19

"Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü? Ne dersin, ya o hidâyet üzere ise ya da takvayı emrediyorsa? Ne dersin o yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa! Allah'ın her şeyi görmekte olduğunu bilmez mi? Hayır! Andolsun eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız. Haydi, taraftarlarını çağırsın. Biz de zebânileri çağıracağız. Hayır! Sakın sen ona uyma? secde et ve Rabbine yaklaş."

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, Buhârî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, ibn Merdûye, Ebû Nuaym Delâil'de ve Beyhakî Delâil'de İbn Abbâs'tan bildirir Ebû Cehil: "Şayet Kâbe'nin yanında Muhammed'i namaz kılarken görürsem boynuna basacağım!" dedi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onun bu sözünü duyunca: "Şayet böyle bir şeyi yaparsa melekler onu herkesin gözü önünde yakalar" buyurdu.

İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Tirmizî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, Taberânî, İbn Merdûye, Ebû Nuaym ve Beyhaki, İbn Abbâs'tan bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kılarken Ebû Cehil geldi ve: "Ben sana bunu yapma demedim mi? Sana bunu yapmanı yasaklamadım mı?" demeye başladı. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı bitirince ona sert bir şekilde karşılık verdi. Ebû Cehil: "Sen de biliyorsun ki Mekke'de benden daha fazla taraftarı olan biri daha yoktur!" deyince Yüce Allah: "Haydi, taraftarlarını çağırsın. Biz de zebânileri çağıracağız" âyetlerini indirdi. Vallahi Ebû Cehil orada tarftarlarını çağırsaydı zebâniler onu yakalardı.

İbn Cerîr, Taberânî M. el-Evsat'ta ve Ebû Nuaym Delâil'de İbn Abbâs'tan bildirir: Ebû Cehil: "Şayet Muhammed bir daha Makam'ın yanında namaz kılarsa onu öldüreceğim!" deyince, Yüce Allah: "Yaratan Rabbinin ismiyle oku... Hayır! Andolsun eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız. Haydi, taraftarlarını çağırsın. Biz de zebânileri çağıracağız" âyetlerini indirdi. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Makam'a gelip namaz kılmaya başlayınca, Ebû Cehil'e: "Neden duruyorsun?" diye soruldu. Ebû Cehil: "Onunla aramıza karanlık girdi" karşılığını verdi. Vallahi şayet Ebû Cehil, Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem) engelleme yönünde bir harekette bulunsaydı bütün insanların gözü önünde melekler onu yakalardı.

Bezzâr, Taberânî, Hâkim, İbn Merdûye, Ebû Nuaym ve Beyhaki, Abbâs b. Abdilmuttalib'den bildirir: Bir gün Mescid'de iken Ebû Cehil geldi ve: "Yemin olsun Muhammed'i namaz kılarken görürsem boynuna basacağım!" dedi. Bunun üzerine çıktım ve Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gidip Ebû Cehil'in bu sözünü söyledim. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) öfkeli bir şekilde çıkıp Mescid'e geldi. Aceleyle kapıdan girip duvar dibinde namaza durdu. Ben: "Kötü bir gün olacak!" dedim ve giyinip peşinden gittim. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazında Alak Sûresi'ni okumaya başladı. Sûrenin Ebû Cehil ile ilgili olan ve "Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder" âyetleriyle başlayan kısma ulaşınca oradakilerden biri Ebû Cehil'e: "Ey Ebu'l- Hakem! İşte Muhammed burada!" dedi. Ebû Cehil de: "Benim gördüğümü siz de görmüyor musunuz? Vallahi semanın ufku önümde kapandı!" karşılığını verdi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de sûrenin sonuna yetiştiği zaman secdeye gitti.

