TALÂK SÛRESİİbnu'd-Durays, Nehhâs, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Talâk Sûresi, Medine'de inmiştir" dedi. Abdurrezzâk Musannef’te ve Saîd b. Mansûr'un Tâvus'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Cuma namazında Cuma Sûresi ile Talâk Sûrelerini okudu. 1"Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah'a karşı gelmekten sakının. Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır." İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Enes der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) eşi Hafsa'yı boşamış ve Hafsa ailesinin yanına gitmişti. Bunun üzerine Yüce Allah: "Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." âyetini indirdi. Burada Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem): "Onu geri döndür. O, oruç tutan, gece ibadetlerine kalkan ve Cennetteki eşlerinden biridir" denilmiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Şîrîn: "...Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır"' kelâmını açıklarken: "Bu âyet, Hafsa binti Amr hakkında inmiştir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu bir defa boşayınca: "Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz olan Allah'a karşı gelmekten sakının. Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır" âyeti indi. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onu geri döndürdü. Hâkim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: Abdu Yezid Ebu Rükâne eşi Ümmü Rükâne'yi boşadı ve Müzeyne'den bir kadınla evlendi. Bu kadın, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip başından almış olduğu bir saçı göstererek: "Ya Resûlallah! Benim ondan istifadem ancak şu saç teli kadardır" dedi. O anda Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hamiyyet (taassub) bastı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Rükâne'yi ve kardeşlerini çağırttı ve meclisinde bulunanlara (o iki çocuğu göstererek): "Bunların filan kişiden olduğunu görüyor musunuz?" diye sordu. Onlar da: "Evet" deyince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdu Yezîd'e: "Onu (Muzeyne'li eşini) boşa" buyurdu. O da isteneni yaptı. Sonra: "Sen onu (Ümmü Rükâne'yi) geri döndür" buyurdu. Abdu Yezîd: "Ya Resûlallah! Ben onu boşadım" deyince, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Biliyorum, sen onu geri döndür" buyurdu. Bunun üzerine: "Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." âyeti indi. Zehebî der ki: Bu zayıf bir senettir ve (metnen) hatalı haberdir. Çünkü Abdu Yezîd İslam dönemine yetişememiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mukâtil der ki: Bize bildirildiğine göre: "Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." âyeti Abdullah b. Amr b. el-Âs, Tufayl b. el-Hâris ve Amr b. Saîd b. el-Âs hakkında inmiştir. İbn Merdûye'nin Ebu'z-Zübeyr vasıtasıyla bildirdiğine göre İbn Ömer, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında hanımını âdet halinde iken boşadı. Hazret-i Ömer, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gidip durumu bildirince: "Ona, eşini geri döndürmesini, (hayızlıktan) temizlenene kadar yanında tutmasını ve bundan sonra isterse onu boşamasını söyle" buyurdu. Bunun üzerine Yüce Allah: (.....) kelâmını indirdi. İbnu'z-Zübeyr der ki: Ben, İbn Ömer'in bu âyeti bu şekilde okuduğunu işittim. Mâlik, Şâfiî, Musannef’te Abdurrezzâk, Ahmed, Abd b. Humeyd, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, Ebû Ya'la, İbn Merdûye ve Sünen'de Beyhakî'nin bildirdiğine göre İbn Ömer hanımını âdet halinde iken boşadı. Ömer bu durumu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bildirince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öfkelendi ve: "Onu geri döndürsün ve temizlenene (âdetten kesilene) kadar beklesin. Temizlendikten sonra bir daha âdet görüp tekrar temizleninceye kadar yanında tutsun. O zamanda onu boşamak isterse ona yaklaşmadan önce temiz halinde iken boşasın. Bu, Allah'ın emretmiş olduğu doğrultuda boşama şeklidir" buyurdu ve: (.....) kelâmını okudu. Musannef’te Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir, Hâkim ve İbn Merdûye'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyeti: (.....) şeklinde okumuştur. Abdurrezzâk, Fedâil'de Ebû Ubeyd, Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs bu âyeti: (.....)şeklinde okurdu. İbnu'l-Enbârî, Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Mücâhid bu âyeti: (.....) şeklinde okurdu. İbnu'l-Enbârî'nin bildirdiğine göre İbn Ömer bu âyeti: (.....) şeklinde okudu. İbn Merdûye'nin İbn Ömer'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu âyeti: (.....) şeklinde okumuş ve: "Temizlendikten sonra onunla birleşmeden (boşayın)" buyurmuştur. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İbn Ömer bu âyeti: (.....) şeklinde okumuş ve: "Onunla birleşmeden temiz halinde iken (boşayın)" demiştir. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, Taberânî ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd bu âyeti: (.....) şeklinde okumuş ve: "Onunla birleşmeden temiz iken (boşayın)" demiştir. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, Taberânî, Beyhakî ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "Kim sünnete uyarak Allah'ın emretmiş olduğu şekilde hanımını boşamak isterse, hanımı âdetten temizlendikten sonra onunla birleşmeden önce temiz halinde iken boşasın" demiştir. Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve İbn Merdûye'nin değişik kanallarla bildirdiğine göre İbn Abbâs: "...Onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." kelâmını: "Onları birleşmeden önce temiz hallerinde iken boşayın" şeklinde açıkladı. Abd b. Humeyd ve İbn Merdûye'nin Ebû Mûsa'dan bildirdiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizden biri hanımına: «Ben seni boşadım, ben seni geri döndürdüm» demesin. Bu, müslümanların boşama şekli değildir. Kadını temiz halinde iken boşayın" buyurmuştur. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid: "...Onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." kelâmını: "Onları temiz hallerinde iken boşayın" şeklinde açıkladı. Başka bir lafızda ise: "Onlarla birleşmeden önce temiz hallerinde iken boşayın" şeklindedir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "...Onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." kelâmını açıklarken şöyle dedi: "Burada iddeti dikkate almaktan kasıt, âdetten temizlendikten sonra onunla birleşmeden önce boşamaktır. Kişi hanımıyla birleştikten sonra hamile kalıp kalmadığını bilmeden onu boşamaktadır. Bu da caiz değildir." Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, Taberânî, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Mücâhid der ki: Bir gün bir kişi İbn Abbâs'a: "Ey Ebu'l- Abbâs! Ben hanımımı bir defada üç talakla boşadım" dedi. Bunun üzerine İbn Abbâs: "Sen Rabbine karşı asi oldun ve hanımın sana haram oldu. Sen Allah'dan korkmadın ki sana bir çıkış yolu göstersin. Sizden biri hanımını boşuyor, sonra da: "Ey Ebu'l-Abbâs!" diyor. Oysa Allah: (.....) buyurmaktadır" dedi. İbn Abbâs ta bu âyeti bu şekilde okumaktaydı. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." kelâmını açıklarken şöyle dedi: "Kişi, hanımı âdet halinde iken onu boşmasın. Hanımı temiz iken onunla birleştikten sonra da boşamasın. Ona yaklaşmasın. Âdet görüp temizlendikten sonra onu boşasın. Eğer âdet görüyor ise iddeti üç âdet görmesidir. Eğer âdet görmüyorsa iddeti üç aydır. Eğer hamile ise iddeti doğum yapana kadardır. Kişi eğer bu iddet dolmadan onu geri döndürmek isterse, Allah'ın: "...İçinizden iki âdil (dürüst) kimseyi şahit tutun..." buyurmuş olduğu gibi iki şahit tutması gerekmektedir. Boşama anında da, geri döndürme anında da iki şahit gerekmektedir. Eğer geri döndürürse iki boşama hakkı kalmış olur. Eğer iddeti biter de geri döndürmezse bir talakla boşamış olur. O zaman kadın hürdür. Dilerse kocasıyla dilerse başkasıyla evlenir. Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: Boşama şekli dört çeşittir. İkisi helal olan boşama, ikisi de haram olan boşamadır. Haram olan boşamalar hanımıyla cinsel ilişkiyi sürdürürken boşamasıdır. Çünkü rahimde bir şey tuttu mu, tutmadı mı bilmemektedir. Bir de âdet halinde iken boşamadır. Helal boşamalar ise kocanın hanımını, ilişki söz konusu olmaksızın temiz halde iken boşaması ve hamileliği açıkça belli olduğu haliyle boşamasıdır. Abd b. Humeyd, Taberânî ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "Ey peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." kelâmını açıklarken şöyle dedi: "İddeti dikkate alarak boşama şekli, kocanın hanımını temiz halinde iken boşamasıdır. Sonra dilerse iddet doluncaya kadar onu bırakır, dilerse geri döndürür." Abdurrezzâk, Beyhakî ve İbn Merdûye'nin Mücâhid'den bildirdiğine göre İbn Abbâs'a hanımını yüz defa boşayan bir kişinin durumu sorulunca: "Rabbine karşı asi oldun. Kim Allah'dan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu gösterir" dedi ve: (.....) kelâmını okudu. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "Onları iddetlerini dikkate alarak boşayın..." kelâmını açıklarken: "İddeti dikkate alarak boşamaktan kasıt, onları temiz hallerinde iken ilişkiye girmeksizin boşamaktır" dedi. Abd b. Humeyd'in Şa'bî'den bildirdiğine göre (Kadı) Şureyh bir boşama ile hanımını boşadı. Sonra iddeti dolana kadar ona yaklaşmadı. İddeti dolunca yanına girmek için izin isteyince eşi korktu. Yanına girerek: "Onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar..." kelâmını yerine getirip Allah'a itaat etmek istedim" dedi. Abd b. Humeyd'in Muhammed b. Sîrîn'den bildirdiğine göre Şureyh iki şahit tutarak hanımını boşadı ve şahitlere: "Bunu gizli tutun!" dedi. Onlar da bunu gizli tuttular. Ancak iddet dolduğu zaman Şureyh ona iddetin dolduğunu haber verdi. Bunun üzerine o da eşyalarını topladı. Şureyh: "Onun günah işelemesini istemedim" dedi. Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Ömer: "Boşanan ve kocaları ölen kadınlar, gündüzleri evlerinden dışarı çıkabilirler. Ancak geceyi evlerinin dışında geçiremezler" dedi. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Amir(-i Şa'bi) der ki: Fâtıma binti Kays'ın bana bildirdiğine göre kocası onu üç talak ile boşamıştı. Bu durum için Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gittiğinde, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) emri üzerine iddetini amcası Amr b. Ümmü Mektûm'un yanında geçirdi. Abd b. Humeyd'in Ebû Seleme b. Abdirrahman b. Avf'tan bildirdiğine göre Amr b. Hafs b. el-Muğîre'nin nikahı altında olan Fâtıma binti Kays ona kocasının kendisini -üç talakla- boşadığını söylemişti. Dediğine göre evinden çıkmış olduğu bir günde Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona kör olan İbn Ümmi Mektûm'un yanına taşınmasını emretmişti. Mervân boşanmış kadının evinden dışarı çıkma olayında Fâtıma'ya inanmamıştı. Urve: "Hazret-i Âişe, Fâtıma binti Kays'ın bu dediklerinin doğru olmadığını söyledi" dedi. İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre Ebû İshâk der ki: Esved b. Yezîd ile büyük mescidde oturmuştum. Beraberimizde Şa'bî de bulunmaktaydı. O, Fâtıma binti Kays'ın olayından bahsederek Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ona evde kalma ve nafaka hakkı vermediğini söyledi. Bunun üzerine Esved bir avuç çakıl taşı alıp ona fırlatarak: "Yazılar olsun! Bu şekilde mi konuşuyorsun?!" dedi. Hazret-i Ömer: "Biz kendisine evde kalma ve nafaka hakkı verilip verilmediğini hatırlayan veya unutan bir kadının demesiyle Allah'ın Kitabını ve Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetini bırakacak değiliz. Çünkü Allah: "...Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar..." buyurmaktadır" dedi. Abdurrezzâk'ın Ubeydillah b. Abdillah b. Utbe'den bildirdiğine göre Ebû Amr b. Hafs b. el-Muğîre, Hazret-i Ali ile birlikte Yemen'e gitti. Hanımı Fâtıma binti Kays'a haber göndererek kalmış olan bir talakla onu boşadığını bildirdi. Hâris b. Hişâm ve Ayyâş b. Ebî Rabî'a'ya ona nafaka vermelerini söyledi. Ancak eşi nafakayı az bulmuştu. Hâris b. Hişâm ve Ayyâş b. Ebî Rabî'a ona: "Vallahi ancak hamile olman durumunda sana nafaka verilir" dediler. Bunun üzerine Fâtıma, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) giderek durumunu anlatı. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Senin nafaka hakkın yoktur" buyurdu. Fâtıma başka yere gitmek için izin isteyince Hazret-i Peygamber de (sallallahü aleyhi ve sellem) ona izin verdi. (Daha sonraları vali) Mervân bu durumu(n aslını) öğrenmek için ona birini gönderdi. O da bu hadiseyi kendisine anlattı. Mervân: "Ben bu hadisi ancak tek bir kadından işitebiliyorum. Bu sebeple insanların uygulamakta olduğunu tercih ediyoruz" dedi. Bunun üzerine Fâtıma şöyle dedi: "Benimle sizin aranızda Kur'ân hakem olsun. Yüce Allah: "...Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır" buyurmaktadır. Bu, geri döndürme hakkı olan koca içindir. Burada üç talaktan sonra bahsedilen şey nedir ki? Siz neye dayanarak: «Eğer hamile değilse onun nafakası yoktur» diyorsunuz? O zaman onun dışarı çıkmasını niçin engelliyorsunuz? Onu evde tutarlar. Âdet görüp temizlendikten sonra onu bir talak ile boşar. Eğer âdet görüyorsa iddeti üç âdet görmedir. Eğer görmüyorsa iddeti üç aydır. Eğer hamile ise iddeti doğum yapana kadardır. Eğer iddeti dolmadan geri döndürecek olursa Allah'ın «...İçinizden iki âdil kimseyi şahit tutun...»' buyurmuş olduğu gibi iki şahit tutması gerekmektedir. Boşama anında da geri döndürme anında da iki şahit gerekmektedir. Eğer geri döndürürse iki boşama hakkı kalmış olur. Eğer iddeti biter de geri döndürmezse bir talakla boşamış olur. O zaman kadın hürdür. Dilerse kocasıyla, dilerse başkasıyla evlenir." Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs der ki: Boşama şekli dört çeşittir. İkisi helal olan boşama, ikisi de haram olan boşamadır. Haram olan boşamalar hanımıyla cinsel ilişkiyi sürdürürken boşamasıdır. Çünkü rahimde bir şey tuttu mu, tutmadı mı bilmemektedir. Bir de âdet halinde iken boşamadır. Helal boşamalar ise kocanın hanımını, ilişki söz konusu olmaksızın temiz halde iken boşaması ve hamileliği açıkça belli olduğu haliyle boşamasıdır. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Sünen'de bildirdiğine göre İbn Ömer: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın..." kelâmını açıklarken: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında iddetleri bitmedikçe onları evlerinden çıkarmayın, mânâsındadır" dedi. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın..." kelâmını açıklarken: "Burada hayâsızlıktan kasıt zinadır" dedi. Abd b. Humeyd, Hasan ve Şa'bî'den aynısını bildirir. Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın..." kelâmını açıklarken: "Zina etmeleri halinde (onları evlerinden çıkarabilirsiniz)" dedi. Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Atâ el-Horasânî: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın..." kelâmını açıklarken: "Bu, şericezalar indirilmeden önce var olan bir şeydi. Kadın hayâsızlık yaptığı zaman evinden çıkarılırdı" dedi. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın..." kelâmını açıklarken: "Ancak had (şeri ceza) gerektiren bir suç işlediği zaman evinden çıkarılır ve ona had uygulanır" dedi. Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr, İbn Râhûye, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin değişik kanallarla bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında onları evlerinden çıkarmayın..." kelâmını açıklarken: "Burada hayâsızlıktan kasıt, kadının kocasının ailesine kötü sözler söyleyip dil uzatmasıdır. Kadın öyle bir şey yaptığı zaman evinden çıkarılır" dedi. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Saîd: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında..." kelâmını açıklarken şöyle dedi: "Eğer dediğiniz gibi hayâsızlıktan kasıt, zina olsaydı kadın evinden çıkarılır ve recmedilirdi. İbn Abbâs bu konuda: «Kadın ancak hayâsızlık ederse evinden çıkarılır» dedi. Hayâsızlıktan kasıt da kadının kocasına karşı serkeşlik etmesidir." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre İkrime: "Apaçık hayâsızlıktan kasıt, kötü huylu olmaktır" dedi. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İkrime: "Apaçık bir hayâsızlık yapmaları dışında..." kelâmını açıklarken: "Burada kadının çirkin sözlü olması kastedilmektedir. Eğer zina edecek olsa recmedilirdi" dedi. Abdurrezzâk ve Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "Apaçık bir hayâsızlık..." kelâmını açıklarken: "Burada kadının serkeşlik etmesi kastedilmektedir. Bu âyet İbn Mes'ûd'un kıraatında: " şeklindedir" dedi. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "Apaçık bir hayâsızlık..." kelâmını açıklarken: "Burada kadının serkeşlik etmesi kastedilmektedir" dedi. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "...Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır" kelâmını açıklarken: "Eğer kocası onu geri döndürmek isterse onu evinde iken geri döndürür. Onun evinde kalması kötü ahlâktan uzak olmak ve Allah'a itaat etmiş olmak içindir" dedi. Abdurrezzâk ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbrâhîm en-Nehaîder ki: Bir talakla boşayıp onu yalnız bırakarak iddetinin dolmasını beklemeyi uygun görürler ve: "...Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır"' derlerdi. Bu da belki onu geri ister mânâsındadır. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Fâtıma binti Kays: "Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır" kelâmını açıklarken: "Burada geri döndürmek kastedilmektedir" dedi. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbrâhîm en-Nehaîder ki: Bir talakla boşayıp onu yalnız bırakarak iddetinin dolmasını beklemeyi uygun görürlerdi. Çünkü bilinmez ki, belki bu süreçte onu bir daha nikahı altına alır. "...Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır" kelâmınıda belki onu geri döndürmek ister şeklinde tevil ederlerdi. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "...Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır" kelâmını açıklarken: "Burada geri döndürmek kastedilmektedir" dedi. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Fâtıma binti Kays: "...Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır" kelâmını açıklarken: "Belki onu geri döndürmek ister mânâsındadır" dedi. Abd b. Humeyd, Dahhâk ve Şa'bî'den aynısını bildirir. |
﴾ 1 ﴿