52"Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir. Allah her şeyi gözetmektedir." Rûyânî, Dârimî, Abdullah b. Ahmed Müsned'in zevâidinde, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Diyâ el-Muhtâre'de, Ensar'dan bir kişi olan Ziyâd'ın şöyle dediğini bildirir: Ubey b. Ka'b'a: "Eğer Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımları vefat etseydi, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) evlenmesi helal olmaz mıydı?" diye sordum. Ubey: "Ona hangi şey engel olacak ki!" karşılığını verince, ben: "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyeti" dedim. Ubey: "Allah ona hangi kadınlarla evlenebileceğini bildirip, bu kadınların vasıflarını, "Ey Peygamber! Muhakkak Biz sana mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sağ elinin malik olduğu cariyeleri ve seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını ve bir de nefsini Peygambere bağışlayan mü'min kadını -eğer peygamber onu nikâh etmek isterse- diğer mü'minler bir yana, yalnız sana has olmak üzere helâl kıldık..." âyetiyle saymış, sonra, "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir" buyurarak, önceki âyette vasıfları sayılanlar dışındaki kadınlarla evlenemeyeceğini bildirmiştir. Abd b. Humeyd, Tirmizî, İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir. Allah her şeyi gözetmektedir" âyetiyle, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem), iman edip hicret eden kadınlardan başka diğer kadınlarla evlenmesi yasaklanmıştı. Allah, iman etmiş cariyeleri ve kendini Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) hibe eden kadını Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) helal kılmıştır. İslam'dan başka her dinden kadını da haram kılarak, "Ey Peygamber! Muhakkak Biz sana mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sağ elinin malik olduğu cariyeleri ve seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını ve bir de nefsini Peygambere bağışlayan mü'min kadını -eğer peygamber onu nikâh etmek isterse- diğer mü'minler bir yana, yalnız sana has olmak üzere helâl kıldık..." buyurmuştur. Ebû Dâvud Nâsih'te ve İbn Cerîr'in Katâde'den bildirdiğine göre İkrime bu âyeti: "Yüce Allah'ın, «Sadece amcanın kızları, halalarının kızları, dayının kızları ve teyzelerinin kızları senin için helaldir» buyruğunda sonra başkalarıyla evlenemezsin" şeklinde açıklardı. Firyâbî, Ebû Dâvud ve İbn Cerîr'in Mücâhid'den bildirdiğine göre "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyetinde kastedilen kadınlar, Kitab ehlinin kadınlarıdır. Firyâbî, Saîd b. Mansûr, İbn Sa'd ve İbnu'l-Münzir'in Mücâhid'den bildirdiğine göre "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyeti: "Sana, amcanın kızları, halalarının kızları, dayının kızları, teyzelerinin kızları ve nefsini Peygambere bağışlamış mümine olan kadınlarla evlenebileceğini açıkladıktan sonra, başka kadınlarla evlenmen helal değildir" mânâsındadır. Yüce Allah, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem), sayılan bu sınıftan kadınların dilediği kadarıyla evlenmesini helal kıldı. Saîd b. Mansûr, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Mücâhid'den bildirdiğine göre "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir" âyetinde kastedilen kadınlar Hıristiyan değil, Yahudi kadınlarıdır. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu kişilerle evlenmesinde bir sakınca yoktur. Cariyelerden kasıt ise Hıristiyan ve Yahudi olan kadınlardır. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bunları satın almasında bir sakınca yoktur. Abd b. Humeyd, Saîd b. Cübeyr'in: "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir" âyetinde kastedilen kadınların Yahudi ve Hıristiyan kadınlar olduğunu söylediğini bildirir. İbn Merdûye'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir" âyetiyle, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) âyet nazil olmadan önceki eşlerinden başka kadınlarla evlenmesi yasaklandı. İbn Merdûye'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyetiyle, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarının, başkalarıyla evlenmelerini yasakladığı gibi, kendisinin de başka kadınlarla evlenmesini yasakladı. Ebû Dâvud Nâsih'te, İbn Merdûye ve Sünen'de Beyhakî Enes'in şöyle dediğini bildirir: "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarını muhayyer bırakınca, onlar Allah'ı ve Resûlünü tercih ettiler. Bunun üzerine Yüce Allah Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) başka kadınlarla evlenmesini, "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir" âyetiyle yasakladı." İbn Sa'd'ın bildirdiğine göre İkrime der ki: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarını muhayyer bırakınca, onlar Allah'ı ve Resûlünü tercih ettiler. Bunun üzerine Yüce Allah, "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir" âyetini indirdi. Yani: "Senin için seçtiğim ve nikahın altında bulunan dokuz hanımından başkasıyla evlenmen sana haram kılınmıştır" buyurdu. İbn Sa'd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ümmü Seleme der ki: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat etmeden önce, Yüce Allah kendisine mahrem olmayan bütün kadınlarla evlenmesini helal kıldı. Bunlardan istediğini bırakır, istediğini yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduklarından da arzu ettiğini yanına almanda sana bir sorumluluk yoktur" âyeti buna işaret etmektedir. Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, İbn Sa'd, Ahmed, Abd b. Humeyd, Ebû Dâvud Nasih'te, Tirmizî, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhaki, Atâ vasıtasıyla, Hazret-i Âişe'nin şöyle dediğini bildirir: "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat etmeden önce, Yüce Allah kendisine mahrem olmayan bütün kadınlarla evlenmesini helal kıldı. Bunlardan istediğini bırakır, istediğini yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduklarından da arzu ettiğini yanına almanda sana bir sorumluluk yoktur" âyeti buna işaret etmektedir." İbn Sa'd, İbn Abbâs'tan aynı rivâyette bulunmuştur. İbn Sa'd, Ebû Bekr b. Abdirrahman b. el-Hâris b. Hişâm'ın, "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyetini açıklarken: "Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyetle, nikahı altında bulunan kadınlardan başkasıyla evlenmesi yasaklandı ve bu âyet indikten sonra başka kadınla evlenmedi" dediğini bildirir. İbn Sa'd'ın bildirdiğine göre Süleyman b. Yesâr der ki: Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) Kindeli (Numân ibn Şürâhil el- Cevn el-Kindiyye'nin kızı) kadınla evlenince ve Ümmü Şerîk kendi nefsini Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bağışlayınca, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımları: "Allah'ın Resûlü yabancılarla evlendi ve bize ihtiyacı kalmadı" dediler. Bunun üzerine yüce Allah, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem), yanındaki hanımlardan başkasıyla evlenmesini yasaklayan âyeti indirdi. Allah'ın Resûlü'ne, kendisiyle hicret eden amca kızları, hala kızları, dayı kızları ve teyze kızlarını ona helal kıldı. Bunlar dışında, cariyelerden başkasını ona haram kıldı. Sadece mümine bir kadın gelip kendi nefsini Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bağışlarsa onunla evlenebileceğini bildirdi. Bu kadın da Ümmü Şerîk'tir. Saîd b. Mansûr, İbn Sa'd, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l- Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Ebû Rezîn, "Bundan sonra sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir" âyetinde kastedilenin, esir alınanlar dışındaki müşrik kadınlar olduğunu söylemiştir. Bezzâr ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Ebû Hureyre der ki: Cahiliye döneminde, bir kişi diğerine: "Sen bana hanımını ver, ben de sana hanımımı vereyim ve değişelim", veya "Sen hanımını bırak ben alayım, ben de hanımımı bırakayım sen a!" deyip hanımlarını değiştirirlerdi. Bunun üzerine, "Güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bîr eşle değiştirmen helal değildir" âyeti indi. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında Hazret-i Âişe varken, Uyeyne b. Hısn el-Fezârî izin almadan yanına girince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "İzin almak yok mu?" dedi. Uyeyne: "Ey Allah'ın Resûlü! Kendimi bildim bileli Ensâr'dan olan hiç kimseden, yanına girmek için izin almadım" deyip: "Yanındaki bu kırmızı tenli (Humeyrâ) kim?" diye sordu. Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bu, müminlerin annesi Âişe'dir" cevabını verince, Uyeyne: "Senin için yaratılmışların en güzelini (kadınını) bırakayım mı?" dedi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ey Uyeyne! Yüce Allah bunu yasakladı" karşılığını verdi. Uyeyne çıkınca Hazret-i Âişe: "Bu kimdir?" diye sordu. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "İtaat edilen bir ahmaktır ve gördüğün gibi kavminin efendisidir" cevabını verdi. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Zeyd b. Eşlem, "Güzellikleri ne kadar hoşuna giderse gitsin, hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyetini açıklarken şöyle dedi: "Cahiliye döneminde, kişi hanımı güzel olan birine: "Hanımını hanımımla değiştirir misin? Buna karşılık ben de sana bir cariye veririm" derdi. İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Abdullah b. Şeddâd, "...hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyetini açıklarken şöyle dedi: "Bu âyet, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımlarını boşamasıyia ilgilidir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onları başka bîr eşle değiştirmesi helal değildi. Bu âyet nazil olduktan sonra da Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) dilediği kadar hanımla evlenebiliyordu. Bu âyet nazil olduğu zaman nikahı altında dokuz hanımı vardı. Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) daha sonra Ümmü Habibe binti Ebî Süfyân ve Cüveyriyye binti'l-Hâris ile evlendi. Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Alî b. Zeyd vasıtasıyla, Hasan'ın, "...hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyetini açıklarken şöyle dediğini bildirir: "Yüce Allah, Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat ettiği zaman nikahı altında bulunan dokuz hanımıyla yetinmesini emretti." Ali der ki: "Bunu, Ali b. el-Hüseyin'e bildirdiğimde: "Eğer Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) isteseydi başkalarıyla da evlenebilirdi" cevabını verdi. Abd b. Humeyd'in lafzı ise: "Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) başka hanımlarla da evlenmeye hakkı vardı" şeklindedir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Ebû Mâlik der ki: "... hiçbirini boşayıp başka bir eşle değiştirmen helal değildir..." âyeti nazil olduğu zaman, dilediği kadar kadınla evlenebiliyordu." Abd b. Humeyd'in Katâde'den bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi, "Koruyan" mânâsındadır. |
﴾ 52 ﴿