan nasıl olur? Belki Rum liderinin kızını ele geçirirsin" denilince, iki adam:

Resûlallah! Sen de biliyorsun ki kadınlar fitnedir. Bizi böylesi bir fitneye karıştırma ve izin ver de biz bu savaşa katılmayalım" dediler. Allah Resûlü de bu iki adama savaşa katılmamaları yönünde izin verdi. Oradan ayrıldıklarında bu iki adamdan biri Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) için:

“Bu adam karşısına ilk çıkacaklara yem olacak!" dedi. Sonrasında Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yola çıktı. Bu konuda da kendisine herhangi bir şey nazil olmamıştı. Yolun bir kısmına ulaştığında:

“Kolay bir kazanç, normal bir yolculuk olsaydı sana uyarlardı..." âyeti nazil oldu. Yine:

“Allah, seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bitinceye kadar beklemeden niçin onlara izin verdin?" âyeti nazil oldu. Yine:

“Allah'a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten geri kalmak için senden izin istemezler.. ." âyeti nazil oldu. Yine:

“Döndüğünüzde kendilerine çıkışmamanız için, Allah'a yemin edeceklerdir. Siz onlardan yüz çevirin; çünkü pistirler. Yaptıklarının karşılığı olarak varacakları yer cehennemdir" âyeti nazil oldu.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“Kolay bir kazanç, normal bir yolculuk olsaydı sana uyarlardı..." âyetini açıklarken:

“Kolay kazançtan kasıt ganimettir" demiştir. "...Fakat çıkılacak yol onlara uzak geldi..." âyetini açıklarken de:

“Bu yoldan kasıt savaşa için gidilecek mesafedir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Süddî: (.....) âyetini:

“Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı..." şeklinde açıklamıştır.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde:

“... Allah, onların yalancı olduğunu elbette biliyor" âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Bunlar savaşa çıkabilirlerdi, ancak cihad konusunda pek niyetli olmadıkları için işi ağırdan alıp katılmamışlardır."

42 ﴿