53

"(Adam bu yorumu getirince) kral dedi ki: «Onu bana getirin!» Elçi, Yusuf'a geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki: «Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor. Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir.» (Kral kadınlara) dedi ki: «Yusuf'un nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi?» Kadınlar, «Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik» dediler. Aziz'in karısı da dedi ki: «Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murat almak istemiştim. Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir.» (Yusuf dedi ki): Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir. (Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir"

Ahmed, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş-Şeyh, Hâkim ve İbn Merdûye'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) "Elçi, Yusufa geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki:

“Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor" âyetini okuyup:

“Eğer ben olsaydım, hiç şüphesiz çıkmamı isteyen elçinin çağrısına uyardım ve suçsuz olduğunun bilinmesi için böyle bir yola başvurmazdım" buyurdu.

İbn Cerîr ve İbn Merdûye'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):"Allah Yûsuf'a rahmet etsin. O gerçekten yumuşak ve halim birisi idi. Şayet zindana atılan ben olsaydım, hiç şüphesiz çıkmamı isteyen elçinin çağrısına hemen uyardım" buyurmuştur.

Firyâbî, İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve İbn Merdûye'nin İbn Abbâs vasıtasıyla bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Kardeşim Yusuf'un sabrına ve keremine hayret ettim. Allah ona (varsa hatası) bağışlasın, çünkü (rüyadaki) inekler hakkında kendisine soru sorulduğunda; şayet ben onun yerinde olsaydım, zindandan çıkarılmadıkça onlara durumu bildirmezdim. Yine onun sabrına ve keremine hayret ettim. Allah ona (varsa hatası) bağışlasın. Onu çıkarmak için geldiklerinde, masum olduğunu bildirmeden zindandan çıkmadı. Eğer ben olsaydım, onlardan daha çabuk kapıya giderdim. Ama o masum olduğunun ortaya çıkmasını istedi. "

Ahmed'in Zühd'de ve İbnu'l-Münzir'in Hasan(ı Basrî)'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

“Allah Yusuf'a rahmet etsin. Eğer bu kadar uzun süre zindanda kaldıktan sonra elçi bana gelseydi hemen zindandan çıkmak için davranırdım. Ama o:

“Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor" dedi" buyurmuştur.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, "Elçi, Yusufa geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki:

“Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor" âyetini açıklarken:

“Hazret-i Yusuf, zindandan çıkmadan önce masum olduğunu ortaya çıkarmak istedi" demiştir.

Firyâbî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Ebu'ş-Şeyh ve Beyhakî Şuabu'l-İman'da İbn Abbâs'ın şöyle dediğini bildirir:

“Kral kadınları topladığı zaman onlara:

“Siz mi Yusuf'tan murad almak istediniz?" diye sorunca, kadınlar:

“Hâşâ! Onun bir fenalığını görmedik" dediler. Vezirin karısı: «Şimdi gerçek ortaya çıktı; onun olmak isteyen bendim; doğrusu Yusuf doğrulardandır» dedi." Hazret-i Yusuf:

“Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" deyince, Cibrîl onu dürtüp:

“Bir an olsa bile ona meyletmedin mi?" diye sordu. Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder" karşılığını verdi.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre (.....) âyeti "Gerçek ortaya çıktı" mânâsındadır.

Hâkim, tarih'te, İbn Merdûye ve Deylemî'nin Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), "Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" âyetini okuyup şöyle buyurdu:

“Hazret-i Yusuf bu sözü söyleyince Cibrîl: «Ey Yusuf. Ona meylettiğini hatırla» dedi. Bunun üzerine Hazret-i Yusuf: «(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder» karşılığını verdi."

İbn Cerîr, Abdullah b. Ebî Huzeyl'in şöyle dediğini bildirir: Hazret-i Yusuf, "Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" deyince, Cibrîl:

“Ona meylettiğin gün bile mi?" diye sordu. Bunun üzerine Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşın şekilde kötülüğü emreder" karşılığını verdi.

İbn Cerîr'in İkrime'den bildirdiğine göre Hazret-i Yusuf, "Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" deyince, melek onun böğrüne dürterek:

“Ey Yusuf! Ona meyletiğin zaman bile mi?" diye sordu. Bunun üzerine Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder" karşılığını verdi.

Saîd b. Mansûr ve İbn Ebî Hâtim'in Hakîm b. Câbir'in, "Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" âyetini açıklarken şöyle dediğini bildirir:

“Cibrîl, Hazret-i Yusuf'a: «Şalvarını çözdüğün zaman bile mi?» diye sorunca, Hazret-i Yusuf: «(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder» karşılığını verdi."

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Hazret-iYusuf, "Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" sözünü, Yüce Allah'ın krala Hazret-i Yusuf'un masum olduğunu göstermesi üzerine söylemiştir.

Ebû Ubeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc der ki:

“Hazret-i Yusuf, zindandan çıkmadan önce masum olduğunu ortaya çıkarmak istedi ve elçiye:

“Efendine dön de ona: «Ellerini kesen o kadınların zoru neydi?» diye sor. Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir... Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" dedi" İbn Cüreyc:

“Bu iki âyet arasında takdim ve tehir vardır" demiştir.

Ebû Ubeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in Mücâhid'den bildirdiğine göre "Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" sözünü Hazret-i Yusuf söylemiştir.

İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Ebû Sâlih, "Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" âyetini açıklarken şöyle dedi:

“Bu sözü Hazret-i Yusuf söylemiştir. Hazret-i Yusuf, Aziz'in yokluğunda ona hanımı konusunda hainlik etmediğini söyleyince, Cibrîl:

“Şalvarını çözdüğün zaman bile mi?" diye sordu. Bunun üzerine Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir" karşılığını verdi.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hasan der ki:

“Hazret-i Yusuf:

“Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağım (herkesin) bilmesi içindir" deyince, Cibrîl:

“Ona meylettiğini hatırla" dedi. Bunun üzerine Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir" karşılığını verdi.

İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr der ki: Hazret-i Yusuf:

“Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" deyince, melek veya Cibrîl:

“Bir an olsa bile ona meyletmedin mi?" diye sordu. Bunun üzerine Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir" karşılığını verdi.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in Mücâhid'den bildirdiğine göre Hazret-i Yusuf:

“Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" deyince, melek veya Cibrîl:

“Bir an olsa bile ona meyletmedin mi?" diye sordu. Bunun üzerine Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir" karşılığını verdi.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in Mücâhid'den bildirdiğine göre Hazret-i Yusuf:

“Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" deyince, melek:

“Bir an olsa bile ona meyletmedin mi?" diye sordu. Bunun üzerine Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir" karşılığını verdi."

İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde der ki: Bize ulaştığına göre o zaman Hazret-i Yusuf ile olan melek:

“Ona meylettiğini hatırla" deyince, Hazret-i Yusuf:

“(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir" karşılığını verdi.

İbn Ebî Hâtim ve Ebu'ş-Şeyh'in Hasan(ı Basrî)'den bildirdiğine göre Hazret-i Yusuf, "Bu, Aziz'in yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir" deyince, nefsini övmüş olmaktan korktu ve "(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir" dedi.

İbn Ebî Hâtim'in başka bir kanalla Hasan(ı Basrî)'den bildirdiğine göre Hazret-i Yûsuf, "(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum" sözüyle, Aziz'in hanımına meyletmesini kastetmiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Abdulazîz b. Umeyr der ki:

“Nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder. Allah'tan bir azim geldiği zaman bu azim seni hayıra çağırır."

53 ﴿