KADİR SÜRESİ
İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Kadir Sûresi, Mekke'de nazil oldu" demiştir. İbn Merdûye, Abdullah b. ez-Zübeyr ile Hazret-i Âişe'den aynısını bildirir. 1Bkz. Ayet:5 2Bkz. Ayet:5 3Bkz. Ayet:5 4Bkz. Ayet:5 5"Doğrusu, Biz, Kur'an'ı kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir." İbnu'd-Durays, İbn Cerîr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Delâil'de bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Bizonu Kadir gecesinde indirdik" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Kur'ân, Kadir gecesinde toplu olarak Zikir'den (Levh-i Mahfûz'dan) indirilip dünya semasında olan Beytü'l-İzze'ye konuldu. Cebrâil de oradan, kulların sorularına ve yaptıklarına göre parça parça Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem) indirmiştir." Abd b. Humeyd'in bildirdiğine göre Rabî' b. Enes: "Biz onu Kadir gecesinde indirdik" âyetini açıklarken: "Yüce Allah, Kur'ân'ı toplu olarak Kadir gecesinde indirdi" demiştir. "Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" âyetini açıklarken de: "Bin aylık amelden daha hayırlıdır" demiştir. Abdurrezzâk, Firyâbî, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, Muhammed b. Nasr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Mücâhid: "Biz onu Kadir gecesinde indirdik" âyetini açıklarken: "Biz onu hüküm gccesinde indirdik, anlamındadır" demiştir. Abd b. Humeyd, Enes'ten bildirir: "Kadir gecesinde yapılan amel, verilen sadaka, kılınan namaz ve ödenen zekat, bin aylık amelden daha hayırlıdır." İbn Cerîr'in bildirdiğine göre Amr b. Kays el-Mulâî: "Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" âyetini açıklarken: "Bu gecede yapılan amel, bin aylık amelden daha hayırlıdır" demiştir. Abdurrezzâk, Abd b. Humeyd, İbn Cerîr, Muhammed b. Nasr ve İbnu'l- Münzir'in bildirdiğine göre Katâde: "Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" âyetini açıklarken: "Kadir gecesi, içinde böylesi bir gece bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır" demiştir. "Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar" âyetini açıklarken: "Bu gecede bir sonraki Kadir gecesine kadar bütün yılda olacak şeyler takdir edilip hükme bağlanır" demiştir. "O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" âyetini açıklarken de: "Bu gece şafak sökene kadar tümüyle bereket ve hayırlara vesiledir" demiştir. Mâlik Muvattâ'da ve ondan da naklen Beyhakî Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisinden önceki ümmetlerden olan insanların ömürleri ve bu yönde Yüce Allah'ın dilediği şeyler gösterildi. Diğer ümmetlere nazaran kendi ümmetinin yaş ortalamasını, öncekiler gibi amellere yetişememe açısından kısa buldu. Bunun üzerine Yüce Allah ona bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini verdi. İbn Cerîr, Mücâhid'den bildirir: "İsrail oğullarından bir adam gecelerini sabaha kadar ibadetle geçirir, gündüz vakti de akşama kadar düşmana karşı cihad ederdi. Bunu da bin ay boyunca sürdürdü. Yüce Allah: "O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" âyetini indirerek bu gecede yapılan amelin o adamın bin ayda yaptıklarından daha hayırlı olduğunu bildirdi." İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî Sünen'de Mücâhid'den bildirir: "Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) İsrâil oğullarından Allah yolunda bin ay boyunca cihad eden bir adamdan bahsetti. Müslümanlar bu adamın durumuna hayran kalınca Yüce Allah: "Biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" âyetlerini indirdi ve bu gece yapılan amellerin söz konusu adamın bin ayda yaptığı cihattan daha hayırlı olacağı bildirildi." İbn Ebî Hâtim, Ali b. Urve'den bildirir: Bir gün Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) İsrail oğullarından, seksen yıl boyunca Allah'a ibadet etmiş ve bir an bile ona karşı gelmemiş dört kişiden, Eyyûb, Zekeriya, yaşlı kadının oğlu Hezekîl ve Yûşa' b. Nûn'dan bahsetti. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbı bunların bu durumuna hayran kaldılar. Bunun üzerine Cebrail geldi ve: "Ey Muhammed! Ümmetin, bu dört kişinin seksen yıl boyunca ibadet etmelerine mi hayran kaldılar? Oysa Yüce Allah bundan daha hayırlı olanını sana indirdi" dedi ve: "Biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" âyetlerini okuyarak şöyle devam etti: "Bu gece senin ve ümmetinin hayran kaldığı o seksen yıllık ibadetten daha hayırlıdır." Buna hem Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), hem de diğer Müslümanlar çok sevindiler. Hatîb Târih'te İbn Abbâs'tan bildirir: (Rüyasında) Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) minberi üzerinde Umeyye oğullarını görünce buna canı sıkıldı. Ancak Yüce Allah kendisine: "Bu onların ele geçirecekleri bir hükümdarlıktır" diye vahyetti ve: "Biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" âyetlerini indirdi. Hatîb'in Saîd b. el-Müseyyeb'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Umeyye oğullarının minberime çıktıkları bana gösterildi. Bu durum gücüme gidince Kadir Sûresi indirildi." Tirmizî, İbn Cerîr, Taberânî, Hâkim, İbn Merdûye ve Beyhakî Delâil'de Yusuf b. Sa'd'dan bildirir: Hazret-i Hasan, Muâviye'ye biat edince adamın biri kalkıp ona: "Müslümanların yüzünü kara çıkardın!" dedi. Hazret-i Hasan da şu karşılığı verdi: "Allah merhametini üzerinden eksik etmesin, ama beni bu konuda kınama! Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) de Umeyye oğullarının, minberi üzerine çıktıkları gösterilince bu durum ağırına gitmişti. Bunun üzerine Yüce Allah ona Kevser Süresi'ni indirdi ki Kevser, Cennette bir ırmaktır. Aynı şekilde: "Biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" âyetlerini indirdi ve Kadir gecesinin Umeyye oğullarının hakim olacağı bin aydan daha hayırlı olduğu kendisine bildirildi." Ravi Kâsım der ki: "Umeyye oğullarının hükümdarlık süresini saydığımızda ne bir gün fazla, ne de bir gün eksik, tam bin ay çıktığını gördük." İbn Ebî Şeybe'nin Musannef’te bildirdiğine göre Mücâhid: "Biz onu Kadir gecesinde indirdik" âyetini açıklarken: "Biz onu hüküm gecesinde indirdik, anlamındadır" demiştir. "Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?" âyetini açıklarken: "Hüküm gecesinin ne olduğunu bilir misin, anlamındadır" demiştir. Abdurrezzâk, İbnu'l-Münzir, Muhammed b. Nasr ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre Mücâhid: "Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Kadir gecesi, içinde böylesi bir gece olmayan ve hayırlı amelle, oruçla, gece ibadetiyle geçirilen bin aydan daha hayırlıdır." İbn Ebî Şeybe, Hasan(-ı Basrî)'den bildirir: "Kadir gecesi dışında bir gecenin başka bir geceden, bir günün de başka bir günden daha hayırlı olduğunu bilmiyorum. Kadir gecesi ise bin aydan daha hayırlıdır." İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Dahhâk: "Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" âyetlerini açıklarken şöyle demiştir: "Buradaki Ruh'tan kasıt Cebrail'dir. Bu gece şafak söküp sabah oluncaya kadar hiçbir yıldızın kaymasına izin verilmez." Saîd b. Mansûr, Abd b. Humeyd, Muhammed b. Nasr, İbnu'l-Münzir, İbn Ebî Hâtim ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Mücâhid: "O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" âyetini açıklarken: "Bu gece esenliktir, zira sabaha kadar şeytan ne bir kötülük yapabilir, ne de birilerine eziyet edebilir" demiştir. İbn Cerîr ve İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Abdurrahman b. Ebî Leylâ: "Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" âyetlerini açıklarken: "Bu gecede kimseye bir kötülük dokunmaz" demiştir. İbn Cerîr'in lafzı ise: "Bu gecede umulmadık bir olay olmaz" şeklindedir. İbn Cerîr'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" âyetlerini: "(=... Her bir kişiden yana selamettir...)" lafzıyla okumuştur. Saîd b. Mansûr, İbnu'l-Münzir ve Beyhakî'nin Şuabu'l-îman'da bildirdiğine göre Şa'bî: (.....) âyetini açıklarken: "Bundan kasıt, meleklerin şafak sökene kadar mescidlerde bulunanlara esenlik dilemesidir" demiştir. Saîd b. Mansûr ve İbnu'l-Münzir, Mansûr b. Zâzân'dan bildirir: Kadir gecesinde Güneş'in batışından sabah yeniden doğana kadar melekler iner dururlar. Gece boyunca her bir mümine uğrayıp: "Ey mümin! Allah'ın selamı üzerine olsun" derler. İbnu'l-Münzir'in bildirdiğine göre Hasan(-ı Basrî): (.....) âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Kadir gecesinde akşam namazından başlamak üzere şafak sökene kadar melekler kanat çırparak Yüce Allah'ın selam ile rahmetini kullara ulaştırırlar." Muhammed b. Nasr ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Abbâs: "O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" âyetini açıklarken şöyle demiştir: "Kadir gecesinde azgın şeytanlar bağlanır, cinlerin ifritleri zincirlere vurulur. Göklerin tüm kapıları açılır ve Yüce Allah herkesin tövbesini kabul eder. Bundan dolayı Yüce Allah: "O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" buyurmuştur. Bu da Güneş'in batışından şafak sökene kadar olan vakitte olur." Muhammed b. Nasr'ın bildirdiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb'e: "Kadir gecesi bir defalığına mahsus olan ve geçip giden bir gece midir yoksa her yıl bu gece var mıdır?" diye sorulunca: "Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetinden iki kişi kalana kadar her yıl vardır" dedi. Deylemî'nin Enes'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yüce Allah daha önceki ümmetlere vermediği Kadir gecesini benim ümmetime bahşetti" buyurmuştur. Abd b. Humeyd, Muâviye'nin azatlısı Abdullah b. Yuhannas'tan bildirir: Ebû Hureyre'ye: "Kadir gecesinin kaldırıldığını söylüyorlar" dediğimde: "Bunu diyenler yalan söylemişler!" karşılığını verdi. Ona: "Bu gece idrak edeceğim her Ramazan ayında var mıdır?" diye sorduğumda: "Evet, var" karşılığını verdi. Ona: "Cuma gününde, duasını ona denk getiren Müslümanların bu duasının kabul göreceği o anın da kaldırıldığını söylüyorlar" dediğimde: "Bunu diyenler yalan söylemişler!" karşılığını verdi. Ona: "Bu an idrak edeceğim her Cuma gününde var mıdır?" diye sorduğumda: "Evet, var" karşılığını verdi. Abd b. Humeyd, İbn Cerîr ve İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Ömer'e: "Kadir gecesi Ramazan ayının bütün gecelerinde midir?" (Başka bir lafızda: "Kadir gecesi Ramazan ayında mıdır?" şeklindedir) diye sorulunca, İbn Ömer soran adama şu karşılığı verdi: "Evet! Yüce Allah'ın: "Biz onu Kadir gecesinde indirdik" buyurduğunu, yine: "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'ân'ın indirildiği aydır..." buyurduğunu işitmez misin?" Ebû Dâvud ve Taberânî, İbn Ömer'den bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesi soruldu. Ben de dinliyordum. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Her Ramazan'da bu gece vardır" buyurdu. İbn Ebî Şeybe ve Abd b. Humeyd'in İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini Ramazan ayının son on gününde arayın" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd ve İbn Cerîr'in Tehzîb'de Hazret-iÖmer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini bekleyen kişi, onu Ramazan ayının son on günündeki tekli (yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi, yirmi dokuz) gecelerde arasın" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Buhârî, Müslim ve Tirmizî'nin Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içindeki tekli gecelerde arayın" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe, İbn Cerîr, Muhammed b. Nasr ve İbn Merdûye'nin Câbir b. Semure'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini Ramazan ayının son on gününde arayın" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe ve İbn Cerîr'in Feletân b. Âsım'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesi bana gösterildi, sonra da hangi gün olduğu unutturuldu. Siz onu (Ramazan'da) son on gün içindeki tekli gecelerde arayın" buyurmuştur. İbn Cerîr, Ebû Zabyân vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: Biz otururken Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hızlı bir şekilde yanımıza doğru geldi. O kadar hızlıydı ki endişeye kapıldık. Yanımıza ulaşınca: "Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bildirmek için hızlı bir şekilde size geliyordum, ancak gelirken unuttum. Siz onu (Ramazan'da) son on gün içinde arayın" buyurdu. Ahmed, İbn Zencûye, Muhammed b. Nasr, İbn Merdûye ve Beyhaki, Ubâde b. es-Sâmit'ten bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesini