28

"Her ümmeti câsiye olarak görürsün. Her ümmet kendi kitabine çağrılır. (Onlara) Bugün, size işlediğinizin karşılığı verilecektir (denilir)."

Abd b, Humeyd'in bildirdiğine göre İkrime: "Her ümmeti câsiye olarak görürsün..." âyetini açıklarken: "Her ümmetin, diğerlerinden ayrı bir yerde toplandığını görürsün, anlamındadır "demiştir.

Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Her ümmeti câsiye olarak görürsün..." âyetini açıklarken: "Her ümmeti diz üstü çökmüş olarak görürsün, anlamındadır" demiştir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Dahhâk: "Her ümmeti câsiye olarak görürsün..." âyetini açıklarken: "Hesap anında her ümmetin diz üstü çökmüş olduğunu görürsün" demiştir.

Saîd b. Mansûr, Abdullah b. Ahmed Zühd'de zevâidinde, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî el-Ba's'da Abdullah b. Bâbâh'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizleri Cehennemin önünde yüksek bir yerde diz çökmüş bir şekilde görür gibiyim" buyurdu. Daha sonrasında ravi Süfyân: "Her ümmeti câsiye olarak görürsün..." âyetini okudu.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Katâde: "Her ümmet kendi kitabına çağrılır..." âyetini açıklarken şöyle demiştir: Kıyamet gününde bir ümmetin diğerinden önce, bir topluluğun diğerinden önce, bir adamın diğerinden önce yani herkesin sırayla hesap için huzura çağrılacağını biliyorsunuz. Bize bildirilene göre Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde her ümmete, dünyada iken taş veya odun veya put veya hayvan olarak taptığı şey ne ise karşısına çıkarılır ve kendilerine: «Herkes dünyada iken bunlardan hangisine tapmışsa peşinden gitsin!» denilir. Kendilerine tapılan bu şeyler de kendi taraftarlarının önüne geçer ve onları götürüp Cehenneme atar. Geriye Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmeti ve Ehl-i kitâb'dan olanlar kalır. Yahudilere: «Dünyada iken neye tapıyordunuz?» diye sorulunca, Yahudilerden çok az bir kısmı hariç geriye kalanlar: «Allah'a ve Üzeyr'e tapıyorduk» derler. Onlara: «Ama Üzeyr bu konuda sizin gibi değildi, sizler de onun gibi değildiniz!» karşılığı verilir ve sol tarafa doğru sürülürler. Vurmak isteseler de duramazlar. Sonra Hıristiyanlar çağırılır ve onlara da: «Dünyada iken neye tapıyordunuz?» diye sorulur. Hıristiyanlardan çok az bir kısmı hariç geriye kalanlar: «Allah'a ve İsa'ya tapıyorduk» derler. Onlara: «Ama İsa bu konuda sizin gibi değildi, sizler de onun gibi değildiniz!» karşılığı verilir ve sol tarafa doğru sürülürler. Durmak isteseler de duramazlar. Geriye Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmeti kalır. Onlara: «Siz dünyada iken neye tapıyordunuz?» diye sorulunca: «Biz sadece bir tek olan Allah'a tapıyorduk! Böylesi bir günden de çekindiğimiz için bunlardan ayrı durduk» derler. Bunun üzerine müminlerin secde etmesine izin verilir. Müminler secdeye gider, ancak aralarında da münafıklar bulunur. Müminler secdeye giderken Münafıkların sırtı sert olur ve bir türlü secde edemezler. Bu şekilde Yüce Allah müminlerin secdesini geriye kalanlar için bir kınanma, küçük düşürme ve pişmanlık vesilesi kılar. "

28 ﴿