2"İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" İbn Ebî Hâtim, Süddî vasıtasıyla, Ebû Mâlik ve Ebû Sâlih'ten, İbn Abbâs, Murre, İbn Mes'ûd ve sahabeden bazılarının, "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyetini açıklarken şöyle dediklerini bildirir: “Bedir günü boyunları vurulan müşrikler ateşe arzolundukları zaman, Hazret-i Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem) iman etmiş olmayı çok arzu edecekler." İbn Cerîr, İbnü'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin el-Ba's'ta bildirdiğine göre İbn Abbâs: “İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyetini açıklarken: “Kıyamet günü kâfirler muvahhid olmayı temenni edecekler" demiştir. İbn Cerîr'in İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyetiyle, ateşten çıkan (günahkar Müslümanları) gören cehennemlikler kastedilmiştir. Saîd b. Mansûr, Hennâd b. es-Serî Zühd'de, İbn Cerîr, İbnü'l-Münzir, Hâkim ve Beyhakî el-Ba's'ta, İbn Abbâs'ın şöyle dediğini bildirir: “Allah, o kadar şefaate izin verip Cennete koyacak ve şefaate izin verip merhamet edecek ki, sonunda: “Müslüman olan Cennete girsin" diyecek. Yüce Allah'ın, "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyeti buna işaret etmektedir." İbnu'l-Mübârek Zühd'de, İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, İbnü'l-Münzir ve Beyhakî el-Ba's'ta bildirir: İbn Abbâs ve Enes, "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyetini müzakere edip şöyle dediler: “Bu, Müslümanların günahkârlarını ve müşrikleri Cehennemde bir araya getireceği zaman olacaktır. O zaman müşrikler: “Yaptığınız ibadetler size bir fayda sağlamadı" deyince, Yüce Allah onlara öfkelencek ve Müslümanları rahmetiyle Cehennemden çıkaracaktır." Saîd b. Mansûr, Hennâd ve Beyhakî'nin Mücâhid'den bildirdiğine göre İnkar edenler, "Keşke müslüman olsaydık" sözünü, "Lâ ilâhe illallah" diyenlerin Cehennemden çıkacağı zaman söyleyecekler. Taberânî M. el-Evsat'ta ve İbn Merdûye sahih isnâdla, Câbir b. Abdilah'tan, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: “Ümmetimden bazıları, günahları sebebiyle cehenneme girecekler ve Allah'ın, kalmalarını dilediği kadar bir süre orada kalacaklardır. Sonra müşrikler onları ayıplayarak: «Dünyada iken tasdikinizin size bir fayda sağladığını görmüyoruz» diyecekler. Bunun üzerine yüce Allah, cehennemden çıkarmadık hiçbir muvahhid bırakmayacaktır." Daha sonra. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyetini okudu. İbn Ebî Âsim es-Sünne'de, İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim, Taberânî, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî el-Ba's'ta, Ebû Mûsa el-Eş'arî'den, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: “Cehennemlikler cehennemde bir araya geldikleri ve Kıble ehlinden Allah'ın dilediği kadarı da aralarında olduğu zaman, kâfirler, Müslümanlara: «Siz Müslüman değil miydiniz?» diye sorarlar. Müslümanlar: «Evet müslümandık» cevabını verince, kâfirler: «Müslüman olmanız size bir fayda sağlamadı. Bizimle beraber siz de Cehenneme girdiniz» derler. Müslümanlar: «Biz, işlemiş olduğumuz günahlar sebebiyle buraya girdik» derler ve Yüce Allah onların bu sözünü duyunca, cehennemde olan bütün kıble ehlinin çıkarılmasını emreder. Cehennemde kalan kâfirler bunu görünce: «Keşke Müslüman olsaydık, biz de onların çıktığı gibi cehennemden çıkardık» derler." Daha sonra. