21"Şimdi sor onlara: Yaratılış itibarı ile kendileri mi daha güçlüdür, yoksa yarattıklarımız mı? Biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık. Evet, sen şaşıyorsun, onlar ise alay ediyorlar. Onlara öğüt verilse, öğüt almazlar. Bir âyet görseler aralarında alay ederler. Ve: «Bu ancak apaçık bir büyüdür» derler. «Biz ölüp toprak ve kemik olduktan sonra gerçekten biz tekrar diriltilecek miyiz? Ya önceki atalarımız da mı (diriltilecek)?» De ki: «Evet, hem de siz küçültülmüşler olarak (diriltileceksiniz). O sadece bir çığlıktır, hemen onlar kalkıp bakınacaklar.» Ve diyecekler ki: «Yazık bize! Bu, din günüdür.» Bu sizin önceden yalanladığınız ayırdetme günüdür." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Mücâhid'den bildirdiğine göre, "Yaratılış itibarı ile kendileri mi daha güçlüdür, yoksa yarattıklarımız mı?"' âyetinden kastedilen gökler, yeryüzü ve dağlardır. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde, "Yaratılış itibarı ile kendileri mi daha güçlüdür, yoksa yarattıklarımız mı?" âyetini: "Onlar mı güçlüdür, yoksa sana saydığımız göklerin ve yerin yaratılışı mı?" şeklinde açıklamış ve Yüce Allah'ın bu konuda, "Göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler" buyurduğunu söylemiştir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Dahhâk bu âyeti, (.....) şeklinde okumuştur. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr, "Yoksa yarattıklarımız mı?" âyetinden kastedilenin ölüler ve melekler olduğunu söylemiştir. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi, yapışkan mânâsındadır. Tastî'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Nâfi b. el-Ezrak ona, (.....) kelimesinin mânâsını sorunca, İbn Abbâs: "Yapışkan demektir" cevabını verdi. Nâfi: "Peki, Araplar öylesi bir ifadenin ne anlama geldiğini biliyorlar mı ki?" diye sorunca da, İbn Abbâs şöyle demiştir: "Tabi ki! Yoksa Nâbiğa'nın: "Hayırdan sonra şerrin olmadığım zannetmesinler Şerri de kişiye yapışıp kalan bir darbe zannetmesinler" dediğini bilmez misin?" İbn Cerîr ve Ebu'ş-Şeyh'in el-Azame'de İkrime'den bildirdiğine göre âyette geçen (.....) kelimesi, yapışkan mânâsındadır. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: "Lâzib, Hame ve Tın aynı mânâdadır. Başlangıcı topraktır, sonra kokmuş çamura, sonra yapışkan çamura dönüşmüş ve Allah, Âdem'i ondan yaratmıştır. İbn Ebî Hâtim'in İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre (.....) kelimesi, birbirine yapışan mânâsındadır. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Katâde'den bildirdiğine göre (.....) kelimesi, ele yapışan çamurdur. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in Mücâhid'den bildirdiğine göre (.....) kelimesi, yapışkan ve kokuşmuş mânâsındadır. Firyâbî, Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve Hâkim'in bildirdiğine göre İbn Mes'ûd, bu âyeti, (.....) (Evet, ben şaşıyorum, onlar ise alay ediyorlar) şeklinde merfu (ötre) olarak okurdu.' Ebû Ubeyd, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî el- Esmâ ve's-Sifât'ta, A'meş vasıtasıyla, Şakîk b. Seleme'den bildirir: Şureyh, bu âyeti, (.....) şeklinde okuyup: "Allah hiçbir şeye şaşmaz, şaşmak, bilmeyen kişi için geçerlidir" dedi. A'meş der ki: Bunu İbrâhim en-Nehaî'ye söylediğimde: "Şureyh, kendi görüşünü beğenen biriydi. Abdullah b. Mes'ûd ise ondan daha bilgiliydi ve bu ayeti, (.....) şeklinde okurdu" karşılığını verdi. Ebû Ubeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, bu âyeti, (.....) şeklinde okurdu. Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde, "Evet, sen şaşıyorsun, onlar ise alay ediyorlar" âyetini: "Allah'ın Kitabına ve vahyine şaşıyorsun. Onlar ise senin getirdiğin şeyle alay ediyorlar" şeklinde açıklamıştır. İbnu'l-Münzir'in İbn Cüreyc'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyetle ilgili olarak: "Kur'ân indirildiği zaman ben şaştım, insanoğullarının dalalette olanları ise onunla alay ediyorlar" buyurdu. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde, "Evet, sen şaşıyorsun, onlar ise alay ediyorlar. Onlara öğüt verilse, öğüt almazlar. Bir âyet görseler aralarında alay ederler" âyetlerini açıklarken şöyle dedi: "Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bu Kur'ân verildiği zaman şaştı, dalalet ehli olan Mekke halkı ise kendisiyle alay etti. Onlara öğüt verilse, bu öğütten faydalanamazlar ve görmezler. Bir âyet görseler onunla alay edip eğlenirler." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Mücâhid'den bildirdiğine göre âyetten kastedilen, müşriklerin alay edip eğlenmeleridir. (.....) kelimesi ise sayha mânâsındadır. İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim'in Süddî'den bildirdiğine göre (.....) âyetinden kastedilen bir üflemedir ve bu da Sûr'a son üflemedir. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Katâde, "Bu, din günüdür. Bu sizin önceden yalanladığınız ayırdetme günüdür" âyetini açıklarken: "Allah, kıyamet günü olan ayırt etme günü, kullarına amellerinin karşılığını verecektir" dedi. |
﴾ 21 ﴿