sorduğumda şöyle buyurdu: "Bu gece Ramazan ayı içindedir. Onu son on gün içindeki tekli günler olan yirmi bir veya yirmi üç veya yirmi beş veya yirmi yedi veya yirmidokuzuncu gecede veya Ramazan ayının son gecesinde arayın. İman ederek ve karşılığını Allah'tan bekleyerek bu geceyi ihya eden kişinin geçmiş günahları bağışlanır. Kadir gecesinin alâmeti; tertemiz, pırıl pırıl, ne sıcak ne de soğuk bir gece olmasıdır ve sanki içinde parıldayan bir Ay var gibidir. Böylesi bir gecede sabaha kadar yıldız kaymasına izin verilmez. Alâmetlerinden biri de bu gecenin sabahında Güneş'in pürüzsüz, net bir şekilde doğması ve şuasının olmamasıdır. Güneş'in doğuşu mehtaplı bir geceyi andırır. Yüce Allah bu gecenin sabahında şeytanın Güneş'le birlikte çıkmasına izin vermez." İbn Cerîr Tehzîb'de ve İbn Merdûye'nin Câbir b. Abdillah'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kadir gecesinin hangi gece olduğu bana gösterildi; fakat sonradan unutturuldu. Ancak bu gece (Ramazan'da) son on gün içindeki tekli günlerdedir. Bu gece tertemiz, pırıl pırıl, ne sıcak ne de soğuk bir gecedir ve sanki içinde parıldayan bir Ay var gibidir. Bu gecede gün doğuncaya kadar şeytan ortalığa çıkmaz." İbn Merdûye, İbn Mes'ûd'dan bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesi sorulunca şöyle buyurdu: "Kadir gecesinin hangi gece olduğunu biliyordum, fakat sonradan benden gizlendi. Ancak Ramazan ayında olduğunu biliyorum. Onun için onu bu ayın son dokuz veya son yedi veya son üç gecesinde arayın. Bu gecenin alâmetlerinden biri, sabahında Güneş'in şuasız bir şekilde doğmasıdır. Yıl boyunca gece kıyamına kalkan kişi de (doğal olarak) bu geceyi idrak eder." İbn Ebî Şeybe, İbn Zencûye ve Muhammed b. Nasr, Ebû Akreb el- Esedî'den bildirir: İbn Mes'ûd'un evine geldiğimizde onun: "Yüce Allah ve Resûlü doğru söylemişler" dediğini işittik. Neden böyle dediğini sorduğumda da İbn Mes'ûd şöyle dedi: "Çünkü Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Kadir gecesi (Ramazan'ın) ikinci yarısının son yedi günü içindedir» buyurdu. Kadir gecesinin sabahında da Güneş beyaz ve şuasız bir şekilde doğar. Ben de göğe bakıp Güneş'i bildirildiği şekilde görünce tekbîr getirdim." İbn Ebî Şeybe ve İbn Cerîr'in Esved vasıtasıyla bildirdiğine göre Abdullah b.Mes'ûd şöyle demiştir: "Kadir gecesini (Ramazan ayında) son yedi gün içinde arayın. Yine bu geceyi son dokuz gün içinde arayın. Aynı şekilde bu geceyi son on bir gün içinde de arayın. Bu gecenin sabahında Güneş dolunay gibi doğar. Zira Güneş her sabah şeytanın boynuzları arasında doğar, ancak Kadir gecesinin sabahında beyaz renkte, parlak olmayan sönük bir ışıkla (şuasız) doğar." İbn Zencûye ve İbn Merdûye -sahih bir senedle- Ebû Hureyre'den bildirir: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanında Kadir gecesinden bahsedince Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ayın bitmesine kaç gün kaldı?" diye sordu. Biz: "Yirmi iki gün geçti, sekiz kaldı" dedik. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yirmi iki günü geçti, geriye yedi gün kaldı. Kadir gecesini bu gece gözleyin. Bir ay da yirmi dokuz gündür" buyurdu. İbn Merdûye'nin Enes'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kadir gecesini Ramazan ayının ilk gecesinde, dokuzuncu gecesinde, onbirinci gecesinde, yirmibirinci gecesinde ve ayın son gecesinde arayın." Ahmed, Ebû Hureyre'den bildirir: Kadir gecesi konusunda Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bu gece (Ramazan ayındaki) son gecedir" buyurmuştur. Muhammed b. Nasr'ın Muâviye'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini Ramazan'ın son gecesinde arayın" buyurmuştur. Muhammed b. Nasr, Ebû Zer'den bildirir: "Yâ Resûlallah! Bana Kadir gecesinden bahsetsene! Bu gece sadece peygamberler döneminde olan bir şey midir? Böylesi bir gecede onlara vahiy iner, vefat etmeleri üzerine de geri mi kaldırılır? Yoksa bu gece kıyamet gününe kadar baki mi kalır?" diye sorduğumda: "Aksine kıyamet gününe kadar baki kalacaktır" buyurdu. "Yâ Resûlallah! Bana bu gecenin hangi ayda olduğunu söyle" dediğimde, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bu geceyi Ramazan ayının son on gününde, iki yediden birinde arayın. Bu konuda bir daha da bana soru sorma" buyurdu. Sonrasında Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) diğer insanlara dönüp onlarla sohbet etmeye başladı. Sohbetinde neşesinin yerinde olduğunu gördüğümde: "Yâ Resûlallah! Ant içtim bu gecenin iki yediden hangisinde olduğunu söylemeni istiyorum!" dedim. Bu sözüm üzerine Allah Resûlü öyle bir kızdı ki ne öncesinde, ne de sonrasında bana bu kadar kızmış değildi. Sonra: "Şayet Yüce Allah bunu size söylememi emretseydi söylerdim. Ama ayın son yedi gününde olabilir" buyurdu. Ravi Ebû Amr'a: "İki yediden birinde arayın" âyetinin anlamı nedir?" diye sorulunca, Ebû Amr: "Ramazan ayının yirmi üçüncü gecesi ile yirmi yedinci gecesidir" dedi. İbn Ebî Şeybe, Ahmed, İbn Zencûye, Nesâî, İbn Cerîr Tehzîb'de, Muhammed b. Nasr, Hâkim ve Beyhakî Şuabu'l-îman'da Mâlik b. Mersed'den, o da babasından bildirir: Ebû Zer'e: "Kadir gecesini Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) sordun mu?" diye sorduğumda şu karşılığı verdi: Ben bunu insanlara soruyordum. Sonra: "Yâ Resûlallah! Bana Kadir gecesinden bahset. Bu gece Ramazan ayında mı, yoksa başka bir ayda mı?" diye sordum. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bu gece Ramazan ayındadır" karşılığını verdi. "Yâ Resûlallah! Bu gece sadece peygamberler olduğu sürece mi vardır? Yani Peygamber vefat ettiği zaman bu gece de kalkar mı, yoksa kıyamet gününe kadar baki mi kalacaktır?" diye sorduğumda: "Aksine, kıyamet gününe kadar baki kalacaktır" buyurdu. "Yâ Resûlallah! Bu gece Ramazan ayının hangi günündedir?" diye sorduğumda Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Bu geceyi Ramazan ayının ilk on ile son on günü içinde arayın" karşılığını verdi. Sonra başka şeyler de anlattı. Boş bir anını yakaladığımda: "Hangi on günü içindedir?" diye sordum. Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) yine: "Bu geceyi Ramazan ayının ilk on ile son on günü içinde arayın" buyurdu. Sonra Allah Resûlü yine bir şeylerden bahsetti. Yine boş bir anını yakaladığımda: "Yâ Resûlallah! Ant içtim bu gecenin hangi on gün içinde olduğunu bana söylemeni istiyorum" dedim. Bu sözüm üzerine Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) öyle bir kızdı ki ne öncesinde, ne de sonrasında bana bu kadar kızdığını görmedim. Ardından da: "Yüce Allah dileseydi bunu size bildirirdi. Siz onu son yedi gün içinde arayın. Ama bu konuda bana başka da bir şey sorma!" buyurdu. Buhârî, İbn Merdûye ve Beyhakî'nin Hazret-i Âişe'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini Ramazan ayının son on gün içindeki tekli günlerde arayın" buyurmuştur. Mâlik, Tayâlisî, İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Buhârî, Müslim, İbn Mâce, İbn Cerîr ve Beyhaki, Ebû Sâid el-Hudrî'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ramazan ayının ortasındaki on günü itikâfta geçirirdi. Yine bir Ramazan ayında itikâfa girdi. Her yıl itikâfından çıktığı yirmibirinci günün gecesinde cemaate şöyle buyurdu: "Benimle birlikte itikâfa girenler ayın son on gününü de itikâfta geçirsinler. Kadir gecesinin hangi günde olduğunu gördüm, ama bana unutturuldu. Bu gecenin sabahında su ve çamurun içinde secde ettiğimi de gördüm. Siz de bu geceyi Ramazan ayının son on günü içinde ve tekli günlerin gecelerinde arayın." Aynı gecede de yağmur yağdı. Mescid'in tavanı ağaç dallarıyla kapatılmış olduğu için yağmur suları Mescid'in içine de girdi. Yirmibirinci günün sabahında namaz sonrası Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yüzüne baktığımda alnı ile burnunun su ve çamura bulanmış olduğunu gördüm. Mâlik, İbn Sa'd, İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Müslim, İbn Zencûye, İbn Huzeyme, Tahâvî ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Abdullah b. Uneys'e Kadir gecesi sorulunca şöyle dedi: "Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): "Onu bu gece arayın" buyurduğunu işittim. Bunu da Ramazan ayının yirmiüçüncü gecesinde söylemişti." Mâlik ve Beyhaki, Ömer b. Ubeydillah'ın azatlısı Ebu'n-Nadr'dan bildirir: Abdullah b. Uneys el-Cühenî: "Yâ Resûlallah! Benim evim Mescid'e uzak bir yerde. Kadir gecesi için hangi gece Mescid'e gelmemi uygun görürsün?" diye Sorunca, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ramazan ayının yirmiüçüncü gecesinde gel" buyurdu. Beyhaki, Zührî'den bildirir: Damra b. Abdillah b. Uneys'e: "Kadir gecesi konusunda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) babana ne dedi?" diye sorduğumda, Damra şu karşılığı verdi: Babam şehir dışında köyde oturan birisiydi. "Yâ Resûlallah! Kadir gecesi için Mescid'e hangi gece gelmemi emredersin?" diye sorunca, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ramazan ayının yirmiüçüncü gecesinde gel" karşılığını verdi. Babam oradan ayrılınca da Allah Resûlü diğer Müslümanlara: "Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içinde arayın" buyurdu. Mâlik, Buhârî, Müslim ve Beyhaki, İbn Ömer'den bildirir: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabından bazıları rüyalarında Kadir gecesinin Ramazan'ın son yedi günü içinde olduğunu gördüler. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesinin Ramazan ayının son yedi günü içinde olduğu konusunda rüyalarınızın tevafuk ettiğini görüyorum. Bu geceyi bekleyenler onu son yedi gün içinde arasınlar" buyurdu. İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Abd b. Humeyd, Buhârî ve Beyhaki, Ubâde b. es- Sâmit'ten bildirir: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesinin hangi günde olduğunu bize bildirmek üzere çıktı. Müslümanlardan iki kişi bu konuda çekişince, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben size Kadir gecesinin hangi günde olduğunu bildirmek için çıkmıştım. Ama Müslümanlardan filan kişi ile filan kişi bu konuda çekiştiği için bu bilgi benden alındı. Belki de böylesi sizin için daha hayırlıdır. Siz onu (Ramazan ayından geriye kalan) dokuzuncu (yirmibirinci), yedinci (yirmiüçüncü) ve beşinci (yirmibeşinci) gecelerde arayın." Tayâlisî ve Beyhaki, Ubâde b. es-Sâmit'ten bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesinin hangi günde olduğunu ashâbına bildirmek üzere çıktı. Ancak Müslümanlardan iki kişi bir konuda çekişince, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben size Kadir gecesinin hangi günde olduğunu bildirmek için çıkmıştım. Ama iki kişi bu konuda çekiştiği için bu bilgi benden alındı. Siz onu Ramazan ayının son on günü içinde; geriye kalan yedinci (yirmiüçüncü) veya dokuzuncu (yirmibirinci) veya beşinci (yirmibeşinci) gecelerde arayın. " Buhârî, Ebû Dâvud, İbn Cerîr ve Beyhakî'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içerisinde; geriye kalan dokuzuncu (yirmibirinci), yedinci (yirmiüçüncü) ve beşinci (yirmibeşinci) gecelerde arayın." Ahmed'in Enes'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini (Ramazan ayında) son on gün içerisinde; dokuzuncu (yirmibirinci), yedinci (yirmiüçüncü) ve beşinci (yirmibeşinci) gecelerde arayın" buyurmuştur. Tayâlisî, İbn Ebî Şeybe, Ahmed, Abd b. Humeyd, Tirmizî, Nesâî, İbn Cerîr, Hâkim ve Beyhaki, Abdurrahman b. Cevşen'den bildirir: Ebû Bekre'nin yanında Kadir gecesi konusu açılınca: Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içerisinde; geriye kalan dokuzuncu (yirmibirinci) veya yedinci (yirmiüçüncü) veya beşinci (yirmibeşinci) veya üçüncü (yirmiyedinci) gecelerde veya son (yirmidokuzuncu) gecesinde arayın" buyurduğunu işittikten sonra ben bu geceyi sadece son on gün içinde aramaktayım" dedi. Bunun içindir ki Ebû Bekre, Ramazan ayının ilk yirmi gününde diğer günler gibi namazını kılardı, ancak son on günde kendini daha fazla ibadete verirdi. Ahmed, Müslim, Ebû Dâvud ve Beyhaki, Ebû Nadra vasıtasıyla Ebû Saîd el- Hudrî'den bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içerisinde; dokuzuncu, yedinci ve beşinci gecelerde arayın" buyurmuştur." Ravi Ebû Nadra der ki: Ebû Saîd'e: "Ey Ebû Saîd! Sayılar konusunu siz bizden daha iyi bilirsiniz" dediğimde: "Evet, biliriz" karşılığını verdi, "o zaman dokuzuncu, yedinci ve beşinci gecelerden kasıt nedir?" diye sorduğumda: "Yirmibirinci gece geçtiği zaman ondan sonraki gece dokuzuncu gecedir. Yirmiüçüncü gece geçtiği zaman ondan sonraki gece yedinci