Ahmed, Müslim, Nesâî, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Merdûye, Ebû Nuaym ve Beyhaki, Ebû Hureyre'den bildirir: Ebû Cehil: "Muhammed önünüzde yüzünü toprağa koymuyor (secdeye gitmiyor) mu?" diye sorunca, müşrikler: "Koyuyor" karşılığını verdiler. Bunun üzerine Ebû Cehil: "Lât ve Uzza'ya andolsun ki şayet onu böyle yaparken görürsem boynuna basıp yüzünü toprağa bulayacağım!" dedi. Sonra namaz kılan Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına, boynuna basma niyetiyle geldi. Ancak bir anda geri geri kaçtığı ve elleriyle kendini korumaya çalıştığı görüldü. Kendisine: "Sana ne oldu?" diye sorulduğunda: "Onunla aramızda ateşten bir hendek, korkunç şeyler ve kanatlar gördüm" dedi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: "Şayet bana yaklaşacak olsaydı melekler onu parça parça edeceklerdi" buyurdu. Bunun üzerine Yüce Allah: "Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder. Kuşkusuz dönüş Rabbinedir. Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü? Ne dersin, ya o hidâyet üzere ise ya da takvayı emrediyorsa? Ne dersin o yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa! Allah'ın her şeyi görmekte olduğunu bilmez mi? Hayır! Andolsun eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr perçeminden yakalarız.

Haydi, taraftarlarını çağırsın. Biz de zebânileri çağıracağız" âyetlerini indirdi. Kendini yeterli görüp azgınlık eden kişiden kasıt, Ebü Cehil'dir. Âyette bahsedilen taraftarlardan kasıt, Ebû Cehil'in kavmidir. Zebânilerden kasıt da meleklerdir.

İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder" âyetlerini açıklarken: "Bu kişi secdede iken Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) üzerine cenin torbası pisliği atan Ebû Cehil'dir" demiştir.

Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: "Bu âyetler Allah düşmanı Ebû Cehil hakkında nazil oldu. Zira Ebû Cehil: "Muhammed'i namaz kılarken görürsem boynuna basacağım!" demişti. Bunun üzerine Yüce Allah: "Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü? Ne dersin, ya o hidâyet üzere ise ya da takvayı emrediyorsa? Ne dersin o yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa... Haydi, taraftarlarını çağırsın. Biz de zebânileri çağıracağız" âyetlerini indirdi. Namaz kılarken menedilen, hidayet üzere olup takvayı emreden kişiden kasıt Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem)'dir. Yalanlayan ve doğru yoldan yüz çevirenden kasıt, Ebû Cehil'dir. Taraftarlardan kasıt, Ebû Cehil'in kavmi ve kabilesidir. Zebâni ifadesine gelince Araplar bunu yöneticinin özel korumalarından olanlar için kullanırlar.

Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder" âyetlerini açıklarken: "Bundan kasıt, Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kılmaktan alıkoymaya çalışan Ebû Cehil'dir" demiştir. "Haydi, taraftarlarını çağırsın. Biz de zebânileri çağıracağız" âyetlerini açıklarken de: "Taraftarlardan kasıt, Ebû Cehil'in aşireti, arkadaşlarıdır. Zebânilerden kasıt da meleklerdir" demiştir.

İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) ifadesini: "Yakalarız" şeklinde açıklamıştır.

İbn Ebî Hâtim, İkrime'den bunun aynısını bildirir.

İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: (.....) âyetini:

"Yardımcılarını çağırsın" şeklinde açıklamıştır.

Firyâbî, İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Abdullah b. el-Hâris: "Zebânilerin ayakları yerde başları ise göktedir" demiştir.

İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Zeyd b. Eşlem: "...Secde et ve Rabbine yaklaş" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Secde emri Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) verilmiştir. Ebû Cehil'e de tehdit mahiyetinde "Yaklaş!" denilmiştir."

Abdurrezzâk, Saîd b. Mansûr ve İbnu'l-Münzir, Mücâhid'den bildirir: "Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde anıdır. Yüce Allah'ın: "...Secde et ve Rabbine yaklaş" buyurduğunu işitmez misin?"

İbn Sa'd, Osmân b. Ebi'l-Âs'tan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni görevli olarak Tâif'e gönderirken son olarak: "İnsanlara namazı kıldırırken uzun tutma" buyurdu. Hatta namazın süresinin ne kadar olması gerektiğini göstermek için Alak Sûresi ile Kur'ân'da benzeri uzunlukta olan sûreleri okumamı söyledi.

19 ﴿