48

"Eğer savaşa çıkmak isteselerdi bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların harekete geçmelerini istemedi de onları alıkoydu. «Acizlerle beraber oturun» denildi. Eğer onlar da sizin içinizde çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacak ve sizi fitneye düşürmek için aranızda koşuşturacaklardı. Aranızda onları dinleyecek kişiler de vardı. Allah, zalimleri hakkıyla bilendir. Andolsun, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı tûrlû türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın dini galip geldi"

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Fakat Allah onların harekete geçmelerini istemedi..." âyetini açıklarken:

“Harekete geçmelerinden kasıt Müslümanlarla savaşa katılmalarıdır" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) ifadesini:

“Çıkmaktan alıkoydu" şeklinde açıklamıştır.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre İbn Zeyd:

“Eğer onlar da sizin içinizde çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacaktı..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Âyet, Tebûk savaşı sırasında münafıkların takındığı tavır hakkındadır. Bu konuyu Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ve müminler sorunca Yüce Allah:

“Bunun için üzülmeyin, zira "Eğer onlar da sizin içinizde çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacak ve sizi fitneye düşürmek için aranızda koşuştııracaklardı..." buyurdu. Bozgunculuktan kasıt da bu münafıkların:

“Düşmanlara siz şu şu kadar kişi hazırladılar" demeleridir.

Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde: (.....) âyetini açıklarken:

“Aranızı bozmak için koşturup dururlardı" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid:

“...Size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacak ve sizi fitneye düşürmek için aranızda koşuşturacaklardı. Aranızda onları dinleyecek kişiler de vardı..." âyetini açıklarken şöyle demiştir:

“Sizinle savaşa katılmaları halinde de yine dağılacaklar ve sizi yavaşlatacaklardı. Bunlar da Abdullah b. Nebtel, Abdullah b. Ubey b. Selûl, Rifâa b. Tâbut ve Evs b. Kayzî'dir. İçinizden münafık olmadıkları halde münafıkların sözlerini dinleyip yayan bazı müslümanlar da olacaktır."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Zeyd b. Eşlem:

“...Aranızda onları dinleyecek kişiler de vardı..." âyetini açıklarken:

“Bu münafıkların sözlerini başkalarına taşıyıp aktaracak kişiler de vardır" demiştir.

İbn İshâk ve İbnu'l-Münzir, Hasan el-Basrî'den bildirir: Abdullah b. Ubey, Abdullah b. Nebtel, Rifâa b. Zeyd b. Tâbut gibi münafıkların önde gelenleriydi. İslâm dini ile Müslümanlar aleyhinde de türlü entrikalar çevirirlerdi. "Andolsun, bunlar daha önce de fitne çıkarmak istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve onlar istemedikleri halde Allah'ın dini galip geldi" âyeti de bunlar hakkında nazil oldu.

48 ﴿