75Size inanmalarını mı umuyorsunuz? Halbuki onlardan bir grup Allah kelâmını dinler, sonra da onu kavramalarının ardından bilerek değiştirirlerdi. "Size inanmalarını mı umuyorsunuz?": Bu âyette muhatapların kimler olduğu hususunda üç görüş vardır: Birincisi: O özellikle Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’dir, bunu İbn Abbâs ile Mukâtil demiştir. İkincisi: Onlar mü'minlerdir, takdiri şöyledir: Peygamberinizi tasdik edeceklerini mi umuyorsunuz? Bunu da Ebû’l - Âliyye ile Katâde demiştir. Üçüncüsü: Onlar ensardır, çünkü onlar Müslüman olunca Yahudilerin de Müslüman olmalarını istediler, çünkü sütkardeş idiler, bunu da Nakkaş demiştir. Zeccâc şöyle demiştir: Efetetmaunedeki elif haber alma elifidir, sanki onların imanından ümit kesmiş gibi olurlar. Allah’ın kelâmını dinlemelerinde de iki görüş vardır: Birincisi: Onlar Tevrat’ı okudular, sonra da onu değiştirdiler, bu Mücâhid, Süddi ve diğerlerinin görüşüdür. Bu durumda Allah'ın kelâmını dinlemeleri peygamberlerin tebliği ile değiştirmeleri de içindekileri bozmaları ile olur. İkincisi: Onlar Mûsa’nın seçtiği yetmiş kişidir, Allah’ın kelâmını Tûr dağının yanında doğrudan dinlediler. Kavimlerine gelip: Mûsa bize şöyle şöyle dedi, sonunda da: Eğer sizi men ettiğim şeyleri terk etmeye gücünüz yetmezse elinizden geldiği kadarını yapın, dedi dediler. Bu da Mukâtil'in görüşüdür ki, doğru olan birincisidir. Bazı ilim adamlan bu görüşü şiddetle reddettiler, onlardan biri de Nevadirü'l - Usul kitabının sahibi Tirmizî’dir ki, şöyle demiştir: Allah ile özel olarak konuşan bir tek Mûsa’dır. O zaman diğerlerinden ne fark kalır? Tirmizî, bunları Kelbî’nin rivayet ettiği şeylerden saydı, o yalancı biri idi. Kavramak da dinleyip anlamak manasınadır. Bilerek: İfadesinde de iki görüş vardır: Birincisi: Onlar onu değiştirdiklerini biliyorlardı. İkincisi: Onlar onu değiştirmenin azabını biliyorlardı. |
﴾ 75 ﴿