MÜ'MİNÛN SÛRESİ

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Mü'minûn Sûresi, Mekke'de nazil oldu" demiştir.

Şâfiî, Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, İbn Sa'd, İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Buhârî Târih'de, Müslim, Ebû Dâvud, İbn Mâce, İbn Huzeyme, Tahâvî, İbn Hibbân ve Beyhakî Sünen'de Abdullah b. es-Sâib'den bildirir: "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'de sabah namazını kıldırırken Mü'minûn Sûresi'ni okumaya başladı. Mûsa ile Hârun'un veya İsa'nın zikredildiği âyetlere ulaştığı zaman kendisini bir öksürük tuttu. Sonrasında okumaya devam etmeyip rükûya gitti."

1

"Müminler kurtuluşa ermişlerdir."

Abdurrezzâk, Ahmed, Abd b. Humeyd, Tirmizî, Nesâî, İbnu'l-Münzir, Ukaylî, Hâkim, Beyhakî Delâil'de ve Diyâ el-Muhtâre'de Ömer b. el-Hattâb'tan bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) vahiy nazil olduğu zaman yüzünün çevresinde arı uğultusunu andıran bir ses işitilirdi. Yine bir gün bu şekilde kendisine vahiy nazil olurken bir süre bekledik. Vahiy nazil olma hali üzerinden gidince kıbleye dönüp ellerini kaldırdı ve: "Allahım! Bize nimetlerini arttır eksiltme. Şerefli kıl, zelil kılma. Bize ihsanlarda bulun ve bizi mahrum bırakma. Bizleri gözet, başkalarını bize tercih etme. Bizden razı ol ve bizi de razı kıl" diye dua etti. Sonra: "Bana on âyet indirildi ki bu âyetlerin gereğini yerine getiren Cennete girer" buyurdu ve: "Müminler kurtuluşa ermişlerdir" âyetinden başlamak üzere Mü'minûn Sûresi'nin ilk on âyetini okudu.

Beyhakî el-Edebu'l-Müfred'de, Nesâî, İbnu'l-Münzir, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî Delâil'de Yezîd b. Bâbanûs'tan bildirir: Hazret-i Âişe'ye: "Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ahlâkı nasıldı?" diye sorduğumuzda: "Onun ahlâkı Kur'ân ahlâkıydı" dedi ve şöyle devam etti: "Mü'minûn Sûresi'ni okumuyor musun? Oku bakalım!" Bunun üzerine Mü'minûn Sûresi'ni okumaya başladım. İlk on âyetini bitirdiğimde Hazret-i Âişe: "İşte Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) de böylesi bir ahlâkı vardı" dedi.

İbn Adiy, Hâkim ve Beyhakî'nin el-Esmâ Ve's-Sifât'ta Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah, Adn Cennetini yarattı ve ağaçlarını kendi eliyle dikti. Ona: «Konuş!» buyurunca, Cennet: «Müminler kurtuluşa ermişlerdir» dedi."

Taberânî Sunne'de ve İbn Merdûye, İbn Abbâs vasıtasıyla aynısını bildirir.

Abdurrezzâk ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: "Müminler kurtuluşa ermişlerdir" âyetini açıklarken şöyle demiştir: Ka'b der ki: "Yüce Allah kendi elleriyle sadece üç şeyi yaratmıştır. Âdem'i kendi elleriyle yaratmıştır. Tevratı da kendi elleriyle yaratmıştır. Yine Adn Cennettindeki ağaçları bizzat kendi elleriyle dikmiş sonra Cennete: "Konuş!" buyurmuştur.

Cennet taşıdığı değeri iyi bildiğinden dolayı da: "Müminler kurtuluşa ermişlerdir" demiştir."

İbn Cerîr, Mücâhid'den bildirir: Yüce Allah, Cenneti yaratıp içindekileri diktikten sonra ona baktı ve: "Müminler kurtuluşa ermişlerdir" buyurdu.

İbn Cerîr, Ebu'l-Âliye'den bildirir: Yüce Allah, Cenneti yarattığı zaman: "Müminler kurtuluşa ermişlerdir" buyurdu ve bu konuda âyetler indirdi.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "Müminler kurtuluşa ermişlerdir" âyetini açıklarken: "Yüce Allah'a onu tevhid ederek iman eden ve onu tasdik edenler saadete ermişlerdir" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Talha b. Musarrif bu âyeti: (.....) lafzıyla, (.....) kelimesini merfû (=Eflehu) olarak okumuştur.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Âsim bu âyeti: (.....) lafzıyla, mansûb (=Efleha) olarak okumuştur.

Tastî'nin Mesâil'de bildirdiğine göre Nâfi' b. el-Ezrak, İbn Abbâs'a: (.....) âyetinin anlamını sorunca, İbn Abbâs: "Kurtulup saadete erdiler, anlamındadır" dedi. Nâfi': "Araplar öylesi bir ifadeyi bilir mi?" diye sorunca da İbn Abbâs şöyle dedi: "Evet, bilirler. Lebîd'in:

"Aklını başına topla eğer başında değilse

Zira akıllı olan kişi her zaman saadete erer" dediğini işitmez misin?"

1 ﴿