108

"Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takva üzerine kurulan mescit içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever"

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Müslim, Tirmizî, Nesâî, Ebû Ya'lâ, İbn Cerîr, İbnu'l- Münzir, İbn Ebî Hâtim, İbn Huzeyme, İbn Hibbân, Ebu'ş-Şeyh, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî, Delâil'de Ebû Saîd el-Hudrî'den bildirir: Biri Hudre oğullarından biri de Amr b. Avf oğullarından iki adam âyette zikredilen takva üzerine kurulu mescidin hangisi olduğu konusunda tartıştılar. (Başka bir lafızda:

“Amr b. Avf oğullarından biriyle âyette zikredilen takva üzerine kurulu mescidin hangisi olduğu konusunda tartıştım" demiştir.) Hudre oğullarından olan adam:

“Söz konusu mescid Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) mescididir" derken, Amr b. Avf oğullarından olan adam ise:

“Söz konusu mescit Kubâ mescididir" dedi. Bunun üzerine Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip bunu sordular. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Âyetteki mescitten kasıt bu mescittir (Mescid-i Nebevî)" buyurduktan sonra şöyle devam etti:

“Ancak o mescitte de (Kubâ Mescidi) çok hayırlar vardır."

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Abd b. Humeyd, Zübeyr b. Bekkâr, Ahbâru'l- Medine'de, Ebû Ya'lâ, İbn Hibbân, Taberânî, Hâkim, el-Künâ'da ve İbn Merdûye, Sehl b. Sa'd es-Sâidî'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında âyette zikredilen takva üzerine kurulu mescidin hangisi olduğu konusunda iki adam tartıştılar. Biri:

“Bu mescid Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) mescididir" derken, diğeri:

“Bu mescid Kubâ Mescidi'dir" diyordu. Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip bunu sorduklarında:

“Söz konusu mescit benim mescidimdir" karşılığını verdi.

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, İbnu'l-Münzir, Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdûye, Hatîb ve Diyâ, el-Muhtâre'de Ubey b. Ka'b'dan bildirir: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) takva üzerine kurulu mescidin hangisi olduğunu sorduğumda:

“Söz konusu mescit benim mescidimdir" karşılığını verdi.

Taberânî ve Diyâ el-Makdisî, el-Muhtâre'de Zeyd b. Sâbit'ten bildirir: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) takva üzerine kurulu mescidin hangisi olduğu sorulduğunda:

“Söz konusu mescit benim mescidimdir" karşılığını verdi.

İbn Ebî Şeybe, Taberânî ve İbn Merdûye'nin Urve vasıtasıyla bildirdiğine göre Zeyd b. Sâbit:

“İlk günden takva üzerine kurulan mescid, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) mescididir" demiştir. Urve der ki:

Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidi daha hayırlı olsa da âyet, Kubâ Mescidi hakkında nazil oldu."

İbn Ebî Şeybe ile İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Ömer:

“Takva üzerine kurulan mescit, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) mescididir" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, Ebu'ş-Şeyh ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî:

“Takva üzerine kurulan mescit, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) mescididir" demiştir.

Zübeyr b. Bekkâr, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in Osmân b. Abdillah'tan bildirdiğine göre İbn Ömer, Ebû Saîd el-Hudrî ve Zeyd b. Sâbit:

“Takva üzerine kurulan mescit, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) mescididir" demişlerdir.

İbn Ebî Şeybe ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb:

“Takva üzerine kurulan mescit, Medine'nin büyük mescididir" demiştir.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin Delâil'de bildirdiğine göre İbn Abbâs:

“...Takva üzerine kurulan mescit..."âyetini açıklarken:

“Bundan kasıt Kubâ Mescidi'dir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Muhammed b. Şîrîn, Medine'de inşa edilen bütün mescitleri takva üzerine kurulu mescitlerden sayardı.

İbn Ebî Hâtim, Ammâr ed-Duhnî'den bildirir: Namaz kılmak için Kubâ Mescidi'ne girdim. Ebû Seleme beni görünce:

“İlk günden takva üzerine kurulan mescitte mi namaz kılmak istedin?" dedi. Daha sonra minare ile kıble tarafının sonradan Hazret-i Osmân zamanında mescide eklenip genişletildiğini söyledi.

Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Dahhâk:

“...Takva üzerine kurulan mescit..." âyetini açıklarken:

“Bundan kasıt, Kubâ Mescidi'dir" demiştir.

İbn Ebî Şeybe, Tirmizî, Hâkim ve İbn Mâce'nin Useyd b. Zuheyr'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Kubâ Mescidi'nde kılınan bir namaz, sevap bakımından umre gibidir" buyurmuştur.

Tirmizî der ki:

“Useyd b. Zuheyr'in bu rivayeti dışında sahih bir rivayetini bilmiyoruz."

