31

"Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: Korkmayın, üzülmeyin, size vaadedilmekte olan cennetle sevinin! Biz dünya hayatında da, âhırette de sizin dostlarınızız. Orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır."

Tirmizî, Nesâî, Bezzâr, Ebû Ya'lâ, İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim, İbn Adiy ve İbn Merdûye, Enes'ten bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize: "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: Korkmayın, üzülmeyin, size vaadedilmekte olan cennetle sevinin!" âyetini okudu ve: "İnsanlardan bazıları bunu (Rabbimiz Allah'tır) dediler, ancak pek çoğu sonradan bunu inkar etti. Her kim ölene kadar bu sözü söylerse bu söz gereğince dosdoğru yaşamış demektir" buyurdu.

İbnu'l-Mübârek, Abdurrezzâk, Firyâbî, Saîd b. Mansûr, Müsedded, İbn Sa'd, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in Saîd b. Nimrân vasıtasıyla bildirdiğine göre Ebû Bekr es-Sıddîk: "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar..." âyetini açıklarken: "Dosdoğru olmak (istikamet) Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamanızdır" demiştir.

İbn Râhûye, Abd b. Humeyd, Hakîm et-Tirmizî Nevâdiru'l-Usûl'de, İbn Cerîr, Hâkim, İbn Merdûye ve Ebû Nuaym Hilye'de Esved b. Hilâl vasıtasıyla bildirir: Ebû Bekr es-Sıddîk: "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar..." âyeti ile "İman edip de imanlarına zulmü bulaştırmayanlar..." âyetini nasıl açıklarsınız?" diye sorunca, oradakiler: "İlk âyette, «Rabbmiz Allah'tır» deyip de bu söze göre hareket edenlerle, Yüce Allah'ın emirlerine itaat edip günaha bulaşmayanlar kastedilmektedir. İkinci âyetteki zulümden kasıt, yine günaha bulaşmamaktır" karşılığını verdiler. Bunun üzerine Ebû Bekr şöyle dedi: "Bu iki âyete başka ve daha ağır olan anlamlar yüklediniz. "İman edip de imanlarına zulmü bulaştırmayanlar..."âyetinde zulümden kasıt şirktir. "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar..." âyetinde ise dosdoğru olmaktan (istikamet) kasıt putperestliğe geri dönmemektir."

İbn Merdûye'nin Sevrî'den, o da bazı arkadaşlarından bildirdiğine göre Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar..." âyetini konusunda: "Yüce Allah'ın farz kıldığı konularda dosdoğru yürüyenlerdir" buyurmuştur.

Beyhakî el-Esmâ' ve's-Sifât'ta İbn Abbâs'tan bildirir: "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar..." âyeti konusunda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah'tan başka ilah olmadığı şehadeti üzerinde dosdoğru olanlardır" buyurmuştur.

İbnu'l-Mübârek, Sa'id b. Mansûr, Ahmed Zühd'de, Abd b. Humeyd, Hakîm et-Tirmizî ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattâb: "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar..." âyetini açıklarken: "Allah'a itaat yolunda dosdoğru gidip de tilki gibi hileye kalkışmamaktır" demiştir.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İbn Abbâs'a: "Allah'ın Kitâb'ında en fazla umut veren âyet hangisidir?" diye sorulunca: "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar..." âyetidir ki burada Allah'tan başka ilah olmadığı şehadeti üzerinde dosdoğru olanlar kastedilmiştir" karşılığını verdi. Ona: "Kur'ân'da en fazla umut veren âyet "De ki: Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir" âyeti değil midir?" diye sorulunca da şu karşılığı verdi: "Bir sonraki âyet olan "Azap size gelmeden önce Rabbinize yönelin..." âyetini de okusana! Zira Yüce Allah bu âyetle bir önceki âyeti şarta bağlamıştır ki o da (gereğince) amel etmektir."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İbrâhim ile Mücâhid: "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar..." âyetini açıklarken şöyle demişlerdir: "Bunlar 'Lâ ilâhe illallah' dedikten sonra ölene kadar Allah'a şirk koşmayanlardır."

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner..." âyetini açıklarken: "Allah'ı tevhid edip de farz kıldıklarını eda edenlere âhirette melekler iner" demiştir.

