HADÎD SÛRESİ

İbnu'd-Durays, Nehhâs, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Hadîd Sûresi, Medine'de inmiştir.

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbnü'z-Zübeyr: "Hadîd Sûresi, Medine indi" dedi.

Taberânî ve İbn Merdûye'nin zayıf bir isnâdla İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Hadîd Sûresi, sah günü indi ve Allah demiri salı günü yarattı. Hazret-i Adem'in oğlu da kardeşini salı günü öldürdü" buyurmuştur. Resûlüllah ta (sallallahü aleyhi ve sellem) salı günü hacamat yaptırmayı yasakladı.

Deylemî'nin Câbir'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sah günü hacamat olmayınız. Çünkü Hadîd Sûresi Salı günü inmiştir" buyurdu.

Ahmed, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn Merdûye ve Şuabu'l-İmân'da Beyhakî'nin İrbâd b. Sâriye'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) uyumadan önce Musabbihât denilen sûreleri okur ve: "Bunların içinde bin âyetten daha faziletli bir âyet vardır" buyururdu.

İbnu'd-Durays'ın Yahya b. Ebî Kesîr'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Musabbihât denilen sûreleri okumadan uyumaz ve: "Bunların içinde bin âyetten daha faziletli bir âyet vardır" buyururdu. Yahya: "Bu âyetin Haşr Sûresinin son âyeti olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Bezzâr, Taberânî, İbn Merdûye, Hilye'de Ebû Nuaym, Delâil'de Beyhakî ve İbn Asâkir, Hazret-i Ömer'den bildirir: Ben insanlar arasında Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) karşı en şiddetli kişi idim. Sıcak bir günde ve sıcağın şiddetli anında Mekke yollarından bir yolda iken bir kişiyle karşılaştım. Bu kişi bana: "Sana şaşıyorum ey Hattâb'ın oğlu! Sen şöyle şöyle olduğunu iddia etmektesin. Hâlbuki olanlar senin evinde oldu" dedi. Ona: "Ne olmuş ki?" dediğimde: "Kız kardeşin Müslüman oldu" karşılığını verdi. Bunun üzerine kızgın bir şekilde geri dönüp kapıyı çaldığımda: "Kim o?" dediler. Ben: "Ömer'im" deyince dağıldılar ve benden saklandılar. Onlar okudukları sahifeyi açıkta unuttular veya bıraktılar. İçeri girdim ve karyolaya oturdum. Sahifeye baktım ve: "Bu nedir? Onu bana ver" dedim. O: "Sen buna layık değilsin. Sen cenabetlikten yıkanmaz ve temizlenmezsin. Oysa bu, ancak temizlerin dokunabileceği bir kitaptır" dedi. Onu bana verinceye kadar ona baskıda bulundum. Onu açtığımda bir de baktım ki: "Rahman ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle" yazmaktaydı. "Rahmân ve Rahîm olan" ifadesini okuyunca korktum ve onu ellerimden bıraktım. Sonra korkum gitti ve onu tekrar elime alıp baktım. Onda: "Rahman ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle. Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir"' yazmaktaydı. Allah'ın isimlerinden her bir isme gelmemde korktum. Korkum gidince de okumaya devam ettim. "Ey insanlar! Allah'a ve Peygamberine inanın; sizi varis kıldığı şeylerden sarfedin,.." âyetine geldiğim zaman: "Allah'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in onun elçisi olduğuna şahitlik ederim" dedim. Bunun üzerine oradakiler müjdelenerek ve tekbir getirerek kalkıp gitti.

1

"Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet salibidir"

Ebu'ş-Şeyh Azame'de Ebu'l-Esved'den bildirir: Re'su'l-Câlut şöyle dedi: "Tevrat helal ve haram konusunda kitabınız Kur'ân gibidir. Ancak kitabınız Kur'ân: "Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir..." kelâmında olduğu gibi çok kapsamlıdır. Böylesi şeyler Tevrat'ta: «Kuşlar ve aslanlar Allah'ı tesbih eder» şeklinde geçmektedir."

1 ﴿