YÂSİN SÛRESİ

İbnu'd-Durays, Nehhâs, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Delâil'de İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Yâsin Sûresi, Mekke'de nazil olmuştur.'

İbn Merdûye'nin Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Yâsin Sûresi, Mekke'de nazil olmuştur.

Dârimî, Tirmizî, Muhammed b. Nasr ve Beyhakî'nin Şu'abu'l-îman'da, Enes'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Herşeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin Süresidir. Allah, Yâsin Sûresini okuyana on defa Kur'ân'ı okumuş gibi sevap yazar" buyurdu.

Bezzâr'ın, Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Herşeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin Süresidir" buyurdu.

Dârimî, Ebû Ya'lâ, Taberânî M. el-Evsat'ta, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Şu'abu'l-îman'da Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kim, Allah'ın rızasını umarak bir gece Yâsîn Sûresini okur ise o gecede ona mağfiret olunur" buyurdu.

İbn Hibbân ve Diyâ'nın, Cundeb b. Abdillah'dan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kim, Allah'ın rızasını isteyerek bir gece Yâsîn Sûresini okur ise ona mağfiret olunur" buyurdu.

Dârimî'nin bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî) der ki: "Kim, Allah'ın rızasını isteyerek bir gece Yâsîn Sûresini okur ise ona mağfiret olunur. Bana bildirildiğine göre Yâsin Sûresi, Kur'ân'ın tümüne denktir.'"

Ahmed, Ebû Dâvud, Nesâî, İbn Mâce, Muhammed b. Nasr, İbn Hibbân, Taberânî, Hâkim ve Beyhakî'nin Şu'abu'l-îman'da, Ma'kil b. Yesâr'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Yâsin Sûresi Kur'ân'ın kalbidir. Bir kişi Allah'ı ve âhiret yurdunu isteyerek Yâsin Sûresini okursa geçmiş günahları bağışlanır. Ölülerinizin üzerine Yâsîn'i okuyunuz."

Saîd b. Mansûr ve Beyhakî'nin Hassân b. Atiyye'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yâsin Sûresini okuyan, Kur'ân'ı on defa okumuş gibidir" buyurdu.

İbnu'd-Durays, İbn Merdûye, Hatîb ve Beyhakî'nin, Ebû Bekr es-Sıddîk'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Yâsin Sûresinin Tevrat'taki adı el-Muimme'dir (Kuşatan). Onu okuyanı dünya ve âhiret hayrıyla kuşatır. Dünya ve âhiret musibetlerini ondan defeder. Dünya ve âhiretin dehşetli hallerini ondan uzaklaştırır. Bu sûreye aynı zamanda ed-Dâfia ve el-Kâdiye adı da verilmiştir. Onu okuyandan her kötülüğü uzaklaştırır ve her ihtiyacını giderir. Onu okumak, yirmi defa hac sevabına eşittir. Dinlemek ise Allah yolunda verilen bin dinarın sevabına eşittir. Bu sûreyi yazıpta (onun suyunu) içen bir kimsenin içine bin tane ilaç, bin nur, bin yakîn, bin bereket ve bin rahmeti de içine sokar. Ayrıca içinden her türlü kin ve hastalığı alıp götürür." Beyhakî der ki: "Muhammed b. Abdirahman b. Ebî Bekr el-Cud'ânî, bu hadisi, Süleymân b. Mirkâ' el-Cundeî'den rivâyette tek kalmıştır. Bu kişinin de hadisleri münkerdir.

Hatîb, Enes'ten aynı rivayette bulunmuştur.

Hatîb'in, Hazret-i Ali'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Yâsin Sûresini dinleyen, Allah yolunda yirmi dinar harcamış gibi sevap alır. Okuyan ise yirmi defa hac etmiş gibi sevap alır. Onu yazıp ta (onun suyunu) içen bir kimsenin içine bin yakîn, bin nur, bin bereket, bin rahmet ve bin rızkı sokar. Ayrıca içinden her türlü kin ve hastalığı alıp götürür."

İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Ebû Osmân en-Nehdî'den bildirdiğine göre Ebû Hureyre: "Yâsin Sûresini bir defa okuyan, Kur'ân'ı on defa okumuş gibidir" dedi. Ebû Saîd ise: "Yâsin Sûresini bir defa okuyan, Kur'ân'ı iki defa okumuş gibidir" dedi. Bunun üzerine Ebû Hureyre: "Sen duyduğunu anlattın, ben de duyduğumu anlatacağım" dedi.

Bezzâr'ın İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yâsin sûresini ümmetimden her insanın ezbere bilmesini isterdim" buyurdu.

Taberânî, İbn Merdûye ve Hatîb, zayıf isnâdla Enes'ten, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her gece Yâsin Sûresini okumaya devam edip ölen kişi şehid olarak ölür" buyurduğunu nakleder.

Dârimî'nin Atâ b. Ebî Rebâh'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Gündüzün başlangıcında Yâsin Sûresini okuyanın her türlü ihtiyacı giderilir" buyurdu.

Dârimî'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: "Kim sabahı ettiğinde Yâsin Sûresi'ni okuyacak olursa, akşamı edinceye kadar o günü için ona kolaylıklar ihsan edilir. Kim bu sûreyi gecenin ilk saatlerinde akşamı ettiğinde okuyacak olursa, sabahı edinceye kadar o gece ona kolaylıklar verilir."

İbn Ebi'd-Dünyâ Zükru'l-Mevt'te, İbn Merdûye ve Deylemî'nin Ebu'd- Derdâ'dan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ölmek üzere olan ve yanında Yâsîn Sûresi okunan her kişinin Allah mutlaka ölümünü kolaylaştırır" buyurdu.

Ebu'ş-Şeyh Fadâilu'l-Kur'ân'da ve Deylemî aynı hadisi Ebû Zer'den nakletmiştir.

İbn Sa'd ve Ahmed Müsned'de, Safvân b. Amr'ın şöyle dediğini bildirir: "İhtiyarlar: "Ölünün başında Yâsin okunursa onun azabı hafifletilir" derlerdi.

Beyhakî'nin Şu'abu'l-îman'da bildirdiğine göre Ebû Kılâbe der ki: "Yâsin sûresini okuyanın günahları bağışlanır. Bu sûreyi açken okuyanın karnı doyar. Yolunu kaybeden bu sûreyi okursa yolunu bulur. Bir yitiği olan bu sûreyi okursa, kaybettiği şeyi bulur. Yemek yerken yemeğinin az olmasından korkan bu sûreyi okursa yemeği kendisine yeter. Ölmek üzere olan birinin yanında okunursa, bu kişinin ölümü kolay olur. Doğum yapmakta olan bir kadının yanında okunursa, kadın kolayca doğum yapar. Bu sûreyi okuyan, Kur'ân'ı on bir defa okumuş gibidir. Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin süresidir." Beyhakî der ki: "Tâbiînin büyüklerinden olan Ebû Kılâbe'den bize böyle nakledildi. Ama o böyle bir şey söylemez. Eğer söylemişse de birisinden nakletmiştir."

Hâkim ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Ebû Câfer Muhammed b. Ali: "Kalbinde katılık gören, za'firândan bir gümüş bir kaba " yazsın ve suyunu içsin" dedi.

Saîd b. Mansûr, Simâk b. Harb vasıtasıyla, Medine halkından bir adamdan, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) arkasında namaz kılan bir kişiden naklettiğine göre Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazını Kâf ve Yâsin Süreleriyle kıldırdı.

İbn Merdûye'nin Ukbe b. Âmir'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yâsitı Sûresini okuyan, Kur'ân'ı on defa okumuş gibidir" buyurdu.

İbn Merdûye'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin Süresidir. Yâsin Sûresini okuyan, Kur'ân'ı on defa okumuş gibidir" buyurdu.

