15"Kim doğru yolu bulmuşsa, ancak kendisi için bulmuştur; kim de sapıtmışsa kendi aleyhine sapıtmıştır. Hiçbir günahkâr, başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe azap edici değiliz." İbn Abdilber'in Temhîd'de zayıf bir isnâdla bildirdiğine göre Hazret-i Âişe der ki: Hazret-i Hatice, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), müşriklerin çocuklarının durumunu sorunca: “Onlar atalarıyla beraberdir" buyurdu. Bir zaman sonra tekrar sorduğunda: “Onlar ne yapardı Allah daha iyi bilir" buyurdu. İslam hâkim olduktan sonra: “Hiçbir günahkâr, başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez..." âyeti nâzil oldu. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Onlar fıtrat üzeredirler" veya: “Onlar Cennettedirler" buyurdu. Abdurrezzâk Musannef’te, İbn Ebî Şeybe, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: Sa'b b. Cessâme bana şöyle anlattı: “Yâ Resûlallah! Ev baskınlarında müşriklerin çocuklarını öldürmekteyiz" dediğimde, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Onlar da kendilerindendir (müşriklerdendir)" buyurdu. İbn Sa'd, Ahmed, Kâsım b. Asbağ ve İbn Abdilber, Muâviye es- Suraymiyye'nin kızı Hasnâ'nın amcasından bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Peygamber Cennettedir. Şehit Cennettedir. Yeni doğan çocuk Cennettedir. Diri diri toprağa gömülen çocuk Cennettedir" buyurmuştur. Kâsım b. Asbağ ve İbn Abdi'I-Ber'in, Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Milletin oyuna dalmış zürriyetinin azaplandırılmamasım istedim ve bu bana verildi" buyurdu. Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru'l-Usul'da ve İbn Abdilber'in bildirdiğine göre Enes der ki: “Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), müşriklerin çocuklarını sorduğumuzda: “Onlar Cennet ehlinin hizmetçileridir" buyurdu. Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru'l-Usu'l da ve İbn Abdilber'in bildirdiğine göre Selmân el-Fârisî: “Müşriklerin çocukları, Cennet ehlinin hizmetçileridir" dedi. Hakîm et-Tirmizî Nevâdiru'l-Usu'l da ve İbn Abdilber, Hazret-i Âişe'den bildiriyor: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), Müslümanların çocuklarının nerede olduğunu sorduğumda: “Cennettedirler" buyurdu. Müşriklerin çocuklarının nerede olduğunu sorduğumda: “Cehennemdedirler" buyurdu. Ben: “Yâ Resûlallah! Onlar daha amelleri bilmeyecek yaştalar ve kalem daha kendileri için bir şey yazmamıştır" dediğimde: “Rabbin ne yapacaklarını daha iyi bilendir. Canım elinde olana yemin olsun ki, eğer istersen onların cehennemdeki seslerini sana dinletirim" buyurdu. Ahmed, Kasım b. Esbağ ve İbn Abdilber'in bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: Ben müşriklerin çocukları için: “Onlar atalarıyla beraberdir" diyordum. Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından bir kişi, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) bu çocuklar sorulduğunda: “Rableri onların daha iyi bilendir. Onları kendisi yarattı ve kendisi onları ve ne yapacaklarını daha iyi bilendir" buyurduğunu söyledi. Ben de önceden dediğimden vazgeçtim. Kâsım b. Esbağ ve İbn Abdilber'in Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), müşriklerin çocukları sorulduğunda: “Allah onların ne yapacaklarını daha iyi bilendir" buyurdu. Abdurrezzâk, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Ebû Hureyre'den bildiriyor: Kıyamet gününde Allah fetret (yani peygambersiz dönem) ahalisini, geri zekalıları, sağırları, dilsizleri ve İslam'ı yetişmeyen yaşlıları toplayacaktır. Sonra onlara bir elçi gönderecek ve "Cehenneme girin" denilecektir. Onlar: “Bize peygamber gönderilmemişken bu nasıl olur?" derler. Vay hallerine, eğer onlar ateşe girmiş olsalardı ateş onlar için soğuk ve selamet olacaktı. Sonra onlara peygamber gönderilecek ve ona itaat etmek isteyenler itaat edecektir." Ebû Hureyre: “Dilerseniz: «Biz, bir peygamber göndermedikçe azap edici değiliz» âyetini okuyun" dedi. İshâk b. Râhûye, Ahmed, İbn Hibbân, Ma'rife'de Ebû Nuaym, Taberânî, İbn Merdûye ve el-İ'tikâd'de Beyhakî'nin Esved b. Serî'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde dört kişi mazeret arzeder. Biri sağır olup ta bir şey işitmeyen kişidir. Biri akılsız olan kişi, İslam geldiğinde yaşlı olan kişi, biri de fetret zamanında ölen kişidir. Sağır kişi: «Ey Rabbim! İslam geldiği zaman ben hiçbir şey duymuyordum» der. Akılsız kişi: «Ey Rabbim! İslam geldiği zaman çocuklar bana keçi kığısı atıyordu» der. Yaşlı kişi: «Ey Rabbim! İslam geldiği zaman artık benim aklım bir şeye ermiyordu» der. Fetret zamanında ölen kişi de: «Ey Rabbim! Bana bir elçin gelmedi» der. Onlardan elçiye itaat edeceklerine dair söz alınır ve cehenneme girmelerini emreden bir elçi gönderilir. Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki, eğer cehenneme girmiş olsalardı ateş onlara soğuk ve selamet olacaktı. Ona girmeyen kişi içine çekilecektir. " İbn Râhûye, Ahmed, İbn Merdûye ve Beyhakî, Ebû Hureyre'den aynısını: "Eğer cehenneme girmiş olsalardı ateş onlara soğuk ve selamet olacaktı. Ona girmeyen kişi içine çekilecektir" ziyadesiyle bildirir. Kâsım b. Esbağ, Bezzâr, Ebû Ya'la ve İbn Abdilber'in et-Temhîd'de, Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde dört kişi vardır ki bunlar getirildiği zaman mazeret arzedecektir. Bunlar çocukken ölen kişi, akılsız kişi, fetret zamanında ölen kişi ve İslam geldiğinde yaşlı olan kişidir. Hepsi de mazaretlerini gösterince Yüce Allah, Cehennemden bir parça ateşe: «Ortaya çık!» buyurur. Onlara da: «Ben kullarıma peygamberler gönderiyordum. Şimdi ben size kendim peygamberlik edeceğim» (Ateşi göstererek) «Buna girin» buyurur. Bedbaht olarak yazılan kişiler: «Ey Rabbim! Biz ondan kaçarken bizi ona mı sokacaksın?» der. Cennetlik olarak yazılan kişiler de gidip ateşin içine girer. Yüce Allah: «Beni gördüğünüz halde bana karşı asi oldunuz. Siz peygamberlere en fazla asi olan ve onları yalanlayansınız» buyurur. Bunun üzerine cennetlik yazılanları Cennete, diğerlerini de Cehenneme sokar." Hakîm et-Tirmizî Nevâdiru'l-Usu'lda, Taberânî ve Ebû Nuaym'ın, Muâz b. Cebel'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde, kıt akıllı kişi, fetret zamanında ölen kişi ve çocukken ölen kişi getilirir. Aklı kıt kişi: «Ey Rabbim! Eğer bana akıl verseydin aklı olan kişi aklıyla benden daha mutlu olmazdı» der. Fetret zamanında ölen kişi: «Ey Rabbim! Eğer bana bir peygamber göndermiş olsaydın, peygamber gönderdiğin kişiler arasında kimse benden daha mutlu olmazdı» der. Çocukken ölen kişi: «Ey Rabbim! Eğer bana ömür verseydin, ömür verdiğin kişiler arasında kimse benden daha mutlu olmazdı» der. Bunun üzerine Yüce Allah: «Size bir şey emredeceğim. Bana itaat edecek misiniz?» buyurunca: «İzzetine yemin olsun ki, itaat edeceğiz» derler. Allah: «Gidin Cehenneme girin» buyurur. Hâlbuki Cehenneme girseler, Cehennem onlara hiçbir zarar vermeyecektir. Cehennem alevler saçar. Onlar alevlerin, Allah'ın yarattığı her şeyi helak edeceğini , sanırlar ve süratle geri dönerek: «Ey Rabbimiz! İzzetine yemin olsun ki, biz oraya girmek istiyorduk. Ancak alevlerin, yaratmış olduğun her şeyi helak edeceğini sandık» derler. Allah onlara bir daha Cehenneme girmelerini emreder. Yine geri dönerler ve aynı şeyleri söylerler. Bunun üzerine Yüce Allah: «Ben sizi ilmimle yarattım ve ilmimle göndereceğim. (Ey Cehennem) Onları kucakla» buyurur ve ateş onları içine alıverir. " İbn Ebî Şeybe, Ebû Salih'ten bildiriyor: Kendilerine peygamber gönderilen kişiler kıyamet gününde hesaba çekilince, Allah, kendisine itaat edenleri Cennete, asi olanları da Cehenneme sokacaktır. Geriye çocuklardan, fetret zamanında ölenlerden ve geri zeka olanlardan bir kavim kalacaktır. Yüce Allah, onlara: “Gördüğünüz gibi bana itaat edenleri Cennete, asi olanları da Cehenneme soktum. Ben size bu ateşe girmenizi emrediyorum" buyurur. Ondan bir parça ateş çıkar ve ona girenler kurtuluşa erer. Ona girmeyi kabul etmeyenler de helak olur. Hakîm et-Tirmizî Nevâdiru'l-Usul'da Abdullah b. Şeddâd'dan bildiriyor: Bir kişi Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip müşriklerin küçükken ölen çocuklarının durumunu sordu. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir müddet başını eğdikten sonra: “Soruyu soran kişi nerededir?" buyurdu. Adam: “Yâ Resûlallah! Buradayım" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Yüce Allah, Cennet ve Cehennem ahalisi arasında hüküm kıldığı zaman onlardan (müşriklerin çocuklarından) başka kimse kalmaz. Onlar feryad ederek: «Allahım! Rabbimiz! Elçilerin bize gelmedi ve biz bir şey bilmiyoruz» derler. Allah onlara bir melek gönderir. Ancak Allah onların yaptıklarını en güzel bilendir. Melek: «Ben, Rabbinizin size göndermiş olduğu elçiyim» der. Ateşin yanına gelene kadar meleği takip ederler. Melek: «Allah ateşe girmenizi emretmektedir» deyince, bir grup ateşe girer ve arkadaşlarının görmeyeceği başka bir yerden geri çıkarılırlar. Sonra bu kişiler Allah'a yakın olanların grubuna konulurlar. Sonra elçi bir daha gelip: «Allah ateşe girmenizi emretmektedir» deyince yine bir grup ateşe girer ve arkadaşlarının görmeyeceği başka bir yerden geri çıkarılırlar. Sonra bu kişiler sağdaki arkadaşlarının grubuna konulurlar. Elçi bir daha gelip: «Allah ateşe girmenizi emretmektedir» deyince: «Allahım! Senin azabına gücümüz yetmez» derler. Allah'ın emri üzerine onlar perçemleri ve ayakları birleştirilerek ateşe yaklaştırılırlar ve içine atılırlar. " |
﴾ 15 ﴿