31

"(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz."

Abd b. Humeyd, Nesâî, İbn Ebî Hâtim, Taberânî ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Ömer der ki: "Biz bir süre yaşayıp bu âyetin bizim ve iki kitab ehli hakkında nazil olduğunu düşünürdük ve: "Bizler peygamberimiz bir, dinimiz bir iken nasıl olur birbirimizden davacı olacağız" dedik. Nihayet ben birbirimize karşı kılıç kullandığımızı gördüm, o vakit bu âyetin bizim hakkımızda indiğini anladım.

Nuaym b. Hammâd el-Fiten'de, Hâkim ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Ömer der ki: "Biz bir süre yaşayıp bu âyetin bizim ve iki kitab ehli hakkında nazil olduğunu tahmin etmezdik ve: "Biz, Allah'tan başkasına ibadet etmeyiz, dinimiz İslam'dır, kitabımız Kur'ân'dır. Onu ne değiştiririz, ne de tahrif ederiz, kıblemiz Kabe'dir, haramlarımız -veya Harem'imiz- birdir, peygamberimiz Muhammed'dir. Nasıl birbirimizden davacı olacağız?" derdik. Nihayet ben birbirimize karşı kılıç kullandığımızı gördüm, o vakit bu âyetin bizim hakkımızda indiğini anladım.'

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Ömer der ki: "Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz"' âyeti nazil olduğu zaman tefsirinin ne olduğunu -Abd b. Humeyd'in lafzında "Ne hakkında indiğini"- bilmiyorduk ve: "Aramızda husumet yoktur ki, ne için muhakeme edileceğiz" diyorduk. Aramıza fitne düşünce: "Rabbimizin bize vaad ettiği muhakemenin sebebi buymuş" dedik.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Asâkir'in bildirdiğine göre İbrâhim en-Nehaî der ki: "(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz" âyeti nazil olunca sahabe: "Biz kardeş olduğumuz halde hangi sebeple muhakeme olacağız" dediler. Hazret-i Osmân öldürülünce: "Aramızdaki muhakemenin sebebi buymuş" dediler.

Ebû Ubeyd ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Fadl b. İsa der ki: "(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz" âyeti nazil olunca sahabe: "Ey Allah'ın Resûlü! Neden muhakeme olacağız?" diye sordular. Allah'ın Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Akıtılan kanlar sebebiyle" cevabını verdi.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde, "(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir'" âyetini açıklarken: "Yüce Allah, hem Peygamberine, hem de sizlere öleceğinizi bildirmiştir" dedi.

Abdurrezzâk, Ahmed, İbn Menî', İbn Ebî Ömer, Abd b. Humeyd, Tirmizî, İbn Ebî Hâtim, Hâkim, İbn Merdûye, Ebû Nuaym el-Hilye'de ve Beyhakî'nin el-Ba's ve'n-Nuşûr'da bildirdiğine göre Zübeyr b. el-Avvâm der ki: "(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz" âyeti nazil olunca ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Özel birtakım günahlarla birlikte dünyada bizim aramızda meydana gelen şeyler bize karşı tekrar gösterilecek mi?" diye sordum. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Evet, andolsun ki her hak sahibine hakkı eksiksiz ödeninceye kadar size karşı tekrar gösterilecektir" buyurdu. Zübeyr der ki: "Allah'a andolsun o zaman iş çok zor demektir."

İbn Cerîr, Taberânî, İbn Merdûye ve Ebû Nuaym'ın bildirdiğine göre Zübeyr b. el-Avvâm der ki: "(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz" âyeti nazil olunca ben: "Ey Allah'ın Resûlü! Özel birtakım günahlarla birlikte dünyada bizim aramızda meydana gelen şeyler bize karşı tekrar gösterilecek mi?" diye sordum. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Evet, andolsun ki her hak sahibine hakkı eksiksiz ödeninceye kadar size karşı tekrar gösterilecektir" buyurdu. Zübeyr der ki: "Allah'a andolsun o zaman iş çok zor demektir."