İbn Merdûye Ebû Hureyre ve Enes'ten aynı rivâyette bulunmuştur.

İbn Sa'd'ın bildirdiğine göre Ammâr b. Yâsir her Cuma günü minberde Yâsin Sûresini okurdu.

İbnu'd-Durays'ın bildirdiğine göre Yahya b. Ebî Kesîr der ki: "Sabahladığı zaman Yâsin Sûresini okuyan akşama kadar sevinç içinde kalır. Akşam okuyan da sabaha kadar sevinç içinde kalır. Bunu deneyen bir kişi bize böyle söylemiştir ve bu sûre Kur'ân'ın kalbidir."

İbnu'd-Durays'ın bildirdiğine göre Câfer der ki: "Saîd b. Cübeyr, delirmiş olan bir adama Yâsin Sûresini okuyunca adam iyileşti."

Ebu'ş-Şeyh'in el-Azame'de, Muhamed b. Sehl el-Mukrî'den, o Ahmed b. Ubeydillah b. Muhammed b. Amr ed-Debbâğ'dan, o da babasının şöyle dediğini bildirir: Bir canavarın olduğu bir yolda giderken, bir divanın üzerinde safranla boyanmış elbiseler giymiş ve beni kendisine davet eden bir kadın gördüm. Kadının yanında kandiller yanmaktaydı. Bunu görüp Yâsin Sûresini okumaya başladığımda, kandillerin söndüğünü gördüm. Kadın: "Ey Allah'ın kulu! Bana ne yaptın? Ey Allah'ın kulu! Bana ne yaptın?" demeye başladı. Ben ise (Yâsin Sûresini okuyarak) ondan kurtuldum." el-Mukrî der ki: "Korktuğunuzda veya kral ya da bir düşman sizi yakalayacağı zaman Yâsin sûresini okuyunuz. Bu sûreyi okumanız o belayı sizden uzaklaştırır."

Muhammed b. Osınân b. Ebî Şeybe Tarih'te, Taberânî ve İbn Asâkir'in bildirdiğine göre Hureym b. Fâtik der ki: Bir devemi aramak için çıktım. Biz bir vadiye geldiğimiz zaman: "Bu vadinin büyüğüne sığınırız" derdik. Ben bir deveye yaslanıp: "Bu vadinin büyüğüne sığınırım" deyince bir sesin:

"Yazık sana, büyüklük sahibi Allah'a sığın

Helali ve haramı indirene

Allah'ı tevhid et ve tasalanma

Cinlerden ve başka dekşetli şeylerden

Zira her yerde Allah zikredilir,

Yerde ovalarda ve dağlarda.

Cinlerin hileleri artık nafile oldu,

Ancak takva ve salik ameller fayda verir" diye seslendiğini duydum. Ben:

"Ey konuşan ne diyorsun

Sendeki kidayet mi dalalet mi" deyince, o ses şöyle karşılık verdi:

"Bu hayırların sahibi Allah'ın Resûlü'dür

Yâsin ve Hâmîm'lerle geldi

Mufassallardan sonra Şûra'yla

Namazı ve zekatı emreder

İnsanların felaketlere düşmesini engeller

Bu felaketler insanlar arasında münker olarak bilinir. "

Ben: "Sen kimsin?" diye sorunca: "Ben cinlerin padişahlarından bir padişahım. Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) beni Necd cinlerine gönderdi" cevabını verdi. Ben: "Şu develerimi aileme götürecek biri olsaydı, onun (Resûlullah'ın) yanına gidip Müslüman olurdum" deyince, cin: "Ben onu götürürüm" karşılığını verdi. Ben, develerimden birinin üzerine binip Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına geldim ve onun minberde olduğunu gördüm. Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) beni görünce: "Develerini götürmeyi vaadeden kişi ne yaptı? Bilmiş ol ki, develerini sağlam olarak yerine ulaştırdı" buyurdu.