gecedir. Yirmibeşinci gece geçtiği zaman da ondan sonraki gece beşinci gecedir" dedi. Tayâlisî'nin Ebû Saîd el-Hudrî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesi (Ramazan ayında) yirmidördüncü gecedir" buyurmuştur. Ahmed, Tahâvî, Muhammed b. Nasr, İbn Cerîr, Taberânî, Ebû Dâvud ve İbn Merdûye'nin Bilâl'dan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesi (Ramazan ayında) yirmidördüncü gecedir" buyurmuştur. İbn Sa'd, Muhammed b. Nasr ve İbn Cerîr, Abdurrahman b. Useyle es- Sunâbihî'den bildirir: Resûlullah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem), vefat ettiği son beş gece dışında hiç ayrı kalmadım. Bu beş gecede de ben Cuhfe'deydim. İçinde ashâbından birçok kişinin bulunduğu bir topluluğa gelip Bilâl'a Kadir gecesini sordum. Bilâl: "Ramazan ayının yirmiüçüncü gecesidir" dedi. Muhammed b. Nasr'ın İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini (Ramazan ayında) yirmidördüncü gecede arayın" buyurmuştur. Tayâlisî, İbn Zencûye, İbn Hibbân ve Beyhaki, Ebû Zer'den bildirir: Ramazan ayında Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte oruca başladık. Ayın geriye kalan yedinci gecesine yani yirmidördüne kadar bize gece namazı kıldırmadı. Ancak yirmidördüncü gecede gecenin üçte biri geçene kadar bizlere namaz kıldırdı. Diğer gün olan yirmibeşinci gecede ise bize gece namazı kıldırmadı. Ayın geriye kalan beşinci gecesinde yani yirmialtıncı gecede gecenin yarısı geçene kadar bizlere namaz kıldırdı. "Yâ Resûlallah! Gecenin kalan kısmını da nafile ibadetle geçirsek olmaz mı?" diye sorduğumda, Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem): "Hayır! Kişi imam gidene kadar onunla birlikte namaz kıldığı zaman kendisine gecenin tümünü ibadetle geçirmiş gibi sevap yazılır" buyurdu. Diğer gün yani ayın yirmiyedinci gecesinde bize gece namazı kıldırmadı. Ayın yirmisekizinci gecesi olunca Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ailesini de getirdi ve bizlere gece namazı kıldırdı. Bu gece neredeyse sahur vaktini geçecek kadar namaz kıldık. Ramazan ayının kalan günlerinde ise bize gece namazı kıldırmadı. İbn Ebî Şeybe, Ahmed, İbn Zencûye, Abd b. Humeyd, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn Cerîr, İbn Hibbân, İbn Merdûye ve Beyhaki, Zir b. Hubeyş'ten bildirir: Ubey b. Ka'b'a Kadir gecesini sordum ve: "Kardeşin Abdullah b. Mes'ûd, bir yılın tüm gecelerini tamamıyla ihya eden kişinin ancak Kadir gecesine rastlayabileceğini söylüyor" dedim. Ubey bu gecenin Ramazan ayının yirmiyedinci gecesi olduğuna dair emin bir şekilde yemin etti. Ona: "Ey Ebu'l-Munzir! Bunu neye dayanarak söylüyorsun?" diye sorduğumda, Ubey: "Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bildirdiği alâmete dayanarak söylüyorum. Zira Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bize bildirdiğine göre o gün Güneş doğar, ancak ışığı parlak değil sönük olur" karşılığını verdi." İbn Hibbân'ın lafzı: "O günü Güneş tabak gibi beyaz bir şekilde doğar ve ışığı parlak değil sönük olur" şeklindedir. Muhammed b. Nasr, İbn Cerîr, Hâkim ve Beyhaki, Âsim vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: Hazret-iÖmer, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbının yanında beni de çağırır ve: "Onlar konuşup bitirene kadar sen konuşma" derdi. Yine bir defasında ashâbı yanına çağırdı ve: "Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini son on günün tekli gecelerinde arayın" âyeti hakkında ne dersiniz? Sizce bu gece hangi gecedir?" diye sordu. Ashâbdan bazıları bu gecenin Ramazan ayının yirmibirinci gecesi olduğunu, bazıları yirmiüçüncü gecesi olduğunu, bazıları yirmibeşinci gecesi olduğunu, bazıları da yirmiyedinci gecesi olduğunu söyledi. Ben de susmuş onları dinliyordum. Ömer bana: "Sen neden konuşmuyorsun?" diye sorunca, ben: "Onlar konuşmalarını bitirene kadar konuşmamamı istemiştin" karşılığını verdim. Ömer: "Seni konuşmak için buraya davet ettim" deyince de şu cevabı verdim: "Yüce Allah'ın yedi gök ile yerden bir o kadarını yaratması, insanı yedi aşamada yaratması, yedi tür bitki yaratması gibi yedi rakamını çokça zikrettiğini işittim." Ömer: "Bildiğim şeyleri bana söyledin. Ancak yedi tür bitki konusunu bilmiyordum, o nedir?" diye sorunca, şöyle dedim: "Yüce Allah: "Sonra yeryüzünü iyice yardık. Orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar ortaya çıkardık" buyurur. Sık ağaçlı bahçelerden kasıt, hurma ve diğer ağaçlarla dolu olan bahçelerdir. Çayırlardan kasıt da insanların yemediği, sadece ehli ve yabani hayvanların yediği bitkilerdir." Ömer bu cevabımı duyunca oradakilere: "Henüz genç olan şunun gibi cevap veremiyor musunuz?" dedi ve bana dönüp şöyle devam etti: "Vallahi ben de bu konuda senin gibi düşünüyorum. Daha önce onlar konuşmalarını bitirinceye kadar konuşmamanı söylemiştim. Ama şimdi artık onlarla birlikte konuşabilir görüşünü söyleyebilirsin." Abdurrezzâk, İbn Râhûyeh, Muhammed b. Nasr, Taberânî ve Beyhaki, İkrime vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: Hazret-iÖmer, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbından bazılarını çağırdı ve onlara Kadir gecesini sordu. Sonunda bu gecenin Ramazan ayının son on günü içinde olduğu konusunda ittifak ettiler. Ben: "Benim bu konuda bilgim var ve sanırım tam olarak hangi gecede olduğunu biliyorum" dediğimde, Ömer: "Hangi gecede?" diye sordu. "Ramazan ayının son on günü içinden ya geçen yedinci (yirmiyedinci) ya da geriye kalan yedinci (yirmiüçüncü) gecedir" dedim. Ömer: "Böyle olduğunu nereden biliyorsun?" diye sorunca şöyle dedim: "Yüce Allah yedi kat gök ile yedi kat yer yaratmıştır. Yedi gün yaratmış, tüm zamanı da yedi gün (bir hafta) arasında döndürüp durmaktadır. İnsanı yedi aşamada yaratmış ve yiyeceğini de yedi şeyde kılmıştır. Secdede iken yedi uzvumuz yere değmektedir. Kâbe'nin etrafında yedi defa dönülür ve zikredilen bazı sebeplerden dolayı da şeytana yedi taş atılır." Ömer bunları duyunca: "Bizim aklımıza gelmeyen şeyler senin aklına gelmiş" dedi. Katâde bunu rivayet ederken "Yiyeceğini yedi şeyden kılmıştır" sözünden sonra İbn Abbâs'ın: "Sonra yeryüzünü iyice yardık. Orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar ortaya çıkardık" âyetlerini okuduğunu zikreder. İbn Sa'd ve Abd b. Humeyd, Saîd