20

"Allah'a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîkler ve Allah katında şehitlerdir. Onların mükâfatları ve nurları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir. Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Âhırette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.”

İbn Merdûye'nin Ebu'd-Derdâ'dan bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her kim bir fitneden ve dinine olan korkusundan dolayı bir yerden kaçıp başka yerlere giderse Allah katında sıddîk olarak yazılır. Eğer vefat ederse Allah onun ruhunu şehit olarak kabzeder" buyurdu. Sonra: "Allah'a ve Peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîkler ve Allah katında şehitlerdir..." âyetini okuyup: "Bu âyet onlar hakkında inmiştir. Dinine olan korkusundan dolayı bir yerden kaçıp başka yerlere gidenler de kıyamet gününde Cennette İsa b. Meryem ile beraber aynı derecede yazılır" buyurdu.

İbn Cerîr'in Berâ b. Âzib'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Benim ümmetimin müminleri şehitlerdir" buyurdu ve: "Allah'a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîkler ve Allah katında şehitlerdir...'" âyetini okudu.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "Her mümin kişi sıddîk ve şehittir" dedi.

Hâkim'in bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "Kişi yatağında da şehit olarak ölür" dedi ve: "Allah'a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîkler ve Allah katında şehitlerdir..."' âyetini okudu.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre bir gün Ebû Hu rey re yanlarında iken: "Hepiniz sıddîk ve şehitsiniz" dedi. Kendisine: "Ey Ebû Hureyre! Ne demektesin?" denilince: "Allah'a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîkler ve Allah katında şehitlerdir..." âyetini okuyun" karşılığını verdi.

Abdurrezzâk'ın bildirdiğine göre Ebû Hureyre: "Şehit kişi yatağında da ölse Cennete girer" dedi. Burada yatağında ölüp de günahı olmayan kişi kastedilmektedir.

Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Her mümin kişi sıddîk ve şehittir" deyip: "Allah'a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîkler ve Allah katında şehitlerdir..."' âyetini okudu.

Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Amr b. Meymûn: "Her mümin kişi sıddîk ve şehittir" deyip: "Allah'a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîkler ve Allah katında şehitlerdir..." âyetini okudu. Sonra: "Mümin kişiler, sıddîkler ve şehitlerdir" dedi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) (=Allah'a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklerdir) kelâmı (.....) (=Onlar, Allah katında şehitlerdir. Onların mükâfatları ve nurları vardır) kelâmından ayrıdır (Yani biri, Allah'a iman eden sıddîkler, diğeri ise Allah yolunda öldürülen şehitlerdir)" dedi.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Dahhâk: (.....) (=Allah'a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklerdir) kelâmı âyetin sonraki kısmından ayrıdır. Allah iman edenleri sıddîkler olarak adlandırdı. Sonra da: (.....) (=Onlar, Allah katında şehitlerdir. Onların mükâfatları ve nurları vardır) buyurdu.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mesrûk: "Bu şehitlere özel bir şeydir" dedi."

İbn Hibbân'ın bildirdiğine göre Amr b. Murra el-Cühenî der ki: Bir kişi Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelerek: "Ya Resûlallah! Eğer Allah'dan başka ilah olmadığına, senin onun elçisi olduğuna şahadet edip beş vakit namazı kılarsam, zekat verirsem ve Ramazan orucunu tutarsam ben kimlerden olurum?" deyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sıddîllerden ve şehitlerden olursun" buyurdu.

Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "Âhirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır..." kelâmını açıklarken: "Âhiret gününde insanlar bu iki durum üzere olacaklardır" dedi.

20 ﴿