Taberânî'nin M. el-Evsat'ta Câbir b. Abdillah'dan bildirdiğine göre Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah namazında Yâsin Sûresini okurdu.

İbn Adiyy, el-Halîlî, Ebu'l-Futûh Abdulvehhâb b. İsmâîl es-Sayrafî el- Erbaîn'de, Ebu'ş-Şeyh, Deylemî, Râfiî ve İbnu'n-Neccâr Tarih'te, Ebû Bekr es- Sıddîk'ten, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kim her Cuma anne babasının veya birisinin kabrini ziyaret edip yanlarında Yâsin Sûresini okursa, Allah bu kişiyi Sûrenin harfleri sayısınca bağışlar" buyurduğunu nakleder.

Ebû Nasr es-Siczî el-İbâne'de, Hazret-i Âişe'den, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kur'ân'da, Allah katında büyük diye adlandırılan bir sûre vardır. Onu okuyan da Allah katında şerefli diye adlandırılır. Bu sûreyi okuyan, kıyamet günü Rabîa ve Mudar kabilesinden daha kalabalık bir topluluğa şefaat edecektir. Bu sûre, Yâsin Süresidir."

Tirmizî, Taberânî ve Hâkim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Hazret-i Ali: "Ey Allah'ın Resûlü! Kur'ân'ı unutuyorum" deyince, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sana, Alah'ın kendileriyle seni faydalandıracağı bazı kelimeler öğreteyim mi?" karşılığını verdi. Hazret-i Ali: "Evet, anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü!" deyince, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Cuma gecesi dört rekat namaz kıl. Birinci rekatta Fâtiha Sûresi ve Yâsin Sûresini oku. İkinci rekatta, Fâtiha Sûresi ve Duhân Sûresini oku. Üçüncü rekatta, Fâtiha Sûresini ve Secde Sûresini oku. Dördüncü rekatta da Fâtiha sûresini ve Tebareke sûresini oku. Teşehhüdü bitirdiğin vakit Allah'a hamdeyle Allah'a en güzel şekilde senada bulun. Sonra tüm peygamberlere de salavat getir. Sonra müminler için bağışlanma talebinde bulun ve şöyle söyle: «Allahım! Hayatta bıraktığın sürece beni kötülüklere bulaştırma bana acı. Beni ilgilendirmeyen şeylere özenmekten beni esirge. Razı olduğun şeylere eğilmeyi bana nasib et. Ey gökleri ve yeri eşsiz benzersiz yaratan ey Celal ve ikram sahibi, erişilmez güç sahibi olan Allahım! Ey Rahman olan Allahım! Senin Celâlin ve Yüzünün nuru hakkı için, öğrettiğin şekilde Kur'ân'i bana ezberletmeni isterim. Seni benden razı edecek şekilde O kitabı okumayı bana nasib etmeni isterim. Senin kitabınla gözümü aydınlatmanı, dilimi onunla söyletmeni, kalbimdeki sıkıntıyı onunla gidermeni, gönlümü onunla açmanı, bedenimi onunla tamir etmeni isterim; nitekim bunları yapabilmem için bana kuvvet vermeni isterim. Çünkü senden başka hiç kimse hayra yönelmem için bana yardım edemez ve beni muvaffak kılamaz.» Bunları üç veya beş ya da yedi Cuma yapacak olursan Allah'ın izniyle Kur'ân'ı ezberlersin ve unutmazsın. Bu duâ mü'minden hiçbir zaman şaşmamıştır." Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yedi Cuma sonra gelince, Hazret-i Ali, ona Kur'ân'dan ve hadisten ezberlediklerini söyledi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kabe'nin Rabbine yemin olsun ki müminsin! Öğret ey Ebu'l-Hasan! Öğret ey Ebu'l-Hasan!" buyurdu.

"Yâsîn. (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur'ân'a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol özere (peygamber) gönderilenlerdensin. Kur'ân, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur.

1

Bkz. Ayet:11

1 ﴿