İbn Sa'd'ın Zuheyr b. Râfi' el-Hârisî'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Kubâ Mescidi'nde Pazartesi ve Salı günlerinde namaz kılan kişi umre sevabıyla geriye döner" buyurmuştur.

İbn Ebî Şeybe ve Hâkim, İbn Ömer'den bildirir:

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yaya veya binekli olarak sık sık Kubâ Mescidi'ne giderdi."

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Nesâî ve İbn Mâce'nin Sehl b. Huneyf'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Kubâ Mescidi'ne namaz kılmak için gelen kişiye umre sevabı vardır" buyurmuştur.

Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn Mâce, Ebu'ş-Şeyh ve İbn Merdûye'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır..." âyeti Kubâ ahalisi hakkında nazil oldu. Zira Kubâ ahalisi taharetlerini su ile yaparlardı. Onun içindir ki bu âyet onlar hakkında nazil oldu."

Taberânî, Ebu'ş-Şeyh, Hâkim ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bildirir:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır..." âyeti nazil olduğu zaman Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Uveym b. Sâide'yi çağırdı ve:

“Yüce Allah'ın sizleri övdüğü bu temizlik de ne oluyor?" diye sordu. " Resûlallah! Erkek olsun kadın olsun bizden biri heladan çıktığı zaman avret yerini mutlaka su ile yıkardı" dediklerinde, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem):

“O zaman budur!". buyurdu.

Ahmed, İbn Huzeyme, Taberânî, Hâkim ve İbn Merdûye, Uveym b. Sâide el-Ensârî'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kubâ Mescidi'ne yanımıza geldi ve:

“Yüce Allah mescidinizin durumunu anlatırken temizliğinizden yana sizleri övdü. Sizin yaptığınız bu temizliğiniz nedir?" diye sordu. Biz de:

Resûlallah! Bu konuda bir bilgimiz yok, ancak bizim Yahudi komşularımız vardı. Onlar helâdan çıktıkları zaman avret yerlerini yıkarlardı. Biz de onlar gibi yıkamaya başladık" karşılığını verdik.

İbn Mâce, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, İbnu'l-Cârûd, el-Müntekâ'da, Dârakutnî, Hâkim, İbn Merdûye ve İbn Asâkir, Talha b. Nâfi'den bildirir: Ebû Eyyûb, Câbir b. Abdillah ve Enes b. Mâlik'in bana bildirdiğine göre, "...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır..." âyeti nazil olduğu zaman Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Ey Ensar! Yüce Allah temizlik konusunda sizleri övdü. Bahsedilen hu temizliğiniz de nedir?" diye sordu. Ensar:

“Namaz için abdest alıyor, cünüplükten de yıkanıyoruz" dediler. Allah Resûlü:

“Bunun yanında başka bir temizliğiniz var mı?" diye sorunca:

“Hayır, ancak birimiz helâya çıktığı zaman taharetini su ile yapmayı tercih eder" dediler. Bunun üzerine Allah Resûlü:

“O zaman budur! Buna devam edin!" buyurdu.

İbn Ebî Şeybe, Musannef’te, Ahmed, Buhârî, Târih'de, İbn Cerîr, Bağavî, Mu'cem'de, Taberânî, İbn Merdûye ve Ebû Nuaym, el-Ma'rife'de Muhammed b. Abdillah b. Selâm'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) takva üzerine kurulan Kubâ Mescidi'ne geldi ve:

“Yüce Allah temizlik konusunda sizi hayırla andı. Bu temizliğinizin ne olduğunu bana da söylesenize" buyurdu. Bununla da:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" âyetini kastediyordu. Kubâ ahalisi:

Resûlallah! Bu temizlik Tevrat'a bize emredilmişti. Ama biz Müslüman olduktan sonra da ona devam ettik. O da taharetimizi su ile yapmamızdır" karşılığını verdi.

İbn Ebî Şeybe, Şa'bî'den bildirir:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır..." âyeti nazil olduğu zaman Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kubâ ahalisine:

“Yüce Allah'ın sizleri övdüğü bu temizlik konusu da ne?" diye sordu. Kubâ ahalisi:

“Birimiz helâya çıktığı zaman taharetini mutlaka su ile yapar" karşılığını verdiler.

İbn Ebî Şeybe, Cafer'den, o da babasından bildirir:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" âyeti, Kubâ ahalisi hakkında nazil oldu.

Abdurrezzâk, Musannef de ve Taberânî, Ebû Umâme'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Kubâ ahalisine:

“«...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır...» âyetinde size has zikredilen temizlik nedir?" diye sorunca:

Resûlallah! Birimiz helâya çıktığı zaman mutlaka avret yerini su ile yıkar" dediler.

