16"Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle. Duman insanları bürüyecektir. Bu, elem verici bir azaptır. İnsanlar, «Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz» derler. Nerede onlarda öğüt almak! Oysa kendilerine açıklayan bir peygamber gelmişti. Sonra ondan yüz çevirdiler ve: «Bu, öğretilmiş bir delidir» dediler. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine döneceksiniz. Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: (.....) ifadesini: "Bekle, gözetle" şeklinde açıklamıştır. İbn Merdûye'nin Ebû Ubeyde'den bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "Söz konusu duman çıkıp bitmiştir" demiştir. İbn Merdûye'nin Ebû Ubeyde ve Ebu'l-Ahvas vasıtasıyla bildirdiğine göre Abdullah b. Mes'ûd şöyle demiştir: "Duman'dan kasıt Mekke'de Kureyşlilerin maruz kaldığı açlık felaketidir. Öyle ki açlıktan kişi göğü göremez hale gelmişti." İbn Merdûye'nin Utbe b. Abdillah b. Utbe b. Mes'ûd vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Mes'ûd şöyle demiştir: "Söz konusu duman çıkıp gerçekleşti. Zira bazı insanlar öyle ağır bir kıtlık ve açlığa maruz kalmışlardı ki gökle aralarında bir duman görmeye başlamışlardı." İbn Merdûye'nin Ebû Vâil vasıtasıyla bildirdiğine göre Abdullah b. Mes'ûd: "Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle" âyetini açıklarken: "Dumandan kasıt, Mekke'de insanların maruz kaldığı kıtlık ile açlıktır" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in Ebû Vâil vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "Söz konusu duman çıkıp bitmiştir" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Ebu'l-Âliye: "Söz konusu duman çıkıp bitmiştir. Şiddetli çarpma (=Batşa) da Bedir savaşında gerçekleşti" demiştir. Abd b. Humeyd, Muhammed b. Şîrîn vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Mes'ûd şöyle demiştir: "Dört şey dışında Allah ve Resûlünün bize vaad ettiği şeyler gerçekleşti. Bu dört şey de Güneş'in batıdan doğması, Deccâl, Dabbetu'l-Arz ve Yecûc ile Mecûc'un çıkışıdır. Zikredilen duman (duhân) olup bitmiştir ki Hazret-i Yûsuf zamanındaki gibi bir kıtlık olarak kendini göstermişti. Ay da Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında ikiye bölünmüştü. Şiddetli çarpma (batşa) da Bedir savaşında gerçekleşti." Saîd b. Mansûr, Ahmed, Abd b. Humeyd, Firyâbî, Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Taberânî, İbn Merdûye, Ebû Nuaym Delâil'de ve Beyhakî Delâil'de Mesrûk'tan bildirir: Adamın biri Abdullah'a geldi ve: "Mescid'de bir adam, "Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle" âyetini açıklarken, kıyamet gününde çıkacak olan bu dumanın münafıkların kulakları ile gözlerini yok edeceğini, müminleri ise nezleye maruz bırakacağını söylüyor" dedi. Abdullah kızgın bir şekilde yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve şöyle dedi: "İçinizden her kim bir şey biliyorsa, bildiğini söylesin! Ancak bir şey bilmiyorsa da: "Yüce Allah en doğrusunu bilir" desin! Çünkü kişinin bilmediği bir konuda, "Allah bilir" demesi yine bilgisine işarettir. Size bu duman konusunu anlatayım. Kureyşliler Allah Resûlü'ne karşı diretip Müslüman olmaya yanaşmayınca, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allahım! Yusuf'un yedi senelik kıtlığı gibi onlara bir kıtlık ver!" diye beddua etti. Bunun üzerine öyle bir kıtlığa maruz kaldılar ki kemik yemeye başladılar. İçlerinden birisi semaya baktığı zaman da açlıktan dumana benzer bir şey görüyordu. Bunun üzerine Yüce Allah: "Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle. Duman insanları bürüyecektir. Bu, elem verici bir azaptır" âyetlerini indirdi. Daha sonra Allah Resûlü'ne gelindi ve: "Yâ Resûlallah! Mudarlılar için dua et de yağmur