3

"Elif. Lâm. Râ. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bîr kitaptır. (De ki: Bu Kitap) "Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi). Şüphesiz ki ben, onun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tövbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanlan yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım."

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Zeyd, Hûd Sûresini okuyup:

“Bu sûrenin hepsi muhkemdir."...sonra da açıklanmış bir kitaptır" âyetinden kastedilen, Yüce Allah'ın Hazret-i Muhammed ile ona muhalefet edenler arasında bu kitapla hüküm vermesidir" dedi. Sonra, "Bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır kimse ile gören ve işiten kimsenin durumuna benzer. Durumları hiç eşit olabilir mi? İbret almıyor musunuz?" âyetini okuyup, önce Hazret-i Nûh sonra Hazret-i Hûd kavminden bahsederek:

“Bu âyet, Bunların durumunu açıklamaktadır ve ilk kısmı da muhkemdir. Babam da -Zeyd b. Eslem- bunların muhkem olduğunu söylerdi" dedi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Hasan, "(Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır" âyetini açıklarken:

“Emir ve yasaklarla sağlamlaştırılmış, sevap ve cezayla da açıklanmıştır" dedi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in Mücâhid'den bildirdiğine göre âyette geçen  (.....) sözünden kastedilen tefsir etmektir.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Katâde, "(Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır. (De ki: Bu Kitap) «Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi). Şüphesiz ki ben, onun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tövbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım" âyetlerini açıklarken şöyle dedi:

“Kur'ân, her şeyi bilen Allah tarafından, içinde batıl olmayacak şekilde sağlamlaştırılmış, sonra onu ilmiyle açıklamış, helalini, haramını, itaati ve ma'siyeti açıklamıştır. Sizler güzel bir yaşayış içinde yaşamaktasınız. Bu yaşamı Allah'a itaat ve Onun hakkını yerine getirmekle geçiriniz. Yüce Allah nimet verendir ve şükredenleri sever. Şükredenler de Allah tarafından daha çok nimete mazhar olurlar. Allah bu şekilde takdir etmiştir. Âyette geçen "...tayin edilmiş bir süreye kadar..." sözünden kasıt ölümdür. Fazlasını yapan herkese de, iyiliğinin karşılığını ise âhirette verecektir."

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid, "Fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir..." âyetini açıklarken:

“Fazladan kasıt, kişinin malından yaptığı infak, eliyle veya ayağıyla ya da sözüyle veya bütün imkanlarıyla yaptığı güzel şeylerdir" demiştir.

Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Hasan, "Fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir..." âyetini açıklarken:

“Müslüman olduktan sonra güzel işler yapanlara âhirette derecelerin verilmesi kastedilmiştir" dedi.

İbn Cerîr, İbn Mes'ûd'un, "Fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir..." âyetini açıklarken şöyle dediğini bildirir:

“Kişi, günah işlediğinde kendisine bir günah yazılır. Bir sevap işleyince ise on sevap yazılır. Eğer işlemiş olduğu günah sebabiyle dünyadayken cezalandırılırsa, yapmış olduğu on sevabı kalır. Dünyada cezalandırılmazsa, on sevabından birisi alınır ve dokuz sevabı kalır. Buna rağmen, birleri onlarını geçen helak olmuştur."

3 ﴿