2"Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs "Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir" âyetini açıklarken şöyle dedi: "Allah'ın, insanlar için açacağı tövbe kapısına engel olacak yoktur. İnsanlar (Allah tövbe kapısını açarsa) isteseler de, istemeseler de tövbe edeceklerdir. Eğer tövbe kapısına açmayacak olursa, onlar artık tövbe edemezler." İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre "Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur..." âyeti, "herhangi bir şeyi engellemek veya açmak insanın elinde değildir" anlamındadır. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Katâde'den bildirdiğine göre âyette geçen rahmet kelimesi, hayır anlamındadır. İbn Ebî Hâtim'in Süddî'den bildirdiğine göre âyette geçen rahmet kelimesinden kastedilen yağmurdur. İbn Ebî Hâtim'in İbn Vehb vasıtasıyla bildirdiğine göre Mâlik der ki: Ebü Hureyre yağmurlu gecenin sabahında uyanıp arkadaşlarıyla konuşunca: "Fetih'in doğuşu ile birlikte bize yağmur yağdırıldı" der, sonra, "Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur...'" âyetini okurdu. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Âmir b. Abdi Kays der ki: "Allah'ın Kitab'ından şu dört âyeti okuduğum zaman, ne halde sabahlayıp akşamladığımı önemsemem: "Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur", "Allah sana bir sıkıntı verirse, O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik verirse başkası onu engelleyemez. O, her şeye Kadir'dir", "Allah, güçlükten sonra kolaylık verir" ve "Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı ancak Allah'a aittir. O, canlıları babaların sulbünde kararlaşmış ve anaların rahminde kararlaşmakta iken de bilir. Her şey apaçık bir Kitab'dadır" âyetleri. İbnu'l-Münzir'in Muhammed b. Câfer b. ez-Zübeyr'den bildirdiğine göre Urve hevdece bindiği zaman: "Vallahi bu, insanlar için rahmet olarak açılmıştır" dedikten sonra, "Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur" âyetini okurdu. İbn Ebî Hâtim'in Süddî'den bildirdiğine göre "Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran, Allah'tan başka bir Hâlik (bir Yaratıcı) var mı..." buyruğundaki gökten olan rızıktan kasıt yağmur, yerden olan rızıktan kastedilen ise nebâttır. |
﴾ 2 ﴿