Saîd b. Mansûr'un bildirdiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî der ki: "Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz'" âyeti nazil olduğu zaman: "Rabbimiz bir ve dinimiz bir olduğu halde neden (aramızda husumet olacak ta) kıyamet günü muhakeme olacağız?" derdik. Sıffîn günü kılıçlarla birbirimizin üzerine saldırınca: "İşte âyette bahsedilen şey budur" dedik.

Ahmed'in hasen isnâdla Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kıyamet günü her şey muhakeme olacak, hatta (dünyadayken) birbirlerine toslayan davarlar bile muhakeme olacaktır" buyurdu.

Ahmed ve Ebû Ya'lâ'nın Ebû Saîd el-Hudrî'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Nefsim elinde olana yemin ederim ki, kıyamet günü birbirlerine toslayan davarlar bile davalaşacaktır" buyurdu.

Taberânî ve İbn Merdûye'nin Ebû Eyyûb'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet günü ilk muhakeme olacak olanlar, kişiyle hanımıdır. Vallahi, hanımının dili konuşmayacak, onun elleri ve ayakları konuşup, kocasından habersiz olarak yaptıklarına şahitlik edecekler. Erkeğin de elleri ve ayakları, onun hanımına nasıl davrandığına şahitlik edecekler. Sonra kişiyle hizmetçisi çağrılıp aynı şekilde muhakeme olacaklar, sonra çarşı sahipleri çağrılıp muhakeme edilecekler. O gün ne danîk ne de kırat (yeni ölçü birimi) olmayacak, haksız olanın iyilikleri alınıp haklı olana verilecek, mazlumun günahları, zalime yüklenecek. Sonra zorbalar demir sopalarla getirilip: «Onları Cehenneme sürün» denilecek. Vallahi, onlar Cehenneme girecekler mi yoksa, "Sizden Cehenneme uğramayacak yoktur. Bu, Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür" buyruğunda söylendiği gibi mi olacak bilmiyorum. "

Ahmed ve Taberânî hasen senetle, Ukbe b. Âmir'den Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kıyamet günü ilk muhakeme olacak kişiler komşu olanlardır" buyurduğunu nakleder.

Bezzâr'ın Enes'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "(Kıyamet günü) Zorba idareci getirilir ve idare ettikleri kendisiyle davalaşıp ona karşı galip gelirler. Bunun üzerine zalim idareciye: «Cehennemin temellerinden birini doldur» denilir. "

İbn Mende'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: "Kıyamet günü insanlar davalaşırlar, hatta bedenle can bile davalaşırlar. Can bedene: "Sen yaptın" derken, beden de cana: "Yapmamı sen emrettin ve teşvik ettin" der. Allah bir melek gönderir ve bu melek onların arasında hüküm verip: "Siz, kötürüm ama gözleri gören adamla, gözleri görmeyen adamın bir bahçeye girmesine benzersiniz. Kötürüm olan, gözleri görmeyene: "Şurada meyveler görüyorum ama onları alamıyorum" der. Gözleri görmeyen ise: "Sırtıma bin ve onları al" der. Kötürüm olan adam körün sırtına binip meyveleri alır. Bunların hangisi suçludur?" Beden ve can: "İkisi de suçludur" cevabını verince, melek onlara: "Siz kendi nefsiniz hakkında hüküm verdiniz. Beden, ruh için bir binek gibidir" der."

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs, "Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz" âyetini açıklarken şöyle dedi: "Doğru olan yalancıyla, mazlum zalimle, hidâyette olan dalalette olanla, zayıf, mütekebbirle davalaşır."

Ahmed'in Zühd'de Ebu'd-Derdâ'dan bildirdiğine göre bir adam bir cenaze görünce: "Bu kimdir?" diye sordu. Ebu'd-Derdâ: "Bu sensin, bu sensin. Yüce Allah, "(Ey Muhammed!) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir" buyuruyor" karşılığını verdi.

31 ﴿