b. Cübeyr'den bildirir: Ömer b. el-Hattâb toplantılarında İbn Abbâs'ı kendine yakın tuttuğu için diğer sahabiler buna içerledi. Bunun üzerine Ömer: "Bugün size onun bir özelliğini göstereceğim ve onun değerini anlayacaksınız" dedi. Sonra onlara Nasr Sûresi'nin açıklamasını sordu. Ashâb: "Bu sûrede, insanların seri bir şekilde ve topluluklar halinde İslam'a girdiklerini görmesi halinde Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) Yüce Allah'a hamdedip ondan bağışlanma dilemesi emredilmiştir" dediler. Ömer b. el-Hattâb: "Ey İbn Abbâs! Sen neden konuşmuyorsun?" diye sorunca, İbn Abbâs şu karşılığı verdi: "Bu sûrede Yüce Allah, Hazret-i Peygamber'in (sallallahü aleyhi ve sellem) vefatını haber vermiştir. Yüce Allah: "Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce" bil ki bu durum senin ecelinin geldiğinin işaretidir" buyurmuştur." Ömer bunu duyunca: "Vallahi doğru söylüyor. Ömer'in canı elinde olana yemin olsun ki ben de bu sûreden senin söylediğini anlıyorum" dedi. Sonra onlara Kadir gecesini sordu. Bu konuda her biri bir şey söyledi. Kimisi: "Bu gecenin Ramazan ayının ortasındaki on gün içinde olduğunu düşünüyorduk. Ancak bu ayın son on günü içinde olduğu bize bildirildi" dedi. Kimisi bu gecenin yirmibirinci gece olduğunu söyledi. Kimisi yirmiüçüncü gece olduğunu söyledi. Kimisi de yirmiyedinci gece olduğunu söyledi. Ömer: "Ey İbn Abbâs! Sen neden konuşmuyorsun?" diye sorunca, İbn Abbâs: "Hangi gece olduğunu en iyi Allah bilir" karşılığını verdi. Ömer: "En doğrusunu Allah'ın bildiğini biliyoruz, ancak senin bu konudaki bilgini soruyoruz" deyince, İbn Abbâs şöyle dedi: "Ey müminlerin emiri! Yüce Allah tektir (vitr) ve tek olanı sever. Yüce Allah yedi kat gök ile yedi kat yer yaratmıştır. Günlerin sayısını yedi, Kâbe'nin etrafında dönüş sayısını yedi, Safâ ile Merve arasındaki sa'y sayısını yedi, Şeytana atılacak taş sayısını da yedi kılmıştır. İnsanı yedi aşamada yaratmış, rızkını da yedi şeyde kılmıştır." Ömer: "İnsanı nasıl yedi aşamada yaratıp rızkını da yedi şeyde kılmıştır? Bu konuda senin anlayıp da benim anlamadığım ne var?" diye sorunca, İbn Abbâs şu karşılığı verdi: "İnsanın yaratılış aşamaları konusunda Yüce Allah: "And olsun ki, insanı süzme çamurdan yarattık. Sonra onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik. Sonra nutfeyi kan pıhtısına çevirdik, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratık yaptık: Biçim verenlerin en güzeli olan Allah ne yücedir!" buyurur. Onun rızkını zikrederken de: "Doğrusu suyu bol bol indirdik. Sonra yeryüzünü iyice yardık. Orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar ortaya çıkardık" buyurmuştur. Çayırlar Yüce Allah'ın hayvanlar için ihsan ettiği bir yiyecektir. Diğer yedi rızık da insanoğlu içindir. Bundan dolayı doğrusunu Allah bilir, ama bana göre Kadir gecesi Ramazan ayının son on günü içinden, geçen üçüncü (yirmiüçüncü) ve geriye kalan yedinci (yirmiüçüncü) gecedir." Ebû Nuaym Hilye'de Muhammed b. Ka'b el-Kurazî vasıtasıyla İbn Abbâs'tan bildirir: Ömer b. el-Hattâb, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbından olan bir grup Muhacirle oturdu. Mecliste Kadir gecesi sözkonusu oldu ve herkes bu gece hakkında duyduklarını aktarmaya başladı. Ancak Kadir gecesinin hangi gün olduğu konusunda bir sonuca varılamadı. Ömer bana: "Ey İbn Abbâs! Neden susmuş hiç konuşmuyorsun? Gençsin diye konuşmaktan geri durma ve bildiklerini sen de söyle!" deyince ben de şöyle karşılık verdim: "Ey müminlerin emiri! Yüce Allah tektir (vitr) ve tek olanı sever. Dünyadaki günlerin yedi gün arasında dönüp dolaşmasını takdir etmiştir. İnsanı yedi aşamada yaratmıştır. Üstümüzde yedi kat gök, altımızda da yedi kat yer yaratmıştır. Bizlere Seb'ul Mesâni'yi (yedi âyetli Fâtiha Sûresi'ni) vermiştir. Kur'ân'da yedi akrabayla evliliği yasaklamıştır. Kitabında mirası yedi kısım akrabaya taksim etmiştir. Secdede iken yedi uzvumuz yere değmektedir. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kâbe'nin etrafında yedi kez dönmüş, Safâ ile Merve arasında yedi defa gidip gelmiş ve şeytana yedi taş atmıştır. Bunları da Yüce Allah'ın Kitâb'ında zikredilen buyrukları ikame etmek üzere yapmıştır. Buna dayanarak ben Kadir gecesinin Ramazan ayının son yedi günü içinde olduğunu düşünüyorum. Doğrusunu da Allah bilir." Bunun üzerine Ömer b. el-Hattâb pek şaşırdı ve şöyle dedi: "Bu konuda bu gençten başka benimle aynı görüşte olan çıkmadı. Zira Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: "Kadir gecesini (Ramazan ayında) son on gün içinde arayın" buyurmuştu. Daha sonra Ömer oradakilere: "Hey sizler! Bu konuyu bana İbn Abbâs'ın ifade ettiği gibi kim ifade edebilirdi" dedi. Abd b. Humeyd'in İbn Ömer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini (Ramazan ayında) yirmiyedinci gecede arayın" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Zir're Kadir gecesi sorulunca şu karşılığı verdi: "Ömer, Huzeyfe ve Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbından başka kişiler bu gecenin yirmiyedinci gece olduğu konusunda şüphe etmezlerdi." İbn Nasr ve İbn Cerîr'in Tehzîb'de Muâviye b. Ebî Süfyân'dan bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesi (Ramazan'da) yirmiyedinci gecedir" buyurmuştur. İbn Nasr ve İbn Cerîr'in Tehzîb'de Muâviye'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesini (Ramazan'da) son gecede arayın" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe, Taberânî, İbn Merdûye ve Beyhakî Delâil'de İbn Abbâs'tan bildirir: Bir gece rüyamda bana: "Bu gece Kadir gecesidir" denildi. Gece vakti uykulu bir şekilde kalktım ve Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) bulunduğu çadıra doğru gittim. Çadırın iplerinden tutunup baktığımda Allah Resûlü namaz kılıyordu. Bu gece de Ramazan ayının yirmiüçüncü gecesiydi. Şeytan, Kadir gecesi hariç her gecenin sabahında sabah Güneş'le birlikte çıkar. Bundan dolayı Kadir gecesinin sabahında Güneş beyaz renk ve parlak olmayan sönük bir ışıkla doğar. Muhammed b. Nasr ve Hâkim, Nu'mân b. Beşîr'den bildirir: "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Ramazan ayının yirmiüçüncü gecesinde gece namazına kalktık ve gecenin üçtebiri geçene kadar namaz kıldık. Sonra yirmibeşinci gecede