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Elif Lâm Râ. Bunlar, kitabın ve apaçık olan Kur'ân'ın âyetleridir. İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyetlerini okudu. İshâk b. Râhûye, İbn Hibbân, Taberânî ve İbn Merdûye'nin Ebû Saîd el- Hudrî'den bildirdiğine göre kendisine: “İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyetiyle ilgili olarak Allah'ın Resûlü'nden bir şey duydun mu?" diye sorulunca, şöyle karşılık verdi: “Evet, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu duydum: “Allah, onlardan intikamını aldıktan sonra müminlerden bazılarını Cehennemden çıkarır. Allah, onları müşriklerle beraber cehenneme koyunca, Müşrikler: «Siz, dünyadayken Allah'ın dostları olduğunuzu iddia etmiyor muydunuz? Neden bizimle beraber cehennemdesiniz?» derler. Yüce Allah, müşriklerin böyle dediğini duyunca, Müslümanlar için şefaat edilmesine izin verir. Bunun üzerine melekler, peygamberler ve müminler, Allah'ın izniyle cehennemden çıkmaları için kendilerine şefaatçi olurlar. Bunu gören müşrikler: «Keşke onlar gibi olsaydık, bize de şefaat yetişir ve kendileriyle beraber Cehennemden çıkardık» derler. Yüce Allah'ın, «İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir» âyeti buna işaret etmektedir. Yüzlerinin karalığından dolayı onlara (Cehennemdeki Müslümanlara), Cehennemde, Cehennemlikler denilir. Onlar: «Ey Rabbimiz, bizden bu ismi gider» derler. Allah onlara emreder ve cennet nehrinde yıkanınca bu isim onlardan kaldırılır." Hennâd b. es-Serî, Taberânî M. el-Evsat'ta ve Ebû Nuaym'ın, Enes'ten bildirdiğine göre Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Lâ ilahe illallah ehlinden bazıları günahları sebebiyle Cehenneme girince, Lât ve Uzza'ya tapanlar kendilerine: «Lâ ilahe illallah, demenin size ne faydası oldu ? Siz de bizimle cehennemdesiniz» derler. Bunun üzerine Yüce Allah böyle diyenlere gazaplanır ve Lâ ilahe illallah diyenleri Cehennemden çıkarıp hayat nehrine atar ve Ay'ın tutulmasından ayrılıp sıyrıldığı gibi yanıklarından kurtulup iyileşirler ve cennete girerler. Onlara orada «Cehennemlikler» ismi verilir." İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Enes der ki: Kıyamet günü, Yüce Allah'ın, konuşmasına ve şefaat etmesine izin vereceği ilk kişi Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'dir. Hazret-i Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem): “Söyle, sözün dinlenecek, iste, istediğin verilecek" denilecek; Allah'ın Resûlü secdeye kapanıp, Yüce Allah'a hiç kimsenin yapmadığı şekilde senâ edecek. Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): “Başını kaldır" denilince, Allah'ın Resûlü başını kaldırıp: “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümetim(i istiyorum)" diyecek. Bunun üzerine, cehennemde bulunan ümmetinden üçte bîri çıkarılacak, sonra kendisine: “Söyle, sözün dinlenecek, iste, istediğin verilecek" denilince, Allah'ın Resûlü bir daha secdeye kapanıp, Yüce Allah'a hiç kimsenin yapmadığı şekilde senâ edecek. Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): “Başını kaldır" denilince, Allah'ın Resûlü başını kaldırıp: “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümetim(i istiyorum)" diyecek. Bunun üzerine, cehennemde bulunan ümmetinden üçte biri daha çıkarılacak, sonra kendisine: “Söyle, sözün dinlenecek, iste, istediğin verilecek" denilince, Allah'ın Resûlü bir daha secdeye kapanıp, Yüce Allah'a hiç kimsenin yapmadığı şekilde senâ edecek. Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): “Başını kaldır" denilince, Allah'ın Resûlü başını kaldırıp: “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümetim(i istiyorum)" diyecek. Bunun üzerine, cehennemdeki ümmetinden son üçte biri çıkarılacak." Hasan'a: “Ebû Hamza, şöyle şöyle diyor" denilince, Hasan: “Allah Ebû Hamza'ya merhamet etsin. Dördüncüsünü unuttu" karşılığını verdi. Kendisine: “Dördüncüsü nedir?" diye sorulunca, Hasan: “Lâ ilâhe illallah sözünden başka sevabı olmayan kişiyle ilgili bölüm. Allah'ın Resûlü: “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümetim(i istiyorum)" diyecek. Kendisine: “Ey Muhammed! Bunları Allah rahmetiyle kurtaracaktır" buyuracak ve sonunda, Lâ ilâhe illallah sözünden başka sevabı olmayan hiç kimse cehennemde kalmayacak. İşte o zaman Cehennem ahalisi: “İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok. Candan bir dostumuz da yok. Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" ve "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" diyecekler. İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd der ki: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) dördüncü defa kalkıp şefaat etmek isteyecek ve Cehenemde müşriklerden sadece Allah'ın dilediği kişiler kalacak. Yüce Allah'ın, "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyeti buna işaret etmektedir." İbn Ebî Hâtim ve İbn Şâhîn es-Sünne'de, Ali b. Ebî Tâlib'den, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: “Muvahhid olan ve günahlarına pişman olup tövbe etmeden ölen bütün ümmetlerin büyük günah işleyenlerinden cehenneme girenlerin gözleri morarmayacak; yüzleri kararmayacak, Şeytanlarla beraber olmayacak, zincirlerle bağlanmayacak, kendilerine irin içirilmeyecek ve katrandan giysiler giydirilmeyecektir. Onları Ehl-i tevhid olması sebebiyle Allah devamlı Cehennemde kalmalarını haram kılmıştır. Secde etmeleri sebebiyle onların ateşte suretleri vardır. Ateş, bunlardan bazılarının ayaklarına kadar, bazılarının topuklarına kadar, bazılarının baldırına kadar, bazılarının beline kadar, bazılarının boynuna kadar, günahları ve amelleri nisbetinde ulaşır. Bazıları Cehennemde bir ay kalıp çıkar, bazıları altı ay kalıp çıkar. En çok kalacak olan kişi ise dünyanın yaratıldığı günden kıyametin koptuğu güne kadarki zaman müddetince kalır. Yüce Allah onları cehennemden çıkarmak istediği zaman, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer dinlerden olanlar, cehennemdeki Ehl-i tevhide: «Allah'a, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiniz, ama bugün biz ve siz cehennemde beraberiz» derler. Bunun üzerine Yüce Allah, daha önce hiçbir şeye gazaplanmadığı derecede öfkelenir ve onları Cennet ile Sırat arasında bir pınara çıkarır. Bu pınarda, tıpkı sel sularının geçtiği yerde biten mantar gibi biterler, sonra alınlarında: «Bunlar, Rahman'ın azad ettiği Cehennemliklerdir» yazılı bir şekilde Cennete girerler. Cennette Allah'ın dilediği bir süre kaldıktan sonra, Yüce Allah'tan, alınlarında yazılı olan yazının silinmesini isterler. Allah bir melek gönderip o yazıyı siler. Sonra Yüce Allah, yanlarında çivi olan melekler gönderir ve bu melekler çivileri çakarak Cehennemliklerin üzerine Cehennemi kapatır. Allah onları Arş'ında unutur (Onlarla ilgilenmez), Cennetlikler de nimet ve lezzetlere dalarak Cehenemlikleri unuturlar. Yüce Allah'ın, «İnkâr edenler, "Keşke müslüman olsaydık" diye çok arzu edeceklerdir» âyeti buna işaret etmektedir. " İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Sâhibu'l- Kasb Zekeriyyâ b. Yahyâ der ki: Ebû Ğâlib'e, "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık" diye çok arzu edeceklerdir" âyetini sorduğumda şöyle dedi: Ebû Umâme, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): “Bu âyet, Yüce Allah'ın, Müslümanların ve ümmet ve Cemaatin günahlarını bağışladığını görüp: «Keşke Müslüman olsaydık» diyen Hâriciler hakkında inmiştir" buyurduğunu söyledi. Hâkim el-Kunâ'da, Hammâd'ın şöyle dediğini bildirir: İbrâhîm(-i Nehaî)'ye, "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" âyetini sorduğumda şöyle dedi: “Bana anlatıldığına göre şirk ehli, Cehenneme giren Müslümanlara: “İbadet ettiğinizin size bir faydası dokunmadı" deyince, Yüce Allah onlara öfkelenir ve meleklerle peygamberlere: “Onlar (Müslümanlar) için şefaatçi olunuz" buyurur ve meleklerle peygamberler şefaatçi olunca onlar da cehennemden çıkarlar. Hatta İblis bile onlarla cehennemden çıkmak için uzanır. İşte o zaman, "İnkâr edenler, «Keşke müslüman olsaydık» diye çok arzu edeceklerdir" |
﴾ 2 ﴿