6

"Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı ancak Allah'a aittir. O, canlıları babaların sulbünde kararlaşmış ve anaların rahminde kararlaşmakta iken de bilir. Her şey apaçık bir Kitaptadır."

Ebu'ş-Şeyh, Ebu'l-Hayr el-Basrî'nin şöyle dediğini bildirir:

“Yüce Allah Hazret-i Davud'a (aleyhisselam) şöyle vahyetti:

“Beni sevdiğini iddia ediyorsun ve sabah akşam bana karşı sûizanda bulunuyorsun. Yedi kat yeri yarıp ağzında buğday tanesi olan bir karıncayı sana göstermem, ibret alman için yeterli değil mi?"

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre âyette (.....) âyetinden kastedilen bütün canlılardır.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Mücâhid, "Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı ancak Allah'a aittir. O, canlıları babaların sulbünde kararlaşmış ve anaların rahminde kararlaşmakta iken de bilir. Her şey apaçık bir Kitaptadır" âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Yeryüzündeki canlıların elde ettiği bütün rızıklar Allah'tan gelmektedir. Bazen yüce Allah ona rızık vermez ve bu canlı açlıktan ölür. Ama eğer bir canlıya bir rızık gelmişse Allah'tan gelmiştir."

Hakîm et-Tirmizî'nin Zeyd b. Eslem'den bildirdiğine göre Eş'arîlerden olan Ebû Mûsa, Ebû Mâlik ve Ebû Âmir, kendi kabilelerinden bir grup ile birlikte hicret edip, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna geldiklerinde azıkları da bitip tükenmişti. Aralarından birisini azık istemek üzere Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gönderdiler. Bu kişi Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) kapısına varıp, onun:

“Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı ancak Allah'a aittir. O, canlıları babaların sulbünde kararlaşmış ve anaların rahminde kararlaşmakta iken de bilir. Her şey apaçık bir Kitaptadır" âyetini okuduğunu işitince:

“Şüphesiz ki Eş'arîler, Allah için diğer canlı varlıklardan daha değersiz değildirler" deyip Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna girmeden dönerek arkadaşlarına:

“Müjdeler olsun sizlere ki, sizin imdadınıza yetişildi" dedi. Arkadaşları, bu adamın Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile konuştuğunu ve Hazret-i Peygamber'in ona söz verdiğini zannediyorlardı. Bu halde bulundukları sırada içi ekmek ve et dolu bir. kabı iki kişinin taşıyarak getirdiğini gördüler. Diledikleri kadar o kaptan yediler, daha sonra birbirlerine:

“Keşke biz bu yiyeceği, o dg ihtiyacını gidersin diye Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) geri göndersek" dediler ve bu iki adama:

“Haydi bu yemeği Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) geri götürün, çünkü bizler bundan ihtiyacımızı karşıladık" dediler. Sonra Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) varıp:

“Ey Allah'ın Rasûlü! Bize göndermiş olduğun o yiyecekten daha bol ve daha lezzetlisini görmedik" dediklerinde, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Ben size yiyecek bir şey göndermedim ki" karşılığını verdi. Ona kendi arkadaşlarını gönderdiklerini bildirince, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona durumu sordu, bu kişi de yaptığını ve arkadaşlarına söylediklerini bildirince Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Bu, Allah'ın size rızık olarak verdiği bir şeydir" buyurdu.

Abdurrezzâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi sığındığı yer, " kelimesi ise öleceği yer mânâsındadır.

Ebu'ş-Şeyh'in Ebû Sâlih'ten bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi gecelediği yer, (.....) kelimesi ise öleceği yer mânâsındadır.

İbn Ebî Hâtim, İbn Abbâs'ın, (.....) âyetini, "Nerede olursa olsun rızkı kendisine gelir" olarak açıkladığını bildirir. İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim'in İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi rahimdeki kalışları, (.....) kelimesi ise öleceği yer mânâsındadır.

Hakîm et-Tirmizî Nevâdiru'l-Usul'da, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî Şuabu'l-İman'da, İbn Mes'ûd'dan Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:

“Birinizin eceli bir yerdeyse, bu kişiye o yerde bir ihtiyaç hâsıl edilir. O yere en yakın mekâna ulaşınca canı orada alınır. Kıyamet günü o yer: «Ey Rabbim! Bana emanet olarak bıraktığın budur» der."

6 ﴿