3"Ey kendilerini Nûh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin çocukları! Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu" İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini açıklarken: “Burada gizli nida harfi vardır ve: “Ey..." diye okunur" demiştir. İbn Merdûye'nin Abdullah b. Zeyd el-Ensârî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ey kendilerini Nûh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin çocukları..." âyetini açıklarken: “Nuh ile baraber sadece dört çocuk vardı. Bunlar Hâm, Sam, Yâfus ve Kûş'tur. Bütün insanlar da bu dört kişiden türemiştir" buyurdu. İbn Merdûye'nin Ebû Fâtıma'dan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Nuh küçük veya büyük bir şey taşıdığı zaman mutlaka: «Bismillâhi ve'l-Hamdulillâhi (=Allah'ın ismiyle hamd ile)» derdi. Bu sebeple Yüce Allah, onu şükreden kul diye adlandırdı" buyurdu. Firyâbî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, İbn Merdûye, Hâkim ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îmân'da bildirdiğine göre Selmân: “Nuh (aleyhisselam) elbise giydiği veya yemek yediği zaman Allah'a hamd ederdi. Bu sebeple şükreden kul diye adlandırıldı" dedi. İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim ve Taberânî'nin bildirdiğine göre sahabeden Sa'd b. Mes'ûd es-Sakafî: “Nuh'un şükreden kul diye adlandırılmasının sebebi, yemek yediği veya bir şey içtiği veya elbise giydiği zaman Allah'a hamd etmesiydi" dedi. İbn Ebi'd-Dünyâ ve Beyhakî'nin Şuabu'l-İmân'da, Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Nuh, tuvalet ihtiyacını giderdiği zaman mutlaka: «Bana lezzeti tattıran, ondaki faydalı şeyleri bedenimde bırakan, eziyet verici şeyleri de gideren Allah'a hamd olsun» derdi" buyurdu. İbn Ebî Şeybe'nin Musannef’te bildirdiğine göre Avvâm der ki: Bana denildiğine göre, Nuh (aleyhisselam): “Bana lezzeti tattıran, ondaki faydalı şeyleri bedenimde bırakan, eziyet verici şeyleri de gideren Allah'a hamd olsun" derdi." İbn Ebi'd-Dünyâ ve Beyhakî'nin Şuabu'l-İmân'da bildirdiğine göre Esbağ b. Zeyd der ki: “Nuh tuvaletten çıktığı zaman «Bana lezzeti tattıran, ondaki faydalı şeyleri bedenimde bırakan, eziyet verici şeyleri de gideren Allah'a hamd olsun» derdi. Bu sebeple şükreden kul diye adlandırıldı." İbn Ebî Şeybe'nin, İbrâhîm et-Teymî'den bildirdiğine göre Nuh (aleyhisselam) tuvaletten çıktığı zaman: “Eziyet verici şeyleri üzerimden gideren ve bana afiyet veren Allah'a hamd olsun" diye dua ederdi. Abdullah b. Ahmed'in, Zühd.'de bildirdiğine göre İbrâhîm(-i Nehaî): “Nuh'un şükretmesi, yemeğe başladığında Besmele çekmesi ve doyduğunda Allah'a hamd etmesidir" dedi. İbn Ebi'd-Dünyâ ve Beyhakî'nin Şuabu'l-İmân'da bildirdiğine göre Mücâhid: “...Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu" âyetini açıklarken şöyle demiştir: “Nuh (aleyhisselam) bir şey yediği veya içtiği zaman mutlaka Allah'a hamd ederdi. Yürüdüğü zaman mutlaka Allah'a hamd ederdi. Bir şey yakaladığı zaman mutlaka Allah'a hamd ederdi. Bu sebeple Allah kendisini övdü ve: “Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu" buyurdu. Ahmed Zühd'de, İbn Ebi'd-Dünyâ ve Beyhakî'nin Şuab'da bildirdiğine göre Muhammed b. Ka'b el-Kurazî der ki: Nuh (aleyhisselam) yemek yediği veya içtiği veya bir şey giydiği zaman: “Elhamdülillâh" derdi. Yine bineğe bindiği zaman: “Elhamdülillah" derdi. Bu sebeple Yüce Allah onu: “Şükreden kul" diye adlandırdı. İbn Merdûye'nin, Muâz b. Enes el-Cuhenî'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah'ın, Nuh'u şükreden kul diye adlandırmasının sebebi, sabahladığı ve akşamladığı zaman: «Sabahladığınız ve akşamladığınız zaman Yüce Allah'ı bütün eksikliklerden tenzih ederim. Akşam vakti de, öğle vakti de gökyüzünde ve yeryüzünde hamd onadır» demesidir." İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Hazret-i Alî der ki: “Yemeğin hakkını eda etmek: «Bismillah» diyerek başlamak ve: «Allahım! Vermiş olduğun rızıkla bize bereket kıl" demektir. Şükrünü eda etmek ise: «Bize yediren ve içiren Allah'a hamd olsun» demektir." İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Teymî b. Seleme der ki: Bana bildirilene göre kişi eğer yemeğe başlarken: “Allah'ın ismiyle" diye (Besmele ile) başlarsa ve yemeğin sonunda: “Allah'a hamd olsun" derse, yemek lezzeti nimetinden hesaba çekilmez." İbn Ebî Şeybe, Tirmizî, İbn Mâce, Taberânî Duâ'da ve Hâkim'in bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattâb yeni elbise giyip: “Bana avretimi örten ve kendileriyle hayatta güzelleşeceğim elbiseler giydiren Allah'a hamd olsun" dedi. Sonra Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle işittiğini söyledi: “Kim yeni elbise giyer de: «Bana avretimi örten ve kendileriyle hayatta güzelleşeceğim elbiseler giydiren Allah'a hamd olsun» diye dua edip eski elbiselerini tasadduk ederse, o hayatta ve mematta Allah'ın gözetimi, koruması ve örtüsü altında olur." Bunu üç defa tekrarladı. İbn Ebî Şeybe'nin Abdurrahman b. Ebî Leylâ'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Sizden biriniz yeni elbise giydiği zaman: «Bana avretimi örten ve kendileriyle insanlar arasında güzelleşeceğim elbiseler giydiren Allah'a hamd olsun» diye dua etsin" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Avn b. Abdillah: “Adamın biri yeni elbise giydi ve Allah'a hamd etti. Bu sebeple bu kişi Cennete sokuldu veya bağışlandı" dedi. |
﴾ 3 ﴿