gece namazına kalktık ve gece yarısına kadar namaz kıldık. Aynı şekilde yirmiyedinci gecede gece namazına kalktık. Felah'a kadar namaz kıldık ki az daha onun yemeğini de kaçırıyorduk. Siz bu vakte sahur diyorsunuz, ama biz buna Felâh derdik. Kadir gecesi için siz bunun yedinci ama yirmiüçüncü gece olduğunu söylüyorsunuz. Oysa biz bu gecenin yedinci ama yirmiyedinci gece olduğunu söylüyoruz. Şimdi bu konuda siz mi doğruyu söylüyorsunuz, biz mi?" Muhammed b. Nasr'ın Abdullah b. Ömer'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içerisinde; beşinci (yirmibeşinci), yedinci (yirmiüçüncü) ve dokuzuncu (yirmibirinci) gecelerde arayın. " Buhârî Târih'de İbn Amr'dan bildirir: Hazret-iÖmer, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbına Kadir gecesinin hangi gün olduğunu sorunca İbn Abbâs şöyle dedi: "Yüce Allah yediyi sever ki: "Andolsun, biz sana tekrarlanan yediyi ve büyük Kur'ân'ı verdik" buyurmuştur." Buhârî: "İsnâdına ihtiyatla yaklaşılmalıdır" demiştir. Tayâlisî, Ahmed ve İbn Merdûye, Ebû Hureyre'den bildirir: Kadir gecesi konusunda Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Bu gece yirmiyedinci veya yirmidokuzurıcu gecededir. Bu gecede inen melekler yeryüzündeki çakıl taşlarından bile daha fazla olurlar." Muhammed b. Nasr, Ebû Meymûn vasıtasıyla Ebû Hureyre'den bildirir: "Kadir gecesi (Ramazan ayından geriye kalan) yedinci (yirmiüçüncü) ve dokuzuncu (yirmibirinci) gecededir." Ravi, Ebû Hureyre'nin sözlerinde bu gecenin yirmidördüncü gece olarak geçtiğini de söyler. Muhammed b. Nasr, İbn Cerîr, Taberânî ve Beyhaki, İbn Abbâs'tan bildirir: Adamın biri Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve: "Yâ Resûlallah! Yaşlı biriyim ve gece kıyamına kalkmak bana güç geliyor. Kalkmam için bir gece söyle de belki Yüce Allah o geceyi Kadir gecesine denk getirir" dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Dokuzuncu (yirmibirinci) gecede kalk" buyurdu. İbn Ebî Şeybe, İbn Menî', Buhârî Târih'de, Taberânî, Ebu'ş-Şeyh ve Beyhaki, Havt el-Abdî'den bildirir: Zeyd b. Erkam'a Kadir gecesi sorulunca: "Kadir gecesi (Ramazan'da) onyedinci gecedir ve bu konuda herhangi bir şüphe taşımıyoruz" karşılığını verdi. Yine bu konuda: "Bu gece Kur'ân'ın nazil olduğu gecedir. Ayrıca iki topluluğun (Bedir'de) karşı karşıya geldiği Furkân günüdür" demiştir. Hâris b. Ebî Usâme, Abdullah b. ez-Zübeyr'den bildirir: "Kadir gecesi, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir'de müşriklerle karşılaştığı gecedir. Yüce Allah bu konuda: "Eğer Allah'a ve hakkı batıldan ayıran o günde, iki topluluğun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız..."buyurur." Ravi Câfer der ki: "Bana ulaşana göre bu gece Ramazan ayının onaltıncı veya onyedinci günüdür." Saîd b. Mansûr, İbn Ebî Şeybe, Muhammed b. Nasr, Taberânî ve İbn Merdûye, İbn Mes'ûd'dan bildirir: Kadir gecesini Ramazan ayından geçen onyedinci günde arayın. Bu gün aynı zamanda Yüce Allah'ın, hakkında: "Eğer Allah'a ve hakkı batıldan ayıran o günde, iki topluluğun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize inanıyorsanız..." buyurduğu Bedir savaşının günüdür. Kadir gecesini yine yirmibirinci ve yirmiüçüncü gecelerde arayın ki bu gece ancak tekli günlerde olur. İbn Merdûye, İbn Mes'ûd'dan bildirir: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize: "Kadir gecesini Ramazan'ın onyedinci, yirmibirinci ve yirmiüçüncü gecelerinde arayın" buyurup sustu ve başka bir gün daha söylemedi. Tahâvî, Abdullah b. Uneys'ten bildirir: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesini sorduğumda: "Bu geceyi (Ramazanın) son yarısında ara" buyurdu. Daha sonra bir daha sorduğumda: "Bu geceyi (son yarısından) yirmiüçüncü geceye kadar olan gecelerde ara" buyurdu. Ravi der ki: "Bundan dolay Abdullah b. Yahya, Ramazan ayının onaltısından başlamak üzere yirmiüçüne kadar olan tüm geceleri ibadetle ihya ederdi." Ahmed ve Muhammed b. Nasr, Muâz b. Cebel'den bildirir: Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesi sorulunca: "Kadir gecesi (Ramazanda) son on gün veya üç gün veya beş gün içindedir" buyurdu. Ahmed'in Ebû Saîd el-Hudrî'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kadir gecesini (Ramazan ayında) son on gün içerisinde; geriye kalan dokuzuncu (yirmibirinci), yedinci (yirmiüçüncü), beşinci (yirmibeşinci) ve üçüncü (yirmiyedinci) gecelerde arayın. " Abdurrezzâk ve İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Ebû Kılâbe: "Kadir gecesi her yıl Ramazan ayının son on günü içindeki tekli gecelerden farklı birinde gelir" demiştir. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Ebû Bekr b. Abdirrahman b. Hâris b. Hişâm: "Kadir gecesi Ramazan'ın onyedinci ve Cuma gecesidir" demiştir. Ebu'ş-Şeyh'in bildirdiğine göre Amr b. el-Hâris: "Gördüğüm kadarıyla Kadir gecesi Ramazan'ın onyedinci gecesidir ki o da Furkan (Bedir savaşı) gecesidir" demiştir. Muhammed b. Nasr ve Taberânî, Hârice b. Zeyd b. Sâbit'ten bildirir: "Babam Ramazan'ın yürmiüçüncü ile yirmiyedinci gecelerini ibadetle geçirip ihya ederdi. Ancak bu ayın onyedinci gecesini daha başka bir şekilde ihya ederdi. Ona: "Onyedinci geceyi neye dayanarak bu şekilde ihya ediyorsun?" diye sorulunca: "Çünkü bu gece Kur'ân nazil oldu ve bu gecenin sabahında hak ile batıl birbirinden ayrıldı" dedi. Muhammed b. Nasr'ın bildirdiğine göre İbn Mes'ûd, Kadir gecesi konusunda şöyle dedi: "Kadir gecesini Ramazan'dan geri kalan onbirinci (ondokuzuncu) günde arayın ki bu gecenin sabahında Bedir savaşı olmuştur. Yine onu geriye kalan dokuzuncu (yirmibirinci) ve yedinci (yirmiüçüncü) gecelerde arayın. Kadir gecesi dışında Güneş her gecenin sabahında şeytanın iki boynuzu arasında doğar. Kadir gecesinin sabahında ise sönük (şuasız) bir şekilde doğar." Tayâlisî, Muhammed b. Nasr ve Beyhaki, İbn Abbâs'tan bildirir: Kadir gecesi konusunda Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesi pırıl pırıl ve tertemizdir. Ne sıcak ne de soğuktur. Bu gecenin sabahında Güneş kırmızı renkte ve sönük bir şekilde doğar" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe'nin Hasan(-ı Basrî)'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Kadir gecesi pırıl pırıl ve tertemiz olan bir gecedir. Kadir gecesinin sabahında ise