18"Şüphesiz onlar onu uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görüyoruz. O gün gök, erimiş maden gibi olur. Dağlar da atılmış yüne döner. (O gün) dost, dostu sormaz. Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın. Hayır, o alevlenen bir ateştir. Derileri kavurup soyar. Yüz çevirip geri döneni, (servet) toplayıp yığanı (kendine) çağırır!" Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre A'meş: "Şüphesiz onlar onu uzak görüyorlar" âyetini açıklarken: "Kıyamet saatini uzak görüyorlar" demiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Cüreyc: "Şüphesiz onlar onu uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görüyoruz" kelâmını açıklarken: "Onlar kıyameti yalanlıyorlar oysa biz mutlaka gelip çatacağını biliyoruz" demiştir. Ahmed, Abd b. Humeyd, İbnu'l-Münzir, Hatîb el-Müttefik ve'l-Müfterik'de ve el-Muhtâre'de Diyâ'nın bildirdiğine göre İbn Abbâs: "O gün gök, erimiş maden gibi olur" âyetini açıklarken: "O günü gökyüzü zeytinyağı tortusu gibi olur" demiştir. Tastî'nin bildirdiğine göre Nâfi' b. el-Ezrak, İbn Abbâs'a: (.....) kelâmının anlamı nedir?" diye sorunca, İbn Abbâs: "Gökyüzü, kıyamet gününün korkusuyla erimiş yağ, kararmış ter gibi olur" dedi. Nâfi': "Araplar öylesi bir ifadeyi (Mühl) bilir mi ki?" diye sorunca da İbn Abbâs şu karşılığı verdi: "Evet, bilirler. Şairin: "Kararmış teri belinde şişip kalmış gibi Sanki zehirlendi de birden suyu kesildi" dediğini işitmez misin?" Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "O gün gök, erimiş maden gibi olur" âyetini açıklarken: "Şimdi onu mavi olarak görüyorsun, ancak o günü maden eriyiği gibi kırmızıya dönecektir" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "O gün gök, erimiş maden gibi olur" âyetini açıklarken: "Zeytinyağı tortusu gibi olur" demiştir. (.....) âyetini: "Dağlar da yün gibi olur" şeklinde açıklamıştır. "Birbirlerine gösterilirler..." kelâmını açıklarken de: "Müminlere kafirlerin hali gösterilir" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "Dost, dostu sormaz" âyetini açıklarken: "Herkes kendi derdine düşüp diğer insanları unutur" demiştir. "Birbirlerine gösterilirler..." kelâmını açıklarken: "Vallahi kıyamet gününde birbirinizi görüp tanıyacaksınız" demiştir. "...Günahkar kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye olarak vermek ister" âyetini açıklarken de şöyle demiştir: "Günahkar kişi onun günün dehşeti ve şiddetinden dolayı kurtulmak için ailesinden ve akrabalarından kendisine yakın olanları teker teker fidye olarak vermek ister." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Birbirlerine gösterilirler..." kelâmını açıklarken: "Orada insanlar birbirlerini görüp tanırlar, ancak birbirlerinden kaçarlar" demiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk: (.....) ifadesini: "Aşireti" şeklinde açıklamıştır. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Muhammd b. Ka'b: "Kendisini barındıran tüm ailesini" âyetini açıklarken: "Bu aileden kasıt, bağlı bulunduğu sülaledir" demiştir. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) ifadesini: "Kabilesi" şeklinde açıklamıştır, (.....) âyetini: "Kafa derisini kavurup soyar" şeklinde açıklamıştır. "Yüz çevirip geri döneni ve toplayıp yığanı çağırır!" kelâmını açıklarken de: "Haktan yüz çeviren ile servet yığıp biriktireni kendine çağırır" demiştir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini: "Kafa derisini kavurup soyar" şeklinde açıklamıştır. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "Derileri kavurup soyar" âyetini açıklarken: "Başının derisi ile yüzünün güzelliklerini yakıp yok eder" demiştir. "Yüz çevirip geri döneni ve toplayıp yığanı çağırır!" kelâmını açıklarken de: "Yüce Allah'a itaatten yüz çevirip, Allah'ın Kitâb'ından uzak duranı ve günah yollardan mal biriktireni kendine çağırır" demiştir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Kurra b. Hâlid: "Derileri kavurup soyar" âyetini açıklarken: "Başının derisinden başlamak üzere bedenin her bir tarafını yakar. Sadece kalbini sağlam bırakır" demiştir. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Mücâhid: (.....) âyetini açıklarken: "Kişinin kol ve bacak gibi uzuvlarını yakıp kavurur" demiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: (.....) âyetini açıklarken: "Kişinin kafa derisini yakıp kavurur" demiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Sâbit: (.....) âyetini açıklarken: "İnsanın yüzünün güzelliklerini yakıp kavurur, yok eder" demiştir. İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Ebû Sâlih: (.....) âyetini açıklarken: "Bacakların etlerini kavurup yakar" demiştir. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Ebû Sâlih: (.....) âyetini açıklarken: "Kişinin kol ve bacak gibi uzuvlarını yakıp kavurur" demiştir. İbn Sa'd, Hakem'den bildirir: Abdullah b. Ukeym kesesinin ağzını asla kapatmaz ve: "Yüce Allah'ın: "(Mal) toplayıp yığanı çağırır!'" buyurduğunu işittim" derdi. |
﴾ 18 ﴿