Ahmed, Abd b. Humeyd, Dârimî, Buhârî Târih'de, Müslim, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve İbn Hibbân, Süfyân es-Sekafî'den bildirir: Adamın biri: " Resûlallah! Bana İslam'ın emirlerinden yapmam için öyle bir şey söyle ki senden sonra onu başka kimseye sormayayım" deyince, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah'a iman ettim, de ve sonra dosdoğru ol" buyurdu. Adam: "Peki, neyden sakınayım?" diye sorunca Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) diline işaret etti.

Firyâbî, Abd b. Humeyd ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Mücâhid: "...Onların üzerine akın akın melekler iner..." âyetini açıklarken: "Ölüm anında melekler iner" demiştir.

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: "Ölüm sonrası ve âhirette karşılaşacağınız şeyler konusunda korkmayın. Dünyada çocuk, aile veya borç gibi bıraktığınız şeyler konsunda da üzülmeyin. Sizin için onların tümüne biz kefil olacağız."

İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim, Zeyd b. Eslem'den bildirir: Mümine ölüm anında gelinir ve: "Gideceğin yer konusunda korkma! Geride bıraktığın dünya ile ailen için de üzülme. Cennete sevin!" denilir. Bunun üzerine ölüm korkusu kendisinden gider. Bu şekilde de Yüce Allah kendisini huzurlu kılmış bir şekilde ölür.

İbn Ebî Şeybe ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Zeyd b. Eşlem bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: "Kişiye melekler tarafından bu müjde vefat anında, kabrinde ve diriltildiği zaman verilir. Cennette dahi bu müjdenin sevinci kalbinden gitmez."

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İkrime bu âyeti açıklarken: "İlerde (kıyamette) karşılaşacağınız şeylerden dolayı korkmayın. Geride bırakıp kaybettikleriniz için de üzülmeyin."

İbn Ebî Şeybe ve İbn Ebi'd-Dünya'nın Zikru'l-Mevt'de bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib: "Herbir nefis ölüp dünyadan ayrılırken mutlaka âhirette nereye gideceği kendisine bildirilir" demiştir.

Ebû Nuaym'ın Hilye'de bildirdiğine göre Mücâhid: "Mümine huzur içinde kalması için kendisinden sonra çocuklarının da iyi durumda olacakları müjdesi verilir" demiştir.

Ahmed ve Nesâî, Enes'ten bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) : "Kişi Allah'la buluşmayı sevdiği zaman Allah da onunla buluşmayı sever. Kişi Allah'a buluşmayı istemediği zaman Allah da onunla buluşmayı istemez" buyurdu. Biz: " Resûlallah! Ama hiç birimiz ölümü sevmeyiz" dediğimizde şu karşılığı verdi: "Bu, ölümü sevmemek meselesi değildir! Ancak müminin vefat anı geldiği zaman Allah tarafından gideceği yer kendisine müjdelenir. Bundan dolayı mümin Allah'la buluşmayı her şeyden daha fazla sever. Yüce Allah da onunla buluşmayı ister. Günahkâr veya kafir birinin vefat anı geldiği zaman ise gideceği yer kendisine gösterilir. Bundan dolayı Allah'la buluşmayı istemez. Allah da onunla buluşmayı sevmez. "

İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Sâbit, Fussilet Sûresi'ni okumaya başladı. "Şüphesiz «Rabbimiz Allah'tır» deyip de sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: Korkmayın, üzülmeyin, size vaadedilmekte olan cennetle sevinin!" âyetine ulaştığı zaman da durdu ve şöyle dedi: "Bize ulaşana göre Yüce Allah mümin kulu mezarından tekrar dirilttiği zaman yanına dünyadayken kendisiyle birlikte bulunan iki melek gelir ve: «Korkma ve üzülme! Sana söz verilen Cennetle sevin» derler. Bu şekilde Yüce Allah kendisini korkudan yana emin kılınca içi huzurla dolar. Kıyamet gününde tüm insanların korktuğu şeyler, Yüce Allah'ın ihsanı ve dünyada iken yaptıkları dolayısıyla mümine huzur verir."

İbnu'l-Mübârek, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Biz dünya hayatında da, âhirette de sizin dostlarınızız..." âyetini açıklarken: "Biz dünyada iken de sizlerin dostlarınızdık, Cennete girene kadar da yanınızdan ayrılmayacağız, anlamındadır" demiştir. Abd b. Humeyd'in lafzı ise şu şekildedir: "Dünyada iken yanlarında bulunan melekler kıyamet gününde onlara: «Sizleri Cennete sokana kadar yanınızdan ayrılmayazağız» derler."

31 ﴿