Güneş sönük (şuasız) bir şekilde doğar" buyurmuştur. İbn Cerîr'in Tehzîb'de bildirdiğine göre Ebû Kılâbe: "Kadir gecesi (her yıl farklı bir günde gelerek) Ramazan'ın son on gününün hepsini dolaşır" demiştir. Buhârî, Müslim ve Beyhakî'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "İman ederek ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesini ibadetle ihya eden kişinin geçmiş günahları bağışlanır" buyurmuştur. İbn Ebî Şeybe, Hazret-i Ali'den bildirir: "Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) ailesini gece ibadetine kaldırır ve bu on gün içinde eşleriyle ilişkiden uzak dururdu." İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Hazret-i Âişe: "Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem), Ramazan'ın son on gününde yaptığı yoğun ibadeti başka günlerde yapmazdı." Beyhakî'nin bildirdiğine göre Ali b. Ebî Tâlib: "Vallahi Ömer b. el-Hattâb'ı Ramazan ayında gece ibadetine teşvik eden benim" dedi. Kendisine: "Bu nasıl oldu ey müminlerin emiri?" diye sorulunca da şöyle dedi: "Ömer'e, yedinci kat semada adına Hazîratül-Kuds denilen ilahi bir mekan olduğunu, bu mekanda adlarına Rûh (başka bir lafızda Rûhâniyyûn) denilen meleklerin bulunduğunu, Kadir gecesinde bu meleklerin yeryüzüne inmek için Rablerinden izin istediğini, izin verilip indiklerinde de içinde namaz kılınan her mescide veya karşılaştıkları her bir kişiye dua ettiklerini, bu dualarla insanların bereketlere nail olduğunu anlattığımda, Ömer: "Ey Ebu'l-Hasan! Bu berekete nail olmaları için insanları namaza teşvik ediyorsun!" dedi ve Müslümanların gece namazına kalkmalarını söyledi." Beyhakî'nin Enes b. Mâlik'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Ramazan ayı bitene kadar akşam ile yatsı namazlarını cemaatle kıları kişi Kadir gecesinden nasibini yeterince almış demektir. " İbn Huzeyme ve Beyhakî'nin Ebû Hureyre'den bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Ramazan ayı boyunca yatsı namazını cemaatle kılan kişi Kadir gecesini idrak etmiş olur" buyurmuştur. İbn Zencûye'nin bildirdiğine göre İbn Ömer: "(Kadir gecesinde) yatsı namazını kılan kişi Kadir gecesinden nasibini almış olur" demiştir. Mâlik, İbn Ebî Şeybe, İbn Zencûye ve Beyhaki, Saîd b. el-Müseyyeb'den bildirir: "Kadir gecesinde yatsı namazını cematle kılan kişi bu geceden nasibini yeteri kadar almış olur." Beyhakî'nin bildirdiğine göre Hazret-i Ali: "Ramazan ayı boyunca yatsı namazlarını kılan kişi bu ayın gece kıyamını yapmış gibi olur" demiştir. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Âmir(-i Şa'bî): "Kadir gecesinin gündüzü gecesi, gecesi de gündüzü gibidir" demiştir. İbn Ebî Şeybe, Hasan b. el-Hur'dan bildirir: "Bana ulaşana göre Kadir gecesinin gündüzünde yapılan amel, gecesinde yapılan amel gibidir." Ahmed, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce, Muhammed b. Nasr ve Beyhaki, Hazret-i Âişe'den bildirir: Allah Resûlü (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: "Yâ Resûlallah! Şayet denk getirirsem Kadir gecesinde nasıl dua edeyim?" diye sorduğumda, Allah Resûlü şöyle buyurdu: "Şu duayı yap: «Allahım! Sen ki affedicisin. Affetmeyi seversin, beni de affet.»" İbn Ebî Şeybe, Muhammed b. Nasr ve Beyhakî'nin bildirdiğine göre Hazret-i Âişe: "Şayet Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilseydim böylesi bir gecede Yüce Allah'tan afiyetten başka bir şey istemezdim" demiştir. İbn Ebî Şeybe'nin bildirdiğine göre Hazret-i Aişe: "Şayet Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilseydim böylesi bir gecede Yüce Allah'tan en çok beni affetmesi ve afiyet vermesi için dua ederdim" demiştir. Beyhakî Şuabu'l-îman'da Ebû Yahya b. Ebî Meserre'den bildirir: "Ramazan'ın yirmiyedinci gecesinde Kâbe'yi tavaf ettiğimde meleklerin de havada Kâbe'nin çevresinde tavaf ettiklerini gördüm." Beyhaki, Evzaî vasıtasıyla Abde b. Ebî Lübâbe'den bildirir: "Ramazan'ın yirmiyedinci gecesinde deniz suyundan içtiğimde onun tatlı su gibi olduğunu gördüm." Beyhaki, Eyyûb b. Hâlid'den bildirir: "Deniz yolculuğunda iken Ramazan ayının yirmiüçüncü gecesinde cünüb oldum. Deniz suyuyla yıkandığımda onun tatlı su gibi olduğunu gördüm." İbn Zencûye ve Muhammed b. Nasr, Ka'bu'l-Ahbâr'dan bildirir: "Okuduğumuz kitaplarda yazılanlara göre Kadir gecesi kişinin günahlarını döküp yok eder." Beyhakî'nin Enes'ten bildirdiğine göre Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kadir gecesinde Cebrail bir grup melekle birlikte yeryüzüne iner ve ayakta olsun oturarak olsun Yüce Allah'ı zikreden her bir kişiye hayır dualarda bulunurlar. Bayram geldiği zaman da Yüce Allah meleklere karşı kullarıyla övünür ve: «Meleklerim! Erkek ve kadın kullarım kendilerine farz kıldığım şeyi yerine getirdiler sonra da dua etmeye yöneldiler. İzzetim celâlim, cömertliğim, yüceliğim ve yüksek makamım adına onların dualarına icabet edeceğim!» buyurur. Sonra da kulları için: «Sizleri bağışladım! Bağışlanmış olarak geri dönün!» buyurur. Bu şekilde bayram namazına çıkanlar bağışlanmış bir şekilde geri dönerler. " Zücâcî Âmâlî'de Ali b. Ebî Tâlib'den bildirir: Biriniz bir işe niyetlendiği zaman Perşembe günü o işe erken vakitlerde başlasın. Zira Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) : "Allahım! Perşembe günlerinde ümmetimden erkenden işe koyulanlara bereketler ihsan et" diye dua etmiştir. Kişi bu işi için evinden çıktığı zaman Âl-i İmrân Sûresi'nin son âyetlerini, Kadir Sûresi'ni ve Fâtiha Sûresi'ni okusun. Zira bu sûrelerle kişinin dünya ve âhiret ihtiyaçları karşılanır. Ahmed, Tirmizî, Muhammed b. Nasr ve Taberânî, Hazret-i Ali'den bildirir: "Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) vitir namazını kılarken üç rekatta dokuz sûre okurdu. Birinci rekatta Tekâsür, Kadir ve Zilzâl sûrelerini; ikinci rekatta Asr, Nasr ve Kevser sûrelerini; üçüncü rekatta da Kâfirûn, Tebbet ve İhlâs sûrelerini okurdu." Muhammed b. Nasr'ın Enes'ten bildirdiğine göre Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kadir Sûresi'ni okuyan, Kur'ân'ın dörtte birini okumuş gibi olur. Zilzâl Sûresi'ni okuyan Kur'ân'ın yarısını okumuş gibi olur. Kâfirûn Sûresi'ni okuyan Kur'ân'ın dörtte birini okumuş gibi olur. İhlas Sûresi'ni okuyan da Kur'ân'ın üçte birini okumuş gibi olur." |
﴾ 0 ﴿