yağsın" denildi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) dua etti ve yağmur yağdı. Yüce Allah da bu konuda: "Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine döneceksiniz" buyurdu. Peki, kıyamet gününde mi bu azabı kaldıracak? Ancak yağmur inip de az bir rahatlığa kavuşunca yine eski hallerine döndüler. Bunun üzerine Yüce Allah: "Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız" âyetini indirdi. Bedir savaşında da bu intikam alınmıştır. Bu şekilde âyetlerde bahsedilen duman, şiddetle çarpma (batşa) ve lizâmgerçekleşmiş oldu." Beyhakî Delâil'de İbn Mes'ûd'dan bildirir: Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Kureyşlilerin kendisine sırt çevirdiğini görünce: "Allahım! Yusuf'un yedi senelik kıtlığı gibi onlara bir kıtlık ver!" diye beddua etti. Bunun üzerine öyle bir kıtlığa maruz kaldılar ki herşeyi yok etti. Öyle ki açlıktan hayvan leşlerini, derilerini ve kemiklerini yemeye başladılar. Sonrasında Ebû Süfyân ve Mekke ahalisinden bazıları Allah Resûlü'ne geldiler ve: "Ey Muhammed! Sen ki rahmet olarak gönderildiğini söylüyorsun, oysa kavmin kıtlıktan helak oluyor. Onlar için Allah'a dua et" dediler. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de dua edince yağmur yağmaya başladı. Ancak yağmur yedi gün boyunca durmadan yağınca bu kez yağmurun çokluğundan şikâyet etmeye başladılar. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allahım! Üzerimize değil çevremize yağdır!" diye dua edince yağmur bulutu üzerlerinden çekilip çevre bölgelere yağmur yağdırmaya başladı. Bu şekilde duman alâmeti gerçekleşti. Bu da maruz kaldıkları kıtlık ile açlıktır. Yüce Allah kıtlık şeklinde gerçekleşen bu azap konusunda: "Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine döneceksiniz" buyurmuştur. Aynı şekilde lizâm (esir düşme), şiddetle yakalama (batşa) ve Ay'ın yarılması da gerçekleşti. Müşriklerin maruz kaldıkları bu azaplar Bedir savaşında gerçekleşti. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle" âyetini açıklarken: "Duman'dan kasıt Kureyş kafirlerinin maruz kaldığı kuraklık ile kıtlıktır" demiştir. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "Duman insanları bürüyecektir. Bu, elem verici bir azaptır. İnsanlar, "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz" derler. Nerede onlarda öğüt almak... Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine döneceksiniz" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: "İnkar edenleri, duman şeklinde acı ve ağır olan bir azap kaplar. Onlar iman ettiklerini söyleyerek duman şeklinde gelen bu azabın kaldırılmasını için Allah'a yalvarırlar. Ancak tövbe etmekten pek uzaktırlar. Yüce Allah da duman şeklinde gelen bu azabı dünyada iken onların üzerinden kaldıracağını, ancak kıyamet gününde bu azaba geri döneceklerini ifade tmiştir." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Nerede onlarda öğüt almak! Oysa kendilerine açıklayan bir peygamber gelmişti. Sonra ondan yüz çevirdiler ve: "Bu, öğretilmiş bir delidir" dediler" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Muhammed'den (sallallahü aleyhi ve sellem) yüz çevirip, onun eğitilmiş bir deli olduğunu söylemişlerdir. Bundan dolayı belaya maruz kaldıktan sonra artık alacakları öğüdün pek bir faydası olmayacaktır. Sonrasında Yüce Allah bu belayı üzerlerinden kaldırmıştır." İbn Ebî Hâtim'in Ebû Lehîa vasıtasıyla bildirdiğine göre Abdurrahman el- E'rac: "Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle" âyetini açıklarken: "Mekke'nin fethi sırasında gerçekleşmiştir" demiştir. İbn Sa'd, Ebû Lehîa vasıtasıyla el-E'rac'tan bildirdiğine göre Ebû Hureyre şöyle demiştir: "Mekke'nin fethi sırasında bir duman görünmüştü. "Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle" âyetinde ifade edilen duman da budur." Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Hâtim, Hazret-i Ali'den bildirir: "Âyette zikredilen söz konusu duman henüz çıkmış değildir. Bu duman müminleri nezle gibi bir şeye maruz bırakırken kafiri şişirip parçalar." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Hâkim -sahîh bir isnâdla- İbn Ebî Müleyke'den bildirir: İbn Abbâs'ın yanına girdiğimde: "Gece boyu uyuyamadım" dedi. "Neden?" diye sorduğumda: "Gece kuyruklu yıldız göründü. Ben de âyette zikredilen duman'ın ansızın çıkmasından korktum" dedi. İbn Cerîr, İbn Ömer'den bildirir: "Duman çıktığı zaman mümin nezleye tutulmuş gibi olur. Ancak bu duman kafir ile münafığın kulaklarından içine geçer de onu kızartarak pişmiş kelle gibi yapar." Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr, Hasan(-ı Basrî)'den bildirir: Bana ulaşana göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Duman ortaya çıktığı zaman kafiri şişirip kulaklarından çıkar. Mümin ise bu dumandan nezleye tutulmuş gibi olur" buyurmuştur. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "Duman henüz çıkmış değildir ve Allah'ın mucizelerinden biridir" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in Hasan vasıtasıyla bildirdiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: "Çıkan duman tüm insanları kuşatır. Mümin bu dumandan nezleye tutulmuş gibi olur. Kafirlerin ise içine girip şişirir ve kulaklarından çıkmaya başlar." İbn Cerîr, Huzeyfe b. el-Yemân'dan bildirir: "Kıyametin ilk alâmetleri Deccâl'in çıkması, İsa'nın yeryüzüne inmesi, Aden-i Ebyen'in diplerinden bir ateşin çıkıp insanları mahşer yerine sürmesi, onların konakladıkları yerde bu ateşin de konaklaması ve Duman'ın çıkmasıdır" buyurdu. "Yâ Resûlallah! Bu duman nedir?" diye sorduğumda, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle" âyetini okudu ve şöyle devam etti: "Bu duman batı ile doğu arasını doldurur ve yeryüzünde gecesi ve gündüzüyle kırk gün boyunca kalır. Mümin bu dumandan nezleye tutulmuş gibi olur. Kafir ise bu dumandan dolayı sarhoş olur. İçine girip şişiren bu duman, kulak, göz ve dübüründen çıkmaya başlar." İbn Cerîr ve Taberânî'nin -ceyyid bir isnâdla- Ebû Mâlik el-Eş'arî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Rabbiniz üç şeyle sizi uyarmıştır. Biri dumandır ki bu dumandan mümin nezleye tutulmuş gibi olur. Kafir ise bu dumanla şişer ve sonunda kulaklarından çıkmaya başlar. İkincisi Dabbetu'l-Arz, üçüncüsü de Deccâl'dir. " İbn Ebî Hâtim'in Ebû Saîd el-Hudrî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Çıkan duman tüm insanları kuşatır. Mümin bu dumandan nezleye tutulmuş gibi olur. Kafirlerin ise içine girip şişirir ve kulaklarından çıkmaya başlar. " İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız" âyetini açıklarken: "Bu intikam, Bedir savaşında alınmıştır" demiştir. İbn Cerîr ve İbn Merdûye, İbn Abbâs'tan bu yorumun aynısını bildirir. Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr de Ubey b. Ka'b, Mücâhid, Hasan, Ebu'l-Âliye, Saîd b. Cübeyr, Muhammed b. Şîrîn, Katâde ve Atiyye'den bu yorumun aynısını nakleder. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "Büyük şiddetle çarpma (batşa) günü, kıyamet günüdür" demiştir. İbn Ebî Şeybe, Ebu'l-Âliye'den bildirir: "Aramızda, «Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız» âyetinde bahsedilen büyük çarpmanın Bedir savaşında olduğunu, duman olayının da gerçekleştiğini konuşurduk." Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr -sahîh bir isnâdla- İkrime vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: "İbn Mes'ûd, büyük çarpmanın (batşa) Bedir savaşında gerçekleştiğini söylerdi. Oysa ben bunun kıyamet gününde olacağını düşünüyorum." |
﴾ 16 ﴿