MERYEM SURESİNehhâs ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Meryem Sûresi, Mekke'de nazil oldu" demiştir. İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbnu'z-Zübeyr: "Meryem Sûresi, Mekke'de nazil oldu" demiştir. İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Hazret-i Âişe: "Meryem Sûresi, Mekke'de nazil oldu" demiştir. Taberânî ve Ebû Nuaym, Ebû Bekr b. Abdillah b. Ebî Meryem el- Ğassânî'den, o babasından, o da dedesinden bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip: "Dün gece bir kızım oldu" dediğimde: "Bana da dün gece Meryem Sûresi nazil oldu. Kızının adını Meryem koy" buyurdu. Ahmed, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî Delâil'de Ümmü Seleme'den bildirir: Necâşî, Câfer b. Ebî Tâlib'e: "Hazret-i Peygamber'in vahiy olarak getirdiği şeyden yanında bir şey var mı?" diye sorunca, Câfer: "Evet, var!" dedi ve ona Meryem Sûresi'nin başlarından bazı âyetleri okudu. Necâşî bunları duyunca sakallan ıslanacak kadar ağladı. Yanında duran piskoposlar da Câfer'in okuduğunu duyunca ağlamaya başladılar ki yaşlarından ellerindeki Mushaflar ıslandı. Sonrasında Necâşî: "Senin okuduğunla Mûsa'nın getirdiği aynı kandilden çıkmadır" dedi. İbn Ebî Şeybe, Muvarrik el-İclî'den bildirir: "İbn Ömer'in arkasında öğle namazını kıldığımda Meryem Sûresi'ni okudu." İbn Ebî Şeybe, Mücâhid'den bildirir: "İbn Ömer'in öğle namazında Meryem Sûresi'ni okuduğunu işittim." İbn Sa'd, Hâşim b. Âsim el-Eslemî'den, o da babasından bildirir: "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'den Medine'ye hicret ederken Ğamîm'eulaştığında yanına Bureyde b. el-Hasîb geldi ve Müslüman oldu." Hâşim der kî: "Münzir b. Cehdam'ın bana bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) o görüşmede Bureyde'ye Meryem Sûresi'nin başından bazı âyetleri öğretmişti." İbn Sa'd, Ebû Hureyre'den bildirir: "Medine'ye gittiğimde Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber'de idi. Sabah namazında Ğifâr kabilesinden bir adamın namazı kıldırdığını gördüm. İlk rekatta Meryem Sûresi'ni, ikinci rekatta ise Mutaffifîn Sûresi'ni okuduğunu işittim." 1"Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd." Firyâbî, Saîd b. Mansûr, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l- Münzir, İbn Ebî Hâtim, Hâkim, İbn Merdûye, Beyhakî el-Esmâ ve's-Sifâf da ve Diyâ el-Muhtâre'de bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini: "Kebîr, Hâdi, Emîn, Azîz, Sâdık" şeklinde açıklamıştır. Başka bir lafızda 'Kebîr' yerine 'Kef' demiştir. Abdurrezzâk, Âdem b. Ebî İyâs, Osmân b. Saîd ed-Dârimî Tevhîd'de, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin el- Esmâ ve's-Sifât'da bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Kef harfi (Yüce Allah'ın isimlerinden) Kerîm'in, Hâ harfi Hâdi'nin, Yâ harfi Hakîm'in, Ayrı harfi Alîm'in, Sâd harfi de Sâdık'ın harfidir." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Mes'ûd ve sahabelerden bazıları: (.....) âyetini açıklarken şöyle demişlerdir: "Bunlar mukatta'a harflerdendir. Kef harfi (Yüce Allah'ın isimlerinden) Melik'in, Hâ harfi Allah'ın, Yâ ile Ayn harfleri Azîz'in, Sâd harfi de Musavvir'in harfidir." İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Kelbî'ye: (.....) âyeti sorulunca şöyle demiştir: Ebû Sâlih'in Ümmü Hâni'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu: "Kâfi, Hâdi, Alim, Sâdık" şeklinde açıklamıştır. Osmân b. Saîd ed-Dârimî, İbn Mâce ve İbn Cerîr, Ali'nin kızı Fâtıma'dan bildirir: Hazret-iAli: "Ey Kef Hâ Yâ Ayn Sâd! Beni bağışla!" diye dua ederdi. Ebu'ş-Şeyh Azame'de ve İbn Merdûye, Kelbî vasıtasıyla bildirdiğine göre Ebû Sâlih: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: Kef harfi (Yüce Allah'ın isimlerinden) Kâfi'nin, Hâ harfi Hâdi'nin, Ayn harfi Âlim'in, Sâd harfi de Sâdık'ın harfidir. Onlara yeterli, onları hidayete erdiren, onları bilen ve sözünde sadık olan anlamındadır." Başka bir lafızda: "(Sözünde sadık yerine) sözünde duran" demiştir. Ebû Ubeyd ve İbnu'l-Münzir, Süddî'den bildirir: İbn Abbâs: ve (.....) gibi ifadeler hakkında: "Bunlar, Yüce Allah'ın İsm-i Â'zam'ıdır" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini açıklarken: "Yüce Allah'ın yeminlerinden biridir. Aynı zamanda Allah'ın isimlerindendir" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İkrime: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: Yüce Allah burada: "Ben Kebîr'im, Hâdi'yim, Aliy'yim, Emîn'in, Sâdık'ım" demiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Muhammed b. Ka'b: (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir. "Bunlar mukatta'a harflerdendir. Kef harfi (Yüce Allah'ın isimlerinden) Kâfi isminin, Hâ harfi Hâdi isminin, Ayn harfi Âlim isminin, Sâd harfi de Sâdık isminin ilk harfidir." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Rabî' b. Enes: (.....) âyetini açıklarken: "Ey herkesin kendisine sığındığı, ancak birine sığınmaya ihtiyacı olmayan, anlamındadır" demiştir. Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: âyetini açıklarken: "Kur'ân'ın isimlerinden biridir" demiştir. |
﴾ 1 ﴿