MÜZZEMMİL SÛRESİ"Müzzemmil Sûresi'ni okumuyor musun?" dedi. "Evet, okuyorum" karşılığı verdiğimde: "Onun da gece ibadeti öyledi" dedi. Abdullah b. Ahmed Zühd'e zevâidinde ve Muhammed b. Nasr, Hazret-i Âişe'den bildirir: Yüce Allah'ın: "Birazı hariç geceleyin kalk" âyetinden sonra Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) geceleri çok nadir uyurdu." İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbn Ebî Hâtim, Muhammed b. Nasr, Taberânî, Hâkim ve Beyhakî Sünen'de İbn Abbâs'tan bildirir: "Müzzemmil Sûresi'nin ilk âyetleri nazil olduğu zaman Müslümanlar Ramazan ayının gecelerinde olduğu gibi gecelerini ibadetle geçirmeye başladılar. Sûrenin baş tarafının nazil olması ile son kısmının nazil olması arasında yaklaşık olarak bir yıl vardır." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Nasr, Ebû Abdirrahman es- Sülemî'den bildirir: "Müzzemmil Sûresi'nin ilk âyetleri nazil olduğu zaman Müslümanlar bir yıl boyunca gecelerini ibadetle geçirdiler ki ibadetten ayak ve bacakları şişerdi. "...Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun..." âyeti nazil olunca da rahatladılar." Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Ebî Hâtim, Saîd b. Cübeyr'den bildirir: "Ey örtünüp bürünen! Birazı hariç geceleyin kalk..." âyetleri nazil olduğunda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) on yıl boyunca bu âyetlere göre hareket edip ibadetini yaptı. Ashâbından bir grup da onunla birlikte gece ibadetine kalkıyordu. Yüce Allah onların bu durumlarını hafifletmek için on yıl sonra da "Şüphesiz Rabbin, senin ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun gecenin üçte ikisinden biraz az, yarısı ve üçte biri kadar vakit içinde kalktığını bilir. Gece ve gündüzü Allah ölçer; sizin bu vakitleri takdir edemeyeceğinizi bildiğinden tövbenizi kabul etmiştir. Artık, Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun; Allah, içinizden, hasta olanları, Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacak olan kimseleri ve Allah yolunda savaşacak olanları şüphesiz bilir. Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun; namazı kılın..." âyetini indirdi. Ebû Dâvud Nâsih'de, İbn Nasr, İbn Merdûye ve Beyhakî Sünen'de İkrime vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: "Ey örtünüp bürünen! Birazı hariç geceleyin kalk..." âyetlerindeki hüküm, "...Sizin bu vakitleri takdir edemeyeceğinizi bildiğinden tövbenizi kabul etmiştir. Artık, Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun..." âyetiyle neshedildi. "Şüphesiz, gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir" âyetindeki "Gece kalkışı" gecenin ilk saatlerine işarettir. Zira ashab gecenin ilk saatlerinde namazı kılarlardı. Yüce Allah burada, bu saatler size farz kılınan gece namazını eda etmeniz için daha elverişlidir, demek istemiştir. Zira insan uyuduğunda ne zaman uyanacağını bilemez. "O zaman okumak daha elverişlidir" âyetinden kasıt, bu saatlerin Kur'ân'ı anlamak için daha uygun olduğudur. "Çünkü gündüz, seni uzun uzun alıkoyacak işler vardır" âyetinde de, gündüz vaktinde diğer işler için yeterince uzun bir zamanın olduğu ifade edilmiştir. İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbrâhim en-Nehâi: "Ey örtünüp bürünen!" âyetini açıklarken: "Bu âyet nazil olduğunda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadife bir kumaşla örtünüp sarınmıştı" demiştir. Hâkim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini: "Peygamberlik görevi sana verildi. Kalk ve bu görevi yerine getir" şeklinde açıklamıştır. İbn Ebî Şeybe ve İbn Nasr'ın bildirdiğine göre İkrime: (.....) âyetini: "Peygamberlik görevi sana verildi. Kalk ve bu görevi yerine getir" şeklinde açıklamıştır. (.....) âyetini de: "Bu görev sana verildi; kalk ve bu görevi yerine getir" şeklinde açıklamıştır. