45"Allah'a ve âhiret gününe îman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten geri kalmak için senden izin istemezler. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları çok iyi bilendir. Ancak Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler senden izin isterler." İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Nehhâs, Nâsih'de bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Allah'a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten geri kalmak için senden izin istemezler..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Herhangi bir özürleri olmadığı halde savaşa çıkmamak için izin isteyen münafıklar hakkında bir ifadedir. Müminleri ise: “...Bazı işleri için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver..."buyurarak mazur görmüştür. Ebû Ubeyd, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye ve Beyhakî, Sünen'de Atâ el-Horasânî vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Abbâs: “Allah'a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten geri kalmak için senden izin istemezler. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları çok iyi bilendir. Ancak Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler senden izin isterler" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: “Bu âyetleri Nûr Sûresi'ndeki: “Doğrusu Allah'a ve Peygamberine inanan Müminler, Peygamberle beraber bir işe karar vermek için toplandıklarında, ondan izin almaksızın gitmezler. Senden izin isteyenler, işte onlar, Allah'a ve Peygamberine inananlardır. Bazı işleri için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver, Allah'tan, onların bağışlanmalarını dile. Allah şüphesiz bağışlar, merhamet eder" âyeti neshetmiştir. Yüce Allah her iki durumda da Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem) üstün tutmuştur. Müslümanlardan da savaşa çıkan faziletli bir yolda savaşa çıkmıştır. Özrü olan kişi de dilerse hiçbir çekince taşımadan savaşa katılmayıp geride kalabilir. |
﴾ 45 ﴿