Abdurrezzâk ve İbn Merdûye, Abdullah b. Hâris b. Nevfel'den bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Kubâ ahalisine:

“Yüce Allah'ın (temizlik konusunda) sizi övmesi nedendir?" diye sorunca:

“Taharetimizi su ile yapıyoruz" dediler. Bunun üzerine Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Bu davranışınız övüldü. Ona devam edin" buyurdu.

İbn Cerîr, Atâ'dan bildirir: Kubâ ahalisinden bazıları taharetlerini su ile yapınca haklarında:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" âyeti nazil oldu.

İbn Cerîr ve İbn Merdûye, Huzeyme b. Sâbit'ten bildirir: Bazıları helâya çıktıkları zaman taharetlerini su ile yaptıkları için haklarında:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" âyeti nazil oldu.

Taberânî, Huzeyme b. Sâbit'ten bildirir: İçimizden bazıları helâya çıktıkları zaman taharetlerini su ile yaptıkları için haklarında:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır..." âyeti nazil oldu.

İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Taberânî, Ebu'ş-Şeyh, İbn Merdûye ve Hâkim, Ebû Eyyûb el-Ensârî'den bildirir: Ashab:

Resûlallah! Yüce Allah'ın, haklarında:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" buyurduğu kişiler kimlerdir?" diye sorunca, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Bunlar taharetlerini su ile yapan ve cünüp olduklarında yıkanan, tüm geceyi cünüp olarak geçirmeyen kimselerdir" karşılığını verdi.

İbn Sa'd, İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş-Şeyh ve İbn Merdûye, Urve b. ez-Zübeyr vasıtasıyla Uveym b. Sâide'den bildirir: Allah Resûlü'ne:

Resûlallah! Yüce Allah'ın, haklarında:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" buyurduğu kişiler kimlerdir?" diye sorduğumda:

"Bunlar ne güzel bir topluluktur ve Uveym b. Sâide de onlardan biridir" karşılığını verdi. Ravi der ki:

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu konuda Uveym dışında birinin adını zikrettiği bize ulaşmış değildir."

ibn Merdûye, Ebû Hureyre'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ensar'dan bir gruba:

“Yüce Allah temizliğiniz konusunda sizleri övdü. Bu temizlik konusu nedir?" diye sorunca:

“Helâya gittiğimizde taharetimizi su ile yapıyoruz" dediler.

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Ömer:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" âyetini açıklarken:

“Helâya gittiklerinde taharetlerini su ile yapan Kubâ ahalisi hakkında nazil oldu" demiştir.

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" âyetini açıklarken şöyle demiştir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunlara Yüce Allah'ın kendilerini övdüğü bu temizlik konusunun ne olduğunu sorunca:

“Cahiliyede taharetimizi su ile yapardık. Müslüman olduktan sonra da aynı şeye devam ettik" dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“O zaman buna devam edin, bırakmayın" buyurdu.

İbn Merdûye, Yâkub b. Mucemmi' vasıtasıyla Abdurrahman b. Yezîd'den, o da Mucemmi' b. Câriye'den, o da Peygamberimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) naklen bildirdiğine göre:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır..." âyeti taharetlerini su ile yapan Kubâ ahalisi hakkında nazil oldu.

İbn Sa'd, Mûsa b. Yâkub vasıtasıyla Seriy b. Abdirrahman'dan, o da Abbâd b. Hamza'dan bildirir: Câbir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Uveym b. Sâide, Allah'ın kulları arasında ne güzel bir kul, Cennet ahalisi içinde de ne güzel biridir" buyurmuştur. Mûsa der ki:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" âyeti nazil olduğu zaman:

“Bunlardan biri de Uveym b. Sâide'dir" buyurmuştur. Bana ulaşana göre de Uveym, def-i hacet sonrası ardını su ile yıkayan ilk kişiydi.

İbn Ebî Şeybe, İbrâhim'den bildirir:

“Bana ulaşana göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne zaman helâdan çıksa ya abdest alır ya da suyla temizlenirdi."

Ömer b. Şeybe, Ahbâru'l-Medîne'de Velîd b. Ebî Sender el-Eslemî vasıtasıyla Yahya b. Sehl el-Ensârî'den, o da babasından bildirir:

“...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever" âyeti helâdan çıktıktan sonra taharetlerini suyla yapan Kubâ ahalisi hakkında nazil oldu.

Abdurrezzâk, Musannef’te Katâde'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ensar'dan bazılarına:

“Yüce Allah'ın: «...Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır...» buyruğuyla sizleri övdüğü temizlik de ne oluyor?" diye sorunca:

“Helâdan çıktığımızda su ile temizlenirdik" dediler.

108 ﴿