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Ey örtünüp bürünen!"âyetini açıklarken: "Burada hitap, örtülerine bürünmüş olan Allah Resûlü'ne (sallallahü aleyhi ve sellem) dir" demiştir. Abd b. Humeyd, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Nasr'ın bildirdiğine göre Katâde: "Ey örtünüp bürünen!" âyetini açıklarken: "Bundan kasıt, giysilerine sarınıp örtünen kişidir" demiştir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "Ey örtünüp bürünen!" âyetini açıklarken: "Burada hitap Hazret-i Peygamber'edir" demiştir. Firyâbî'nin Ebû Sâlih'ten bildirdiğine göre İbn Abbâs: "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini açıklarken: "Ara vermeden ve hızlı bir şekilde cümleleri sıralayarak değil, iki veya üç âyet okuduktan sonra durarak oku" demiştir. İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd, İbn Mâni' Müsned'de, Muhammed b. Nasr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini açıklarken: "Kur'ân'ı tane tane, anlaşılır bir şekilde oku, anlamındadır" demiştir. Ahmed, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, Hâkim, İbn Hibbân ve Beyhakî'nin Sünen'de Abdullah b. Amr'dan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde Kur'ân okuyan kişiye: «Oku ve okudukça yüksel! Dünyada okuduğun gibi tane tane oku. Derecen ve merteben de son âyeti okuduğun yer olacaktır» denilir." Deylemî'nin -zayıf bir senedle- İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kur'ân okuduğun zaman kötü hurmayı döker gibi yuvarlayarak veya şiir gibi hızlı hızlı değil tane tane ve anlaşılır bir şekilde oku. Harikaları karşısında durup düşünün, kalplerinizi harekete geçirin. Okurken tek derdiniz sûrenin sonu ve ne zaman biteceği olmasın. " İbn Ebî Şeybe, İbn Nasr ve Beyhakî Sünen'de İbrâhim'den bildirir: Abdullah (b. Mes'ûd), huzurunda Kur'ân okuyan Alkame'ye: "Tane tane oku ki böylesi bir okuma Kur'ân'ı güzelleştirir" dedi. Abd b. Humeyd ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Mücâhid: "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini açıklarken: "Yavaş yavaş, tane tane oku, anlamındadır" demiştir. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Nasr, İbnu'l-Münzir ve Katâde: "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini açıklarken: "Bize bildirilene göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) genelde Kur'ân'ı okurken uzatılması gereken yerleri gereği gibi uzatarak okurdu" demiştir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Katâde: "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini açıklarken: "Anlaşılır bir şekilde oku, anlamındadır" demiştir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini açıklarken: "Tane tane ve anlaşılır bir şekilde oku, anlamındadır" demiştir. Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbn Nasr ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Mücâhid: "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini açıklarken: "Anlamı bozacak şekilde dağıtmadan, peşpeşe oku anlamındadır" demiştir. Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Saîd b. Cübeyr: "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini açıklarken: "Kur'ân'ı anlaşılır bir şekilde oku, anlamındadır" demiştir. el-Askerî el-Mevâiz'de Hazret-i Ali'den bildirir: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyeti sorulunca şöyle buyurdu: "Kur'ân okuduğun zaman kötü hurmayı döker gibi yuvarlayarak veya şiir gibi hızlı hızlı değil, tane tane ve anlaşılır bir şekilde oku. Harikaları karşısında durup düşünün, kalplerinizi harekete geçirin. Okurken tek derdiniz sûrenin sonu ve ne zaman biteceği olmasın." İbn Ebî Şeybe, İbn Ebî Müleyke'den bildirir: Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) eşlerinden birine, Resûlullah'in (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur'ân'ı nasıl okuduğu sorulunca: "Onun gibi okuyamazsınız" karşılığını verdi. Kendisine: "Sen yine de nasıl olduğunu söyle" denilince de tane tane anlaşılır bir şekilde okuyup nasıl olduğunu gösterdi. İbn Ebî Şeybe, Tâvus'tan bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kur'ân okuması en güzel olan kimdir?" diye sorulunca: "Okumasını işittiğin zaman Allah'a karşı huşû içinde olduğunu da gördüğün kişidir" buyurdu. İbn Ebî Şeybe, Hasan(-ı Basrî)'den bildirir: Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbından biri, Kur'ân okuyan ve okuduğu her âyetin sonunda durup ağlayan sonra âyeti tekrar eden birini görünce şöyle dedi: "Yüce Allah'ın: "...Kur'ân'ı da ağır ağır oku" âyetini işittiniz değil mi? İşte bahsedilen tertîl üzere okuma bu adamın okuduğu gibidir." İbn Ebî Şeybe ve İbnu'd-Durays, Ebû Hureyre veya Ebû Saîd'den bildirir: Kıyamet gününde Kur'ân okuyan kişiye: "Oku ve okudukça yüksel! Zira derecen ve merteben son âyeti okuduğun yer olacaktır" denilir. İbn Ebî Şeybe ve İbnu'd-Durays, Mücâhid'den bildirir: Kur'ân, dünyada iken kendisini okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olacaktır. O günde Kur'ân: "Rabbim! Beni bunun içine koydun. Geceleri onu uykusuz bıraktım, birçok lezzetten de mahrum ettim. Çalışan her kişinin de bu çalışmasının bir karşılığı vardır" deyince, Kur'ân'ı okuyan kişiye: "Ellerini aç!" denilir. Açılan ellerine de Allah'ın rızası doldurulur ki sonrasında Yüce Allah ona hiçbir zaman öfke duymaz ve kendisine: "Oku ve okudukça yüksel!" denilir. Okuduğu her bir âyetle makamı bir derece yükselirken iyiliklerine de her bir âyetle bir tane eklenir. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Dahhâk b. Kays şöyle demiştir: "Ey insanlar! Çocuklarınıza ve aile fertlerinize Kur'ân'ı öğretin. Kişi Müslüman olarak öldüğü zaman Yüce Allah onu Cennete koyar. Cennette girerken de iki melek gelip kollarından tutarlar ve ona: "Oku ve Cennet basamaklarında yüksel!" derler. Bu şekilde Kur'ân'dan bilip okuduğu tükenen yere kadar onu çıkarırlar ve makamı da orası olur." İbn Ebî Şeybe, Muhammed b. Nasr ve İbnu'd-Durays, Büreyde'den bildirir: Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kıyamet gününde kişinin kabri açılıp içinden çıkacağı zaman dünyadayken okuduğu Kur'ân karşısına benzi sararmış bir adam suretinde çıkar. Kur'ân: «Beni tanıyor musun?» diye sorunca, kişi: «Tanımıyorum» karşılığını verir. Kur'ân da ona: «Sıcak günlerde (oruçla) seni susuz bırakan, geceleri seni uykundan mahrum eden kişiyim. Her tüccarın da ticaretinin ardından bir kazancı olur. İşte ben de bu gün senin için tüm ticaretlerinin kazancı gibiyim» der. Sonrasında sağ tarafına mülk, sol tarafina da ebedilik verilir. Başına vakar tacı konulur. Anne babasına da tüm dünyadakilerin elde etmeye güç yetiremeyecekleri giysiler giydirilir. Anne babası: «Neye karşılık bunlar bize giydirildi?» diye sorunca, onlara: «Çocuğunuzun Kur'ân'ı öğrenmesine karşılık bunlar giydirildi» karşılığı verilir. Sonra bu kişiye: «Oku ve Cennet basamakları ile evleri arasında yüksel» denilir. Gelişi güzel de olsa, tane tane de olsa Kur'ân'dan okuduğu sürece yükselir durur. 'rl 1Ey elbiselerine bürünüp yatan (Peygamber)! |
﴾ 1 ﴿